Gündemden

İçimden neler söylemiyorum ki! Ama bu medya için ne söylesek az. Adamların başka işi gücü yok mu anlamıyorum. Bütün dertleri bizim olmuş. Arda düğünden dönerken kaza yapar bir geçmiş olsun demeden Arda'yı suçlama çalışmaları, Arda ile Semih kavga eder Semih ''Arda'dan özür diliyorum. sert bir hamle yapmışım. Yanlış anlaşılmış'' der Arda da ona yakışanı yapar hala suç Arda'ya yıkılır, Arda form düşüklüğü yaşar gece kulüplerinden çıkmıyor haberleri yapılır, Arda izin gününde Paris'e gider olmadık haberler çıkartılır... Allah korusun Arda'ya birşey olsa hastahaneye düşse bu medya geçmiş olsun demez yok Arda şundan dolayı hastaneye düştü, yok öyle oldu diye ortalığı ateşe verir...
22 yaşında bir gencin üstüne bu kadar gidilmez. Ama Arda dediği gibi bunlara en güzel yanıtı sahada verecektir...
 
Abdülkadir Yücelman da Cumhuriyet´in dünkü Spor ekindeki köşesinde Arda´ya yer vermişti.

"Türk futbolunun genç ve önemli isimlerinden Arda´nın adı doping ve ceza kurullarında geçmeye başladı, bu iyi bir şey değil. Gerçi 1 maç cezası paraya çevrildi, FIFA´nın yanıt istediği doping olayı kapandı ama ağaç yaşken eğilir demiş atalarımız..."

Bu yazının ardından pes artık dedim ve üşenmeden kendisine e-posta gönderdim. Acaba Yücelman Arda´nın o ilaçları gerekli izinler alındıktan sonra kullandığını bilmiyor muydu? Olayın bu şekilde dile getirilmesini bir insan kendine yakıştırıyorsa, ben bir şey demiyorum.
 
7355_B_Saviola012.jpg


"Galatasaray'dan Saviola'ya süper teklif"



İspanyol spor gazetesi Marca, Galatasaray'ın, Arjantinli futbolcu Javier Saviola'yı transfer edebilmek için görüşmeler yaptığını iddia etti.

Gazetede yer alan haberde, Real Madrid'te 2011 Haziran ayına kadar sözleşmesi bulunan Saviola'ya 3 yıllık sözleşme öneren Galatasaray'ın, bu futbolcuya Real Madrid'te kazandığından daha az para verebileceği belirtildi.

Barcelona'dan bonservisi elinde olarak bedavaya gelmesinden dolayı maaşı yüksek olan Saviola'nın sezon başına 5 milyon Avro kazandığı söylenirken, Galatasaray'ın 3 yıl için toplam 10 milyon Avro önerdiği ileri sürülüyor.

Saviola'dan ne Schuster ne de Juande Ramos'un faydalanmamış olmasından dolayı Real Madrid'in bu futbolcuyu bedavaya Galatasaray'a verebileceği belirtilirken, İspanyol kulübünün tek kazancının kalan 2 sezonda futbolcuya ödemesi gereken 10 milyon Avro'dan kurtulacak olması olarak gösteriliyor.

''Tavşan'' lakaplı 28 yaşındaki Arjantinli forvet, bu sezon Real Madrid'in 8 maçında toplam 182 dakika oynama şansı bulurken, 1 gol attı.


Kaynak : AA
 
Lincoln'e de aynısını yapmışlardı ama bir fark vardı, Lincoln'e bunu yapanlar şu anki Teknik Direktörümüzün arkadaşları idi. Kewell desen zaten şimdiye sarılıktan, karaciğer hastalıklarından yoğun bakımda olması lazımdı, Baroş'a 'hırsız' diyenler aynısını Guiza ya da Önder yapınca hiç bir şey demiyorlar. En önemli 4 oyuncumuz ile uğraşmaları da olayın vehametini gösteriyor zaten.
 
Hamburg : 2 - 3 : Werder Bremen

Hamburg elendi, Werder Bremen finalde.

Bu skoru hatırlamak veya hatırlatmak istemem fakat Hamburg'un bizim düştüğümüz duruma düşerek elenmesi beni çok mutlu etti. Şimdi artistliğini yap bakalım Martin Jol efendi...
 
Adnan Polat ve ekibi Mart?a kadar orada!

