Herkes kendince yazdıklarında haklı. Ancak sezon oynanırken farklı değişkenler devreye giriyor. Hepsini yazmaya çalışayım tek tek :
1) Hedefler .. Tamam bu takım için ilk 5 + Avrupa'da gruptan çıkmak başarıdır diye hedef konabilir diyelim. Fakat kurulan kadrodaki isimlere bakınca vites küçültemezsin.
2) İyi basketbol oynamak için ''süper'' kadro kurmana da gerek yok. Kaldı ki transfer edilen isimler hepimizin tahminlerinin ve beklentilerinin de üstünde olan isimler. Daha zayıf ve hatta çok zayıf takımlara yenilme lüksün olmuyor o zaman. Hedefimiz zaten buydu diyip işin içinden çıkma şansın da olmuyor maalesef.
3) Hedeflere ''iyi basketbol oynayıp'' ulaşamamak var . Hedeflere ''kötü basketbol oynayıp'' ulaşamamak var.. Hedeflere ''ulaşmak kolayken'' ulaşamamak var. Biz maalesef üçüncü kategoriye giriyoruz. İnsanların da isyanı buna. Daçka maçında 25 sayı farkı 10 dakikada eritmemek için Vesely, Larkin gibi isimlere sahip olman gerekmiyor.
4) ''Daha iyisi gelmez, daha iyisi olmaz'' mantığını güttüğümüz 20 yılda ülkenin hali içler acısı. Ülkesinde tanklar gezenlerin para birimi ve refah seviyesi dahi bizim fersah fersah üstümüzde. Bu mantığı ne görmek ne duymak istiyorum artık ! Hele ki ''spor'' gibi manevranın bol olduğu bir alanda bu lafın esamesi bile okunmamalı artık ! Torrent Barça'dan 8 yiyecek, Fatih Terim'in emekleri boşa gidecek dendi; e adam Camp Nou'dan gol yemeden geri getirdi takımı. Olabiliyormuş demek ki dimi kardeşim ?
Arsene Wenger'in, Mourinho'nun kovulduğu dünyada kendi küçük ve aciz dünyamızı yaratıp , içinde debelenip duruyoruz
Ekrem Memnun harika başladı sezona. Çok iyi basketbol oynatıp harika da istatistikler yakaladı. Bu yüzden gitmesinin mantığı olmadığını söyledim burada. Fakat devamı gelmedi maalesef. Tamam transfer konusunda yönetim-şube hatalı olabilir. Fakat kurulan kadro zayıf bir kadro değil ki. Hele ki rakipler ; pek âlâ mağlup edilebilecek rakipler. Zaten 20 sayıdan kaç maç verdik sayamadım. Bence sezonu tamamlamalı yazdım defalarca ; fakat şu noktada gitse yanlış bulmam.