Haluk Yıldırım

Tam maçın kopacağı anlarda 2de0 serbest atış attı.Hücum ribaundu geldikten sonra üstüne 3lüğü kaçırdı.Berbat oynuyordu resmen.Karşımda olsa napıyorsun Haluk sen bize bu anlar için lazımsın demek isterdim.İletimde de geçiyordu.Ardından kötü oyuna devam arada bir 3lükle nefes aldırdı.Ve son saniyelerde bir savunma yetecekken(belki koçun tercihidir 3lük riskini düşünmüştür) foul yaptı atış esnasında mıydı heyecandan hatırlamıyorum.Bare sen yapma Haluk dedim.
1 saniye kala 3lüğü gönderdi maçı aldı.Sesimi duydu sanki maçı kendim aldım zannettim.Aslanım Haluk tam yerinde tam zamanında.Bu anlar için çok lazımsın bize.
 
Maç boyu kötü oynadı, hatta takımın en kötüsüydü. Ama son topu kullanabilme yetisi var işte yılların getirdiği.

Sene başından beri kuşkularım vardı onun hakkında. Geçmişte yaşananlar, taraftarlarla arasının bozuk olması... Efes maçından sonraki sevincini gördükten sonra saygı duymaktan başka yapacak birşeyim yok maalesef benim.

Böyle devam...
 
böyle oyuncular böyle zamanlar için lazım...
Cüneyt'de böyleydi 7 de 0 üçlük kullanıp buzzer atıyordu...:)
tecrübe çok acayip birşey...
 
Haluk'ta bu sene onu savunan bizlerin yüzünü kara çıkarmayan oyunculardan.Basketbolda özelikle Haluk'un pozisyonu için konuşmak gerekirse evet genç olmak atletik olmak çok önemlidir,çok büyük avantajdır ama tecrübe herşeydir.Haluk hem sporcu kişiliği,hem yaşama tutkusu,spora bağlılığı ile benim için örnek insanlardan biridir.Bu GS'a imza atmadan çok önceden beri böyledir benim için.

Gazanfer'de söylemiş evet kötü hatıralarmızda oldu Haluk'la ama Efes maçındaki halini tavrını gören ve bu olay sebebi ile Haluk'a kızgın olanların çoğu o gün silmiştir o hatırayı kafasından.Ben şahsen kariyerinin son dönemindede olsa onu formamız altında izlemekten çok memnunum.
 
Eskı defterlerı acmak ne kadar dogrudur oyuncunun formu acısından. Böyle bır soru sorulmaması talep edıyorum. Bu su demek olur he sen sımdı canı gonulden oynuyorsun kalbımızı feth edıyorsun ama gecmıste yasanılan seylerı unutmadık asla bızden bırı olamazsın demek olur ki hiç hos bırsey olmaz bana gore.
Gelecek ıle ılgılı planlarını ve seneye Oktay Hocanın yanında olup olmayacagı ıle ılgılı bır ıpucu almaya calısırsanız sevınırım.
 
Geldiği zaman ben de tepkiliydim. Ama Fülkerle kupa maçında depar atıp fenerli oyuncunun arkasından topu çalışını gördükten sonra "erken konuşmamak" gerektiğini anladım.
 
38 yaşındaki bir adam Jerome Randle'a o bloğu nasıl yapar aklım almıyor.

Kendisini çok iyi bakmış olmalı ki, şuan sanki 32-33 yaşında gibi bedeni...
 
Haluk oyuncu olarak basketbol hayatını bitirdiginde ben acıkcası kendisini yardımcı antrenör olarak bench de görmek isterim.Benchdeki varlıgı bile oyuncular üzerinde olumlu etkisi olacaktır.Gerci daha erken Haluk bu gidisatla 2-3 sene daha basket oynar :)
 
Kendisi sene başında transfer edilirken yazdıklarım için pişmanım.Büyük basketbolcusun , büyük sporcusun ama aynı zamanda büyük insansın Haluk Yıldırım.Seneye parke üstünde olmasa bile mutlaka takımda kalmalı.
 