2010 seçimlerine hazırlanan Adnan Öztürk, yönetime süre verdi

160520090143349968405.jpg


?Erken seçim için imza kampanyası yok. Zaten olsa da kimse çıkıp buna ?etik değil? diyemez. Çünkü tüzükte var. Bunu söyleyen G.Saray Başkanı da olsa bu onun haddi değil.?

G.SARAY?DA isminiz üzerinde birçok spekülasyon yapılıyor. Başkan adayı olacağınıza dair söylemler var... Nasıl bu kadar tanındınız?

?SON 6 yıldır G.Saray Spor Kulübü?nü daha da yakından takip ediyorum. Bir dönem yöneticilik yaptım. G.Saray Eğitim Vakfı yönetim kurulu üyesi, G.Saray Yardımlaşma Vakfı mütevelli heyeti üyesi, G.Saraylılar Derneği ve GSİYAD üyesiyim. G.Saray?a o kadar da uzak biri değilim.?

G.Saray?ın şu anki yönetim şeklinden bir üye olarak memnun musunuz?

?AÇIKÇASI hiç de memnun değilim. Başkan Adnan Polat?ın ve 15 yönetim kurulu üyesinin performansları beni oldukça şaşırttı. Geçen seçimler öncesi sayın Polat?la birlikte çalışma konusunda defalarca görüştük. Benim nasıl bir yönetim istediğimi kendisi de biliyor. Beklentimiz G.Saray?ın kurumsal bir hale gelmesi, şeffaf bir yönetim sergilenmesi. Önceliğin finansal disiplin olduğu konusunda Polat?la hemfikirdik. Ama görüyorum ki bir sene içerisinde bu konuda hiçbir çalışma yapılmadı.?

?GÜNDEMLERİ FARKLI!?

Çalışma yapılmadığına emin misiniz?

?EMİNİM... Mali Genel Kurul geride kaldı. Oradaki veriler kat edilen mesafenin hiç de yeterli olmadığını gösteriyor. Polat genel kurulda ?Kredi onayı çıkmazsa sonumuz kötü? dedi... Onay çıktı, beklendiği üzere kredi çıkmadı. Yönetim futbola 100 milyon dolara yakın yatırım yapacağına iki şirketi birleştirseydi, bundan farklı bir sportif sonuç olmazdı herhalde. Bu yönetim tarzıyla kulübün geldiği noktada, sportif, idari ve ekonomik olarak ortada...?

Finansal açıdan kulüp neredeydi ki? Polat?la birlikte nereye geldi?

?KULÜBÜN 2008 zararı 100 milyon TL. Kulübün bir yıl daha aynı oranda zarar etmesi halinde, kulübün geleceği noktayı düşünmek bile istemiyorum.?

Sportif başarı aynı oranda ekonomik başarıyı da getiriyor... Bu sene sportif başarı gelmediğine göre önümüzdeki yılda aynı yatırım yapılacaktır..

?YÖNETİMİN geçen sezon yaptığını anlıyoruz... Şampiyonlar Ligi?ne katılmak, Türkiye?de şampiyon olmak için, Fortis Kupası?nı almak için yapıldı bu yatırımlar. Ama sayın Polat işadamı gibi düşünmeli. Bu yatırımların, 100 milyon doların karşılığı sıfır oldu. Sadece Adnan Sezgin?in kulübe zararı 40 milyon Euro civarında. G.Saray?ın sportif başarısızlığı ekonomik olarak da vurdu kulübü. Üzülerek izliyorum ki önümüzdeki sezon için de aynı yatırımı yapmak için kolları sıvamış durumdalar. Önceliği yanlış yatırımlara kaydırıyorlar. Finansal sorunları çözmek sportif başarıdan daha öncelikli olmalı... Çünkü ileride sahaya çıkartacak takım bile kalmayabilir.?

Polat?ın politik duruşunu nasıl buluyorsunuz?

?ENTERESAN bir tarzı var. Okları kendi üzerinden başka yöne çekmek için sürekli farklı gündem maddeleri oluşturuyor. Hakemler, federasyon, medya, hocalar, oyuncular... En son bahaneleri de 40 kişinin imza toplaması...?

Gerçekten G.Saray?da bir imza kampanyası var mı? Erken seçim olur mu? Siz bir ekip ile bu konuda çalışıyor musunuz?

