Sezon başlangıcından itibaren kendi adıma söylediğim bir şey vardı; "Kadro içinde uyumsuz parçalar ve defolar mevcut olsa da, bu takım daha fazlasını yapabilme kapasitesine sahip, yine zaaflar ortaya çıkacak olsa da bu kadar kötü olmasının tek açıklaması, hocanın felaket formsuzluğu."
Ama hoca maalesef formsuzluğunun da ötesi kafa yapısı olarak sağlıklı durumda değil. Kendisini ve karakterini inkar eden tavırlar içerisinde, tanıyamıyorum. "GALATASARAY VARSA KİMSE FAVORİ OLAMAZ" diyen adamın Fenerbahçe maçından sonra söyledikleri, ne bileyim, yoruma bile muhtaç değil. Bende büyük hayal kırıklığı yarattı, hocaya karşı olan sevgim ve saygım baki ama olmadı. Daha önce de hataları oldu, yanlış davranışları oldu, kronikleşen tripleri oldu ama bu geldiği son nokta idi ve kendi karakterini inkar eden bir duruma geldi. Acayip bir konuşmaydı, baştan sona ofsayt dolu. Fenerbahçe karşılaşmasını "hedef maç" görmemesine mi takalım, sonucu normal görmesine mi, yoksa kendi kurduğu takıma söylenmesine mi, bilemedim. Bir de 8-9 MD civarında bütçeyi küçümsemesi var ki, o da ayrı bir komedi.
Sene başında burada kadro kurulurken, insanların söylediği ortak bir nokta vardı; savunma zaafı bulunan oyuncular. Hocanın söylediği şey ise, "BİZİM MAÇLARA ÜST OYNAYANLAR KAYBEDEBİLİR." idi. Bu sözlerden sonra benim de içinde bulunduğu önemli bir kesim, herhalde hocanın bir planı var, farklı bir yapı oluşturacak, defoları olsa da iyi işler yapan bir takım yaratacak diye düşündü. Bu da doğaldı, sonuçta motive olduğunda ciddi fark yaratan bir koç; Ergin Ataman. İstediği takım kurulmuş, bütçe artışı sağlanmış, Milli Takım'dan ayrılıp tek takıma kanalize olmuş bir koç. Ama maçlar başladığında o havadan eser kalmadı, o motive Ataman gitti, sürekli bahaneler üreten, kurduğu kadroyu beğenmeyen, sanki oyuncuları hiç tanımayan, ilk kez gören bir koç geldi.
Dentmon&Russ aldı guarda, insanlar dedi ki Eurocup senesi oyun planını değiştirecek, guardları temel alan bir yapı kuracak. Ama iki guardı da ne kazanmak, ne eğitmek için çaba harcamadı. İlk fırsatta geçen seneki plana geri döndü. Maalesef bu sefer de seviye farkı ortaya çıktı, Euroleague seviyesinde bu planı işletmek için diğer parçaları daha doğru ayarlamak lazımdı. O kadar yanlış beşleri aynı anda oynatmaya çalıştı ki, daha dibe itti bizi. Rotasyon kullanmak adına saçma uygulamalara gitti, işi daha da çıkmaza soktu.
Gelinen noktada; demotive, kendi ile çelişen, basketbolun ve kendi doğrularından uzaklaşan, suçu kendinden başka herkeste arayan, felaket formsuz ve düzelme eğilimi göstermeyen bir koç var. Bu Ergin Ataman olsa da, geçmişte yaptıkları ile bu kulüpte kendine çok iyi bir yer edinse de, yeri geldiğinde herkesin söyleyeceği tek bir şey vardır; "KİMSE GALATASARAY'DAN BÜYÜK DEĞİLDİR." Bu bütçeleri harcayıp, bu tavırlara ve oyuna maruz kalmak çok tahammül edilebilecek bir şey değil. Gitse yerine kim gelecek sorunsalı veya yönetimin basketbola bakışı neticesinde bütçe ile ilgili yaşanabilecek problemler beni düşündürse de yeri geldiğinde radikal kararları almak gerekecektir. Hoca bu formu, davranışı ve tavırları sürdürecekse yolların çok da işler çirkinleşmeden ayrılması, en hayırlısı olacaktır. Umarım o an geldiğinde gerekli vizyon ile "yerli olsun, bütçe daraltalım" mantığından ziyade takıma kimlik katacak koçların peşine düşülür.