Sistem ve Kadro Yapısı

Kadromuz
Lakovic,Tutku,Ender
Gordon,Evren,Goksenin
Shipp,Caner,Haluk
Songaila,Cevher,Shumpert
Furkan,Andric

Sertactan ben umitli degilim 1 sene kiralanabilir yine gelisim gostermezse yollar ayrilabilir.Melih Mahmutoglu icinde ayni durum soz konusu.Bu yil gelisim gostermezse onunlada yollar ayrilmali.Gokseninde artik sansini iyi kullanmali.Sadece savunma yaparak olmaz hucum yonunu mutlaka gelistirmeli.Cok calismali.
Ilkandan umitliyim seneye takimimizin oyuncusu olacaktir.Bu yil herkesinde gordugu gibi 3 ve 5 numara eksiklikleri var.Cok sikisik olmadigimiz icin lokavttaki duruma ve hazirlik maclarinda Shippin gosterecegi performansa gore takviyelerin gelecegini dusunuyorum.Lokavttan gelecek oyuncuya en cok bizim ihtiyacimiz var bizi Euroleaguee atacak bir oyuncu bulabilirsek daha sonra donse bile gorevini yapmis olur.
 
Tutku - Ender - Lakovic
Gordon - Göksenin-Evren
Caner - Shumpert - Shipp
Cevher- Songalia - Haluk
Furkan - Andric -Sertaç

Kadromuz fena sayılmaz ama bence shipp ve sertaç zayıf halka konumunda
shipp 3 numarada ne yapacak muamma, sertaç ı en az on kere izledim, hiç umut vermiyor bana
kesinlikle melih mahmutoğlu gibi oynayabileceği bir ekibe kiralık verilmeli
sutör bir 3 numara ve pota altını kapatacak, sırtı dökün oyunu iyi bilen fizikli bir 5 numara
iyi bir 3 ve 5 numara alınmadan kimsenin içi rahat etmiycek bence.

şutör bir 3 numara demişsin bence shipp isteyince bunu yapar. Çünkü Oktay hoca dengeleri bozmamak adına bi çok transferede karşı çıkmış. shipp evet eksileri var ama bu sezon için artıları bize yeticektir diye düşünüyorum ki isteyince çok da iyi şut atabilen biri.
 
şutör bir 3 numara demişsin bence shipp isteyince bunu yapar. Çünkü Oktay hoca dengeleri bozmamak adına bi çok transferede karşı çıkmış. shipp evet eksileri var ama bu sezon için artıları bize yeticektir diye düşünüyorum ki isteyince çok da iyi şut atabilen biri.

isteyince atan biri tanımı saçma. pozisyon bulduğunda atacak bu isteğe bağlı bir şey mi???
shipp in şutu çok iyi değil bunu kabul edelim özellikle üç sayı çizgisinde.
tamam atletik, ribantcu savunması sert ama iyi şutör değil.
bornava gibi takımda sayı kralı olabilir ama bizim gibi hedefi olan takım için yetersiz
bence kiraya verilmeli yada 6. yabancı olmalı
eğer büyük hedefler peşindeysek
deneyelim tutmazsa değilde yerinin ve mevkisinin oyuncuları ile yola çıkılmalı
ve bence 3 ve 5 numarala takviye yapılmalı
tabi bu benim düşüncem....
 
basketbolda şut en kolay geliştirilebilen özelliklerden bir tanesi ama hala herkes tutturmuş gidiyor shipp şut atamıyor diye...faul çizgisinden airball atan gerald wallace şuan nba'de şutu iyi denebilecek oyuncular arasında,smaç şampiyonu jason richardson atletik özelliklerini yavaş yavaş kaybetmeye başladıgında bi baktık keskin şutör oldu keza brent berry de öyle...daha 24-25 yaşındaki oyuncular için şut atamaz denmesin lütfen...basketbolda savunma gibi rebound sezgisi gibi geliştirmesi çok daha zor özelliklere sahip ve içten oynayan bir oyuncu bu kadar kolay harcanmamalı...
 
