EUROCUP FİNAL 1. MAÇ | Strasbourg - Galatasaray

Sporcopeda çıktı bir haber. Yaklaşık 3 bin biletin özel davetiye yoluyla dağıtıldığını iddaa ediyorlar. Kulüpten açıklama bekliyorum, bu resmen aptallık ve taraftarla alay etme. 150 ve 400 tllik biletler nerede, neden bu kadar az bilet satışa çıktı, şube içinden biri biletler tükendi derken nasıl oluyor da bilet alınmaya devam ediliyor? Yoksa taraftarın önünü almak için bir numara mı bu da? Bunları Ömer Yalçınkayaya soracak biri varsa lütfen sorsun,çünkü bu kadar da olacağına inanmak istemiyorum.Sonuçta kombine almayan taraftar suçlu olacak galiba...
 
Hiç bilmediğim için soruyorum bu pasoligin karaborsayı önleyen ya da zorlaştıran bir yönü var mı eğer öyle ise kendi cebinden harcamadan ulufe dağıtmanın tek yolu basketbol oluyor da.
Yok hocam hatta artık daha meşru olmuş oldu. Pasolig bu vesileyle çıkan ama bu amacı hiç yansıtmayacak bir sistem hatta parça parça değişime de uğradı. Aktif bank türedi biranda yine yeni yeniden rant kapısı maalesef :(
 
Burayı uzun zamandır takip etsemde foruma sanırım ilk mesajım olacak. { düzeltme: 78.mesajmış} Konuyu çok uzatmayıp direk yazayım.

Serhat Oğuz, Görkem Savcu, Mehmet Yılmaz isimli arkadaşların bilet ihtiyaçlarını gişe fiyatından olmak üzere halletmeyi isterim. Kendileri içinde uygunsa ve benimle irtibata geçerlerse sevinirim.

Benim de bilet ihtiyacım var karşılayabilirmisiniz ?
 
Konsantrasyon vs derken bu başlıkta 8-10 sayfadır bilet mevzusu konuşuluyor. Maçla ilgili yorumlar, analizler, rakipteki sakatlıkların durumunu falan konuşamıyoruz.
Final maçında protesto doğru olmaz, ambiansı bozmaya gerek yok ama final sonrası ilk iç saha maçında protesto etmek gerekiyor. Tabi tribünün önemli kısmı bu ranttan faydalandıysa bu da zor.
 
Fazla bileti olan varsa ben de istiyorum. O kadar maç takip edip şu maçı kaçırmak beni kahrediyor.
Bileti verecek arkadaşa bir de köfte+ayran ısmarlarım salon önünde :D:D
 
Bu final bizim için sadece kupa demek değil. Mesele artık sadece bir Avrupa kupası kazanmak değil. Kazanırlarsa GS'ın basketboldaki geleceği kazanılacak. Hem Euroleague yönetimine mesaj verilecek, hemde küçülmek isteyen basiretsiz, herşeyi futbol zanneden bizim yönetime. O yüzden bu iki maç tarihimizin en önemli iki maçı. Kazanırsak bir kupadan çok daha fazlası olacak...
 
Geçen hafta arkadaşa kombine alalım dedim. Dinlemedi beni. Ben zaten sen varsın diye geliyorum dedi bana gitmem ki maçlara dedi o yüzden kombine almadık. Dün saat 14,30 oldu ikimiz de aynı kurum da çalışılıyoruz. O bi bilgisayarın başında ben bi bilgisayarın başında heyecanla 15 i beklerken 60000 kişinin aynı yerde olduğunu görünce zaten anladım bizim hantal bilgisayardan bilet alamayacağımızı. Denedim o denedi, ben ıphone telefonuma uygulama indirim denedim, o samsung telefonuna indirdi denedi ama olmadı bir türlü lanet olası bileti alamadık. Maalesef alamadık. Ama biletiz girmeye devam ettim. Bi umut belki alırım. Garanti paramatik dedi oraya gittim kartım yoktu ama öyle bir menü bulsaydım ordaki vatandaşa yalvarıp alacaktım ama yoktu öyle bir menü. Sonuç olarak ne denediysek naptıysak olmadı ve alamadık bileti.

