Euroleague 1. Hafta | Galatasaray 84-109 CSKA Moskova

EL sezonuna CSKA ile başlamak her açıdan avantajlıydı. Kazanırsan son EL şampiyonunu yenerek başlamakdan daha iyi ne olabilir? Kaybedersen de bu ligin en güçlü takımına kaybedeceğin için takıma vereceği çok büyük bir kayıp olmayacaktı... Ayrıca CSKA maçından sonra gelen maçlar da çok avantajlı kağıt üzerinde... İkinci maç içeride Kızılyıldız, sonra lige tam hazır olmayan Maccabi ve içeride Fenerbahçe... Galatasaray'ın 3-1 galibiyet sayısıyla başlama durumu vardı benim ölçülerime göre... Yani aslında ben bir koç olsam bu kadar güzel fikstüre çok sevinirdim muhtemelen...

Güzel fikstür dedik, ilk ayağı CSKA maçıydı. Kaybetsen çok fazla birşey kaybetmeyeceğin, kazansan çok fazla şey kazanacağın bir maç... Yani böyle maçlarda olman gerek ruh hali soğukkanlı ve rahat olmak. Oyuncuların üzerinde baskı hissetmemesi lazım ki attığını soksun, zaten maçın büyüklüğünden ve atmosferden pek çok oyuncu otomatikman motive olacaktı. Esasen Galatasaray maça kötü de başlamadı, karşılıklı sayılarla geçen ilk çeyreğin sonlarına doğru kontrolün kaybedilmesiyle CSKA farkı açtı. İlk yarıda 57 sayı gördü potasında Galatasaray... Hani buraada hep anlatılan Kirilenko'lu muhteşem CSKA kadrosunu yenen Andric'li, Shipp'li Galatasaray maç bittiğinde 60 küsür yemişti...

Bu maçla ilgili aslında çok detaya girmeye gerek yok... Çünkü CSKA takımı da henüz hazır değil. Şimdi diyeceksiniz hazır olmayan halleri buysa (109 sayı) hazır olsalar ne yapacaklar? Bir kere öncelikle şunu belirtelim CSKA bu oynadığı basketboldan çok daha iyi basketbol oynar 2-3 ay sonra, tempoları daha yükselir, sertlik seviyeleri yukarı çıkar... Yani biz nasıl hazır değiliz diyorsak, CSKA da tam kapasite oynamadı bunu bilelim. Peki aradaki 25 sayılık fark ne? Öncelikle bu fark maçın hakkı değildi demem gerek. Son çeyreğe 10 sayı geride girip, koçun felaket bir 5 sürmesiyle takım dağıldı, fark 18'e çıkınca as kadroyu aldı ama iş işten geçmişti. Yani aslında Galatasaray hazır olmasa da, Ergin Ataman maça biraz daha hakim olsa 10 sayılardan daha yukarıda olmazdı fark...

Bu maçın özelinde yapılan coaching hatalardan bazı örnekler:

- GS ribaundlarda 25-37 yenilmiş. GS'nin Tyus'tan sonra en iyi ribaund oyuncusu Deon sadece 13 dakika sahada kalmış.
- GS'de bire-bir savunmacı problemi varken, takımın savunmadaki en zayıf dış savunmacısı Blake 20 dakika süre almış, 3 sayısı var (facia)
- Galatasaray'ın en iyi dış savunmacısı Göksenin maç koptuktan sonra oyuna girdi. Halbuki böyle maçları atarak kazanamayacağını basketbolun içindeki herkes bilir. Mesela iki gün önce Real Madrid ilk beşinde takımlarının hücumda en kısıtlı ama savunmada en gayretli oyuncusu J. Taylor ilk beş başladı tamamen takımın sertlik seviyesini yukarı çeksin diye...
- Ergin Ataman maçtan sonra oyuncular yorulup rotasyona gidince takım dağıldı dedi, hocam en iyi 5 oyuncun sahada aynı anda kalacak diye bir kural yok. Dengeli beşlerle sahada kalıp maçın momentumunun eliden kaçmasını önlemek de senin elinde... Sen en iyi beşten sonra birbirinden tamamen kopuk bir beş sürersen CSKA tabii ki seni hallaç pamuğu gibi dağıtır...

