EL TOP 16 4. Maç | Galatasaray MP 68 - 64 CSKA Moskova

Bugün maçı normalde izlediğimiz yerde değil de, tepede tüm salona hakim bir yerden izledik. Eskiden Partizan'ı, Pana'nın maçlarını izlerken içim gider keşke o ortamda maç izleyebilsem derdim. Şu anda OAKA'da oynanan bir maçını izliyorum Pana'nın ve inanın bana hiçbir şey ifade etmiyor. Böyle bir ortam yarattığı için Galatasaray taraftarına sonsuz teşekkürler. Gönül rahatlığı ile "We are the best" diyebilirim :)

Tabii maçı taraftar kazandı dersek çok ayıp olur. Tüm bireyleri ile takımımıza sonsuz teşekkürler ve tebrikler. İmkansız yoktur, inanmayan vardır sözünü bir kez daha hatırlattılar. Ellerine yüreklerine sağlık.
 
Hani 14 sene vardır,14 rakamı onunla özdeşleşmiştir.Ama bir de o 14 senenin ardından gelen 14 sene vardır;Galatasaray'ın ne olduğunun tanımını yapan.İkinci 14 sene bugün itibariyle geldi çattı erkek basketbol takımımız için.Kutlu olsun hepimize,doya doya yaşayalım bu mutluluğu.
Çocukken basketbola ısıtmaya çalıştığım çocukluk arkadaşım Top 8'deki olası rakibimizin Siena olduğunu sitedeki herkese duyurmuş daha ben siteye varamadan.Başka ne diyeyim,ne yazayım?
 
Tabii kazanınca ben demiştim diyen çok çıkar ama...

Bana maç sonucu hakkındaki fikrim sorulduğunda kazanabiliriz deyince gülüyorlardı, bir şeyi unutarak: Zoru başarmak kolaydır, imkansızı başarmak zaman alır. Zaman makinesini ileriye sarma ustası bir hocamız olunca...

Maça dair gerek takımın mükemmel savaşımı ve oyunu, gerekse tribünlerin güzelliği yeterince vurgulanmış zaten. Dolayısıyla o konuya fazla girmeye gerek yok. Twitter´da Savaş´ın bu durumu çok güzel özetleyen tweet´ini paylaşayım yeter.. "A lisansi istemiyoruz artik, koyun bir zarfa kulubun kapisinin altindan atin siz, degerlendirmemizi kendi icimizde yapar size bildiririz biz.
 
çok şükür sabah uyandım rüya değilmiş, belki gruptan çıkmak için çok önemli bir maç değildi ama, avrupa futboldan sonra basketbolda da
" Gerçekleri tarih yazar, tarihi de Galatasaray" ı öğrendi. CSKA, Olm. kısmetse yukarıdaki turlarda Pana.
 
Hepsinden allah razı olsun askerde olmak cok üzüyor o muhtesem insanların yanında olamamk ama KARAKOL KOMUTANINA bile basket izlettiryorum 3 haftadır :)
 
Açılan pankart ve taraftar şovu sonrası koç Kazlauskas tebessümü ve Kirilenko'nun ısınırken seyirciyi şaşkın bakışlarla izlemesi de çok güzeldi.
Maçı kaydeden bir renkdaş var mı? Maçı tekrar izleyeceğimiz, indirip arşive katmak istiyorum. Link var mı link?
 
Euroleague kaldığımızdan beri çeyrek finale kalabileceğimizi düşünüyordum, bu yolda da ilerliyoruz. Şom ağızlılık olmasın ama Olympiakos'u yenelim bitsin şu iş.

Bizim için bu maçta en önemli olan şey takım hırsımız ve direnmemizi ilk defa bir maçın sonuna kadar götürebildik.

Kazan maçları, içerdeki Siena ve Barcelona maçları, ligde ve EL'deki Efes maçları..Bunların hepsini kazanabilirdik ama hep tecrübesizliğimizle kaybettik. Kazanabileceğimiz maçlarda kritik anlarda kaybediyorduk. İlk defa bunu başardık, 10 sayı geri düşsek bile maçın sonuna kadar hiç kopmadık, konsantrasyonumuzu hiç kaybetmedik. Üstelik bunu bir daha böyle bir kadronun kolay kolay oluşmayacağı her anlamda eksiği olmayan EL'in en önemli takımına karşı başardık.

Söylenecek laf yok, biz hakettiğimiz çok maç kaybettik. EL'deki ilk senede böyle bir galibiyette bu takıma, bu taraftarlara yakışırdı. Takımın ve taraftarların yüreklerine, emeklerine sağlık.
 
Yakında el de seyirci sayısı düşerse sorumlusu Murat Kosovadır..:)

Maçı okadar yaşayarak anlatıyor ki insanlar sırf onu dinlemek için evde tv den izleyecekler maçı
 
Galibiyetin büyüsüyle hakemlerin bariz hatalarını görmezden gelmemek etmeyelim. Tekrarını izlediğim Oly maçı ve bu maçta hakemleri hiç beğenmedim. Bizim için hayati önem taşıyan Pire deplasmanı öncesi yönetimin, hakemlerden yana memnuniyetsizliğini dile getirmesi gerekiyor çok geçmeden. Yoksa daha çok tanınan Oly'in çıkması için hakemler devreye girebilir. En büyük korkumda o maça Lamonika'nın atanması. Maç sonu hakemlere saydırmamamız için gereğinin yapılması şu anlık en büyük temennim.
 
