Gündemden

Valla abicim o kadar takımda kaldı bir tane vukuatı yok, bildiğim kadarı ile basına falan da sadece bir kere konuştu. Karakteri Kewell'a benziyor. Çok kaliteli adamdı, kapasitesi belli idi ama her şeyini veriyordu çıktımı sahaya.
 
Şamil Turançiftçi' Alıntı:
Valla abicim o kadar takımda kaldı bir tane vukuatı yok, bildiğim kadarı ile basına falan da sadece bir kere konuştu. Karakteri Kewell'a benziyor. Çok kaliteli adamdı, kapasitesi belli idi ama her şeyini veriyordu çıktımı sahaya.

Abi kurban olurum öyle kapasiteye. :) Golü kokluyordu, topun nereye gideceğini tahmin edip saniyede orada oluveriyordu. Bunun en büyük örneğini Beşiktaş'a 2 dakikada attığı 2 golde görmüştük. Şu anda oynadığımız sistem 4-3-3'te ortasaha üçlüsünün sonuncu adamı olabilirdi herhalde...
 
Aslında kısa tek paslar İliç'in yaptığı en iyi şeylerden biri idi gençken Rijkaard'ın elinde olsa değişmezi olabilirdi, savunması biraz zayıftı orta saha oyuncusu için o var ama.
 
"Bugün bunları yazan var mı Tanburacı'dan başka?"

osman tanburacını yazısının özeti işte bu cümle,buram buram yalakalık koktuğunun delili,samimi bir eleştiri yapan insan yazıyı bu cümleylemi bitirir,gs ın son iki sezondaki başarısızlıklarını medyaya yıkmak,birilerini aklamak değilmidir,bu da yalakalığın dik alasıdır,yazının neresini düzeltelim,ntv sporda gs lı yorumcu yok derken,sırf biraz yönetimi eleştirdi diye hakan ünsalı gs lı saymıyormuyuz,lig tv de oğuz tongsir ve bahri havadır gs lı değilmi bu adamlar lig tv nin çoğu programının yapımcısı ve sunucusu değilmi,trt ye gelince hakan şükürü muhalif diye hangi sığ akıl görmezden geleblir,birileri medyaya suçu yüklemeden önce o medyaya başarısızlıklarıyla koz verenleri niye görmüyor,medyayı suçlarken niye onlara devamlı malzeme veren kaptan ardayı hiç görmüyoruz.eğer biz gerekli olan başarıyı gösterirsek medyada bizim yanımızda olacaktır,eleştiriler övgüye dönüşecektir,öyleyse medyayı muhalifleri eleştirip birilerine masaj gönderen bir yazıyı yalakalık olarak görmekte bence bir sakınca yok...
 
Üflesen yıkılır zannederdin ama bir yerden biterdi, Ilic. Cidden çok faydalı bir oyuncuydu.2 sezonda 22 gol atmış. Bir ofansif orta saha,bir ikinci forvet için iyi bir rakam. Gösterişsiz, göze çarpmayan bir oyunun altında müthiş verimlilik sahibiydi.
 
Uğur zaten 10 golün altına düşmezdi İliç bizden önce de, bizde bi 8 gol attı eralde 10 un üzerindede asisti hep vardı dediğim gibi yapabileceği oydu ama hep yapardı İliç.
 
Bursaspor´un yeni formalarını beğenmedim. Şampiyon oldular, Şamp. Ligi´nde oynayacaklar biraz daha formalara ağırlık verselermiş güzel olurdu.



Daha farklı renklere açık olun Bursaspor´lular. Bizlerden birşeyler kapabilirsiniz... :)
 
Dün gece UEFA Avrupa Ligi Ön Eleme 3. Turunda OFK Belgrad ile karşılaşan Galatasaray Futbol Takımı bu sabah yaptığı antrenmanla çalışmalarına devam etti.

Florya Metin Oktay Tesisleri?nde Teknik ekibimiz Frank Rijkaard, Johan Neeskens, Nezih Ali Boloğlu ve Albert Roca Pujol yönetiminde, futbolcularımız saat 10:00?da Jupp Derwall Antrenman Sahası'nda bir araya geldi.

