Gündemden

Brezilyalı yıldız hem takımda kalıp kalmayacağını merak eden sarı kırmızılı taraftarlara seslendi, hem de yönetime ve Rijkaard'a mesaj gönderdi: "Kalmak istiyorum, gelecek sene çok farklı olacak!"

Kişisel internet sitesi Lincolnofficial.com'da yer alan açıklamasına göre Lincoln, gelecek sezon da sarı kırmızılı takımda forma giymek istiyor. Frank Rijkaard'ın Galatasaray'ın başına geçmesinin ardından yaptığı açıklamada Brezilyalı yıldız "Galatasaray'dan ayrılmayı düşünmüyorum. Gelecek sezon çok farklı olacak" diye konuştu.
 
Fatih Gölşen kesinlikle kale almayacağım hasetinden çatlayn kıskanç bir adam.Onun için onun verdiği hiçbir röportaj hiç bir yorum beni ilgilendirmiyor.Sizede tavsiyen bu yöndedir. Boşuna sinirinizi bozmayın.
 
Hasan Şaş'ın futbolu bıraktığı yazılıyor. Kulüpten ayrılcağı kesindi ama Sivas'la falan adı geçiyordu. Umarım kulübümüz Hasan'a gerektiği gibi uğurlamayı ve jubileyi yapar. Çünkü Hasan, UEFA'dan geriye kalan son isim. Bundan önce yapılmayanlar, umarım Hasan için yapılır.

Bu kulübü karşılıksız sevmiş, zaman zaman fevri hareketler yapsa da içi dışı bir olan Hasan umarım kulüpte daha sonra tekrar görev alır. Olay resmileştikten sonra ayrı bir başlık açmak gerekir.
 
Galatasaray Sezonu Açıyor!

Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı 2009-2010 futbol sezonu hazırlıklarına 22 Temmuz 2009 Pazartesi günü saat 10.30'da yapılacak antenmanla başlayacaktır. Oyuncular çalışmalara 22 ve 25 Temmuz tarihlerinde iki ayrı grup halinde başlayacaklardır.

Yurtdışı yaz kampı programımız ise önümüzdeki günlerde resmi sitemiz ve GSTV aracılığıyla duyurulacaktır.

Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.

Galatasaray Futbol A.Ş.
 
emel dizili' Alıntı:
22 Temmuz 2009 Pazartesi günü saat 10.30'da yapılacak antenmanla başlayacaktır.
22 Temmuz geç değil mi? Bizim ön eleme maçlarımız daha önce başlaması lazım.22 Haziran'dır , herhalde yanlış yazılmış. :roll:

TARİHİ HAZİRAN OLARAK DÜZELTMİŞLER. ;)
 
Johan Neeskens ve Albert Roca Pujol'dan İlk Demeçler

Galatasaray?da Frank Rijkaard?ın yardımcısı olan Johan Neeskens ve kondisyoner Albert Roca Pujol Galatasaray TV?ye özel açıklamalarda bulundu. Neeskens, futbolculuk kariyerinden yeni sezon çalışmalarına kadar birçok konuyu değerlendirirken, Pujol da Galatasaray?ın kamp çalışmalarıyla ilgili açıklamalar yaptı. Pujol Galatasaray?ın kaliteli bir takım olduğunu belirtirken Türkçe?de öğrendiği ilk sözün ise ?Galatasaray Ruhu? olduğunu belirtti.


- Kendisi gelmiş geçmiş en iyi oyunculardan biri . Büyüklerimizin bize anlattığı biçimde zaman zaman izlediğimiz o Ajax yılları var. O büyülü yıllardan bahsetmesini isteyeceğim. Birkaç cümle de olsa o yıllara dair neler söyleyecek?