?G.SARAY?DA erken seçime karşıyım. Herkes devrini, kendisine verilen süreyi tamamlamalı. Kendileri istifa etmedikçe, yönetimler sürelerini tamamlamalılar. İmza kampanyasını bir kısım üyenin protestosu diye düşünmeliler. Eğer siz buna ?etik değil? diyorsanız, tüzüğü de etik bulmuyorsunuz demektir. Ve bunu da söylüyorsanız başkan da olsanız bu sizin haddiniz değildir. ?İmza toplamak etik değil? söylemini son derece yakışıksız buluyorum. Medyayı kullanarak bir bardak suda fırtına koparmaya çalışıyorlar. Eğer G.Saray?da etik olmayan şeylerin listesini yaparsak bu liste sayın Adnan Polat dönemi için oldukça uzun olur.?

Söylediklerinize göre G.Saray kötüye gidiyor. Buna kim dur diyecek? Veya kim diyebilir?

?TABİİ ki G.Saray Genel Kurulu... G.Saraylılar?ın birbirlerine doğruları anlatmasının zamanı geldi de geçiyor. G.Saray Genel Kurulu doğru bir yol haritası çizmeli ve onu takip etmeli.?

?CANAYDIN?LA DEĞİLİM!?

G.Saraylılar ne kadar zamandır birbirlerine doğruları söylemiyor? Neden?

?BEN 6 yıldır G.Saray?ı çok yakından takip ediyorum. Daha doğru söyleyen kimseyi görmedim. Herkes birbirine pembe yalanlar söylüyor. Mesela stat... 2011?den önce bitmesi imkansız. Çünkü sadece çatısının yapımı 18 ay sürüyor. Ve çatının siparişi bile verilmedi daha... Şimdi kalkıp loca satmaya çalışıyorlar. 29 Ekim?de bitecekti. G.Saray neden bu işin takipçisi değil? Şirketlerin mutlaka birleşmesi lazım. Çünkü yüzde 37 dışarıdaki hissedarların alacakları şirketlerin değerini aştı. 2010 Nisan son süre... Bilemediniz bir uzatmayla 2010 Haziran... O ana kadar bu şirketler birleşmezse G.Saray bu borçları ödeyemez. Şirketlerden çekilen avanslar inanılmaz boyutlara ulaştı. Gerçekler derken bunlardan bahsediyorum. G.Saray?ın popülist politikalara ihtiyacı yok artık. Gerçeklere ihtiyacı var.?

Sizin Özhan Canaydın ile birlikte hareket ettiğiniz söyleniyor. Geçen hafta Refik Arkan, Sinan Kalpakçıoğlu ve Bülent Tulun ile bir toplantınız olmuş. Siz bu isimlerle birlikte misiniz? Çünkü zamanında yönetim kurulunda ?Tulun ve Kalpakçıoğlu kovulsun? demiştiniz.

?BİR ekip kurdum... Arkadaşlarımla çalışıyorum. Ama bu ekipte ne Canaydın ne de diğer isimler var. Sadece fikir alışverişi yaptık. Canaydın başkanımızdır ve onu dinlememek gibi bir nezaketsizlik yapmayız. Ama şunu da belirteyim... Eğer Canaydın?ın yönetim modelinden memnun olsaydım yönetiminden istifa etmezdim. O gün Kalpakçıoğlu ve Tulun?un da gitmesi gerekiyordu. Toplantıda bunu dile getirmiştim.?

?PLAYSTATION OYNASINLAR?

Biraz önce avanslardan bahsettiniz...

?ŞİRKETLERDEN çekilen paralar... Önceden satılan haklar. Mesela stadın isim hakkı, 5 yıllık forma reklamı, localar... Ada?nın metrekaresini 5.4 dolardan kiraya verdiler. Bir de bunu aynı rakamdan 5 yıl daha uzattılar. Yazık, günah! Kime sordular, kimden onay aldılar bu uzatma için??

Ekonomi ve sportif başarı bu kadar iç içe dururken, nasıl birbirinden ayıracaksınız?