Diebler konusuna ayrıca değinmek lazım... Şimdi burada yazılanları okuyorum, çoğunlukla şöyle bir görüş var: Hoca Diebler'a set çizmiyor, adam boş şut bulamıyor... Arkadaşlar sizin çizilen set-atılan şut dediğiniz dönemler 10 sene önce de kaldı. Artık böyle bir basketbol düzeni yok Avrupa'da. Pace&Space olayı var artık... Yani boşluk yaratıp, sahaya iyi yerleşmek ve topu paylaşmak bütün setlerden önemli. Siz Ataman Diebler set hazırlamıyor mu zannediyorsunuz? Tam tersi ben Diebler geldiğinden beri dikkatle izliyorum perdeler kullanıldıktan sonra Deibler'a hazırlanmaya çalışılan bir-iki set var ama, rakipler Diebler'ın en büyük özelliğinin şut olduğunu bildikleri için adamı inanılmaz kovalıyorlar dikkat ederseniz... Doğal olarak bu setler işe yaramıyor... Dedik ki, modern basketbolda sabit set oyunu falan artık ikinci planda, paca&space önemli... Bu maçta da bunu çok defa gördük... Mesela CSKA takımında Diebler'ın karşılığı olan oyuncu Fridzon 3/3 üçlükle oynadı. Tekrar izleyin dikkatlice bunların bir tanesi sizin bahsetiğiniz gibi set şutu değil. Hep kendini unutturarak, ölü noktalara giderek, atılan üçlükler... Teo on defa üçlük denemiş bunların kaçı set sonucu atılan şut... Üstelik çoğu boş şut... CSKA takımı topu o kadar iyi dolaştırıyor ki, sen bir tane savunma hatası yapınca o boş oyuncuyu bulup cezayı kesiyorlar. Ama sen bir defa değil 30 defa savunma hatası yaparsan 109 sayı yersin, bomboş üçlükler yağmur gibi gelir... Yani bu Deibler konusu da böyle... Euroleague'i düzenli izleyenler ne demek istediğini daha net görüyorlardır zaten...

Özetle Galatasaray bu maça iyi hazırlanmamış, özellikle Ergin Ataman hiç ama, hiç hazırlanmamış. Bu Ataman'ın Galatasaray'ın başındaki beşinci senesi ve sanırım sezona hep kötü başlıyor Galatasaray... Önümüzde hafta Galatasaray'ın mutlak kazanması gereken bir Kızılyıldız maçı var. Direkt altına alman gereken bir rakip... Dün onları da izledik oyuncu yeteneği bazında Galatasaray'ın potansiyel olarak çok altında olan, ama sert ve düzenli basketbol oynayan bir takım... GS ise yumuşak ve düzensiz şu ana dek... Bu maçın kaybedilmesi kabul edilebilirdi (tabi bu şekilde değil) ancak, o maçı içeride kaybedilmesinin affı olmaz...

Ergin Ataman'ın ne yapıp edip takımın savunma ve sertlik seviyesini yukarı çekmesi lazım...
 
Maça 7 dakika kala tribünü terkeden taraftarı, kendini kaybedip ağzından salyalar saçarak sahaya para atan taraftara binlerce kat tercih ederim. Skor falan önemli değil. İnsan olmayı, medeni bir şekilde maç izlemeyi öğrenemediğimiz sürece skorların hiçbir önemi yok. Bu sezon yazık kombineye verdiğim paraya. Maçların yarısını seyircili oynayabilirsek iyi. Ben yönetimin yerinde olsam ultraslanı komple yasaklarım.
 