Bilen bilir beni bu siteye devamlı girerim. Yazarım iyi kötü görüşlerimi. Tuzla da oturduğumdan dolayı hafta içi maçlarına gidemiyorum. Hafta sonu maçlarını kaçırmam. Son Banvit maçına 7 aylık hamile eşimi de aldım gittim. İyi kötü desteğimiz bugüne kadar oldu. Hakkettiğimizi düşünüyorum final maçını yerinde izlemeyi. Canaria maçı için izin almıştım işten. Final maçı için de iki hafta önceden izin dilekçemi girdim. Hatta çarşamba Perşembe günü girdim ki kupa seremonisi falan uzun sürer geç geliriz diye düşündüm. Ama maalesef bilet alamadık.

İşin kötü tarafı ise şimdi size anlatacaklarım. Arkadaşlar satılmayan biletlerin çoğu sponsorlara gitmiş. Odebank ve thy biletlerin çoğunu önceden almış. Para ile mi almış bedavamı orasını bilmiyorum. Sonuçta hayatında ilk defa basket maçına gidecek adam finali yerinde izliycek benim gibi bir sürü burada olan takımını devamlı destekleyen taraftar izleyeme çek.

Geldiğinden beri hiç sevmediğim DURSUN ÖZBEK YÖNETİMİ eğer benim aldığım biletlerin parası ile sen kulüpte yemek yemiş bile olsan haram zıkkım olsun yediklerin.
 
Bende bilet konusunda birkaç birşey söylemek istiyorum. Çok samimi bir arkadaşım var üniversitede, onunla birlikte her maçı takip ederiz. Finale çıktığımız günden itibaren de ikimizin de çok görmek istediği İstanbul'a gitmek hemde takımımızı final müsabakasında yalnız bırakmayalım dedik.

O tarihlerde üniversitemizin UA kulüp başkanı (kendisi yakın arkadaşımdır) bana 16 kişilik bilet olduğunu ve bana da bir tane ayıracağını söyledi. Ben istemedim çünkü UA`nın bütün biletleri bitirip asıl hakeden kesime bilet kalmamasına kesinlikle karşıyım ı. Başkan da bana boşuna uğraşmayın bize bilgi geldi sembolik olarak çok az bir sayıda bilet çıkaracaklar hayatta iki kişi yer bulamazsınız dedi.

Ben yine istemediğimi belirttim ve arkadaşımla birlikte üniversitede başka bir tanıdığımızdan ödünç yeni model bir laptopla beklemeye koyulduk. Saat 3e doğru 60.000 kişinin olduğunu görünce açıkçası hiç bir umudum kalmadı ve sonuç olarak ne kadar denesekte olmadı.

Hemen 10-15 dk sonra Başkan aradı ve elinde hala 2 bilet kaldığını söyledi. Arkadaşım benden fazla o maça gitmeyi hakeden o kadar kişi varki diyerek saniyesinde reddetti. Ben ise onun kararlılığını gösteremedim bir tanesini satın aldım.

Ne kadar maça gelecek olsamda gerek arkadaşımın yanımda olmaması gerekse son bir gündür okuduğum yorumları gördükçe içimde hiç bir heves istek kalmadı.Bizleri bu durumlara düşüren yakın kesimlere sponsorlara Ultraslan'a neredeyse tüm biletleri veren ve maça asıl gitmeyi hakeden binlerce taraftarımızı bu durumlara düşüren yönetimin Allah belasını versin
 
Para yok seneye bütçe 3 milyon dolara düşecek diyenler tek maçta şubeyi 1 milyon dolardan etti (açıklanan ama anlamı olmayan bilet fiyattları üzerinden değil biletlerin piyasa değeri üzerinden) ayrıca bu düzeyde olmasa bile diğer serilerde de benzer durumların olduğu açık.Toplam zarar daha da fazla yani sonuç olarak taraftarların büyük kısmı madur,şube maddi açıdan madur.Yaklaşık 10 yıldır foruma üyeyim yıllardır aynı şeyler oluyor.Kendimizi kandırmayaljm geçici sportif başarın pek bir anlamı yok.İdari ve maddi anlamda daha da önemlisi basketbol şubesine kıymet verme anlamında bir arpa boyu yol gidemedik.

