Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak...Kötü çok kötü.
Bir yerden bu konu hakkında bir şeyler okumak en doğrusu.
Bir diğer talebimiz de olayın gerçekleştirildiği yerde keşif yapılmasıdır. Bunun önemi ise; otopsi raporunda merminin aşağıdan yukarıya bir yön izlediğinden söz ediliyor. Sanığın bulunduğu yer ile askerin bulunduğu yere baktığımızda asker yolda vurulmuştur ve 20 ya da 30 santimlik bir yol vardır. Ondan sonra 35-40 santimetre bir bahçe duvarı ve erlerin beyan ettikleri gibi bir buçuk ya da bir yetmiş santimetre yüksekliğinde kalaslar yığını vardır. Erdal EREN?in bu kalasların arkasından ateş ettiği ileri sürülmektedir ki o zaman hesapladığımızda iki metrenin üzerinde bir yükseklik meydana gelmektedir. Ve ölen erin boyu 1.84?tür. Erdal EREN, yattığı yerden yani iki metre yükseklikten ateş ettiği zaman merminin tıbben de, fiziki olarak da yukarıdan aşağıya doğru bir yön izlemesi gerekir. Otopsi raporunda ise bunun aksi iddia edilmektedir. Hatta mahkeme heyetinin kararında bu konuda "Merminin inzibat eri Zekeriya ÖNGE?nin sağ sırt kısmından girip çapraz hafif yukarıya seyir takibiyle vücudu terk etmeksizin sol iç kısmında kaldığı tespit edilmektedir." biçiminde bir değerlendirme yapılmaktadır.
Yani gerekçeli karara göre, maktul sırtı dönükken, kurşun sağ sırttan girmiş, çapraz bir seyir takip ederek, sol meme altında kalmıştır. Mahkeme heyetinin tespitine göre maktulun sağ tarafından vurulması mümkün değildir. Çünkü sırtının sanığa dönük olduğu (Bir kişi ateş ederken kitleye karşı sırtını dönmesi bizce mümkün değildir. Çünkü eğer silahlı çatışma varsa insanlar yüz yüze çatışırlar.) kabul edilecek olursa, Erdal EREN?in, maktulun sol tarafında bulunması gerekir. Maktulun solunda bulunan kişinin maktulu sağdan vurması mümkün değildir, bir. Yüksekten kurşun atıldığı zaman izleyeceği yol da yukarıdan aşağıyadır, bu da iki. Fakat otopsi raporunda belirtildiği gibi, Zekeriya ÖNGE?nin sırtındaki kurşun aşağıdan yukarıya doğru bir seyir izlemiştir. Bu da, eğer olay yerinde keşif yapılmış olsaydı açıklığa kavuşmuş olacak ve davanın seyri değişecekti. Fakat mahkeme, buna da gerek duymadı. Bu isteğimizi de reddetti. Bu da, davanın nasıl aceleye getirildiğinin ve nasıl bir kasıt altında karara bağlandığının en büyük kanıtlarındandır.