OFK Belgrad maçında 45 dakika ve üzerinde forma giyen oyuncularımızın izinli olduğu antrenman yaklaşık 2 saat sürdü.

Isınma çalışmaları ile başlayan idman süresince fizik kondisyon ve taktik çalışmalar üzerinde duruldu. Antrenman çift kale maçla tamamlandı. Çift kale sırasında bir çarpışma sonucu Lorik Cana antrenmanı tamamlayamadı. Cana?nın durumu yarın yapılacak kontrolden sonra belli olacak.

Milan Baros takımdan ayrı düz koşu ve topla çalışmalar yaptı.

Antrenmanın ardından futbolcular öğle yemeği için ana binaya geçtiler.

Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı, yarın (31 Temmuz Cumartesi) akşam 18.30?da Florya Metin Oktay Tesisleri'nde basına ve taraftara kapalı olarak bir çalışma gerçekleştirecek.


Buyur burdan yak.Sakatlanmayan bir Cana kalmıştı, tam oldu.
 
Darbeye bağlıysa bişi olmaz diye tahmin ediyorum ama sağlık ekibin düşündükçe.
 
Şirketlerin Birleşmesi SPK Tarafından Onaylandı

SPK'nin bugün (30 Temmuz 2010) yayınladığı bültende Galatasaray Sportif AŞ ile Galatasaray Futbol AŞ'nin birleşmesi onaylandı. Onay kararı bültende şu şekilde yer aldı:


"Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar A.Ş.?nin (GS Sportif), Türk Ticaret Kanunu?nun 451'inci maddesi, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 18-20'nci maddeleri ve Kurulumuzun Seri:I, No:31 ?Birleşme İşlemlerine İlişkin Esaslar Tebliği? (Seri:I, No:31 Tebliği) hükümlerine göre Galatasaray Spor ve Futbol İşletmeciliği Ticaret A.Ş.?yi (GS Futbol) devralmak suretiyle birleşmesine, birleşme sözleşmesine ve duyuru metnine onay verilmesi talebinin;

A) Birleşme duyuru metninde her iki şirketin halka açık GS Sportif bünyesinde birleşmesi sonrasında GS Sportif?in gelir-gider yapısında meydana gelecek değişikliğe ilişkin bilgilere yer verilmesi suretiyle,

B) GS Sportif?in esas sözleşmesinin 7, 8, 9, 11, 13, 14, 17, 18, 20, 21, 24 üncü maddelerinin tadili ile Geçici 7 nci madde eklenmesi suretiyle yapacağı değişikliklere uygun görüş verilmesi talebinin olumlu karşılanmasına karar verilmiştir."
 
Müthiş bir haber kutlarım yönetimimizi ! Haah bu arada, transfer ne zaman yapılacak acaba. Bu konuyla ilgilenen yetkililer var mı... !!
 
Bu satırları Türkiye Spor Yazarları Derneği yönetimi olarak Galatasaray Kulübü Başkanı Sayın Adnan Polat'ı ziyaretimizin hemen ardından yazıyorum.
Elbette ki konuşulanların büyük bir bölümünün yazılmaması kuralına uyacağız. Ancak hemen yazılması gerekenler de az değil.

Öncelikle, hani şu pek kimseyi ilgilendirmeyen ama Polat'ın 'en az 5 şampiyonluk değerinde' diye nitelendirdiği iki şirketin birleşme işi dün resmen gerçekleşti.

Onun için 30 Temmuz'u tarihî bir gün olarak nitelendirdi Polat ve 'ayağınız uğurlu geldi' diye iltifat etti.

Hayır, bizim uğurumuz filan değil ama 4 yıllık zorlu bir çalışmanın ürünüydü bu. Rahmetli Özhan Canaydın da bu konuda büyük çaba göstermişti. Başkan Yardımcısı Prof. Mehmet Helvacı ile profesyonel yönetici Ebru Köksal'nın çabaları da sonucun alınmasında etkendi.

Sarı Kırmızılı kulübün bu işten dolayı uğradığı zarar 200 milyon dolar civarında hesaplanıyor. Peki, bu kadar zarara yol açabilecek bir işe baştan nasıl girişilmişti, sorusunu da yanıtlamak kolay olmuyor.