Günaydın arkadaşlar,

Evet takım kötü, transferler daha oturmadı takıma, Russ Avrupa basketboluna alışmaya çalışıyor ama takıma biraz olsa güvenmeliyiz. Hocamız da bizim kadar Galatasaraylı. Bence ilk maçına Cska ile kendi evimizde olması bi nebze avantaj oldu zaten mağlubiyet yazılacak bir takım.
 
Maça 7 dakika kala tribünü terkeden taraftarı, kendini kaybedip ağzından salyalar saçarak sahaya para atan taraftara binlerce kat tercih ederim. Skor falan önemli değil. İnsan olmayı, medeni bir şekilde maç izlemeyi öğrenemediğimiz sürece skorların hiçbir önemi yok. Bu sezon yazık kombineye verdiğim paraya. Maçların yarısını seyircili oynayabilirsek iyi. Ben yönetimin yerinde olsam ultraslanı komple yasaklarım.

Seyirci çekmeyecek lig maçlarına gelsinler, Euroleague maçları için engellenmeli bence de.
 
Teodosic 2 de 2 üçlük atmış bakıyorum 3.üçlüğünü bomboş gönderiyor. 4.üçlüğü ondan da boş. 5. üçlüğü hepsinden boş. Jackson ben sayamadım keza dejavunun kralını yaşadım aynı pozisyondan kaç tane attığını. Bir ara de colo nun attığı sayıyı yayıncı kuruluş tekrar gösteriyor sanıyordum meğer adam aynı sayıları tekrar tekrar atıyormuş. Basketbolda savunma diye bir kavram varsa eğer dün o kavramın yedi ceddini kaldırıp attı bizim takım.

Futbol 11 kişi hadi koca maç boyu bir oyuncuyu çok fazla görmezsin ama beş kişilik bir takım sporun da ve mütamadiyen daha dar daha sistemli bir paslaşmanın olduğu bir sporda ben dieblerin adını sadece oyuna girerken duymayı kabul edemiyorum. Tamam iyi 3lük atıyorsun bu yüzden rakipte seni iyi savunuyor ve attırmıyor da ne yapalım kardeş? bırakalım gidelim mi? Başka hiç bir işe yaramaz mısın sen ?

Ergin Hoca da inanılmaz formsuz başladı. Daha ikinci periyodun maçı 3 tane pivotun sahada . İlk yarı bitmemiş daha faul problemi yok 3 pivotunda sahada. Hayırdır Hocam bol bulunca yani. Teodosiç ve fridzon bizle dalga geçerken Göksenin aklına bile gelmedi. Ayrıca schilb nedir hocam ya. fark 5lere 4lere inmiş bu kobe vari top kullanacak kadar oldumu bu adam ? Tamam benchinde tutmak istiyorsan tut. Ama oyuna sokmak için arkanı dönüp oyuncuyu işaret edip oyuna gir anlamında işaret yaparken ki harcayacağın enerjiye yazık cidden

Hazır olan üç oyuncu var. Sinan,Tyus ve Emir. (Onlar heralde farkli bir hazırlık kampına katıldılar)

Oyun kurucu için tek bir şey söyleyeceğim. Russ aldın hiç bir şey demiyorum. Ha olmaz gönderirsin sıkıntı yok. keza Dentmon için de . Ama niye ikisini yani iki aynı tipte iki aynı özellikte oyuncuyu aynı anda alırsın. Patlama özelliği olan işi sete set değilde bireysellikle götüren iki guard . birini aldın diğerini tam tersi al set oynayabilen bir oyuncu al. çok uzağa gitme git bak rakibine Bobby dixon yedeği onun tam tersi olan sloukas . bir takıma 2 yeni oyun kurucu alıyorsan biri de Amerikalı ise diğeri mutlaka Balkan olacak. Hiç bir şey yapamazsa da en azından set oynamasını sağlar takımın.

