Efe Güven

Şubeye senin kadar hakim değilim Furkan. Bütçe neydi, hoca mı istedi? Bilmiyorum. Arike Ogunbuwale transferinin iptalinden dolayı yazdım.

Çok bütçeyle alakalı şeyler değil abi. Efe Hoca'ya da cidden üzülüyorum çok emek veriyor keşke Arike işi olsaydı ama olsa bile bu takım FB'yi ve Çukurova'yı geçecek güçte değil maalesef. Yönetim özelinde söylenen her şeyin üstüne x10 koy hepsine katılıyorum ama kritik dönemde gelen transfer hatalarını da konuşmamız lazım.
 
Çok bütçeyle alakalı şeyler değil abi. Efe Hoca'ya da cidden üzülüyorum çok emek veriyor keşke Arike işi olsaydı ama olsa bile bu takım FB'yi ve Çukurova'yı geçecek güçte değil maalesef. Yönetim özelinde söylenen her şeyin üstüne x10 koy hepsine katılıyorum ama kritik dönemde gelen transfer hatalarını da konuşmamız lazım.

Kesinlikle katılıyorum kardeşim. Davis ve Shante yerine daha iyi isimler olabilirdi. Bakalım hayırlısı olsun inşAllah...
 
3 gün sonra olmayacak bir yönetimin bu kararı alması..! Nereden baksan tutarsızlık.. İyi ki bu yönetimden kurtuluyoruz. Yeni gelecek olan yönetim inşallah bir vizyon ortaya koyup bu şubeye sahip çıkar...

Efe hoca bu sene gerçekten başarısızdı.
Ama bu kararı yeni seçilecek yönetim vermeliydi. Saçma bir karar olmuş. Hanımefendilerin işi gibi sanki.
 
Böyle birşey hayatımda görmedim. Bu nasıl bir gönderilme şekli yahu. Burak Elmas yönetiminde yaşanan rezillikler sisilesine bir yenisi daha eklendi. Ayrıca Efe hocayı neye göre başarısız olarak göreceğiz? Ona ne verildiki ne bekleniyor? Kısıtlı bütçeler ve çarpık yönetime rağmen bence elinden geleni yaptı. Daha iyi olabilir miydi herşeyin daha iyisi olabilir ama ortada başarısızlık varsa bu hocanın değil rezil yönetimlerin başarısızlığı.
 
Sezon bitti,belki kendi istemiştir .Ben kendisine teşekkür ediyorum hem sakatlıklar, hem covid hem de beceriksiz yönetim yüzünden bundan iyisi biraz zordu.Sadece Avrupa da kupayı alabilirdi, ne yapalım sağlık olsun.Ileride yollar yine kesisir umarım.
 
Zaten sözleşmesi bitiyordu. Ama bu açıklamayı bencede yeni yönetim yapmalıydı. Ayrıca başlarızlık sadece Efe Güven e yazmaz futbol dışındaki branşları görmezden gelenlere yazar. Eurocup yarı final maçının sonu geldi aklıma. Bide 3. lük maçından sonra Gs TV ye verdiği demeç geldi aklıma ağlamamak için zor tutmuştu kendini yolu açık olsun umarım daha iyi yönetimler ve daha iyi imkanlar ile tekrar döner klube.
 
Bu konuda yazmak için birkaç gündür bekliyorum. Ne kimseyi galeyana getirmek istiyorum, ne de kimseden saçma sapan lafazanlık dinlemek istiyorum. Çünkü hakikaten yoruldum bu saçma iklimden. O yüzden mümkün mertebe cımbızla çekerek üç beş kelime yazmak istiyorum. Umarım kimseyi kırmadan anlatabilirim anlatmak istediğimi...

Bu vedanın birinci, ikinci, üçüncü hatta belki beşinci sebebi ne saha içiyle alakalıdır, ne hocanın koçluğuyla ne de idari bir yapılanma vs. ile...
Hoca iyi/kötü ya da başarılı/başarısız konusu değil yani aslında ortada olan. Ben de iydir/kötüdür ya da başarılıdır/başarısızdır demiyorum.

2018 yazında hoca takımın başına geçerken de böyleydi, dört yıllık sürede "sallandığı" olaylarda da bu böyleydi, bugün veda edilirken de böyle.