“Galatasaray adının olduğu her yerde umut vardır” Jupp Derwall.

Galatasaray Erkek Basketbol Takımı, o kadar maçta geri dönüşe rağmen, bu maç için inanç taşımayan herkese cevabı sahada tokat gibi yapıştırdı, başta da bana. Çünkü karşıdaki alelede bir takım değil, Euroleague tarihinin en iyi kadrolarından birisi, 14 maçtır mağlup olmayan ve şampiyonluğun bir numaralı favorisi, 30 milyon euroluk Cska Moskova idi.

Aslında maçın kolay olmayacağını ama saha sonunda parkeye tecrübe farkını koyacağını düşünüyordum Rusların, yanıldım. Artık DNA’larına işleyen pes etmeme karakterini yine ortaya koydu takım. Lakovic’inden tutun, Evren Büker’ine kadar. Bu sezon gördüğüm en iyi takım savunmasını yaptık, Cska Moskova bırakın düzgün hücum edememeyi, topu potaya bile atmakta zorlandı. 17 top kaybı yaptı Cska, bunların nerdeyse çoğu kontrolsüz paslardan değil, takım savunmasının pas kanallarını çok iyi kapatmasıyla meydana geldi. Kirilenko, Krstic, Teodosic bugün istedikleri oyunu oynayamadıysa bu gününde olmadıklarından değil, Galatasaray defansı yüzündendir.

Bu sezon büyük maç kazanamama eşiği Olympiakos maçıyla aşılmıştı, şimdi de Rusların ekol takımı Abdi İpekçi’den eli boş döndü. Oktay Mahmuti 1 ay öncesine kadar çok formda gözükmüyordu, ama bugün yaptığı hamlelerde o da nirvanaya ulaştı, bunun ötesi yok bana göre. Yaptığı her hamlenin karşılığını sahada aldı.

Oktay Mahmuti’den, Jamon Gordon’una, Emir Alkaş’ından Boris Savovic’ine kadar takım-taraftar sinerjisi şu ana kadar Türkiye’de görülmemiş güzellikte. Bu rüya ne kadar sürer, bu yolun sonu bu sezon için aydınlık mı, orasının cevabı zor. Ama geleceğe umutla bakmak için eldeki malzeme yeterli. Bugün bütün basketbolseverler bu takımdan gurur duyduysa, Galatasaray bunu hak ettiği içindir. 12.000 taraftarın ve teknik ekibin ellerine sağlık.
 
İlk cümle çok iddialı olmuş bence :)

Bu benim görüşüm. Herkes garipseyebilir ama böyle düşünüyorum. Topu arkasından dolayıp pas atmaktan başka hareket bilmiyor. Dün Krilienko bile azarladı. Sahada tartıştılar. "Düzgün oyna" dercesine. İşi gücü artistlik. Şutu desen çok zayıf bu kadar övgünün altında şutu çok zayıf kalıyor. Hiç bir zaman süperstar olamaz. Olamayacaktır. Yukarıda bir abi Ovverrad demiş. Yüzde yüz katılıyorum.
 
Bu benim görüşüm. Herkes garipseyebilir ama böyle düşünüyorum. Topu arkasından dolayıp pas atmaktan başka hareket bilmiyor. Dün Krilienko bile azarladı. Sahada tartıştılar. "Düzgün oyna" dercesine. İşi gücü artistlik. Şutu desen çok zayıf bu kadar övgünün altında şutu çok zayıf kalıyor. Hiç bir zaman süperstar olamaz. Olamayacaktır. Yukarıda bir abi Ovverrad demiş. Yüzde yüz katılıyorum.

Görüşe saygı elbette var ama dediğim gibi iddialı olmuş bence. Teodosic tarzı delici değil de oyun kurucu guardlar arasındaki en iyi oyuncudur bence. Asist özelliğinin yanında sayı opsiyonu da ideal derecede. Bir de istatistik paylaşmak gerekirse

Teodosic 8,8 sayı 4,7 asist %39 üçlük
Diamantidis 10 sayı 5 asist %47 üçlük
Huertas 8,7 sayı 4 asist %45 üçlük
Jaka 10,2 sayı 2,8 asist %40 üçlük şeklinde bir değerlendirme ortaya çıkıyor.

Bunun yanında bu dört oyuncu arasındaki en genç oyuncunun (açık ara farkla) Teodosic olduğunu düşünürsek bana kalırsa bu dörtlü arasındaki en önemli oyuncu olduğunu söyleyebiliriz.

Kendisi zaten EL'nin süperstarlarından biri, dünya çapında süperstar olması için de NBA yapması gerek ama bana kalırsa böyle bir şey yapmaz.

Kısacası Teodosiç iyidir :)
 
Bu sene tribün kombine alırken arenadaki görevli arkadaş dediki sadece ultraslanın olduğu bölümde kaldı benim gibi cimbom delisi adama komik geldi bu uyarı ver kardeşim dedim iyiki almışım, bu takım her türlü desteği sonuna kadar hak ediyor. fb den şampiyonluğu aldığımız kayseri maçında ali samiyendeydim, dişi aslanlar avrupa şampiyonu olduğunda ayhan şahankte ve dünde abdi ipekçideydim bu mutluluk hiç bir şeyle kıyas edilemez. Emeği geçen herkese teşekkürler.
 

Üst