Hep gerçek bir 5 numara istiyoruz ancak yeni basketbolda bunun ne kadar yeri var? Basketbol sistematik bir şekilde hızlanıyor. P&R savunabilecek hızlı ayaklı 4ten bozma 5 numaralar(Geçen seneki Mike tercihi gibi), 3ten bozma şut tehditi olan hızlı ayaklı 4ler, çift oyun kuruculu sistemler gittikçe daha çok tercih ediliyor ve hızla yaygınlaşıyor.

Galatasaray'dan örnek vermek gerekirse bence geçen seneki en iyi beşimiz
Tutku-Jerry-Caner(Shipp)-Shumpert(Haluk)-Luksa'ydı.

Hala saf 5 numaralardan faydalanılsa da bu yavaş yavaş azalmakta. Hatta daha çok savaşlarda iri yarı adamlar önde gidip düşmanı korkutur taktiğindeki gibi maça ilk 5 başlasalar da rotasyonda süre olarak diğer 5 numaraların altında kalıyorlar. Artık 'pota altında ezilmek' tabiri yerini yavaş yavaş 'şut tehditi olan 4 numarayla eşleşme problemi' adını alıyor. Bu sebeple gerçek bir 5 numaranın yokluğu halen bir eksiklik olmakla birlikte çok da önem teşkil etmiyor.

Çok güzel bir noktaya değinmişsin ancak her iki noktada da rakibe üstünlük kurmak için ilk yoldaki ihtiyaçta giderilse hiç ama hiç fena olmaz.Her şey bir anda gelişti Euroleague yıllardır hayalken şimdi kendimizi bu oluşumun içine attık.Ama artık bizde kağıt üzerinde eksiksiz bir kadro kursakta taraftarda rahat olsa.Mağlup olduğumuz maçlarda niye 5 numaramız yok falan demek yerine eksiksiz kadromuzu yenen takım çok iyiydi yorumlarını görmek daha iyidir bence.Ama bakalım Oktay hocaya güveniyoruz.Geçen sezon ki gibi büyük heyecanlar yaşayacağız.İnşaallah bu sezon geçen sezonun üstüne koyup şampiyonluk göğüsleriz.
 
Hep gerçek bir 5 numara istiyoruz ancak yeni basketbolda bunun ne kadar yeri var? Basketbol sistematik bir şekilde hızlanıyor. P&R savunabilecek hızlı ayaklı 4ten bozma 5 numaralar(Geçen seneki Mike tercihi gibi), 3ten bozma şut tehditi olan hızlı ayaklı 4ler, çift oyun kuruculu sistemler gittikçe daha çok tercih ediliyor ve hızla yaygınlaşıyor.

Galatasaray'dan örnek vermek gerekirse bence geçen seneki en iyi beşimiz
Tutku-Jerry-Caner(Shipp)-Shumpert(Haluk)-Luksa'ydı.

Hala saf 5 numaralardan faydalanılsa da bu yavaş yavaş azalmakta. Hatta daha çok savaşlarda iri yarı adamlar önde gidip düşmanı korkutur taktiğindeki gibi maça ilk 5 başlasalar da rotasyonda süre olarak diğer 5 numaraların altında kalıyorlar. Artık 'pota altında ezilmek' tabiri yerini yavaş yavaş 'şut tehditi olan 4 numarayla eşleşme problemi' adını alıyor. Bu sebeple gerçek bir 5 numaranın yokluğu halen bir eksiklik olmakla birlikte çok da önem teşkil etmiyor.

