Nasıl yani futbol takımı FFP kıskacına yakalanmasın diye gelene geçene imza paralarının yağdırıldığı, menajerlere bütün kulübün musluklarının açıldığı, anca Türkiye ligini oynamayı beceren (onu da domine edemeyen) futbolcuların gönlü olsun diye tüm paralarının primleriyle birlikte günü gününe yatırıldığı ortamda, Play-off yarı final serisinden önce maaşlarını alamadıkları için neredeyse antrenmana çıkmayan erkek basketbol takımına, tarihinde ilk kez şampiyon bile olamayan takıma elenip lig final serisini göremeyen tekerlekli sandalye basket takımına, mobbingle neredeyse görevinden edilecek Sedat İncesu ve görevinden edilen Marina Maljkovic'e üvey evlat muamelesi yapılmadığını mı düşünüyorsunuz? Bu kulübün benim takip ettiğim amatör branşları içinde adam akıllı ilerlediğini gördüğüm tek şube Okan Böke sağolsun voleyboldur. Kim bilir onlar da ne sıkıntılar yaşıyorlar ama bir şube doğru insanların eline verilince gerek her şartta başabaş mücadele etmek olsun, gerekse doğal taraftarı gereği her şubede altyapısı güçlü olması beklenen Galatasaray'ın bu özkaynaklarını doğru kullanmaları olsun doğru bir yöneticilik izledikleri su götürmez.
Mustafa Cengiz'in halen şu basketbol şubesini Ömer Yalçınkaya garabetinden kurtarmaması bile bana göre görevi kötüye kullanmaktır, özensizliktir, üvey evlat muamelesi çekmektir. Demiyoruz ki git Fener gibi NBA'de bile adı olan bir genel menajer getir ama insan en azından yıllardır Banvit'in, Karşıyaka'nın, Tofaş'ın sahip olduğu kadar bir basketbol aklı kazandırmalıydı şu şubeye. 3 ay oyuncu arayıp Auguste'la sözleşme imzalamaktan, Göksenin'le kontrat uzatmaktan, Lazeric Jones'u kurtarıcı olarak takıma dayatmaktan fazlasını yapabilecek bir basketbol aklı. Bu ülkede amatör şubelerine üvey evlat muamelesi yapmayan tek dernek kulübü Fenerbahçe'dir. Hatta Euroleague konusunda da tartıştığımız gibi bence biraz gereğinden de fazla zorluyorlar ama en nihayetinde yoğun ve akıllı çabaları nedeniyle de en uğraştıkları erkek basketboldan daha yeni adım attıkları tekerlekli sandalyeye kadar her şubede de yıl sonunda ödüllendiriyorlar. Onun dışında Galatasaray'ından Beşiktaş'ına ve hatta anca Ufuk Sarıca gibi profilli koç getirince şubeye eğilen Karşıyaka'sına kadar bütün dernek kulüpleri Türkiye'de amatör şubelerine üvey evlat muamelesi çekmektedir. Canaydın dönemi gibi futbol dahil her şubede patır patır dökülüp 2 kuruşun hesabını yapsak içim yanmayacak. Fatih Terim'in han dediği yere hamam kurulurken şubenin hak ettiğinden fazlasını yapan antrenöre sezon içinde bir point guard eklemesi bile reva görülüyor.
Mali olarak dediklerinize katılıyorum. Galatasaray'ın şu anda amatör şubelerde iyi bir işveren konumuna gelmesi belki sportif başarıdan bile öncelikli bir konudur. 20 küsur transfer yasağının 2'ye kadar indirilmesi de bir başarıdır. Ama kuş kadar bütçeye kurulan takımlarda halen oyunculara maaşlarının düzgün ödenmemesi, sırf bu yüzden takımın içinde zor dönemlerde takım arkadaşlarını pışpışlasın diye oyunculara kontrat verilmesi saçmalıktır. Bu sene çok daha iyi olmasını umuyorum, zaten şu kadar bütçelerin doğru yönetilemeyip çalışanın yeniden mağdur bırakılması için de ilgisizlik dışında realist bir sebep göremiyorum.