Kırmızı koltuklara çökmeye çalışanlarla o koltukları kıranlar bu maça gidebilecek "sade" Galatasaraylılar gidemeyecek meselenin özü budur yaklaşık 10 yıl önce "sade" taraftarı madur edip halen magrurlar malesef
 
saha içi 001 bloktan kombinemiz var 3 senedir yaklaşık 10 kişi.Bazılarımız ilk sırada bazılarımız ikinci sırada.Normal sezonda ve ilk Avrupa turlarında tahmin edersiniz sadece biz bize maç izliyoruz orada.Ama böyle maçlarda elinde davetiye koltuk numarası olmadan sadece 001 blok yazan bir sürü iyi giyimli beyefendi ve hanımefendi gelir bizim tribüne. Bizim yerimiz burası der yanlarında güvenlikler.Bu maçta da böyle olacak.Geçen Canaria maçında çıkan kavgada bundandır.Dursun Özbek'ten memnun değilim ama Polat'da Aysal'da varken bu durum böyleydi. Maalesef bizim kulübümüzde işler böyle yürüyor.O yönetim istifa diye bağıranların hepsine kalan tribün biletlerini veriyorlar üniversiteli arkadaş yazmış işte.Saha kenarları vipler de hep kulüp ve dernek içinde.Sponsorlar eminim en fazla 200 bilet almıştır kulüpten. İmkanı olan herkes alsın kombine sene başı yoksa parasını verip böyle finallere gitmek bu yönetim kafasıyla imkansız. Kulüp içinde kongre üyelerine verilmesi neyse de uA'na verilen ve otoparkta çoluk çocuklara dağıttıkları ve sattıkları biletler çok kanıma dokunuyor.
 
Olayın Özbek'le alakası yok zaten. İpekçi'ye geçtiğimiz yıl olan 2010'da ilk kombine satışlarında (saha içi) başlamıştı bu tarz dernek, cemiyet, eş dost mevzuları. O dönem Mahmuti'nin ilk senesi, EL falan olmadığı ve basketbolda henüz parlamadığımız yıl olduğu için ayyuka çıkmamıştı. Polat dönemiydi. Sonra Aysal döneminde de aynısı oldu. Kombine fiyatları özellikle saha içi olanlara çok yüksek oranda zam geldi. Bunu protesto için almayan bir çok kişi olduğunu biliyorum ve o kombineler genel satışa çıkmadı. Bu konuda Özbek yönetimine gömmek yersiz, daha doğrusu sorunlu olan bu yönetimin de içinde bulunduğu bir zihniyet.
Kapı önündeki salon görevlilerinden alınan saha içi biletlere yıllardır şahidim. Daha önce de bahsettik, salon görevlilerinden 3 bilet alıp 5 kişi girenleri de gördüm.
6 yıldır, İpekçi'ye geçtiğimizden beri aynı yerde maç izliyorum. Hiç olmazsa bir yüz aşinalığı var en azından. Ama her 3 maçın birinde salon içindeki görevliler kombinemi görmek isterken 4 kişilik yerde nasıl 6-7 kişi maç izleyebildiğimizi de anlayabilmiş değilim. Göstermelik biz dikkat ediyoruz tavırları aslında yine bize işliyor, o "bir şekilde" bilet alanlara değil.
Taraftar grubunun olayına girmeyeceğim bile. "Onlar kalır, onlar Galatasaraylı". Yersen... Nefretimizi kazanan Aziz Yıldırım kadar bu konuda duruş sahibi çıkmadı bizden.

Son yıllarda salonda daha önce görmediğimiz sevinçler yaşadık. EL maçı gördük, CSKA galibiyeti gördük, EL top 8 maçı gördük, şampiyonluk gördük. 1990-2010 arasında yanına bile yaklaşamadığımız şeyleri canlı canlı yaşadık.
Ama bu sefer bunların üstünde bir maç avucumuzun içine düştü ama aslında daha düşmeden aldılar. Kombinesi olanlar, bilet alabilenler maçı izleyebilecekleri için şanslı ama olayın tadı tuzu kaçtı. Bir final organizasyonu nasıl rezil edilir bunu gösterdik dünyaya. Kesin geçeriz diyerek küçük gördüğümüz Strasbourg'un yaptığı organizasyon bu anlamda ne kadar büyük olduklarının bir göstergesi.