O dönemde bu işin profesörü olan, yakıştırma değil gerçekten bu unvanı taşıyan kişiler bunun çok hayırlı bir iş olduğunu ileri sürmüşlerdi. Aylar süren tartışmalar sonunda da imzalar atılıp bu yola girilmişti.

Üstelik iş o kadarla da kalmayıp Fenerbahçe ve Trabzonspor'un da benzer bir modele yönelmelerine neden olmuştu Galatasaray'ın seçimi. Sadece Beşiktaş kendini bu furyadan uzak tutmayı bilmişti. O da Hüsnü Güreli sayesinde olmuştu.

Polat'ın OFK Beograd maçında son dakikalarda yedikleri gollerle ilgili tavrı zaten fotoğraflarıyla birlikte basına yansımıştı. Ancak tur için umudunu hâlâ koruyor. Belgrad'da kazanmanın zor ama imkânsız olmadığını söylüyor. "Yeni stadımızda Avrupa maçları da oynamak istiyoruz" diye işin bir başka önemli yanına dikkat çekiyor.

Ocak 2011'de hizmete girmesi beklenen yeni stadın bütün koltuklarının kırmızı olacağı ve öteki özellikleriyle buranın rakipler için bir cehennem haline geleceği yolundaki haberi TSYD Yönetim Kurulu Üyesi ve Habertürk Spor Müdürü Halil Özer kardeşimizin çok ilgisini çekti. Bugünkü HaberTürk'te konuyu geniş biçimde işleyecektir sanırım.

Polat'ın medyadan yakınması da kaçınılmaz olarak gündeme geldi. Bu da katıldığımız her benzer toplantıda TSYD yönetimi olarak bizi en çok sıkıntıya sokan konu oluyor. Gerçekten basının bir bölümünün yaptıklarının savunulabilir yanı yok. Ancak yasal nitelikteki birtakım önlemlerin bile bu konuda yeterli olamadığı biliniyor. Polat da yaşadıkları sorunları bundan böyle mahkeme yoluyla çözmeye çalışacaklarını söyledi.

Özellikle taraftarın en büyük beklentisi olan transfer konusunda verdikleri sözü tam olarak tutacaklarını vurguladı Polat. Bu da demek oluyor ki önümüzdeki günlerde Sarı Kırmızılı takımın yeni yabancı oyuncuları gelecek.

Aslında bu da çelişkili bir duruma yol açıyor. Çünkü böylece o çok yakınılan medyanın bu transferlerle ilgili "zar atma" şansı doğuyor. Yani Sarı Kırmızılı kulüp 2 adam alacaksa en az 20 isim yazma olanağı bulunuyor. Dolayısıyla işin bu yanında olupbitenler için yapılabilecek fazla birşey de kalmıyor.

Polat, şu günlerde her bakımdan Galatasaray'ın tarihini değiştirdiklerini belirtirken masasının üzerinde 200'ün üzerinde proje olduğunu söyledi. Bunlarla ilgili olarak harcanan mesainin hiç umursanmayışı onu en çok üzen nokta. "Top çizgiyi geçmedikten sonra ne yapsanız boş. Böyle bir anlayışla nereye varılabilir?" diye soruyor.

Elbette ki Haldun Üstünel de konuşuldu. Bu konuda Polat, kesin ve mutlak bir tavır içinde şunu söylüyor: Haldun'a hiçbir şekilde laf söyletmem! Çok iyi bir Galatasaraylıdır, büyük hizmetlerde bulunmuştur. Ne yazık ki biraz duygusal davranıp istifa durumunun geri dönülmez hale gelmesine yol açtı. Hizmetleri kesinlikle unutulmayacaktır. Taraftarın ona vefasını da normal karşılıyorum. Onu içlerinden biri olarak görüyorlar.

'Fener'le dost kalacağız'

-Adnan Polat'ın en çok tepki gösterdiği konulardan biri de Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'la aralarındaki olumlu ilişkinin başka yönlere çekilmesi olmuş. Bu konudaki yakınmasını şöyle aktarıyor:

"Benim bildiğim, yıllardır bu iki kulüp arasındaki gergin ilişkilerden sözedilir ve böyle bir dostluk ortamının özlendiği söylenir. Ben de bunun böyle olması gerektiğine inanıyor ve öyle de yapıyorum. Fakat bu kez öyle şeyler yazılıp söyleniyor ki insan ne diyeceğini bilemiyor. Bu insanların ne istediklerini anlayabilmek mümkün değil. İlle kavga-dövüşle mi başarılı olunur?"