?YAPISAL sorunlar var. Playstation oynar gibi takım kurup dağıtan yöneticiler var. Futbol bilgileri ne ki transfer yapıyorlar, hoca değiştiriyorlar. Bu işi profesyonellere bıraksınlar. Eğer o kadar oyun oynamak istiyorlarsa alsınlar bir Playstation evde takım kurup maç yapsınlar. Amatörlerle yönetilme zamanı bitti artık. Bu işi bilenlere bırakmak lazım. Tabii o bilen de Adnan Sezgin olmamalı. G.Saray 4 yıl mali disiplin içerisinde yönelmeli. Bizim 18 aylık bir acil eylem planımız olacak. Ama sadece 4 yıl değil sonrasında da mali disiplini korumalı. Hesapsız, kitapsız günü kurtarayım politikaları G.Saray?ın evlatlarına da zarar veriyor. Bülent Korkmaz, Ümit Davala ve Murat Özyer?e yapılanlar ortada... Bülent?in G.Saray?a verdiklerini hangisi verdi ki şimdi onu kurtlar sofrasında yalnız bırakıyorlar. Onlar Bülent?e sahip çıkamıyorsa, Bülent onlara sahip çıkar yakında. 100 milyon dolara takım kuruyorsun Şampiyonlar Ligi?nden eleniyorsun, UEFA diyorsun orada yoksun, ligden koptun, Fortis?te yine elendin. O zaman bu paralar nereye gitti? Getirisi ne?

?TAŞRA POLİTİKACILIĞI GİBİ?


KALÇA kemiği büyüyen futbolcu alıyorsun. Barusso, Carusca, Lincoln, De Sanctis ne verdiler G.Saray?a... Skibbe, Kalli geldi gitti... Kalli yine geldi. Ne var bu adamda? Ümit Davala?ya yapılanlar, Bülent?in içinde bulunduğu durum reva mı? Neyi doğru yaptılar ki fatura kesiyorlar şimdi? Yönetim kendi arasında toplansın. Geçen 14 aylık sürenin bir bilançosunu çıkarsınlar. İnsanları suçlamayı bırakıp somut adımlar atsınlar. Evlatlarımıza zarar vermesinler. Kulübü daha çok borcun altına sokmasınlar. Tekrar söylüyorum 2010 Mart?a kadar da oradalar. Kim bugüne dek yaptıkları işi eleştirdi? Kim onlara laf etti, yaptıkları işi bozdu??

Siz aday mısınız? 192 kişinin kulübe üye olmasında bir parmağınız var mı?

?ADAYLIĞIM bende gizli kalsın. Zamanı gelince herkes öğrenir. Kargaşa içinde olmam ve çalışmam. Kulübe toplu üye yapma şansım yok. Sicil kurulu var, yönetim kurulu var. Üyeleri onlar seçiyorlar. Bir de durup dururken liseli lisesiz kavgası çıkarmasınlar. Örneğin benim kardeşim de kongre üyesi. Liseli de değil. G.Saraylılığı?nı sorgulamak da kimsenin haddi değil. Lise üzerinden oy hesabı yapanlar ?taşra politikacısı? zihniyetindedir.?

Gökmen Özdemir / Vatan
 
Doğan SAĞLAM' Alıntı:
Yani Adnan Öztürk önümüzdeki martta aday olacak demek bu yazı.
Ve şu şartlar devam ederse başkan da olabilir. Çünkü Adnan Polat geldiğinden beri kredisini kötü kullandı ve muhalefetin elini güçlendirdi. Eğer bu süreç böyle devam ederse bir daha ki seçimlerde olası Öztürk-Polat çekişmesinin galibi Öztürk olabilir...
 
Uğur YILMAZ' Alıntı:
Doğan SAĞLAM' Alıntı:
Yani Adnan Öztürk önümüzdeki martta aday olacak demek bu yazı.
Ve şu şartlar devam ederse başkan da olabilir. Çünkü Adnan Polat geldiğinden beri kredisini kötü kullandı ve muhalefetin elini güçlendirdi. Eğer bu süreç böyle devam ederse bir daha ki seçimlerde olası Öztürk-Polat çekişmesinin galibi Öztürk olabilir...

neden böyle düşünüyorsunuz Polat yönetiminin sportif başarısızlığımı?
 
Adnan Polat ve yönetimi, hem maddi hem sportif açıdan oldukça başarısız bir yıl geçirdi 2008'de.

Şimdi size soruyorum Adnan Polat liseli olsa taraftar çoktan "istifa" demez miydi? Bence kesin derdi. Ama Adnan Polat yönetimi giderse yerine kim gelecek? Özhan Canaydın'ın belirleyeceği bir başkan. İşte bu nedenle herkes korkuyor. Özhan Canaydın taraftar üzerinde öyle kötü bir etki yarattı ki Adnan Polat'ın bu sene yaptıklarına ağzımızı bile açamıyoruz. Çünkü yine bir liseli gelecek, abileri tarafından yönlendirilecek.