Kutay'ın da dediği gibi zihniyet olarak bir arpa boyu yol alamadık. Hem para kaybımız oluyor hem de prestij. Şube zerre kadar önemsenmiyor, herkes kendi prestijinin derdinde. Özbek gitse de bu böyle devam edecek. Çünkü bunu değiştirmek için elini taşın altına koymak isteyecek tek kişi yok. Adaya bile çökmek isteyen, ucuza çay içmek isteyen zihniyetten bahsediliyordu bir ara. İşte bu zihniyetin salondaki tezahürü bu olanlar. Özbek'in değil bu zihniyetin defolması lazım. Galatasaray kulübü, Galatasaray'ı değil çıkarlarını düşünen ve dert edinen kişilerin elinde yıllardır, kulüpteki zihniyet gereği de bu daha uzun süre böyle devam edecek. Biz de bu konulara değinip olası şampiyonluk sonrası hiç bunlar yaşanmamış gibi kutlamalarımızı yapıp, basketbol ilgimizi göstermeye devam edeceğiz.
 
Olayın Özbek'le alakası yok zaten. İpekçi'ye geçtiğimiz yıl olan 2010'da ilk kombine satışlarında (saha içi) başlamıştı bu tarz dernek, cemiyet, eş dost mevzuları. O dönem Mahmuti'nin ilk senesi, EL falan olmadığı ve basketbolda henüz parlamadığımız yıl olduğu için ayyuka çıkmamıştı. Polat dönemiydi. Sonra Aysal döneminde de aynısı oldu. Kombine fiyatları özellikle saha içi olanlara çok yüksek oranda zam geldi. Bunu protesto için almayan bir çok kişi olduğunu biliyorum ve o kombineler genel satışa çıkmadı. Bu konuda Özbek yönetimine gömmek yersiz, daha doğrusu sorunlu olan bu yönetimin de içinde bulunduğu bir zihniyet.
Kapı önündeki salon görevlilerinden alınan saha içi biletlere yıllardır şahidim. Daha önce de bahsettik, salon görevlilerinden 3 bilet alıp 5 kişi girenleri de gördüm.
6 yıldır, İpekçi'ye geçtiğimizden beri aynı yerde maç izliyorum. Hiç olmazsa bir yüz aşinalığı var en azından. Ama her 3 maçın birinde salon içindeki görevliler kombinemi görmek isterken 4 kişilik yerde nasıl 6-7 kişi maç izleyebildiğimizi de anlayabilmiş değilim. Göstermelik biz dikkat ediyoruz tavırları aslında yine bize işliyor, o "bir şekilde" bilet alanlara değil.
Taraftar grubunun olayına girmeyeceğim bile. "Onlar kalır, onlar Galatasaraylı". Yersen... Nefretimizi kazanan Aziz Yıldırım kadar bu konuda duruş sahibi çıkmadı bizden.

Son yıllarda salonda daha önce görmediğimiz sevinçler yaşadık. EL maçı gördük, CSKA galibiyeti gördük, EL top 8 maçı gördük, şampiyonluk gördük. 1990-2010 arasında yanına bile yaklaşamadığımız şeyleri canlı canlı yaşadık.
Ama bu sefer bunların üstünde bir maç avucumuzun içine düştü ama aslında daha düşmeden aldılar. Kombinesi olanlar, bilet alabilenler maçı izleyebilecekleri için şanslı ama olayın tadı tuzu kaçtı. Bir final organizasyonu nasıl rezil edilir bunu gösterdik dünyaya. Kesin geçeriz diyerek küçük gördüğümüz Strasbourg'un yaptığı organizasyon bu anlamda ne kadar büyük olduklarının bir göstergesi.

Kutay'ın da dediği gibi zihniyet olarak bir arpa boyu yol alamadık. Hem para kaybımız oluyor hem de prestij. Şube zerre kadar önemsenmiyor, herkes kendi prestijinin derdinde. Özbek gitse de bu böyle devam edecek. Çünkü bunu değiştirmek için elini taşın altına koymak isteyecek tek kişi yok. Adaya bile çökmek isteyen, ucuza çay içmek isteyen zihniyetten bahsediliyordu bir ara. İşte bu zihniyetin salondaki tezahürü bu olanlar. Özbek'in değil bu zihniyetin defolması lazım. Galatasaray kulübü, Galatasaray'ı değil çıkarlarını düşünen ve dert edinen kişilerin elinde yıllardır, kulüpteki zihniyet gereği de bu daha uzun süre böyle devam edecek. Biz de bu konulara değinip olası şampiyonluk sonrası hiç bunlar yaşanmamış gibi kutlamalarımızı yapıp, basketbol ilgimizi göstermeye devam edeceğiz.