Uzun Alman arkadaş içinse birşey demeye gerek yok. Podolski gelsin 5 oynasın daha verimli olur diyeyim yeterli olur herlade
 
Bizde artık gelenek oldu bu en ufak birseyde hemen yabancı madde .Maca gelincede Fridzon'un 3 tane blok yaptığı bir maç .Teo'nun çoştuğu anlarda göksenin oyuna alınmaması facia .Bizim birşeyler yapabilmemiz icin goksenin'in her maç 15-20 dk arasında süre alması gerekir. Schlib sadece zarar .Hoca eski tip pivotta başarısız olmasına rağmen inatla bu sene aldı o şekilde bir isim.Bu dış alan savunmasıyla birde seyircisiz oynarsak Kizilyildiz da yener bizi.
 
Tribunde oturduğumuz bir yerden bizi burası bizim kombineli yerimiz diyerek kaldıran orta yaşlı karı koca çift günün unutulmayan garipliklerindendi. Teibündeki kombinemin yerini hiç merak etmedim. Ilk defa merak eden birini gördüm. Savunmamızın garipliği mi bu olayın garipliği mi ağır basar bilemedim. :) maçla ilgili yazı yazamayacağım çünkü yazmaya bir başlasam bitmeyecek yaptığımız saçmalıklar
 
Bu takım bu hoca ve kadroyla deplasmanda zaten maç alamaz da içerde de kazanacağımız maç sayısı 5 i bulurmu acaba.Çünkü bundan sonra taraftar da gitmez artık maçlara.Ortalama 5-6 bin kişiye oynayacağız Fener maçı hariç.Sezonu belkide haziran ayında hocayı değiştirmeyerek kaybettik.İşkence gibi bir sezon olacak.Yazık oldu.
 
Kısaların undersized olması, bizim savunmanın ilk sorunu olarak görülüyor. Bu yüzden Xavier Munford'u çok istemiştim hoca ondan ne isterse onu yapacak kapasitesi var Munford'un. Belki acayip bir savunmacı olamaz ama iş görür fiziğiyle. Hücumda da takımı kontrol etme noktasında çok iyi oyuncu. Russ veya Dentmon'dan birine çizik atmalı mıyız? Henüz erken ama iş işten geçmeden bazı sert kararlar almak lazım. Yalnızca CSKA maçına bakarak söylemiyorum ama kadroda ciddi sıkıntılar var kısaların uyumsuzluğu konusunda. Bu arada forvetler çok fazla çorba oluyor rotasyonda. Micov'un da formsuzluğu sakatlığına bağlı tabi ama kendine bir an önce gelmesi lazım. Deon ve Pleiss Eurocup'ta bile şu halleriyle sıkıntı çıkarırlar. Onların yerine bir atlet uzun bakmak gerek. Rolleri daha keskinleştirmek gerek. İstatistik kağıdına baktığımız zaman sahada en fazla kalan oyuncu Tyus: 28:10. Ne zaman başarı gelse sahada +30 dakika üzeri kalan birkaç oyuncumuz oluyor bizim. Her sene böyleydi. Bu kadar kadro derinliğine hiç gerek yoktu kısaca. Umarım toparlarız, yoksa çok kötü bir savunma takımıyız ve canımız çok yanar bu savunmayla bu sezon.
 
Beni skordan daha çok oynanan oyun üzdü. Bir tane topu paylaşarak sayı attık, o da 4. çeyrekte maçın koptuğu anlarda. Marmaray'a giderken Kızılyıldız - Doğuş maçını açtım, her hücum planlanmış bir şekilde oynanıyor. Yüzdeler düşük olabilir ya da istenilen sahaya yansımaya bilir fakat iki takımda net olarak çalışılmış, üstüne kafa yorulmuş birşeyler yapıyor. CSKA bile rakibe karşı önlemler alırken bizim sahada 1'e 1'den başka hiçbir hücum opsiyonumuzun olmaması beni üzen konuların başında geliyor.