Ki büyük ihtimalle bu dediklerim olacak, Adnan Polat görevini önümüzdeki kongrede teslim edecek.
 
Kesin olmamakla beraber haftaya Sivasspor maçını Olimpiyat'ta oynayabilirmişiz. Elde edilecek tribün geliri kulübümüze iyi bir katkı sağlayabilir. Çünkü bilindiği gibi İstanbul'da sayıları hiç de küçümsenemeyecek Sivasspor taraftarı var...
 
Kendi sahamızda deplasmanı mı yaşayacağız yani?Bu kadar düştük mü?Kaldı ki öyle ya da böyle birilerinin önemsediği Avrupa Ligi mücadesini veriyoruz.
 
Antalyaspor'a süpriz talip!
Antalya'daki Mardan Palace Oteli'nin sahibi Azeri asıllı Rus işadamı Telman İsmailov, Antalyaspor A.Ş ile ilgileniyor. Satın almanın ne zaman gerçekleşeceği, anonim şirketin ne kadarının bu satın alma sürecine dahil olacağı henüz belli değil.
Taraf Gazetesi'nin haberine göre; İsmailov'un üç oğlundan biri olan Sarkan İsmailov ise halen Antalyaspor'un as başkanlık görevini yürütüyor.
İsmailov ailesi önceki yıl Antalyaspor'a 1.5 milyon dolar vererek sponsor olmuştu.
İsmailov, bu yıl da Antalyaspor'a daha yüksek bedelle sponsor olduğunu sezon başında belirtmişti.
Kırmızı-beyazlıların formasında yeni açılan Mardan Oteli'nin reklamı yer alıyor.
Bu otele Antalyaspor bayrağı dikerek kulübe olan sevgisini belli eden işadamının kırmızı-beyazlı kulübe ne zaman sahip olacağı ise henüz belli değil.
Chelsea modeli
Bu birliktelik ilk olarak, İsmailov gibi dünyanın en zengin Azeri işadamlarından olan Mübariz Mansimov'a ait Palhaber adlı internet sitesinde yer alan, Çılgın Azeri Antalyaspor'u alıyor başlığıyla duyurulmuştu.
İsmailov'a yakın kaynaklar, İsmailov'un Chelsea'nin sahibi Rus oligark Roman Abramovich gibi bomba transferlerle Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'a kafa tutacak bir takım yaratmak istediğini söylüyor.
Rusya'nın 57'nci zengin işadamı olan İsmailov'un sadece Moskova'da kira aldığı iki milyon metrekare mülkü bulunuyor.
1989'da çocukları Alik, Sarman ve kendi ismi Telman'ın isimlerinin başharflerinden esinlenerek kurduğu AST Şirketler Grubu'nun 2008 cirosunun yedi milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor.
Lukoil'in de ortağı olan İsmailov, daha büyük bir yatırımı olursa onu da Türkiye'de yapacağını söylüyor.
 
Şu haberi okuduktan sonra ve örnek verilen klüpleri gördükçe Nasrettin hocamızın öngörüsüne hayran kalıyor adam, taa o zamanlardan çözmüş para-düdük ilişkisini..
 
"LINCOLN SORUNLU, KEWELL GEREKSİZ"

Zaman Gazetesi'nde yer alan habere göre; Galatasaray'ın unutulmaz hocaları arasına adını yazdıran Karl-Heinz Feldkamp, teknik adamlığa ve Türkiye'ye veda ederken gündemi sarstı. D-Smart'tan ayrılıp Digitürk platformuna geçen GS TV'nin 75. kanalda yayın hayatına başlaması dolayısıyla yapılan özel programa konuk olan Alman çalıştırıcı, geçen sezon bitime 6 hafta kala görevden ayrılırken 5 futbolcunun takımla ilişkisinin kesilmesini önerdiğini söyledi.

Bu oyunculardan üçünü Ümit Karan, Hasan Şaş ve Sabri Sarıoğlu olarak açıklayan Kalli, Hakan Şükür'ün bu listede bulunmadığını kaydetti. Yazarımız Ahmet Çakır'ın yanı sıra GS TV Genel Müdürü Hasan Tankaya, Lig TV İstihbarat Şefi Bahri Havadır ve Yeni Şafak'tan Osman Tanburacı'nın sorularını cevaplayan Kalli, bu sene teknik danışman olarak yeterince fayda sağlayamadığını kabul etti. Alman hoca, bunu da yönetimin pek organize sayılamayacak çalışma şekline bağladı.