- Öncelikle 16 yaşında 2. lig takımlarından birinde başladım futbola. 2 sene orada oynadıktan sonra 18 yaşında Ajax?a transfer oldum. 4 senelik bir Ajax geçmişim oldu. Sizin de söylediğiniz gibi başarılarla dolu bir geçmiş oldu. 18-19 yaşında bir futbolcuya nasip olmayacak başarılarım oldu. 4 senelik Ajax maceramda 3 sene Hollanda şampiyonu olduk. 3 sene Hollanda Kupası?nı aldık. Bunun dışında 2 kere Şampiyonlar Ligi?ni kazandık. Bunun gibi başarılarımız oldu. O yüzden benim için unutulmaz yıllardı.

- Bir golünü soracağım. Yanlış hatırlamıyorsam Brezilya?ya attığı goldü. O golü hatırlıyor mu acaba?

- Çok önemli bir maçtı. Brezilya?ya karşı çok sert geçen bir maçtı. Benim için de çok önemi vardı. Finale çıkış maçımızdı. 2-0 kazandık. Gole gelince; topu aldım Cruyff?a pas verdim. Cruyff birkaç adam geçtikten sonra tekrar bana pas attı. Biraz önümde ilerliyordu. Topu atamayacak duruma geldim, atamayacağımı hissettim. Yanlış hatırlamıyorsam Brezilya?nın defansı önüme geldi. Fakat o sırada top sekti derken vurdum topa. Kalecinin üstünden aşırtma bir gol oldu. Hem göze hoş gelen bir gol oldu hem de manevi değeri çok yüksekti. Bizi finale taşıyan gol oldu. Onun dışında ikinci golü de Cruyff attı. Unutulmayacak çok güzel bir anı benim için.

- Gerçekten çok güzel bir goldü. Cruyff demişken, kendisine II. Johan deniliyor. Bu lakap onu rahatsız ediyor mu?

- Çok mutluyum çünkü Johan Cruyff?a baktığımızda dünyanın en iyi futbolcularından biri olarak değerlendirebiliriz. Onun haricinde yaş olarak da benden büyük. Bir toplulukta iki Johan varsa mutlaka birisi birinci, birisi ikinci olacaktır. Beni kesinlikle rahatsız etmiyor. II. Johan diye çağırılmak tam tersi gurur veriyor diyebilirim.

- Dünyanın en iyi penaltıcılarından birisiydi. Hatta Paul Breitner?le mukayese ediliyordu. Kendisine sorulan bir soruya ?En iyi penlatı hangisidir?? sorusuna yerden sert olandır demiş. Ben yıllar sonra bu soruyu tekrar sormak istiyorum. Neeskens?e göre iyi penaltı nedir?

- Penaltı olayına baktığımız zaman her futbolcunun ayrı bir metodu olabilir. Benim için en önemlisi gol olmasıdır. Aynı cevabı tekrarlayabilirim. Mesela Bulgaristan?a karşı 4-1 kazanılan maçta iki tane penaltı kullandım ve gerçekten de önemli bir maçtı. O zamanlarda da aynı şeyi düşünüyordum. Penaltıyı golle sonuçlandırmak istiyorsanız sert vurmanız daha iyi olacaktır. Devamlı yan direk ve üst direk yani ?90? diye tabir ettiğimiz yere belki biraz daha altına atmayı tercih ediyordum. Bulgaristan maçı da finale çıkacağımız maçtı yanlış hatırlamıyorsam. Heyecan vardı. İki kere üst üste penaltı atıyorsunuz. İlk penaltı gol olmuş, ikincisinde kaleci aynı yere atlayabilir. Kafanızda bir sürü soru işareti oluyor. Heyecanla geldim, vurdum. Top biraz ortaya gitti. İstemediğim bir yere gitti ama gol oldu sonuçta. Önemli olan kesinlikle gol olması.

- Penaltıyı şu nedenle sordum. Kendisi Hollanda Milli Takımı?nda yardımcı antrenörken Euro 2000?de İtalya?ya şanssız bir şekilde elendiler. Hem 90 dakikada hem de uzatmalarda penaltı kaçırdılar. Maçı da İtalya?ya penaltılarla kaybettiler. Dünyanın en iyi penaltı atan oyuncularından birinin takımı, penaltı vuruşlarında bir tanesini gole çeviremedi. Penaltının psikolojisi çok farklıdır. Penaltı atmak, futbolun dışına taşan bir olgu. Galatasaray da geçtiğimiz yıl penaltı atışlarından çok çekti. Bu aşamada Galatasaray?a bir çalışması olur mu?