Türkiye'nin hemen her alanda kavgadan çok yorulduğunu ve bunların da ülkeye zarar verdiğini belirten Polat, "Örneğin Kulüpler Birliği'nin daha verimli çalışabilmesi, Türk futbolunun ve kulüplerin daha iyi noktalara gelebilmesi için Aziz Bey'le birlikte çalışmamız gerekiyor. Ben de bu konuda ona destek veriyorum. İşbirliği yapmamızın şart olduğu başka noktalar da var ve yapmaya çalışıyoruz." diye konuşuyor.

Kişisel olarak da Aziz Yıldırım'la iyi ilişkiler içinde olduğunu belirten Polat, son olarak Almanya'daki maç sırasında yaşanan durumlara sürekli olumsuz anlamlar yüklenmeye çalışılmasının saçmalık olduğunu söyledi.

Son sözü de şu oldu: Evet, birileri illa ki birşeyler söyleyip duracak ama biz doğru bildiğimiz yolda yüremeye devam edeceğiz.

Bütün kötülükler Sezgin'den mi?

-Başkan Polat'ın en çok tepki gösterdiği noktalardan biri de Adnan Sezgin'le ilgili yayınlar... Sezgin'in Türkiye'de kendi alanında en donanımlı ve nitelikli kişilerden biri olduğunu belirten Polat, ona dönük eleştirileri şaşkınlıkla karşıladığını anlattı. Sezgin'in Sarı Kırmızılı kulübe, son çalıştığı yerden aldığı ücretin yarısına geldiğini ve önemli hizmetlerde bulunduğunu belirten Adnan Polat, "Hakkındaki suçlamalar sürekli gündeme getiriliyor ama bunlardan aklandığı neredeyse hiç söylenmiyor... Yıllarca profesyonel futbol oynamış. ABD'de yöneticilik yapmış. Türkiye'de yaptıkları ortada. İşini son derece iyi yapıyor. Mevzuatı, yasaları, yönetmelikleri iyi biliyor. Federasyondan ve hatta başka kulüplerden bile bazı konuları ona soruyorlar... Kulübün bir kuruşunun bile boşa harcanmasına izin vermiyor. Ayrıca çok ketum ve ciddi bir adam. Daha ne isteniyor?" diye konuşuyor. Bazılarının Sezgin'i Galatasaray'daki bütün kötülüklerin kaynağı olarak göstermeye çalışmalarının kendisini etkilemeyeceğini belirten Polat, "Başkan olarak kimlerle çalışacağıma ben karar veririm." diye bu konuda noktayı koyuyor.

Ahmet ÇAKIR / Zaman
 
Ciddi şekilde elenme tehlikesiyle karşı karşıyayız maalesef. Ya bir Tromsö faciası daha yaşarsak bunun bedelini kim ödeyecek? Biz taraftarlar yıllardır yeni stadımızda şampiyonlar ligi hayali kuruyorduk, hayalimizi suya düşürdüler. Bir de şimdi beğenmediğimiz Avrupa liginde dahi olamazsak ne yapacağız? Koca kulübü bu hale düşürenler utansın ne diyebilirimki başka. O kadar şey var ki anlatılacak, tatildeyim, inanın vaktim yetmez yazmaya. Sadece şunu sormak isiyorum, beyefendi çıkmış "Taç atışlarında ve oyuncu değişikliklerinde oyuncularım acele etti o yüzden maç bu hale geldi" diyor. Burası neresi?? Rijkaard Galatasaray'ı çalıştırdığının farkında değil, Galatasaray'ın büyüklüğünü de kavrayabilmiş değil. Neye yanıyorum biliyor musunuz, yönetim şu transferleri erkenden bitiremeyerek Rijkaard'ın eline süper bir koz verdi. Bu kozla artık bütün seneyi kurtardı Rijkaard kendi adına, başarılı olamadığı anda yapacağı açıklama belli, işte buna yanıyorum.
 

Üst