Her boş turnikeden sonra Sinan Güler, oyuncuları yanına toplayıp, konuştu. Ne konuştuklarını merak ediyorum çünkü el kol ile sanki sen şurada durmalısın diye diğerlerini uyardı. Hatta bir ara Tyus'a Hines'ı gösterdi, "bu senin tut bunu" diye. Kısaca dağınık halimiz ve plansızlığımız bu seviyelere yakışmıyor. Umarım 1 ay sonra düzeliriz, Ergin Ataman'a güveniyorum.
 
Bütün bir yaz boyunca nerdeyse hiç yorum yapmadan bu forumda yazılanları takip ettim. İnsanların çoğu yapılan bazı transferlerin yanlış olduğunu, savunma yönünden dirençsiz bir takım kurulduğunu, alınan iki guardın da mc collum tarzı oynayan guard olduğunu, ancak bize oynatan guard gerektiğini vb. hususları anlattı durdular yaz dönemi boyunca. Sanırım haklı çıkmaya devam edecekler. Aldığımız iki guardın dünkü asist toplamları 0. Bu savunma yapısı ile Eurolig de deplasmanda maç kazanma şansımız çok düşük. Eğer ki Ergin Ataman bu tür hatalara devam edecekse ve bizim de bütçemiz her zaman 10 milyon $ seviyelerinde olmaya devam edecekse, artık bizim de Avrupada marka olan bir koç opsiyonunu sezon sonunda göz ardı etmememiz gerektiğini düşünüyorum. Örn; Olympiakos koçu Sfairopoulos.
 
Diebler birak 3 luk sokmayi, 3 luk denemesi dahi yapamamasi da cabasi herseyin. Hadi savunmayi gectim bari bu adama bi set olsaydi. Eger 3luk atmiyacaksa niye aldik biz diebler'i. Cska ya yenilmek normal ki gecen seneden bence cok daha iyiler, ama bu kadar hazirliksiz cikilmaz maca. Son periyoda baslayan 5 de felaket ornegin. Yahu basla iste tyuss ile, illa russ'i koyucaksa. yaninada scilb ile micovu koy, oyun onlardan donsun, russ ise delsin. Ama oyle bir besle basladi ki; russ goksenin emir deon ve pleiss. Orda zaten 10 olan fark tam 2 dakikada 20 oldu.

Ataman cok formsuz ve bence formdan ziyade hata yaptigini dusunuyor oyuncu secimlerinde. Burdan nasil cevirir bilmiyorum ama russ ile hoca bence yapamaz. Pleiss ise bu takimin pivotu degil. Ornegin Efes te olsa Omic yerine ya bu adam neymis dedirttirir. Ama bu kadroda cok zor.

Maglubiyet dert degil ama gelecek icin cok moral bozucu bir gece oldu. Hoca nin takimla bir bag kurmasi lazim. Bu arada Dogus macinda seyrettigim kizilyildiz bizi bu halimizle yenebilir


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Hücum konusuna girmedim bile abi, savunma felaket olduğu için analiz kısmını savunma üzerinden söyledim ama dediğin gibi hoca kendi takımını bile analiz edememiş durumda, mesela Russ Smith bariz şekilde Pleis ve Diebler ile aynı 5'de olmaz, o varken sahadaki uzun net şekilde Tyus olmalı. Pleiss de sahadayken yanındaki uzunumuz Daye veya Deon, ikisi de sırtı dönük oynayabilen uzunlar, orada Pleiss'in orta mesafe şutlarını denemek lazım geçen sene Lasme'de yaptığı gibi ama hoca tersini deniyor, Pleiss'i sırtı dönük oynatıyor, Diebler'a 2 maçtır çizilen set yok, geniş rotasyon bence kafasını karıştırdı, sürekli 7-8 kişiyle aynı 5'leri denemek zorunda kalan, oyunculara hata payı veren özgürlük sunan kadro yapılarıyla bugüne kadar hep başarılı olması tesadüf değil, ileride bu takımın da rotasyonunu 8-9 kişi bandına çekmek zorundayız mutlaka.
 
