Bugün voleybol sitelerinde de futbol yazarlarını görünce geçen sene futboldan soğuduğumuz gibi spordan soğuma sırasının voleybola geleceğinden endişe etmeye başladım. Sözde akil adamların, yöneticilerin ve onların gazına gelen eş dostlarımızın hırsından ve kibrinden, ülkede bir şeyi tadında bırakmanın ne demek olduğunu, seyir zevki olmadan taraftarlığın bir şey ifade etmediğini bilen pek fazla insan kalmadığını anladım. Demek ki o kadar yalnız ve sevgisiz, o kadar amaçsız kalmışız ki bir kulübün ve hatta zenginler zengini, güçlüler güçlüsü bir kişinin sorunları bizim gibi sıradan bireyler için daha önemli pek çok şeyden elzem hale gelmiş. Tat alınacak bir şey bırakmama pahasına bencillik kusurdan sayılmaz olmuş. Hırsından gözü dönüp, kolayca kalp kırmak ve kusuru hep başkalarında aramak, hiç kendine bakmamak almış başını gitmiş. Bir kişinin huzuru adına pek çok kişinin huzurunu bozacak kadar vicdan kalmamış.
Benim ahlak kitabımda kibir büyük günahtır der. Hiç bir Fenerbahçeli arkadaşımı kırmadım, tek kelime kötü söz söylemedim, lekelemede veya imada bulunmadım. Bir yöneticinin hatası o yöneticinin kulübünü destekleyen taraftara malolamaz. Ama yöneticisi, taraftarı, yazarı, her birinizi esir almış bu kibir ve hırsla dilerim yine de mekanınız cennet olur. Şefaatçiniz Aziz Yıldırım mı olur, onu bilemem artık!