- Ben futbolcuyken bunları çok çalıştım. Özellikle Ajax?ta oynadığım yıllarda her antremandan sonra mutlaka kaleciyi çağırırdım. İddia?ya girerdik. Kendimi penaltıda geliştirmek istedim çünkü penaltı tamamen güvene dayalı bir olay. Belli bir zaman sonra artık atacağınız yeri kestirebiliyorsunuz. Kendinize güveniniz geliyor. Onun dışında mutlaka her takımda üç penaltıcıyı belirlemek lazım. Çünkü penaltı tamamen sizin de söylediğiniz gibi psikolojik bir olay. Kötü başlamış olabilir, kötü pas yapmış olabilir bunların etkisinde kalabilir. Futbolcular bunun için de penaltıyı kaçırabilir. O yüzden hazır olarak üç futbolcunun bulunması gerekiyor. Tabii ki bunlara önem vereceğiz. Antremanlardan sonra futbolcular da zaten bunu yapıyordur. Eminim ki, kaleciyle iddiaya girerler. Böyle şeyler güzeldir. Öyle yaparak kendine güveni gelir hem de takımın penaltı atmadaki sıkıntısı kalkabilir.

- Ajax?taki sistem, futbolcuların farklı mevkilerde görev yapabilmesi üzerineydi. Kendisi de hem defansın sağında hem de orta sahanın ortasında görev yapıyordu. Günümüz futbolunda da bu çok önem kazandı. Artık oyuncular farklı mevkiilerde oynayabilmeli mi? Bu sistemi savunuyor mu? Galatasaray?da da böyle bir sistem görecek miyiz?

- Futbola baktığımız zaman 34 hafta oynuyorsunuz. Sakatlıklar oluyor, cezalılar oluyor. Bu tip oyuncularınız olursa, çok büyük bir avantaj sağlayabilirsiniz. Barcelona?da çalışırken ; Messi olsun, Iniesta olsun, Henry olsun değişik mevkilerde oynayabilen futbolculardı. Sizin sorduğunuz soruya da şöyle cevap verebilirim; tamamen futbolcunun kalitesiyle bağlantılı olan bir durum ve böyle futbolcuların da Galatasaray?da olduğunu düşünüyorum. Yani varolduğunu biliyorum. Bizi de rahatlatır. Herhangi bir sakatlık durumunda , kart durumunda farklı mevkiilerde oynaması hem takımı hem de hoca için de büyük avantaj olacaktır.

- Geçmişe dair son bir sorum var. En unutamadığınız maçı merak ediyorum. Çok uzun bir futbolculuk dönemi, ?şu maçı, şu anı unutamıyorum? dediği an hangisiydi?

- Tabii ki tek bir maç vermek doğru olmaz. Kariyerimin başındayken 19 yaşında Ajax?ta oynadığım Şampiyonlar Ligi Finali?ni 2-0 kazanarak aldığımız kupayı unutamam. Onun dışında Dünya Kupası Finali var. Almanya, Arjantin?le yaptığımız birçok maç var. Panathinaikos Şampiyonlar Ligi maçı en unutamadıklarımdan diyebilirim.

- Şu anda Rijkaard?la çıktığı uzun bir yolculuk var. Yardımcı antrenör ve aslında çok başarılı bir teknik direktör. Teknik Direktörlük kariyerine de devam edebilirdi ama kendisi yardımcı antrenörlüğü tercih etti. Bunun sebebi nedir?