Hem sert hem hızlı ayaklara sahip Ömer Aşık gibi oyuncularda var
 
Teknik kadro ile yaptığımız söyleşinin ışığında, kadronun belli olmasının ardından sezon öncesi genel tabloya bakış atabilecek konuma geldik. Kadromuzdan ayrılan/katılan isimler ve sisteme ne derece bağlı kalıp basketbolumuzu devam ettireceğimiz elbette kritik noktalar. Yeni yıla geçmeden önce hatıralarımızı tazeleyelim. Geçen sene yolun daha başındaydık, hedeflerimiz buna paralel alçak, karakterini oturtmaya çalışan bir görüntümüz vardı. Bu aşamayı teknik kadronun büyük özverisiyle kısa sürede atlattık ve her maçta prensiplerini ortaya koyan Galatasaray basketbolu ortaya çıktı. Sisteme her maçta sahip çıkmamız, doğrulardan asla vazgeçmeyen inadımız bize 21 yıl sonra finali getirdi. Bundan daha da önemlisi, basketbol camiasında yeniden ayağa kalktı Galatasaray, basketboluyla, taraftarıyla, vizyonuyla.. Rüya gibi geçen bir senenin ardından, hedefler daha net ve daha yükseklere çıktı doğal olarak. Euroleague sahnesine adım atabilme seviyesine kadar geleceğimiz bu yılın öncesinde önemli takviyeler yapıldı takımımıza. Bütün değişiklikleri ele alarak, Oktay Mahmuti ile başladığı koşunun ikinci yılına dair varsayımlar getirelim, göreceğimiz basketbolun yapı taşlarını, yeni yüzlerin eklenmesinin ardından nasıl bir hâl alacağını öne çıkartalım.

Somut ifadeler, her zaman en büyük yardımcıdır bu tür analizlerde. Bundan dolayı, yeni yıla dair yazı girmeden önce kadroda yapılan değişikleri yazalım ;

Takımdan ayrılanlar : Jerry Johnson - Melih Mahmutoğlu - Radoslav Rancik - Ermal Kurtoğlu.

Takıma katılanlar : Ender Arslan - Jaka Lakovic - Jamon Lucas Gordon - Cevher Özer - Darius Songaila - Furkan Aldemir.

Takımla devam edenler : Tutku Açık - Göksenin Köksal - Evren Büker - Joshua Ian Shipp - Caner Topaloğlu - Haluk Yıldırım - Preston Shumpert - Luksa Andric - Sertaç Şanlı.

Oyuncu bazında değişiklikler, bildiğimiz gibi bu şekilde. 15 kişilik bir oyuncu havuzuna sahip olmamız, birden fazla kulvarda mücadele etmemizde bize yardımcı olacak en büyük etken kuşkusuz. Geçen sene kadro derinliğinin istediğimiz ölçüde olmaması önemli maçlarda takımı eksik bıraktı, uzun maratonda takımın nefesini kısıtladı. Örnek olarak, fazla derinlere değil, final serisine gittiğimizde yaşadığımız sakatlıkların oyun ivmemizi nasıl engellediği dün gibi akıllarda. İlk nokta olan kadro derinliğinde, teknik kadronun istenileni elde ettiğini düşünüyorum. Tecrübeli/genç oyuncuların harmanlanmasından sezon boyunca oldukça iyi rotasyonlar çıkaracağımızdan şüphem yok.

Geçen yıl basketbolumuzun en önemli noktası nedir diye düşündüğümde, elbette yaptığımız baskılı ve sert savunma öne çıkıyor. Bizi bir çok maçta avantajlı kılan, başarının asıl temeli olan savunmamız bu yıl yine gücünü koruyacaktır. Bu kanıya nasıl vardığıma gelirsek, geçen yıl kadromuzu oluşturduğumuzda, bir çok ismin işin savunma kısmına sağlayacağı katkıya kuşku ile yaklaşmıştık, önceki senelerde akılda kalan görüntülerin sonucunda. Fakat Oktay Mahmuti ismi, bu görüntüleri istediği şekle soktu, hem de kısa bir süre içerisinde. Geçen yıl bir kaç istisna maç haricinde, her oyuncunun %100'ünü verdiği, sertliğin çok nadir azaldığı bir savunma seviyesine şahit olduk. Bu sene yapılan eklemelere bakıldığında, yine kuşku ile yaklaşılan isimler var, Lakovic ve Cevher gibi. Ancak benim hiç bir şüphem yok, istenilen kıvamın yakalanması adına. Bunların yanında, savunma kısmında yaptıkları ile öne çıkan Jamon Gordon ve ribaund konusunda yetenekleri tartışmasız Furkan Aldemir kadroya katıldı. Bu iki ismin savunma seviyesine yapacağı katkı aşikar.