Hücum konusuna girmedim bile abi, savunma felaket olduğu için analiz kısmını savunma üzerinden söyledim ama dediğin gibi hoca kendi takımını bile analiz edememiş durumda, mesela Russ Smith bariz şekilde Pleis ve Diebler ile aynı 5'de olmaz, o varken sahadaki uzun net şekilde Tyus olmalı. Pleiss de sahadayken yanındaki uzunumuz Daye veya Deon, ikisi de sırtı dönük oynayabilen uzunlar, orada Pleiss'in orta mesafe şutlarını denemek lazım geçen sene Lasme'de yaptığı gibi ama hoca tersini deniyor, Pleiss'i sırtı dönük oynatıyor, Diebler'a 2 maçtır çizilen set yok, geniş rotasyon bence kafasını karıştırdı, sürekli 7-8 kişiyle aynı 5'leri denemek zorunda kalan, oyunculara hata payı veren özgürlük sunan kadro yapılarıyla bugüne kadar hep başarılı olması tesadüf değil, ileride bu takımın da rotasyonunu 8-9 kişi bandına çekmek zorundayız mutlaka.

EL formatı değişti.30 sert maç en iyi ihtimalle.Ligde en az 40 maç ilaveten.Minimum 70 maçlık bir seriyi 8-9 kişilik rotasyonla nasıl idare edebilir,başarılı olabiliriz,mümkün değil.12 kişilik rotasyondur olması gereken ama yapılan her transfer birbirinden kötü ve hatalı olup,üstüne birde sistemle,organizasyonla işi olmayan,kaos basketbolu tüm kariyer özeti olan inadım inat bir koç varsa başında daha ilk maçtan bu işin olmayacağı belli oluyor.
 
Maçtan önceki günler sürekli İtoudis'in yorumları dikkatimi çekti ve acaba biz ne yapıyoruz diye düşündüm. Rakip koç basın toplantısında bizim takımın tüm oyuncularını tek tek saydı, kimin ne özellikleri olduğundan nelere dikkat etmeleri gerektiğinden bahsetti. Antremanlar sırasında ipekçi atmosferinin seslerini dinletip videolarını izlettiği yazıldı basında. Takdir ettim ve maçı kazanma ihtimalimiz olmadığını anladım. Görmek istediğim sadece iyi bir mücadele iyi bir basketboldu. Bizim takımın da CSKA'ya karşı nasıl hazırlandığını merak ediyordum.

CSKA gibi tüm Avrupanın en çok bilinen takımının hiçbir özelliğine hiçbir şekilde çalışmamışız. Set hücumunda sayısız kez boş turnike yedik, CSKA deyince akla gelen 2 isim olan Teodosiç ve De Colo'dan sayısız kez bomboş üçlük yedik. Kimse kimi tutacağını ne yapacağını bilmiyordu. Dürüst olayım ben takımımı izlerken utandım. Yenildiğimize değil sokaktan çevrilmiş kişilerle maça çıkmış gibi hazırlıksız oluşumuza utandım. Hiçbir şey yapmayışımıza utandım.

İşin kötüsü bunun tek maç için olduğunu da düşünmüyorum. Yani evet geçen sene de deplasmanda özellikle utanılacak durumlara düştüğümüz maçlar birçok kez oldu ama o zaman hoca maç seçmiş, takım maç seçmiş zaten hedef maç değildi gibi bahaneler üretip diğer maçlar için takımdan umutlu olabiliyordum. Tabi bunda Eurocup gibi nispeten düşük seviyeli yerde olmamızın da etkisi vardı.

Şimdi Avrupanın en büyük sahnesinde, gelecek için hiçbir umut vermeyen oyuncu grubu, koç ve düzensizlik içindeyiz. Umarım toparlarız. Çünkü toparlayamazsak da şu anda görünen senaryo olur, takım kopuk kopuk tüm sezon takılır, Euroleague'de 13-14. olur ligde de kötü gidersek zaten zor kazanılan ilgi, taraftar her şey kaybedilir. Küskünlük başlar. Eski unutulmuş, köhne günlere döneriz.