Aslında 2018 yazında Maljkovic'in aniden "başı yendiği" zaman Nevriye Yılmaz - Özge Alev - Ceren Ateş koalisyonunun şubeye "çökmesi" idi hedef. Hatta Işıl'ın sözleşmesinin inatla yenilenmediği bir dönem vardı yine o yaz. Maljkovic de Eurocup sonrası kulüp tvsinde gelecek sezondan bahsederken bir ay sonra sessiz sedasız bir veda yayınlanmıştı. Efe hocanın göreve gelmesi bir "karşı darbe"ydi aslında. Hatta biraz "kulağı delik" olup o günleri hatırlayanlar Efe hoca için "torpille takımın başına geldi" laflarının bazı çevrelerce döndürüldüğünü de hatırlıyacaktır.

İlk sezonunda hem bu söylentiler, hem kariyerinin ilk a takım tecrübesi olması, hem de kadronun görece zayıf olmasıyla düşük beklentiyle girip beklentinin üzerinde bitince "ikinci bir sezonu hak ettiği" konusunda bir görüş birliği oldu taraflı tarafsız kamuoyunda. 2. sezona da öyle başladı, o sezon da yine beklenti üstü giderken pandemi sebebiyle yarım kaldı.

2020 yazında 2018 yazının rövanşı sahnedeydi artık. Hem pandemi, hem de rahmetli başkanın neredeyse gidip geldiği o dönemde yaşanan idari boşlukta Işıl'ın takımdan ayrılıp Yalçınkaya başta olmak üzere diğerlerinin de ipinin çekilmesiyle sonuçlanan hadiseler yaşandı. Hem bu olaylar, hem de takımın yine beklentinin üzerinde olmasıyla bir sene daha devam edildi hocayla.

2021 yazında da yine seçim arifesinde o dönemki yönetimin giderayak yaptığı bir hamleydi. Hem Ekrem hoca hem Efe hocaya sözleşme imzaladılar. Kağıt üzerinde amaç yetki devrinden önce kadro kurulabilmesine imkan vermekti. Ama o süreç de öyle bir kötü yönetildi ki imzalar atıldıktan 2 gün sonra falan yetki devri yaşandı. Hiçbir erken transfer yapılamadı. Üstelik yeni yönetimle değişen şube yönetimi de kucağında iyi kötü camia desteği olan iki koçla iki sözleşme buldu. İyi/kötü ya da başarılı/başarısız noktasında değilim hâla.

Ama iki tane ezbere imza atıldı. İki hoca için de, takımlar için de yıpratıcı ve zorlu bir sezon geçti. Ekrem hoca'yla sezon devam ederken yollar ayrıldı. Muhtemelen Rusya takımlarının çekilmesiyle şapkadan çıkan Eurocup olmasa Efe hoca ile benzer zamanlarda yollar ayrılacaktı. Eurocup f4'ünün hemen arkasından playoff gelince biraz ötelenmiş oldu süreç. 2021 yazında verilen sözleşme 1 sezonluktu zaten, sezon bizim için bittikten 2 gün sonra da veda haberi geldi.

Sezon sezon, kişi ve olay bazında yazıp daha da uzatacak değilim. Ancak uzun zamandır şöyle bir gerçek var ki en kibar tabirle şubede alınan kararların hiçbiri saha içiyle alakalı değil.

Şubede kağıt üzerinde yönetici ünvanına sahip olanlar, ünvanı olmayıp da söz hakkı olanlar, açıktan ya da dışardan şubeyi yönetme/yönlendirme iddiasında olanlar, bizim gibi beyhude olsa da sesini en azından hedef kitlesine duyurabilecek konumda olanlar... Yıllardır bu saçmalıkların içinde debelenip duruyoruz. Bunun kökü tamamen kazınmadan ne sağlılı bir yapı kurulabilir, ne düzgün bir kadro toplanabilir, ne de doğru dürüst bir kaynak yönetimi yapılabilir. Açıkçası bunun bir yolu var mı ondan da emin değilim artık..