Geçen yıl savunmamızın artılarına bakarsak, baskının getirdiği ikili sıkıştırmalar, sertliğin hiç bir zaman azalmaması ve yardımlaşma, öne çıkan artılardı. Bu yardımlaşma, fizik olarak rakiplerimizden avantajlı bir konumda olmasak da takım savunmasını diğerlerinden ayıran bir faktördü. Bu üç noktanın devamını, özellikle milli takımda iyi iş çıkaran Ender Arslan ve Yunanistan'da yaptıkları ortada olan Jamon Gordon ile baskıyla, Cevher & Songaila & Furkan isimleri ise, ayak hızlarını kullanarak ikili sıkıştırmalarla getirecekler.

Savunmamızın sahip olduğu dezavantajlara baktığımızda, oyun planını iyi kurgulayan takımların bizi tepeden delmeleri savunmamıza büyük yara açıyordu. Bunun yanında, bir çok maçta içeriye fazla gömülmemiz, yay gerisinde rakiplerimizin istedikleri boşlukları sağladı. Öne çıkan bir diğer eksiklik ise, savunma ribaundlarında çektiğimiz sıkıntı. Bu üç noktanın üzerini kapattık mı diye düşünürsek, ikili sıkıştırmaların savunma anlayışımızın önemli bir yapı taşı olduğu gerçeğini kabul edip dezavantajlarını minimize etme yola devam etmek en doğrusu gibi gözüküyor. İkinci noktada, geçen sene Ermal gibi ayakları yavaş bir uzunla oynamamızın, sahamıza fazla yayılmamızı engelleyen önemli bir husus olduğunu düşünüyorum. Bu sene sahip olduğumuz dört uzun oyuncunun da ayak hızının ortalama üstü olması, içeriye fazla gömülmememizi doğuracaktır. Bu da, daha efektif bir savunma göreceğimizin sinyali. Ribaund konusunda, sadece uzun oyunculara yükü bırakmak doğru değil. Kadromuzda, Furkan gibi bir ribaund değeri var ancak ben asıl pozitif özelliğin, Shipp - Gordon - Caner gibi savunmada müthiş çalışan isimlere sahip olmamızı görüyorum. Bu çalışkan oyuncuların yanında, Cevher - Darius - Luksa - Furkan dörtlüsünün geçen yıl yaşadığımız ribaund sıkıntısını bizlere yaşatmayacaklarını tahmin ediyor, umuyorum.

Savunma kısmını toparlarsak, geçen yıl ilk ateşin yakıldığı savunma anlayışını, bu sene alışkanlık haline getirmek öncelik. Bunu sağlamak için yeterli koşullara sahibiz ve bugün de belirtiyorum, geçen yıldan daha düşük bir savunma performansı göreceğimiz maçlar olacaktır ama kesinlikle savunmanın arka planda kalacağı söz konusu bile değil. Biz savunmamız ile var olan bir takımız ve bu anlayış ufak tefek değişiklikler olsa da böyle devam edecek.

Savunma takım işi olduğundan, genel hatları ile ele aldım. Hücumda ise pozisyon özelinde alabileceğimiz verime bakmak daha doğru, devam edelim o zaman.