- İlk önce baktığınızda Guus Hiddink?in yardımcı yardımcısı olarak başladım. Sonra Nijmegen?de hem teknik direktör olarak hem de asistan olarak kariyerimde başarılarım da var. Tecrübelerim de var. Onun dışında Frank Rijkaard Barcelona?ya gelmeden önce aradı ve ?Benimle çalışmak ister misin?? diye sordu. Ben de seve seve dedim çünkü daha önce futbolculuk kariyerimde de Barcelona?da oynadığım için tekrar böyle bir konumda eski kulübüme geri dönmek hem avantaj hem de onur verici. Frank Rijkaard?la beraber bir yola çıktık. Barcelona?dan sonra da Galatasaray?a gelmeden önce beni aradı. Galatasaray?dan bir teklif var dedi. Böyle bir kulübü tabii ki seve seve değerlendireceğimi söyledim. Tabii ki zor olacak. Farklı bir ülke, farklı alışkanlıklar... Hiç bilmediğimiz bir yer ama Rijkaard?la bir yola çıktım ben. Ona çok güveniyorum. O da aynı şekilde bana... Karşılıklı saygımız var. Kesinlikle 1. antrenör, 2. antrenör gibi bir hiyerarşi yok diyebilirim. O yüzden bir sıkıntı olacağını zannetmiyorum ve başarılı olacağımızı düşünüyorum.

- Galatasaray?a geldikleri andan itibaren kamuoyu beklentisi total futbol, Galatasaray Barcelona gibi olacak şeklinde beklenti oluştu. Kendisi bu konuda ne düşünüyor? Çünkü bu çok zaman alacak bir durum. Sisteme göre oyuncu mu yoksa oyuncuya göre sistem mi? Hangisi daha önemli?

- Tabii ki sonuçta futbol oynuyorsunuz. En önemli bireyler futbolcular. Her Hollanda teknik direktörünün olduğu gibi biz de atak futbolu çok seviyoruz. Sistemi ondan yana kurmaya hedefimiz var ama onun dışında bu takım çok sakatlıklar yaşadı. O sakatlar tekrar aramıza dönecek. Durumu değerlendirmemiz lazım. Bu, sizin de dediğiniz gibi kolay bir durum değil. Kompleks birşey ve kısa zamanda olacak birşey değil. Ajax başarılı oldu ama uzun bir çalışmanın ardından başarı geldi. Barcelona da öyle. Bizim de 3-4 hafta sonra belirli bir sistemi yakalayıp ?hadi çıkın oynayın? dememiz kolay olmayacak. Takımı değerlendireceğiz, futbolcuları göreceğiz, sakatların durumunu değerlendireceğiz. Yeni gelenlerin adaptasyon dönemi de olacak. Onun dışında tabii ki aak futbola yönelik bir mentalitemiz olacak.

- Galatasaray?ı daha önce takip ediyor muydu? Maç kasetlerini izledikten sonra ilk izlenimi nedir?

- Tabii ki Galatasaray?ın maçlarını seyrettim. Hem buraya gelmeden önce, hem UEFA Kupası?ndaki Hamburg, Benfica maçlarını seyretmiştim. Takımda çok yüksek bir kalite var. Galatasaray gibi bir kulüpte olması gereken kaliteden bahsediyorum. Demin de söylediğim gibi, yeni oyuncular gelecek. Bizim mentalitemize nasıl uyacaklar, uyabilecekler mi? Bunlar çok önemli. Bu yüzden belli bir zamana ihtiyacımız var. Tanışacağız, ikili görüşmelerimiz olacak. Antremanlar yaptıkça daha açık olacak.

- Son olarak Neeskens?e bazı isimler soracağım. Onlarla ilgili düşüncelerini merak ediyorum.

Rinus Michels?

-En iyi teknik direktörlerden biri.

-Guus Hiddink?

- Ondan çok şey öğrendim ve çok başarılı bir antrenör.

- Frank Rijkaard?

- Çok iyi arkadaşım. Onun dışında çok iyi bir antrenör. Futbol takımını nasıl yönlendirebileceğini çok iyi biliyor.

- Paul Breitner?

- Çok iyi bir sağ açık.


ALBERT ROCA PUJOL RÖPORTAJI



- Öncelikle kendisine hoşgeldin diyoruz.

- Teşekkür ederim.

