mutlu oldum ben..
yogun bir stres var bu ara uzerimde, bir yandan dersler, sinavlar, is, sila hasreti, bir yandan universitelerden bekledigim kabul cevaplari master programlari icin..
oldukca yogun bir o kadar da yorucu bir hayat, bu gunlerde dusundugumde beni rahatlatan, zihnimi kanalize edip dinlenebildigim nadir seylerden biri basketbol takimimiz..
bilgisayar basindayken bir anda ulebcup in resmi sitesini girip, gectigimiz senelerin sacmasapan istatistiklerini karistirirken bulabiliyorum kendimi, ya da ertesi sabah okul icin sayili saatlerim kalmisken yataga girdigimde,sariyla kirmiziyi dusunuyorum turindeyken,ust uste 3 gece nedir ki diye..
rotasyonlar geciyor aklimdan britton i bir yerlere yerlestirmeye calisiyorum, gectigimiz senelerdeki istatistiklerini gorunce, bu zorlu yol da hesaba katilinca, bu potansiyel nasil degerlendirilebilir diye, coachumuz kadar kafa yoruyorum belki de, ya da neden fatih diye soruyorum, bu firsati nasil degerlendirmezsin diye..
sonra daliyorum uykuya farkinda bile olmadan, ertesi sabah geliyor, ayni yogun tempo ama ben donuyorum her firsatta galatasarayimiza..
sali aksami izleyemedim ben maci, izin alamadim isten, cok yogun olmamiz sebebiyle, gece bitti yorgun argin bir sekilde, aklimda tek bir sey var, bir sayilik bir galibiyet bile avantaj bizim icin, haydi cocuklar diye sanki maci calistigim 5 saat boyunca yasarmis gibi..
eve geliyorum, ilk yaptigim sey montumu bile cikarmadan, forumumuza girmek, ve derin bir sok, algilayamama hali kisa bir sure, sonra ise mutluluk hali, sadece bir tek kelimeyle aciklanabilecek kadar sade ve duru..
uzerinden gecen 3 koca gune ragmen, her firsatta donup, ulebcup sitesine giriyorum ben, i love this gaines i gorucem diye, ya da gozden kacirdigim bir istatistik varmidir diye..
bu macera cok guzel ve ozel, ileride torunlara anlatilacak cinsten;
yola devam..