Bir şeyler yap koç, kötü seçimler yaptın, kötü bir hazırlık süreci geçirdin, hala telafi etmek için şans var.
 
Takımı hazırlık dönemi dahil ilk kez izleme fırsatı buldum. Hazırlık maçlarında sadece sağdan soldan kısa özetlerle izleyebilmiştim ama formdaki çoğu arkadaşım gibi benimde kaygılarım takım kimyasında ve savunmadaydı. Dün maç saatine kadar zaman geçmek bilmedi,takımı özlemişiz ama galip geleceğimizi geçekten hiç düşünmüyordum. Sadece takım olarak bir duruş olsun yeterliydi benim için. CSKA ile ilk değilde 8.9. maçta karşılaşsaydık belki daha iddialı olabilirdik. Tek tek değerlendirme yapmak istiyorum;
Ergin ATAMAN: Koça inancımız tam, baştan söyleyeyim ama bu takım sanki ilk kez dün bir dostluk maçında bir araya gelmiş gibiydiler. Beni en çok üzen nokta hocanın kafasındaki ne ilk beş, nede rotasyon net değil. Daha sıkıntılı durum ise kariyerinde hep dar rotasyonla oynayıp başarılı olan hocanın yeni eurolige sistemine ne şekilde uyum sağlayacağı. Bir ara Allstar maçı gibi beşer beşer adam değişti. Hocanın ilk işi bence rolleri kesin hatları ile belirlemek. Eurolige beşimiz, lig beşimiz genel hatları belli olmalı. Roller net olmalı. Aynı anda Russ ile Pleiss sahada olmuyor, olacak gibide değil, bazı özellikleri eksikde olsa Göksenini euroligde kullanmak zorundayız, takımımız çok yumuşak, hiç olmazsa kısa savunmamız bir tık artar. Pota altında Deonu daha fazla kullanmamız gerekecek şu anki form durumu itibariyle. Sonuçta CSKA ile oynadık, oturmuş kadro, sistem takımı, bu maçtan iyi ders çıkarmak lazım.
Russ SMİTH:Şu ana kadar pek güvenilir bir oyuncu olduğunu söylemek zor, dakikalarını oyunda kaldığı sürede yanındaki oyuncuları iyi ayarlarsak 15-16 dakikada skor anlamında katkı alabiliriz ama savunmada sanki basketbola yeni başlamış gibi duruyor, bu yanını nasıl tolere ederiz kocaman bir soru işareti.
Justin DENTMON: Hocanın bu takımın 1. gardı sensin mesajını oyuncuya vermesi lazım. Kaliteli oyuncu takıma alıştıkça verimi artacaktır. Takımın onu, onunda takımı benimsemesi şart.
Austin DAYE: Artıları ve eksileri bir hayli fazla, hocaya düşen artılarının eksilerinin önüne geçirmek. Bence seviyesini 1-2 tık arttırırsa çok kaliteli bir oyuncu. Onunda doğru beşle iyi işler çıkartacağına inanıyorum.
Alex TYUS: Tartışmasız en faydalı isim. Savaşıyor, ekmeğini taştan çıkarıyor ama Lasme gibi süreleri çok fazla olursa sakatlık riski artar buna dikkat etmek lazım.
Emir PREDZİLÇ:Dünkü performansını beğendim, ikinci bir gard gibi oynadı, zaman içinde bence performansı artacaktır.
Tbor PLEİS: Alınmadan önceki düşüncelerim ile dünkü düşüncelerim olumsuz anlamda değişti diyebilirim. Sadece oyuncu performansından değil hoca o boyda bir adama set çizmezse o adam zarar verir takıma. İnşallah ben yanılırım.
Jon DİEBLER:pleisteki yorumumun hemen hemen aynısı, bu kadar saf bir şutörümüz var ama tek bir setimiz bile yok.
Sonuç olarak biraz sabır, biraz da roller belirlenirse inşallah güzel günler görürüz. Top hocada...
 