- Kendisi Fiziksel Aktivite ve Spor Bölümünde üniversite profesörü. Fitness Eğitimi ve Yüksek Performans alanında master yapmış. Yani bu işin okulunu okumuş. Bu pek aşina olduğumuz bir durum değil. Spor bir bilim mi ve bu bilimse okulunu okumak futbola ne sağlıyor?

- Sizin de söylediğiniz gibi bir üniversite geçmişim var. Onun dışında Psikoloji alanında master eğitimi aldım. Hem fizik olarak hem de psikolojik olarak futbolcuları çok iyi anlıyorum. Çünkü kondisyonerlikten önce futbolculuk kariyerim de var. Yani futbol da oynadım. Bu anlamda bana mutlaka avantajları var. Günümüz futboluna baktığımız zaman futbolcuların gerek fiziksel, gerekse zihinsel olarak hazırlanması inanın çok önemli. Tabii ki futbolcuların kalitesi önemli ama artık günümüz futbolunun güce, sürate dayalı futbol olduğu için bu işlere önem verilmesi lazım. Kendimi bu konuda çok tecrübeli hissediyorum. En iyi bildiğim iş...


- Şimdi Galatasaray?ı kamp dönemi bekliyor. Kamp dönemine bazı oyuncular, sakatlıklar, tatillerinin uzaması gibi sebeplerle yetişemeyecekler. Bu açığı nasıl kapatacaklar?

- Söylediğiniz gibi bazı futbolcular sakatlık döneminden geçecek ve bir süre de dönemeyecek. Bazıları milli takımlardan dolayı kampa daha geç katılacak. Onun için benim kafamdaki plan, takımı ikiye bölmek. Hazır olanlarla daha farklı bir antrenman programı yapılabilir. Daha sonra aramıza katılanlara farklı bir antrenman yaptırılabilir. İki grup olarak değerlendirip aynı seviyeye getireceğim.

- Fiziksel anlamda nasıl bir Galatasaray bekliyor bizi? Barcelona?daki fizik gücünü Galatasaray?da görebilecek miyiz?

- Tabii ki bu soruya ben de, umarım en kısa zamanda Barcelona düzeyine ulaşırız derim. Karşılaştırmak çok da doğru olmayabilir. Bu tip konularda futbolcunun fiziği ya da tekniğinin iyi olması yeterli olmayabilir. Genetik özellikler de çok önemli. Tabii şu anda futbolcuları çok fazla tanımıyoruz. Bir yorum da yapamayacağım. Her geçen zaman, tanıştıkça, kendi kapasitelerinin en fazlasını, maksimumunu yapabilmeleri için zorlayacağım.


- Dün Florya Metin Oktay Tesisleri?ni gezdi. Tesisleri nasıl buldu?

- Genel olarak futbol oynamak için çok güzel. Sahalar olsun, fitness yerleri olsun çok beğendim. Ben de Frank Rijkaard da çok memnun kaldık.

- Türkiye?ye gelen yabancılara hemen Türkçe kelimeler öğretmeye çalışırız. Neeskens ?merhaba? diyor. Kendisinin öğrendiği bir kelime var mı?

- Galatasaray Ruhu!
 
Malum, geçtiğimiz hafta, yani 2 Ağustos Pazar günü Süper Kupa finali oynandı. Maçtan ziyade, maçta yaşanan bazı pozisyonlar zihinlerde yer etti...

Maçın hakemi Yunus Yıldırım, Beşiktaş'ın biri net olmak üzere, iki penaltısını vermeyip, F.bahçeli Bilica'yı Yusuf'u düşürmesiyle sebebiyle oyundan atamayınca maçın gidişatı değişmiş oldu...

Peki kim bu Yunus Yıldırım? MHK'nın geçen sezon en fazla maçta görevlendirdiği baş hakem! Bundan önceki iki Beşiktaş - Fenerbahçe derbisini yönetmiş, ikisinide Fenerbahçe kazanmış. İlki 29 Mart 2008 tarihinde İnönü Stadı'nda oynanan, Fenerbahçe'nin 1-2 kazandığı müsabaka. Diğeri ise 3 Mayıs 2009'da oynanan ve yine F.bahçe'nin 1-2 kazandığı lig maçı...