'Pick and roll' ne kadar önemli bir basketbol terimi, Oktay Mahmuti ile hücumu şekillendiren Galatasaray için. Ancak bu anlayış hücumumuzun bel kemiği olsa da, bir noktanın üzerine Galatasaray hücumunu yıkmak doğru değil. Geçen yıl hücum tarafında akılda kalan en önemli anların Tutku - Luksa ikilisinin yaptığı ikili oyunların olmasına bir söz denilmez, en çok keyifin alındığı dakikalardı çünkü kuşkusuz. Fakat, yeri geldiğinde Ermal ile pota altında birebir hücumuna sayı şansını bırakan Galatasaray'ı, Jerry Johnson'ın penetre gücü üzerinden şekillenen hücumları, başta Joshua Shipp ile başlayan hızlı hücum felsefesini, ve elbette hareketli şekilde topu aldığında öldürücü darbeyi vuran Shumpert ile yayın gerisinden sayıları gördük sene boyunca. Bu tür detayları pekala çoğaltabiliriz, ancak yazının önemine geri dönmek lazım, yeni isimlerin prensipleri belli olan Galatasaray hücumuna katkısı ne olacak?

Taylor Rochestie & Jerry Johnson ikilisinin Tutku Açık ismini tam anlamıyla yedeklediğini büyük bir güvenle söyleyemedik, neticesinde iki oyuncunun da takımımızda kalma süreleri yarım sezonu aşmadı. Bir buçuk oyun kurucu ile oynamanın sonuçlarını, hücumda Tutku'nun üzerine taşıyabileceğinden fazla yük bindirerek alacağımız olası yüksek katkıyı pekala kısıtlamış olduk. Yedeği Oktay Mahmuti'ye güven verecek ve Galatasaray basketbolunu ileriye taşıyacak bir isim, Tutku'yu da oldukça rahatlatacak, oyundaki etksini iki katına rahatlıkla çıkaracaktır. Bu noktada, direk oyun kurucu pozisyonuna aldığımız Ender Arslan ve oyun kurucu pozisyonunda zaman zaman oynayan Lakovic özelinde yeni oyun kurucu rotasyonumuzun çehre değiştirdiği, geçen sene gibi sorumluluğun tamamen Tutku'nun üzerine yıkılmayacağı gerçek. Üstelik bu üç ismin yanında, ihtiyaç olduğu zaman oyun kurucu oynayan Göksenin - Evren - Gordon üçlüsü de var.

Ender Arslan / Tutku Açık / Jaka Lakovic üçlüsünden ilk iki isim oyun kurmakla daha fazla uğraşacaklarından Lakovic ismine 2 numara özelinde değineceğim. Son dönemde takıma katılan ve özellikte Playoff'ta çok iyi performans veren Jerry Johnson rolünde bir oyuncu olmaması önemli. Evet Ender'in de penetre gücü ortalama üstü diyebiliriz ancak kontrol dışına çıkıp set hücumunu baltalayacak bir görüntü olmayacaktır, JJ'de olduğu gibi. Kötü bir senenin ardından takıma katılması akıldaki kuşkuları arttırıyor ancak, taraftarın pozitif enerjisiyle ortaya koyduğu işin verimini kolaylıkla arttıran bir oyuncu Ender. İlk başlarda istenilen verimi almakta zorlanabiliriz fakat Oktay Mahmuti ile eskiden de çalışması bu süreyi azaltacaktır. Bütün detaylardan önemlisi, ikili oyundaki yeteneği geçen seneki iki yabancı oyun kurucumuzdan daha iyi bir oyuncu Ender. Elinde çok top tutması gibi kötü görüşler yok değil ancak geçen sene Galatasaray takımında bir çok tabu yıkıldı, bunun da önüne geçilecektir. Tutku için diyecek sözüm yok, sakatlıktan uzak bir sezon geçirmesi yeter. Onu küllerinden doğuran Oktay Mahmuti ve taraftar yine aynı katkıyı almayı başarırlar. Önümüzdeki aşılmasını bekleyen engel, Ender & Tutku ikilisinin birbirleriyle sağlayacağı uyum.