Özellikle transferler konusunda pek görüşünün alınmadığını belirten Feldkamp, bu noktada neyin nasıl yapıldığını anlamanın pek mümkün olmadığını dile getirdi. Genellikle transferlerin gerçekleşmesinden sonra konunun kendisine iletildiğini ifade eden deneyimli teknik adam, hataları da sıraladı: "Sezon içinde görüldü ki Galatasaray'ın sağ tarafta eksiği var; ama durmadan sol kanada adam alınıyor! Ayrıca, ben olsam Kewell'ı transfer etmezdim. Onun ne kadar iyi bir profesyonel olduğunu ve elinden gelenin en iyisini yaparak örnek tavır gösterdiğini görmüyor değilim. Fakat Galatasaray geleceğe dönük bir yapılanma içindeyken sağlık durumu sorunlu olan bu oyuncu ile yola çıkamaz. Ayrıca, devre arasında Servet Çetin için iyi bir yedek bulunmalıydı. Onun sakatlığı çok ciddi bir soruna yol açtı."

Hasan Şaş, Ümit Karan ve Sabri Sarıoğlu'nun gönderilmesi isteğiyle ilgili yönetime rapor sunduğuna dikkati çeken Feldkamp, diğer iki futbolcuyu açıklamadı. Alman hoca, durumu bu futbolculara anlattığını vurguladı. (Feldkamp'ın göreve geldiği günlerde, 2007 yazında Bolu'da görüştüğü Zaman ekibine, 'Dünyada Arda Turan ve Sabri Sarıoğlu'nu alacak para yok!' dediği hatırlandığında Sabri için hüzünlenmemek elde değildi). Michael Skibbe'nin göreve getirilmesi konusunda da sanılanın tersine, kendisine danışılmadığının altını çizen Feldkamp, buna karşılık Bülent Korkmaz için yönetim kuruluyla tam 4 saat görüştüklerini ve bundan sonra karar verdiklerini beyan etti. Yönetimin yeni dönem için iki yabancı teknik adam üzerinde durduğunu kaydeden Feldkamp, bu isimleri vermekten kaçındı. Skibbe'nin yardımcılarının görevden alınmasından sonra kendisinin devam etmesinin tuhaf bir durum olduğunu düşünen Alman hoca, böyle bir şeyin kendisine yapılması halinde 1 saniye bile görevde kalmayacağına değindi.

LİNCOLN SORUNLU BİR FUTBOLCU

Geçen sezon Beşiktaş maçı öncesinde Hakan Şükür ve Lincoln'ü kadro dışı bıraktığını anımsatan Kalli, buna benzer konularda gerekli tavrı almayan teknik adamın disiplini sağlayamayacağı fikrine sahip. Feldkamp, ayrıca Cassio Lincoln'ün sorunlu bir futbolcu olduğunu herkesin bildiğini, görev döneminde kendisinin Brezilyalı oyuncuyu, "Senden haklı olarak çok şey bekleniyor. Galatasaray ve Türk futboluna karşı borcun var. Ona göre davranmalısın." diye uyardığını açıkladı. Harry Kewell ve Cassio Lincoln'ün kendi özel fizyoterapistlerini Florya'ya getirmelerine izin verilmesini, takımı içinden dinamitlemek anlamına gelen çok hatalı bir uygulama olarak gören Feldkamp, "O günden sonra yaşananlar da ortada." diye konuştu.

Adnan Polat'ın şu anda başarılı bir başkan olarak nitelendirilemeyeceğini belirten Karl-Heinz Feldkamp, bu konuyla ilgili görüşlerini de şöyle ifade etti: "Daha önceki pozisyonlarında, yani futbol şube sorumlusu ve başkan yardımcısı durumunda daha rahattı; o görevleri gerektiği gibi yapabiliyordu. Fakat Türkiye'deki başkanlık şekli çok daha değişik şeyler gerektiriyor. Sanıyorum ki Polat da bunları görme aşamasında."

