Maç sonu açıklamalarının haksız yere çarpıtıldığını düşünüyorum. Bir kere Euroleague şampiyonu olmuş olmak sizi o seviyenin takımı yapmıyor. Oralara çıkmışken kalabilmek güzel olur hatta istenen de odur, ama sadece o şampiyonluk yetmiyor işte. İstikrar lazım yatırım lazım. Ve bu ikisinin birlikte olması lazım. Adamın söylediği temel hatlarıyla bu ama cımbızla seçilip biraz da eklenip enteresan salvolar yapılmış. Sanki Ekrem Memnun'a laf atıyormuş gibi bir hava yaratılmış. Daha önce 3 kupa aldık ama o zamanlardaki bütçeler yok dedi diye, Okan Çevik'e laf attı dememişler neyse ki...
Bütçe lafı açıldı mı herkes de doğal olarak hesap kitap yapıyor ama tek başına bütçe lafı ya da hesapları da çok anlam ifade etmiyor. Bu bütçe konusunun da bir kan davasına döndürülme çabası ayrı konu.
Kötü bir takım kurarsın, sezon içi 2-3 kere yanlış takviyeler yaparsın. O sezonun bütçesi kocaman olur, ama karşılığında bir şey alamazsın. Üstelik bir de ertesi sezon tekrar bütçe harcaman gerekir.
Bütçe gelir takım kurarsın, 2-3 sene işleyen parçalarını korur işlemeyen parçaların yerine takviye yaparsın. Taş gibi takımın olur. Toplamda da, sezon sezon baktığında da bütçen daha az olur.
Ya da öncesi sezon ve geçen sezon takım 1 tanecik bile sezon için takviyesine muhtaçken yapılmadı. O ortamda bütçen 10 milyon dolar olsa ne farkedecek? 3 tane 2 milyon dolarlık topçu alırsın 6 milyon dolar bütçen olur, ama diğer iki mevki bomboş olduğu için çok aşağılarda bir yerde kalabilirsin seviye olarak.
Gibi, gibi, gibi... Bu örnekler çoğaltılabilir...
Var olan şimdiki zamana da gelirsek de sorun sadece "bütçe" değil. 2018-2019'daki Galatasaray-Fenerbahçe maçlarının kadrolarına bakın, 2019-2020'ye bakın, dünkü kadroya bakın. Fener nasıl birilerini tutup birilerini ekleyip kademe kademe yükselmiş ve biz nasıl boza boza gitmişiz... İstikrar da o işte.. Bu sezonların her birinde galibiyetimiz var baktığın zaman. Ama galibiyeti alabilme dışında istikrar yok...
İyi antrenör mü kötü antrenör mü olduğu konusu hep tartışılıyor. Sırf birileri övdüğü için birileri de çıkıp eleştiriyor, aynı şekilde sırf eleştirildiği için de birileri övmeye çalışıyor... Pek çok şeyi, zor durumları, üst seviyeleri takımın bir kısmıyla birlikte ilk defa tecrübe ediyor. Bunu unutmamak lazım değerlendirirken. Bir de yaşı genç, evet yaş gruplarında tecrübesi çok ama a takımda head coach olarak üçüncü sezonu, ve her sezonu da enteresan olaylarla geçiyor. Galatasaraylı olması ve en aşağılardan buraya gelmesi tabi heyecan verici bir hikaye.. Elindeki malzemeyi de aşırı bir çar çur etmedi bugüne kadar. O kadrolarla yapılabileceklerin %90'ını yapabildi. Galatasaray'ın herhangi bir coach ile anlaşmayı düşünmediği bir dönemde görev aldı ve bir şekilde üçüncü sezonu doluyor.
Tüm bunları alt alta koyunca kötü koç demek bana insafsızca geliyor. Bu eleştirilemez demek de değil elbette, ancak ikisini birbirinden ayırt etmek lazım. Eleştiri de zaten zenginliktir, besler de çoğu zaman hele böyle yolun başındaki insanları. Ama önyargılarla her fırsatta tepesine binmenin de bir alemi yok.