Sonuç olarak, geçen yıldan daha derin, doğruların peşinden daha fazla giden oyun kurucu rotasyonuna sahibiz. Bunların yanında dümende iki 'kalburüstü' yerliyi görmek mutluluk verici.

Jaka Lakovic / Jamon Lucas Gordon / Evren Büker / Göksenin Köksal. 2 numara için, hücum çeşitleri geniş olan bir rotasyona sahibiz, ancak bu tarihimizin de en dikkat çekici rotasyonu olabilir, başı çeken adam dolayısıyla. Jaka Lakovic'in şu yaşına kadar neler başardığından bahsetmeye gerek yok, takımımızda boylesine önemli bir ismi görmek, 1 yılda neler başardığımızın en net göstergesi. Geçen yılki takımda, hücumda bir çok şeyi başaran bir kadroya sahiptik, bir şey dışında; maçın sonunu oynayacak, kazanmayı en kısa yoldan bize ulaştıracak lider. Bu yıl itibariyle 'winner' etiketinin hakkını vermiş Lakovic kadromuzda bulunacak. Hücumda sıkıştığımız dakikalarda -geçen yıl bir çok maçta yaşadık- ilk el olarak göreceğimiz ve rakipten bir adım öne götürecek bir isim Lakovic. Jaka'nın yanında, geçen yılki 'Joshua Ian Shipp' görevini layıkıyla karşılayacak Jamon Gordon, kötü bir sene geçirmesine rağmen yeteneklerinden asla kuşku duyulmayacak Evren Büker, geçen sene süre bulduğu müddetçe çok iyi işler çıkaran, altyapımızın değerli oyuncusu Göksenin şans bekleyecek isimler. 2 numaranın karşısındaki 40 dakika için oldukça iyi alternatiflerimiz var, mutlaka içlerinden daha az süre bulan olacaktır ama ortada olan gerçek, 2 numarada alacağımız verim.

2 numara için geçen seneyi kıyasladığımızda karşımıza çıkan tablo, 'winner' eklenmiş, geçen yıl bu pozisyonda en çok gördüğümüz isim olan Shipp'ten bir gömlek daha üstün hücum gücüne sahip Gordon ve 1 yıl istediği performansı ortaya koyamayan Evren ismi var. Buradaki tek muamma Evren Büker. Onun da telafi için önünde şansı çok az, arkasında gümbür gümbür gelen Göksenin varken.

Joshua Ian Shipp - Caner Topaloğlu - Haluk Yıldırım - Preston Shumpert. Yeni transfer olmayan, tamamının geçen yılki kadrodan oluşan 3 numarada önemli bir değişiklik göze çarpıyor. Takımımıza katıldiğı günden bu yana 2 numarada yeteneklerini sergileyen Shipp, bu sene 3 numarada denenecek, Mahmuti'nin açıklamalarından yola çıkarsak. Avantaj/dezavantaj olarak bakarsak, elbette fizik dezavantajı yaşıyacaktır Shipp, iyi kıstasını almış olsa da savunma özelinde. Bunun yanında, hızını ve patlayıcı gücünü kendisinden daha hantal 3 numaralara karşı oldukça yararlı kullanabilir, ki bu da takımın hareket mekanizmasını daha da hızlandıracak bir gelişme. Mahmuti hazırlık döneminde bu değişikliğe bakacağını, kafasındakini görmez ise ekleme yapacağını söylediğinden buraya nokta koyalım. Diğer üç isim geçen yıl müthiş katkılar verdi takımımıza, yaptığı gelişimle Caner, tecrübesiyle her maç kendine hayran bırakan Haluk, öldürücü üçlükleriyle Shumpert..