Aziz Yıldırım, ne teknik direktörü, ne kadrosu belli değilken "üç sene üst üste şampiyonluk sözü veriyorum" dedi ve nedendir bilinmez (!), F.bahçe'nin ilk resmi maçında hakem kararları oyunun gidişatına -Fenerbahçe lehine- etki etti. F.bahçe'nin şampiyon olduğu bir sezonun ardından "Şampiyonlukların sahada kazanılmadığını öğrendim" diyen Aziz Yıldırım bu sözü veriyor...

Birkaç spor yazarının dışında Yunus Yıldırım'ı eleştiren var mı? Aynı hatalar F.bahçe aleyhine yapılabilir miydi, yapılsaydı ne olurdu?

Maçtan sonra hakemi eleştiren Beşiktaşlı yöneticiler ve söven Rüştü Reçber ceza aldı. Peki bu eleştirilere yaptığı hatalarla (!) sebebiyet veren Yunus Yıldırım'ın hiç mi suçu yok? Yunus Yıldırım'a ceza var mı? Yok!..

TFF, ligin "marka değerini" böyle mi koruyor? Yoksa başka değerleri korumakla mı mükellefler?!

Böyle konular üzerine yorum yapmaktan hiç haz etmiyorum fakat, daha ilk maçtan "çarkların" işlemesi ve sahada futbolun ve futbolcunun performansı değil, dış etkenlerin belirleyici olması seyir zevkini alıp götürüyor!..

TFF, MHK ve hakemlerden bahsetmişken http://www.medyaspor.com/v02/Columnist. ... lumnID=477 adresindeki yazıyıda paylaşayım...
 
Arda sayesinde bu köye imam geldi

Burası Arda Turan?ın köyü... Köyün ileri gelenleri toplanıp Arda?yı aradı ve bir ricada bulundu. Arda da onları kırmadı. 1984 yılında Edirne?nin Havsa İlçesine bağlı 70 haneli ve 250 kişinin yaşadığı Bakışlar köyüne yaptırılan cami bahçesindeki imam evi zamanla harabeye döndü.

İmam evi olmayan köye gelen imamlar, burada daha fazla durmadı ve cami imamsız kaldı.

Son olarak 2 yıldır imamı olmayan köy camii için Arda Turan?ın köyde yaşayan yakınları devreye girdi ve milli futbolcuyu arayarak köy camiinin onarımı için 10 bin lira para istedi. Arda da bu isteği geri çevirmedi ve hemen istenilen parayı gönderdi. Gönderilen para ile 2 oda 1 salon olan tek katlı müstakil evin içi ve dışı tamamen yenilendi. Köyün imam evide olunca 5 hafta önce Bayburt?tan imam Resul Babaoğlu tayin oldu ve ailesi ile birlikte imam evinde kalmaya başladı.

Arda?dan köy adına para istediğini ve kendisini kırmadığını anlatan yakınları "Arda bu isteğimizi geri çevirmedi ve hemen ağabey diyerek parayı gönderdi. Onun sayesinde camimiz 2 yıl aradan sonra imamına kavuştu" dedi.

Daha önce köy camisinin imamının olmadığını belirten yeni imam Resul Babaoğlu, "Buraya tayin olduğumu öğrenince ilk olarak köye geldim ve imam evine baktım. İmam evi çok güzel bir şekilde onarım görmüş. Bende 2 çocuğum ve eşimi de alarak gönül rahatlığı ile köye geldik ve yeni görevime başladım. Daha önce köye gelen imamlar imam evi harabe olduğu için kalacak yer sorunu yaşıyormuş. Ancak ben Arda Turan sayesinde bunu yaşamadım. Kendisine çok teşekkür ediyorum" diye konuştu.

http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=202966
 
[http://www.maraton.com.tr/news.php?news_id=83941
Röportaj çok uzun olduğu için sadece önemli bir kısmını kopyala yapıştır yapıyorum
MARATON.COM.TR: Çok net bir şey sorabilir miyim o zaman, futbolu da bıraktığınıza göre, hangi takımılısınız?