Galatasaray'ın şampiyonluğa ulaştığı geçen sezonun bitiminden önce kulüpten ayrılmasına karşın, sonrasında nasıl olup da teknik danışmanlığa dönebildiğinin sorulması üzerine Feldkamp, şöyle devam etti: "Sayın Polat tarafından asıl öneri, teknik direktör olarak devam etmem için yapıldı. Sonrasında böyle bir görevde anlaştık. Asıl niyetim de Galatasaray'ın öz kaynak düzeniyle ilgili çalışmalar yapmaktı. Polat'ın bana olan saygısı ve güveni kadar, ayrılırken herhangi bir tatsızlık yaşanmamış olmasının da dönmemde etkisi olmuştur. Biz her zaman dostuz ve birbirini anlayan insanlarız." Başkan Adnan Polat'ın kendisine haber vermeden futbolcularla toplantı yapmasının görevden ayrılmasında etkin olduğunun üzerinde duran Feldkamp, "Bu bir görüş ayrılığıydı ve ben gereğini yapmak zorundaydım." ifadesini kullandı.

Türk futbolunun ciddi bir organizasyon sorunu yaşadığını düşünen Feldkamp bazı konularda yapılanları anlamanın mümkün olmadığını söyledi. Kendisinin görevde olduğu dönemde pazartesi günü Konyaspor'la lig maçı oynadıktan sonra çarşamba akşamı Leverkusen karşısına çıkmak zorunda kalmalarını unutamayan Kalli, "Unutulmamalı ki federasyonlar kulüpler için var. Dolayısıyla kulüpleri, futbolcuları korumak zorunda. Hele uluslararası nitelikteki yarışmalarda bunu daha çok yapmalı." değerlendirmesinde bulundu. Feldkamp, bir kulüp başkanının yaptığı açıklamalar sebebiyle federasyon tarafından cezalandırılmasını da anlamakta hayli zorlandığını sözlerine ekledi.

giderayak bombalamış kalli.bu açıklamaları gstv ye yapmasıda hayli ilginç olmuş.
 
Lincoln ülkesine gitti

Takımımız Galatasaray'ın Brezilyalı futbolcusu Cassio Lincoln, ülkesine gitti.

Galatasarayımız'da son dönemde yaşadığı sorunlarla gündeme gelen Brezilyalı futbolcu, sakatlığı bulunduğu gerekçesiyle kadroya girmezken, kız arkadaşıyla birlikte İstanbul'dan ayrıldı.

Atatürk Havalimanı'nda Türk Hava Yolları (THY) kontuarında check-in işlemlerini yaptıran ve Frankfurt aktarmalı olarak Brezilya'ya giden Lincoln'ün, yanında 20 adet büyük valizin olması dikkat çekti.

Valizlerin üzerinde Rio de Janeiro'ya yazılı olduğu görülürken, Lincoln, kız arkadaşı ile birlikte THY'nin 8541 sefer sayılı uçağıyla Frankfurt'a gitti.

Bu arada, moralinin bozuk olduğu gözlenen Lincoln, fotoğraflarının çekilmesinden de rahatsızlık duyduğunu bildirdi. Diğer yandan, Galatasaray Futbol A.Ş. Genel Müdürü Adnan Sezgin, Lincoln'ün tatilini geçirmek üzere ülkesine gittiğini, başka bir gelişmenin olmadığını kaydetti.
 
Emre Evren İçöz' Alıntı:
adnan sezgin kendi bilgileri dahilinde gittiğini başka da bişey olmadığını açıkladı umarım geri döner
Emre hala lıncolnun kalmasını mı ıstıyorsun ? bu klup bu adamın yaptıgı artıstlıklerı cekemez ya adam gibi topunu oynasın yada gitsin
 
Doğan SAĞLAM' Alıntı:
Oradanda yeni takımına yollarız umarım artık kendisini.Ulan 3 gün daha beklede takıma saygın var sansınlar!
Abi bırak herkes ne olduğunu açık açık görsün. Hala daha seneye Lincoln'ü düşünenler var ben onlara şaşıyorum. Bu adamın yapmadığı iş kalmadı. Bir Kewell'a bakıyorum bir de bu adama. Birinin geçmişinde Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu, Liverpool, Leeds var ancak hiç afra tafra yapmıyor adam gibi adam. Diğeri ise Messi'den Ronaldo'dan üstün dünyanın bir numarası(!) Bir daha dönmemen dileğiyle...

Bu arada seney Kewell bu takımın 3 kaptanından biri kesinlikle ama kesinlikle olmalı.
 

Üst