Sayın Maljkovic'in, Fenerbahçe maçı sonrası basın toplantısından bazı başlıklar: 1) "Elimdeki kadro ile ancak bu kadarı olur, fazlasını beklemeyin; üstelik aynı kadro ile bu çarşamba çok önemli bir maça daha çıkacağız"
Benim anladığım: Transferlerin bir çoğu benim arzum dahilinde yapılmadı. İkinci sene için bana söz verilen kadro bu değildi. Hep yalan vaatlerle kandırıldım; o yüzden kadronun yetersizliğini ilk şimdi itiraf ediyorum, artık sabrım kalmadı! Üstelik, kimse çarşamba günü yeneceğimizi fazla ümit etmesin. Aynen böyle demek istediğini düşünüyorum; çünkü, eğer bu kadro tamamen kendi seçimi olsaydı, kadrodan şikayet edemezdi. O zaman adama sorarlar, "aklın neredeydi" diye. Ya da, kadro tamamen kendi seçimi ve özellikle maraza yaratıp kendisini kovdurtmak istiyor.
2) "Tamamen dolu bir bardağa su koyarsanız; almaz, taşar"
Benim anladığım: Kadro kontenjanınız dolu iken oyuncu alırsanız, elinizde patlar. (Tuğba Taşçı'nın transferini kastediyor) (Sırf bu serzeniş bile, transferlerin kendisinden habersiz yapıldığının bir göstergesi; yoksa, kendi kendini şikayet edecek kadar aptal görünmüyor) Boşaltın şu çöplerle doldurduğunuz kontenjanınızı da, iyi oyunculara yer açılsın!.. Ya da, bütün vebal kendisine ait ve yukarıda da belirttiğim gibi kasıtlı imalarla kendisini kovdurtmak istiyor!..
3) "Umarım, 5 Ocak'tan sonra daha kaliteli bir kadro ile yolumuza devam ederiz"
Benim anladığım: "Ya sakatlar(?) döner, söz verilen kaliteli takviyeler yapılır; ya da bana eyvallah!" demek istiyor hoca... Şimdi bu noktada, geçen sene için kendisine düşük bütçeli vasat bir kadro teslim edileceği beyan edilmiş; ancak bu sene için acaba bazı vaatler verildi mi, burası muğlak...
Sonuç olarak, eğer Hoca'yla yollar ayrılırsa, kendisini baş tacı eden, kendisinin de gönül birliği yaptığı GS seyircisine bu şubede tüm başından geçenleri samimiyetle anlatacak ve yine hepimizin kalbinde bir "baş tacı" olarak kalmaya devam mı edecek; yoksa, hiç bir şey söylemeden, söyleyemeden çekip gidecek ve kalplerde, tüm suçu omuzlayan bir "hayal kırıklığı" olarak mı kalacak!..
Benim anladığım: Transferlerin bir çoğu benim arzum dahilinde yapılmadı. İkinci sene için bana söz verilen kadro bu değildi. Hep yalan vaatlerle kandırıldım; o yüzden kadronun yetersizliğini ilk şimdi itiraf ediyorum, artık sabrım kalmadı! Üstelik, kimse çarşamba günü yeneceğimizi fazla ümit etmesin. Aynen böyle demek istediğini düşünüyorum; çünkü, eğer bu kadro tamamen kendi seçimi olsaydı, kadrodan şikayet edemezdi. O zaman adama sorarlar, "aklın neredeydi" diye. Ya da, kadro tamamen kendi seçimi ve özellikle maraza yaratıp kendisini kovdurtmak istiyor.
2) "Tamamen dolu bir bardağa su koyarsanız; almaz, taşar"
Benim anladığım: Kadro kontenjanınız dolu iken oyuncu alırsanız, elinizde patlar. (Tuğba Taşçı'nın transferini kastediyor) (Sırf bu serzeniş bile, transferlerin kendisinden habersiz yapıldığının bir göstergesi; yoksa, kendi kendini şikayet edecek kadar aptal görünmüyor) Boşaltın şu çöplerle doldurduğunuz kontenjanınızı da, iyi oyunculara yer açılsın!.. Ya da, bütün vebal kendisine ait ve yukarıda da belirttiğim gibi kasıtlı imalarla kendisini kovdurtmak istiyor!..
3) "Umarım, 5 Ocak'tan sonra daha kaliteli bir kadro ile yolumuza devam ederiz"
Benim anladığım: "Ya sakatlar(?) döner, söz verilen kaliteli takviyeler yapılır; ya da bana eyvallah!" demek istiyor hoca... Şimdi bu noktada, geçen sene için kendisine düşük bütçeli vasat bir kadro teslim edileceği beyan edilmiş; ancak bu sene için acaba bazı vaatler verildi mi, burası muğlak...
Sonuç olarak, eğer Hoca'yla yollar ayrılırsa, kendisini baş tacı eden, kendisinin de gönül birliği yaptığı GS seyircisine bu şubede tüm başından geçenleri samimiyetle anlatacak ve yine hepimizin kalbinde bir "baş tacı" olarak kalmaya devam mı edecek; yoksa, hiç bir şey söylemeden, söyleyemeden çekip gidecek ve kalplerde, tüm suçu omuzlayan bir "hayal kırıklığı" olarak mı kalacak!..
Son düzenleme: