ben daha önce başka bir başlık altında yazmıştım ve sormuştum. sakat mı, yoksa hoca ile aralarında problem mi var diye.
öyle görünüyor ki sakat değil, hoca ile sorunu var mı bilemiyorum ama kesin olarak formsuz diyebilirim.
fakat burada atlanmaması gereken bir nokta var:
1) Ergin hoca yerli oyunculardan pek hazzetmiyor, o kesin.
2) formsuz yabancı oyunculardan da hazzetmiyor.
3) oyuncuların performansını arttırmak için hamle yapmıyor, rotasyona dahil etmiyor ve onlara güvenmediği mesajını açık seçik yansıtıyor.
4) bu sene Cenk'e hiçbir Eurolig maçında doğru dürüst süre vermedi. geçen sene ilk 5 başlatırken bu sene yüzüne bakmadı. bangır bangır 3 numara sıkıntısı yaşarken dahi Cenk'i düşünmedi. en son, Real deplasmanında (ki kazanacağına hocanın kendisi de inanmıyordu) öylesine adam yokluğundan soktu. Cenk de Allah var 5 dakkada 3 mü 4 mü kaç üçlük attıysa hakkını verdi ve neredeyse maçı çevirecek konuma getirdi. ama ne oldu?
5) Marko'nun sakat olduğu o uzun süreçte bile, Madrid'deki performansına rağmen Cenk'i gene kenarda unuttu.
6) Bu durumda Cenk olsanız ne yaparsınız? çökersiniz tabii. sonra eliniz gitmez. hoca'nın size adam yokluğundan ve kerhen süre verdiğini hissedip oyuna küsersiniz. hakkınız var mı küsmeye? yok tabii. ama spor biraz da moral işi. daha doğrusu çokça moral işi. moraliniz sıfırsa, fiziksel durumunuzu da aşağıya çeker.
7) sonuç olarak; evet Cenk formsuz, evet Cenk isteksiz. ama burada suçlu aranacaksa bu kesinlikle Cenk değildir. kabahatin %80'i hocaya aittir.
8) zaten hoca buna benzer tavırları çok maçta sergiledi bu sene. Barcelona ile son maçımızda, mumla aradığımız ve maçı çeviren Furkan'ı da Eurolig'de ilk zamanlarda oynatmadı. ona da güvenmediğini fazlasıyla hissettirdi. hele Bonsu ilk geldiğinde yüzüne de bakmadı. Macvan-Erceg yanyana oynattı, gene de Furkan'a dönmedi. ta ki, eli mahkum olana, yani Bonsu tükenene kadar.
9) o yüzden Ergin hocanın bu tavrının sorgulanması gerektiğini düşünüyorum.
10) Arroyo hata yapınca, Hairston hata yapınca, Erceg yapınca gıkı çıkmıyor ama iş Cenk'e, Furkan'a, Domdom'a geldi mi dövmekten beter ediyor, hemen kenara alıyor.
11) yeri değil ama benzer bir durum olduğu için yazacağım. hoca ne zaman Domdom'u oyuna alsa, oyununu beğenmeden 2-3 dakka sonra çıkarıyordu. halbuki adamın eline top bile değmiyordu belki o kısa sürede. sonra da verim alamadı sonucuna varılıyordu. halbuki Domdom'a çizilmiş bir set hücumu olmadığı gibi ona pas bile atılmıyordu. böyle bir durumda hangi oyuncudan verim alabilirsin ki zaten?
12) neyse, çok uzattım. bugün Ercüment SUNTER de demecinde yabancı sınırından yakınmış, ki bizimki de hep benzer şeyleri söylüyor. yerli hocalarda ve özellikle bizimkinde şöyle bir görüş var: iş antrenörlüğe gelince (kulüp veya milli takım farketmiyor) "yerli hocalara güvenmek lazım, Türk hocalar çalıştırmalıdır, yabancılar paralarına bakıyorlar, vs." gibi yerli, yerli vurgusu yapıyorlar ama iş oyuncu bazında değerlendirmeye alındığında "yaa, yabancı sınırı niye var, böyle saçmalık mı olur..." bilmem ne, zırvalar yumurtlarlar. ama bu çelişkilerini de farkedemedikleri gibi, herhangi bir oyuncu yetiştirmeyi, formunu artırmayı, kazanmayı akıllarının ucundan bile geçirmezler.
velhâsıl; Cenk'in durumuna biraz bu pencereden bakmak lazım, sanırım.