En basiti taraftar dediğin adam sahadaki performansa, az biraz da "duruş" diyebileceğimi hal harekete göre takımın parçalarına karşı tavır alır. Bir üst paragrafta saydığım kitleye dahil olanlar olarak yıllar yıllardır neredeyse aklımıza bile gelemiyor bu konular. Hal böyle olunca hem realiteyle arası açılıyor takımın, hem de sadece bir taraftar olarak başarı ve düzen isteyen taraftarla. Çünkü gerçek doğrularla bzim içinde olduğumuz dünyanın doğruları birbirinden sapmış durumda.

Taraftar olarak Efe hocanın gidişine mi reaksiyon vermeliyim, yoksa insani açıdan "ya iyi oldu kurtuldu" mu demeliyim? Son yıllarda her dişe dokunur vedadan sonra bu ikilemi yaşıyoruz. Bu ikilem hem takıma zarar vermemize sebep oluyor, hem de daha realist ve sade taraftarla aranın açılmasına sebep oluyor. Çünkü bu anlamsız mücadelede her iki taraf da şubenin az sayıda olan sade taraftarını kendi lehine konsolide ediyor ya da kullanıyor.

Dilerim bir gün, bu şubeyi tüm bu saçmalıklardan kurtarmak mümkün olur. Ligde 3 takvim yılı maç kazanamayan Canik Belediye 9 sponsorla gezerken 3 avrupa kupalı bu şubenin 500 metre yakınına bile sponsor sokturmayan bu hastalıklı düşünceden kurtulup hak ettiği bir anlayışla yönetilip hak ettiği değeri görmesini sağlayabiliriz...
 
İleride sorunsuz bir şube sorunsuz bir sezonda yolların tekrar kesişmesini isterim. Hocanın da hataları çok oldu ama sorunsuz, olaysız, skandalsız bir sezon geçiremediği gerçeğini de değiştirmiyor.
 
Teşekkürler emekleri için. Yanlışlarına rağmen iyi niyetli olduğunu ve çoğu zaman elinden geleni yaptığını düşünüyorum fakat imkânları hep kısıtlıydı. Kadın basketbola gerçekten değer veren yönetimler/yöneticiler görebilirsek belki ileride tekrar kesişir yollarımız. Bundan sonraki kariyerinde başarılar.
 
Burak Elmas yönetiminde ilginç bir anlayış var. Başarısız-bu da tartışılır- olan hocayı anında kovuyorlar. Bu başarısızlıktan kendilerine pay çıkarmaksa akıllarına gelmiyor. O hocayla çalışmayı sen seçtin. Önünde de seçim var zaten. Bırak en azından adam yıpranmasın, milletin önüne atılmasın, camiaya küsmesin...
 
Zaman zaman kızdığım dönemler oldu ama bu komplo teorisi üreterek hocaya sallayıp sonrasında elindeki kadroyla fazlasını yapabildiğinde o teorisini kenara bırakıp hocaya teşekkür edenlerden olmadım.En başta çünkü öyle bir teori üretmedim.Ben takımın başına kim gelirse belli zamana dek destek olurum,olmayacağını görene dek.

Bu sezon Kayseri basketbol takımına kaybettiğimiz gün kendisine ve şube yöneticilerine çok kızmıştım.Ama bu şekilde itibarsızlaştırılmasına karşıyım.

Galatasaray hiçbir branşta doğru adım atamıyor,Burak Elmas başkanlığında.

Erkek basketbol takımımız misal keyif veriyor ama Şampiyonlar Liginden elenmeyebilirdik,bunun gibi.

Efe hocamızın yolu açık olsun,bu ligde birçok takımda görev yapabilecek birisi.Umarım Ormanspor-Hatay-Botaş gibi lige renk katmaya çalışabilecek düzeydeki takımlarda görürüz ileride kendisini.
 
Onlarca yüzlerce koç bulunurdu ama son 4 sezonun en azından 3 tanesini o şekilde bitirebilecek başka bir koç bulunamazdı. Zaten bizim sorunların genel olarak özeti de bu. Ne koç koçluğunu yapabiliyor, ne topçu sadece topunu oynayabiliyor, ne de taraftar sadece koçluğa ve topçuluğa bakıp taraf olabiliyor...
 

Üst