Re: Galatasaray TV; Eleştiri, Beğeni, Öneriler..
Bir radyo-televizyoncu olarak nacizane düşüncelerimi yazmak istedim. Umarım sizi sıkmam. Gerçi bende Digiturk olduğu için ve Galatasaray TV digiturk'te olmadığı için çok fazla izleyemiyorum ama takip edebildiğim kadarıyla GS TV yerel tv ya da test yayını yapan tv formatında. Program denilen bir şey yok. Dolgu dediğimiz yayınlarla gidiyor. Zaten televizyon da test yayın ibaresini koyarak bunu doğruluyor. Şu anda başında profesyonel bir ekibin olmadığı çok belli. 'Bizim oğlan götürsün' mantığıyla yapılıyor yayın. Ana yayına geçilecek mi ya da ne zaman geçilecek bilemiyorum ama yayını esas kılan "program"dır. Sürekli eski maçları döndürüp dolaştırırsanız, o kanal bir süre sonra batar. Gündemi yakalamak zorundasınız. Herhangi bir Galatasaray maçı bittiğinde sporcunun yanına gider röportaj yaparsınız. Maçı değerlendirirsiniz. Bu yalnızca futbol için değil diğer tüm branşlar için geçerlidir. Bunun için de profesyonel bir ekip görevlendirmeniz gerekir. Galatasaray Lisesi çıkışlı ya da Galatasaraylı pek çok iletişimci vardır. Bir kısım insan bunu gönüllü bile yapabilir. (muhabirler örneğin)
Benzer durum sitemiz için de geçerli. Galatasaray Bayan basket takımı çeyrek finale yükseliyor, haber ancak ertesi gün giriyor siteye. Bir Galatasaraylı bunu ilk önce kendi web sitesinden öğrenmek ister. Yıllar önce Diyarbakır'da çalışıyorken bir kütüphane kurulması gündemdeydi. İstanbul'dan biri yardımcısıyla birlikte geldi. Kitapların kataloglama işini öğretmek için. Sohbet ederken Galatasaray mezunu ve koyu Galatasaraylı olduğunu öğrendim. O yaz Galatasaray müzesini ziyaret ettiğimi, orada duran amcanın tek başına ilgilendiğini ve müzedeki sergilemenin kötü olduğunu söyledim. Galatasaray Kulübüne "kütüphaneyi ve müzeyi düzenleyelim, müthiş bir arşiv var çünkü" diye öneride bulunmuş. Yönetim kabul etmemiş. Şu anda Beşiktaş'ınkini yapıyoruz dedi. Galatasaray'a Beşiktaş'ın yarı fiyatından bile daha aşağıda yapacaktık dedi. Bu olay 2001 yada 2002 gibi olmuştu. Demek istediğim şu, her işi profesyonellere bıraktığımızda ortaya düzgün iş çıkar. Sen ben bizim oğlan yapsın mantığıyla hareket ettiğimizdeyse ne yazık ki öncü kulüp olma vasfımızı gitgide yitiririz.
Bir radyo-televizyoncu olarak nacizane düşüncelerimi yazmak istedim. Umarım sizi sıkmam. Gerçi bende Digiturk olduğu için ve Galatasaray TV digiturk'te olmadığı için çok fazla izleyemiyorum ama takip edebildiğim kadarıyla GS TV yerel tv ya da test yayını yapan tv formatında. Program denilen bir şey yok. Dolgu dediğimiz yayınlarla gidiyor. Zaten televizyon da test yayın ibaresini koyarak bunu doğruluyor. Şu anda başında profesyonel bir ekibin olmadığı çok belli. 'Bizim oğlan götürsün' mantığıyla yapılıyor yayın. Ana yayına geçilecek mi ya da ne zaman geçilecek bilemiyorum ama yayını esas kılan "program"dır. Sürekli eski maçları döndürüp dolaştırırsanız, o kanal bir süre sonra batar. Gündemi yakalamak zorundasınız. Herhangi bir Galatasaray maçı bittiğinde sporcunun yanına gider röportaj yaparsınız. Maçı değerlendirirsiniz. Bu yalnızca futbol için değil diğer tüm branşlar için geçerlidir. Bunun için de profesyonel bir ekip görevlendirmeniz gerekir. Galatasaray Lisesi çıkışlı ya da Galatasaraylı pek çok iletişimci vardır. Bir kısım insan bunu gönüllü bile yapabilir. (muhabirler örneğin)
Benzer durum sitemiz için de geçerli. Galatasaray Bayan basket takımı çeyrek finale yükseliyor, haber ancak ertesi gün giriyor siteye. Bir Galatasaraylı bunu ilk önce kendi web sitesinden öğrenmek ister. Yıllar önce Diyarbakır'da çalışıyorken bir kütüphane kurulması gündemdeydi. İstanbul'dan biri yardımcısıyla birlikte geldi. Kitapların kataloglama işini öğretmek için. Sohbet ederken Galatasaray mezunu ve koyu Galatasaraylı olduğunu öğrendim. O yaz Galatasaray müzesini ziyaret ettiğimi, orada duran amcanın tek başına ilgilendiğini ve müzedeki sergilemenin kötü olduğunu söyledim. Galatasaray Kulübüne "kütüphaneyi ve müzeyi düzenleyelim, müthiş bir arşiv var çünkü" diye öneride bulunmuş. Yönetim kabul etmemiş. Şu anda Beşiktaş'ınkini yapıyoruz dedi. Galatasaray'a Beşiktaş'ın yarı fiyatından bile daha aşağıda yapacaktık dedi. Bu olay 2001 yada 2002 gibi olmuştu. Demek istediğim şu, her işi profesyonellere bıraktığımızda ortaya düzgün iş çıkar. Sen ben bizim oğlan yapsın mantığıyla hareket ettiğimizdeyse ne yazık ki öncü kulüp olma vasfımızı gitgide yitiririz.