Çok haklısınız alperen bey. Aslında burdakilerin en büyük sıkıntı yine kulübümüzü düşünmemiz. Çıkıp deselerki bu kadar bileti şu kadar kişiye verdik 1 milyon dolar da gelir elde ettik inanın burdakilerin çoğu susar ntvspor dan maçınız izler. Ama hepimizin belkide pota arkasına bile 200 lira vercekken biletlerin çoğunun bedava peşkeş çekilmesi bize koyuyor.
 
Sosyal medyada Strasbourg maçı için basılmış biletleri görünce, bilet alamayacağımı biliyordum hiç denemedim. Sadece internetten ve bir kişiye en fazla 2 bilet satılacak diye duyurulan bir etkinlikten, adamlar! 15 tane bilet almış, basılmış bir şekilde. Böyle bir durum hakikaten sadece bizim kulüp gibi kafatasçıların yönettiği bir yerde olur. Taraftar, bu sisteme ve kafatasçıların oyuncuğı olmuş kulübe küsmüyorsa aşırı sevgisinden. Sağlık olsun, varsın İpekçi'de olmayalım ama takımımız şampiyon olsun.

Genel kurul üyelerine dağıtılan 3000 bilet bile sistemin ne kadar kokuşmuş olduğunun kanıtı. Yahu başkanı mali yönden ibra etmeye sadece 750 kişi katılım gösterirken, maddi kazanç getirecek, çıkar sağlayacak bir durum oluştuğunda kafatasçılar 3000 tane bileti alıyor. 3000 tane bileti 3 milyon TL karşılığında alsalar benim için yine sorun yok, para kulüp için daha elzem şu anda. Ama iki kuruşluk çayı, yemeği daha ucuza elde etmek için senelik kirası milyonlarca euro olan mekanı sosyal tesis yapmaya çalışanlardan bunu beklemek, saflık. Rantınız batsın!

Basket maçlarının hepsinde, Abdi İpekçi'nin ön tarafındaki en sağ turnikeden, sanıyorum 105-108 numaralı blokların turnikesi, Ultraslan ve beleşçileri bedava giriyor. Elinizde biletle o turnikeye yöneldiğinizde, kır saçlı Ultraslan yetkilisi burası biletsizlere ayrılmış, git başka yere diyor. Aleni, bağırarak ve ikaz ederek, sanırsınız Abdi İpekçi babasının malı. Her defasında, elimdeki bileti bayrak gibi sallayarak, gıcıklığına o kapıdan giriyorum. Kulübün haberi olmadan o kişilerin oradan geçmesi mümkün değil, kapıdaki polislerin bu durumu neden kabul ettiğini hala çözebilmiş değilim. Sistem Alperen Abi'nin yazdığı gibi 2010 senesinden beri aynı. CSKA, Fener maçları gibi yüksek katılım olan oyunlarda, bir koltukta 3 kişiyle maç izlemenin sebebi burası. Düzeltmeye çalışması gereken siyaha elbiseliler ise en büyük sorun.
 
Yıllardır bu işler böyle şubenin istikrarlı bir başarısı olmadığından dalgalı bir ivme ile gititğinden arz-talep dengesinde istikrarlı bir talep artısı olmadığı için olan biten "sıradan" taraftarı çok sık madur etmediğinden pek kimse ses çıkarmıyordu hatta taraftar desteğine ambiyansa ihtiyacımız var birileri olmasa maç kazanamayız vs vs dye yazıp çizen az değildi ama yıllardır yazıyorum taraftarı madur etmenin yanında günü ya da kişileri kurtarmak için yıllardır devam eden bu yapı şubenin kurumsallaşmasının ve ilerlemesinin de önğnde engel .

Şimdi sansımız tersine döndü finalı kaybettik diyelim.Sportif başarı tepede değilken birilerinin kemik kitlesi 1000 kişi başka birileriinin de 100-200 kişi ancak ortalama 1000-1500 kişi olurlar işte e on yıldır yok saydığın ahmak yerine koyduğun "sıradan" Galatasaraylılar için de bu tutum yuzunden yeteri kadar basketbol sevgisi oluşturamadığın basketbolu seveni de küstürdüğün için doğal olarak çok azı ilgi gösterecek.Halbuki şu işler eli yüzü düzgün ve adil bir şekilde yapılsa en bastan beri her yıl 300-500 yeni kemik taraftar kazansan sportif başarından bağımsız basletbolu ve Galatasarayı sevdiği için maça gelecek en azından 5000 kişilik kemik bir kitlen olacaktı.
 

Üst