• Sitemiz şuan güncelleme aşamasındadır, karşılaşabileceğiniz teknik sorunlar için şimdiden özür dileriz.

Ezel

1973 yılındaki sahneler benim çok hoşuma gidiyor, günümüzdeki sahneler ne kadar durağan gidiyorsa o yıllardaki olaylar ise acayip hızlı ve heyecanlı gidiyor.

Bu arada Ali sonunda Kerpeten Ali olduğunu hatırladı çok şükür, iyi posta koydu. Bir de Tefo kafayı attıktan sonra Şebnem'in "üffleyim mi, üfff.." demesinden sonra "üff ne ya, üff ne!" demesi yardı beni, tabii taksiciye sövdüğü sahnede iyiydi. "Senin ağzını yüzünü ..." :)
 
Tam tersi düşünüyorum, Barış. Ali kim oluyor da, Ezel'e posta koyabiliyor ki? :) Şu yaşananlarda Ali'nin payı yok sanki. Bana garip geldi o sahne. (:

Ezel, intikam alayım derken, birçok şeyi kaybetti, ama neden intikam almaya çalışıyor, olaylar neden bu boyuta geldi? Ali'nin de payı var, demek istediğim.
 
Bi insan anca bu kadar küfür edebilir herhalde. :)
Ali çok doğal ya. :)
 
Ali öyle azar işitecek biri değil Yiğit, ben bu yönden bakmıştım. Baştan beri mahallenin hırçın çocuğu olarak lanse edildi Kerpeten Ali, sonra yaptığı hatayı telafi etmek için Ezel'le birlikte tekrardan beraber oldu. Diğerleri gibi tekrardan yamuk yapma ihtimali çok düşük ama onunda bu bölümde üstüne basa basa söylediği bir şey var o da; Kerpeten Ali oluşu. :)

O azarlanmayı, böyle emirlerle hareket etmeyi sevmiyor. İşte ben bu yönden baktım, bir de o posta koyduğu sahne ile birlikte dellenip küfür ettiği sahne de epey iyiydi. Mert'in de dediği gibi, acayip doğaldı o an. :)
 
Demir Yusuf eski sahnelerde hapishanede Ömerin yüzünü çizen adam mı acaba ?
 
O değil Enes, o adam çıkan yangında ölmüştü yanlış hatırlamıyorsam. Yusuf Demir'in olayı Ramiz'e dayanıyor, aralarındaki konuşmadan bunu anlıyoruz.

Zaten Ömer'in yüzünü çizen gardiyan gençti, o olaydan sonra da Ramiz, Ömer'i ameliyat ettirip Ezel'e dönüştürüyor.
 
Maserati döndü ya en çok ona sevindim.. :)
 
Ne güzel bir dizidir ya :) Ayrıca eski sahneleride gerçekten ayrı bi güzel.
 
Kafayı yedircek bize kim hain kim değil herkes blöf yapıyor ya kafam karıştı poker masasında gibiyiz :)

Haluk Bilginer büyüksün usta..
 
Geçen sene izlemiyor, hatta dalga geçiyordum...

Bu sene başladım, kafayı yerinde bırakmıyor, kafayı yoruyor ama uyanık tutuyor, güzel birşey...
 
Ezel reyting anlamında her geçen hafta kan kaybediyor..
 
Çok normal iyice baydı, kendini tekrar etmeye başladı.
 
bi dizi kemik kadrosundan vazgeçip başka kişileri dizeye sokmaya başlayınca soğutuyor kendinden.
 
İlk sezon ne kadar efsane ve müthişse ikinci sezon da o kadar berbat gidiyorlar ve bunu da bir türlü düzeltemiyorlar.

50. bölümde Kenan'ın matematik bilgisine de selam çaktılar Meliha Teyze ile, gözümüzden kaçmadı. :)
 
Dünkü bölüm baya güzeldi.

Dayının Demir Yusuf'un elini sıktığı sahne en güzel sahnesiydi diyebilirim.

Birde Demir Yusuf erken gitti sanki ):
 
İkinci sezonun en iyisiydi geçen günkü bölüm. Bu arada sonunda o malum 6 ay meselesi de bu bölümde yaşanacak, son yayınlanan iki fragmanda heyecanlandırıyor insanı. Umarım artık bu bölümden sonra kalitesini konuşturur.

Ha unutmadan, Ramiz Karaeski'nin emaneti olan Şehr-i İstanbul'u alma söylemi de on numaraydı, bölümün en güzel sahnesiydi. :)
 
Son 2 bölümü üstüste seyrettim, bittim dağıldım. Bade .
 
Son 3-4 bölümü mükemmel gidiyor, ilk sezondaki tatı fazlasıyla aldım. Yılbaşından sonra verdikleri ara yaramış sanki senaristlere, yine mükemmel iş çıkartıyorlar.

Geçen günkü bölümde çok iyiydi, Ali'nin daha önce Ömer'i neden sattığını hiç söylememişlerdi ama 53. bölümde ufaktan giriş yaptılar ancak yine öğrenemedik. Onun haricinde Ali ve Tefo'nun kavga sahnesi ise çok başarılıydı, Tefo'nun posta koyuşuna hayran kaldım. :)

"Hasta mısın Lan Sen!"
 
Kerpeten Abi'miz fena dağıttı bu hafta, hem kendisini hem bizleri. İyice toparladı artık dizi, her geçen hafta daha da izlettiriyor.
 
Geri
Üst