Kanser hastalığı ile mücadelesini kazanan Haluk Yıldırım, birçok kişi için azmin, inancın sembolü bir kahraman; sahada da tam bir savaşçı

Beko Basketbol Ligi’nde bir oyuncu var ki, o eğer film endüstrisi çok gelişmiş bir yerde doğmuş olsaydı muhtemelen Akademi Ödüllerini hak edecek kadar müthiş bir filme esin kaynağı olurdu. Türk basketbolunda ‘yıldızların yıldızı’ unvanını elde eden ve geçen All Star’da tüm Türkiye’ye duyurulan Haluk Yıldırım’dan bahsediyoruz.

Ülkerspor’un kurulduğu 1993’ten itibaren bu takımda oynayan ve kulüple özdeşleşmiş ve bu kulüpte iken iki yüzden fazla kez milli formayı giymiş bir oyuncu. Hücum yönü arka planda kalsa bile savunma gücü ve yüzde 40’a yakın üçlük yüzdesiyle her an skora da etki edebilecek bir oyuncuydu.

NOTERDEN GELEN HABER
Haluk Yıldırım ‘Hodgkin Lenfoma’ hastalığına yakalandıktan sonra 2003- 2004 sezon ortasında takımından ayrılmak zorunda kaldı. Ülkerspor yönetimi Haluk’un kendi isteğiyle takımı bıraktığını açıkladı. Ancak Yıldırım, Ülkerspor’u kendi rızasıyla bırakmamıştı. Kanser olduğu için anlaşması 10 yıllık kariyerine ve iyileşme olasılığına rağmen tek bir mektupla feshedildi! Sporcu bu haberi noterden öğrendi.

2004-2005 sezonu başında görünürde Ülkerspor’a göre daha kısıtlı kadrosu olan bir takımda, Beşiktaş’ta tekrar basketbola döndü ve takımın en önemli oyuncularından oldu.

2005-2006 sezonu başında Türk Telekom’a transfer oldu. 2008-2009 sezonunda tekrar Beşiktaş’ta görev aldı. Burada kısıtlı kadroya ve yaşanan finansal sıkıntılara rağmen Beko Basketbol Ligi’nde yarı final oynanmasında büyük katkı sağladı. Sonrasında 2010-2011 sezonu dahil iki yıllığına Galatasaray Cafe Crown ile anlaşmaya vardı.

CESARET KAYNAĞI HALUK
O birçok insanının hayatında önemli bir aktör. Ünlü bisikletçi Lance Armstrong gibi kanser hastalarının dünyadaki cesaret kaynaklarının arasında yer alıyor. İsterseniz konuyla ilgili olarak kendisine kulak verelim;

“Hodgkin lenfoma tedavisi olan bir kanser türü. Bunu öğrendikten sonra, hedefim kanseri yenmek oldu. İyileşeceğime inandım. Basketbol camiası da çok destek verdi. Ailem ve eşimin uğraşları apayrı ve çok değerli. Bu hastalık önemli bir tecrübe oldu benim için.”

Galatasaray Cafe Crown’a transferinde taraftarlarda soru işareti vardı. Fakat o soru işaretlerini bir bir çembere gönderdi. Bunu sadece sayı atarak veya savunma yaparak değil takımın abisi, koçun en büyük yardımcısı olarak gösterdi.

O Haluk Yıldırım… O Beko Basketbol Ligi’nde yıldızların yıldızı. (kaynak: http://www.digiturk.com.tr)
 
Haluk abi için sezon öncesinde de demiştim beni hiç yanıltmadı en çok koşan , her saniye takıma nasıl yararlı olabilirim diye düşünen muhteşem bir karakter muhteşem inşallah burdaki yazıları takip ediyordur çok büyük insansın abi çok büyük .
 

Üst