TUGAY KERİMOĞLU: Ben en fazla bana saygıyı ve sevgiyi gösteren takımın taraftarıyım. Herhangi bir kulüpte yokum şu an.

MARATON.COM.TR: Daha net bir cevap alamaz mıyız?

TUGAY KERİMOĞLU: Daha bundan güzel net cevap olur mu?

MARATON.COM.TR: G.Saraylıyım diyemiyor musunuz?

TUGAY KERİMOĞLU: Ben G.Saraylıyım derim. Niye diyemiyim ki? Ben Beşiktaşlıyım da derim, Fenerliyim de derim. Diyebilirsiniz ama profesyonellik anlamında baktığınız zaman hizmet ettiğiniz kulüpte iyi hizmet ettiğiniz zaman anılıyorsunuz değil mi? Blackburn?e de ben hizmet ettiğimde insanlar benim maskelerimi, Türk bayraklarını suratlarına taktılar. Blackburnlü müyüm?

MARATON.COM.TR: G.Saraylıyım demiyorsunuz çünkü profesyonel hayatınız devam ediyor bir şekilde. Teknik direktörlük kariyeriniz de devam ediyor.

TUGAY KERİMOĞLU: Antrenörlük yapacağız şimdi! İnsanların bakış açısı çok farklı. İnsanlar çocuklarına belki de isimlerini veriyor. Bu doğaldır. Bununla karşılaşıyoruz. Ben G.Saraylıyım da demiyorum ki. Bugün baktığınızda bir insan Manchester United?dan Real Madrid?e gidiyor, Chelsea?den Manchester City?ye gidebiliyor. Ben de G.Saray?da senelerce oynadım. Galatasaraylılık tabii ki var ama profesyonellik anlamında hiçbir kulübü söylememek lazım diye düşünüyorum.


?G.SARAY?DAN FENER?E GİDEBİLİRİM?

MARATON.COM.TR: Böylece diğer sorumun da cevabını vermiş oldunuz. G.Saray?dan Fener?e de gidebilirsiniz yani!..

TUGAY KERİMOĞLU: Gidebilirsiniz. Bu normaldir. Niye gidemeyeyim ki?



Yazık!emre b,tugay,hakan..
giderek endüstriyelleşen futbola bir tek biz taraftalar ayak uyduramıyoruz galiba.Ama olsun biz hep böyle kalalım.


METİN OKTAY;Tek aşkıydı GALATASARAY!
 
tugay şu sıralar ingiltere uzun süre oynamanın vermiş olduğu geniş bakış açısıyla konuşuyor.açıkcası bu açıklamaları tugay a yakıştıramadım.bayağı havalara girmiş.profesyonel futbolcu istediği yapar gibilerinden konuşuyor arda için.yazık doğrusu.
 
Arkadaşım biraz geç kalarak kombine almak istiyor ama bitip bitmediğini bilmiyor, geçenlerde birine sordurmuş ve Eski Açık'ın bittiğini söylemişler. ( Bu zamana kadar Eski açık mı kalır zaten? =) )

Diğer kombinelerden mesela Kapalı Üst'ten falan bilgisi olan var mı? :)
 
Şamil Turançiftçi' Alıntı:
Kapalı üst kombinesi en erken tükenen tribündür her zaman. Maddi durumu iyi ise Kapalı alt hala vardır.

Gs Tv topicinde konular karışmasın diye buradan yazayım.

Ben ultrAslan Eski Açık'a geçtiği için belki kombine vardır diye düşünmüştüm demek ki yanlış düşünmüşüm.. :)

Valla kendisi öğrenci, diğer insanlara nazaran maddi durumu iyidir ama Kapalı Alt için parası yeter mi bilemiyorum. Ben yine de söyleyeyim kendisine.. ;)
 

Üst