GALATASARAY’DAN hiçbir yöneticinin görüşmediği; hatta talep ettiği rakam itibariyle gelmesi de pek mümkün olmayan Nani
kadar konuşulmuyorlar belki…
Drogba’nın instagram’a koyduğu fotoğraf kadar paylaşılmıyor resimleri…
Oyuncuların önümüzdeki sezon takımda kalıp kalmayacaklarına dair ne bir endişe gördüm sosyal medyada, ne de gazetelerde bu yönde çıkmış bir haber.
Birkaç maç hariç dolu tribünler önünde de oynamadılar koca bir sezon boyu.
Ama hiç dert etmediler.
Hiç şikayet etmediler.
Ciddi sakatlar verdiler; yine boyun eğmediler.
Önemli bir yıldızı, akla gelmeyecek bir olay sonucu kaybettiler; ‘bana mısın’ demediler.
1 değil, 2 değil, 3 değil…
17, 18, 19 da değil…
Tam 25 maçtır yenilgi yüzü görmediler.
Kendilerine layık görülen “Yenilmez Armada” unvanının hakkını verdiler.
“Son topa kadar” diye pankart açanları hiç mahcup etmediler.
Evet; tabii ki Ergin Ataman ve oyuncularından bahsediyorum.
Sezon başında giden Oktay Mahmuti kadar destek görmemişti belki gelişi…
Hatta çok büyük sözler söyleyenler, yazanlar da olmuştu Twitter’da…
Hiç ses etmedi o günlerde Ataman.
Sahada konuşmayı tercih etti.
Aslanlar gibi konuştu hem de.
Bugün, Galatasaray’ın 1990’dan beri hasret olduğu kupaya ulaşacak belki oyuncularıyla birlikte.
23 yıl sonra potada şampiyonluk sevinci yaşatacak Sarı Kırmızılı camiaya.
Ama bana “Üst üste 26’ncı maçını kazanıp bugün şampiyon mu olsun, yoksa iş İstanbul’a mı kalsın” diye soracak olsaydınız eğer; cevabım hiç şüphesiz “İstanbul’a kalsın” olurdu.
Çünkü bir gönül borcu var taraftarın bu takıma.
İlk elden, Abdi İpekçi’de ödenmesi gereken.
İSKENDER BAYAR