Mermi çekirdeği ve balistik raporuna geldiğimizde ise; bu konuda dosya içinde bir ekspertiz raporu var. Raporun dört ve beşinci fıkraları bizi ilgilendiriyor. "Zekeriya ÖNGE?nin vücudundan çıkan 1 adet 7.65 mm. çapındaki mermi çekirdeğinin NB 46 525 874 numaralı tabancadan elde ettiğimiz mukayese mermi çekirdekleri ile yapılan karşılaştırmalarda çeşitli unsurlar yönünden aralarında uygunluk görülmüş ve bu tabanca ile atıldığı sonucuna varılmıştır." Raporun ?çeşitli unsurlar? bölümünden ne kastedilmektedir? Biz bunu anlayamadık. Yalnız, dosya içinde ikinci bir çekirdek daha vardır. Bu çekirdeğin ekspertiz incelemesinde ve beşinci fıkrada "Bu mermi çekirdeğinde nesiç parçaları ve kan bulunduğu, uç kısmında yan tarafında deformasyon bulunmaktadır." ve "kemik parçalarına rastlanmıştır." denilmektedir. İki tane mermi çekirdeği var; biri erin vücudundan çıkan, diğeri olay yerinde bulunan çekirdek. Olayda bulunan çekirdekte deforme var. Deformenin yanı sıra lekeler var, kan ve kemik lekeleri. Ancak vücuttan çıkan çekirdekte hiçbirinden bahsedilmemektedir. Fakat otopsi raporunda bilirkişi tarafından tespit edilen bir husus vardır: "Mermi çekirdeği cesedin arkasından öne doğru bir seyir takip ederek 8. kodu kırarak, yani kemiği kırarak yön değiştirmiştir." Kurşunlar sert bir cisme çarptıkları zaman deforme olur. Zaten bu da ekspertiz raporunda "çekirdek sert bir cisime çarptı" diye belirtilmektedir. Eğer gerçekten Erdal EREN?in tabancasından çıkan çekirdek kemiğe çarpmış olsaydı deforme olurdu. Ne var ki ekspertiz raporunda Erdal?ın tabancasından çıkarak ölüme sebebiyet verdiği iddia edilen mermi çekirdeği üzerinde hiçbir deformasyondan söz edilmediği gibi bu çekirdek üzerinde ölen erin vücudundan parçalara rastlandığı da belirtilmemektedir. Bu durumda ilginç bir şey ortaya çıkmaktadır: Ölüme sebebiyet verdiği ve Erdal?ın tabancasından çıktığı kesin olan mermi çekirdeği tertemiz iken bu çekirdek hiçbir deformasyona uğramamışken, olay mahallinde bulunduğu söylenen ve deformasyona uğramış olan çekirdeğin üzerinde kan ve kemik parçaları bulunduğu belirtilmektedir. Oysa ölüme neden olan çekirdek askerin vücudunu delip geçmemiştir. Ere isabet eden çekirdek de bir tanedir. Bu durumda olay mahallinde bulunan çekirdek neyin nesidir? Ben ısrarla deforme olmuş bu çekirdeğin üzerindeki kan ile Z. ÖNGE?nin kan grubunun uyup uymadığının belirlenmesini mahkemeden talep ettim. Mahkeme bu talebimi dikkate almadı ve bildiği gibi davranmaya devam etti. Bu çekirdeğin hangi tabancadan çıktığının tespit edilmesi talebim de dikkate alınmadı. Söz konusu eylemde, başka bir yaralanma ya da ölüm olmadığını belirtmeliyim. Bana göre deforme olan çekirdek askerin ölümüne neden olan çekirdekti ve otopsi ile çıkarılmıştı bu kurşun. Erdal?ın tabancasından çıkmış değildi. Ben bunu kanıtlamaya çalıştım, mahkeme ise bu gerçeğe bilerek kulak tıkadı.
Bir itirazımız da; Z.ÖNGE?nin üzerinde, kurşunun giriş mahallinde yanık izleri ve morartılar olduğu söyleniyor. Kurşun delik yerinin etrafında yanık halesinin bulunması, adli tıpta yakından atışın en tipik ifadesidir. Zaten adli tıp raporunda da kurşun giriş deliği etrafında bir yanık halesinden bahsedilmektedir. Oysa Erdal?ın bulunduğu yer ile Z.ÖNGE?nin bulunduğu yer arasında en az on bir metrelik bir mesafe bulunmaktadır. On bir veya on iki metreden atılan bir merminin yanık halesi getirmesi mümkün değildir. Bu konuda da hüküm mahkemesinden taleplerde bulunduk. Eğer gerçekten yakın ateş varsa bunun bir takım bulgularla desteklenmesi gerekir. Bunun için elbiselerin getirilip elbiselerin üzerinde barut yanık izlerinin, is ve pas lekelerinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesinin gereğini ifade ettik. Hüküm mahkemesi bu isteğimizi de reddetti. Şayet bu tespit edilseydi maktul erin Erdal EREN tarafından öldürülmediği aydınlığa kavuşurdu.
http://5nolu.blogcu.com/erdal-eren_4781369.html
Buradan alıntıladım;ancak başka yazılarda okumuştum bunların anlatıldığı.
Beni böylesine yaralayan bu konuda cevap yazmadan duramadım,kusura bakmayın.Aykırysa forum kurallarına özür dilerim herkesten.