Savunma yapamamak başka sahada ne yaptığını, nerede duracağını bilememek başka. Maalesef dün sahada ne yaptığını ve ne oynadığını bilmeyen bir takım vardı.
Maçın en büyük sorumlusu Ergin Ataman. Bu kadar zaman sonra takım bu haldeyse koç kusura bakmasın işini yapamamış demektir. Maç içinde ki saçma sapan rotasyon denemelerine ise diyecek söz bulamıyorum.
 
Ergin ataman hiçbir zaman takımını kontrol etmeyi sevmedi. Sorumlulugu takımın önemli oyuncusuna verip insiyatifi ona bırakırdı.. Ama şimdi sahada birbirine yabancı bir beş var ve 4'ü de sorumluluk almak istiyor.. Bunlar çözülmeli.. Takımın lideri kim, ne zaman kimi kullanacagız.. Emir, sinan, russ daye oyundayken karmakarısıs hucum ediyoruz.. Top paylasımı sıfır.
 
Aslında sezon başı transferler tamamlandıktan sonra herkes savunmayı aşağı yukarı tahmin edebiliyordu; fakat dün akşam sahanın her iki tarafındaki görüntü endişe verici boyuttaydı.

Arkadaşlar önceki mesajlarda boyalı alan savunması, kısalara yapılamayan baskı (Göksenin tercihi neden gecikti anlamış değilim) ve geçen seneden devam eden dış atış savunması problemi hepsinden söz etmiş. Takım olarak yapamadığımız savunma (3.çeyreği biraz hariç tutarak söylüyorum) ilerisi için hiç umut vermedi. Ancak beni endişelendiren hücumdaki organizasyon sıkıntısı. Maç boyunca Diebler'a bir set dahi çizmemiş olmamız gerçekten çok şaşırtıcı. Statik şutör bir oyuncuya set çizmeden süre vermek 4 kişi ile hem hücum etmek demek. Ayrıca Russ'ın tercihleri ise gerçekten hayal kırıklığıydı. Russ benim büyük beklentiler içinde olduğum bir hamleydi ancak birilerinin kendisine Avrupa'nın NBDL'den de NCAA'den de çok farklı olduğunu söylemesi gerekirdi. Söylemediğini varsayıyorum çünkü bir pozisyonda Hines'ın kapattığı alana hala girme çabası bunun en büyük ispatıydı.

Russ'a olan inancım hala devam ediyor ama Pleiss ciddi bir defo bizim için. Çok ince size'ı olduğu için teması aldığı anda dağıldı ve sahanın iki tarafında da bize ciddi dezavantaj yarattı. Schilb'in takımda tutulması ve Pleiss tercihi koca bir sezona negatif anlamda etki edecek gibi duruyor. Sezon başında savaşan savunmacı bir kısa ve sert kalıplı bir uzun hamleleri yapmış olsaydık çok daha farklı olabilirdi her şey.

Son olarak; evet ağır bir mağlubiyetti ama sezon başında olması bize iyi bir mesaj oldu. Zor durumlara düşüp tekrar ayağa kalkma konusunda ülke genelinde kulüp olarak bizden daha iyi bir örnek yoktur. Ben hala Ergin Hoca'ya ve takıma inanıyorum, başaracağız.


Not: Emir'e güzel şeyler söylemek içimden çok gelmese de dünkü performansı biraz umutlandırdı ilerisi için.
 
Cska bizi her zaman yenebilir, 25 degil 40 sayi da atabilir ancak beni asil dusunduren ergin hoca. Takimla hic alakasi yoktu, tek bir set oyunu gormedik, sacma sapan degisiklikler yapti macin kopmasina davetiye cikardi.
Diebler 3 luk kullanmayacaksa neden sahada ?
Onunde tek bir penetre savunacak adam yokke. Pleiss neden sahada ?
Goksenin neden teodosicin karsisina mac bitince cikti ?
Gibi sorular sorulabilir.

Umarim toparlar hoca
 

Üst