Geçen seneki rotasyondan bir tek Shipp'i arasına katan, yeni yüzün olmadığı bir 3 numara bizleri bekliyor. Bu ölçüde 5 numara ile birlikte en çok eleştirinin bu mevkiye gelmesini şaşırtıcı bulmuyorum. Ancak sahaya çıkıp görmeden kesin yargılar yapmak için çok erken, hele ki rotasyonda değişiklik imkanı hala varken.

Cevher Özer - Darius Songaila - Preston Shumpert. 2 numara ile birlikte çehresi en çok değişen bölgemiz 4 numara. Özellikle final serisinde, Rancik'in sakatlanması belimizi büken en önemli olaylardan biriydi. 4 numarada sene boyunca çok farklı isimler görduk, Haluk, Shumpert, Luksa gibi. Bu noktada gerçek 2 tane 4 numaraya sahip olmak sevindirici. Türkiye ligini çok iyi tanıyan, iyi sistemde iyi verim verebilecek Cevher ve Nba özelinde kendini kanıtlamış, bir basketbolcu için bir adım öne geçmesini sağlayan 'Litvanyalı' Darius Songaila kadromuza kattığımız isimler. Cevher ve Darius'un hücum tarafında benzerlikleri mevcut. Ayak hızları, ortalama üstü şutları, ikili oyunları iyi oynamaları.. Bu açıdan aynı tipte iki 4 numara dezavantaj olabilir ancak hareketli bir hücum sistemimizin olduğu gerçeğini aklımıza getirirsek, özellikle şutları ile takıma müthiş katkıları olacaktır Cevher & Darius ikilisinin. İkili oyunların sonunda sayıya gittiğimizde en çok bu ikiliyi görebiliriz, hızları dolayısıyla. Preston Shumpert için ''acil durumda camı kırınız'' görevi her zaman mevcut. Mahmuti'nin takımın boyunu kısaltarak avantajı kendi lehimize çevirdiğimiza bir çok kez şahit olduk, olmaya da devam edeceğiz yeni sezonda. Yalnız, Shumpert'ın artık fizik olarak 4 numaralar ile boğuşmasının çok zor olması, onu 4 numarada izleeceğimiz süreleri kısıtlayacaktır.

Cevher & Darius ikilisi ile, hücumda 'hız' ile öne geçebileceğimiz bir rotasyona sahibiz. Son iki sezonda, 4 numarada gerçek mevkilerinin dışında bir çok ismi gördüğümüzü hatırlarsak, doğru rotasyona gittiğimiz açık. Aksi durumda ( sakatlık, formsuzluk ) diğer alternatifler hazır, geçen senelerde olduğu gibi.

Luksa Andric - Furkan Aldemir - Sertaç Şanlı. Genç isimlerden oluşan pivot bölgemizde geleceğe umutla bakmak oldukça mümkün. Geçen sene takımımıza katılan, Oktay Mahmuti sisteminde iyi işler çıkaran Luksa Andric, Karşıyaka'da basketbolunu müthiş bir seviyeye çeken, milli takımımızın gelecekte en önemli ismi olacağına şüphe duymadığımız Furkan Aldemir ve süre bulduğu anlarda elinden geleni yapan, gelişime açık Sertaç Şanlı. Ermal Kurtoğlu ile bir çok pozisyonda sırtı dönük oyundan verim alan takımımızın önümüzdeki sezonda bu tür sahneleri görmesi düşük ihtimal. Luksa & Furkan gibi ayak hızları diğer pivotlara göre fersah fersah üstün olan iki oyuncumuzun, hareketin ve ikili oyunun temelini oluşturduğu hücum felsefemizde getirecekleri avantaj tartışılmaz. Üstelik ikisinin de ortalamaya yakın şutlarının bulunması -özellikle Furkan gün geçtikçe şutunun üstüne koyuyor- sırtı dönük beklentimizin pivot bölgesinden karşılanmayacağını açıkça ortaya koyuyor. Bu benzerliklerin, 4 numaralı pozisyonda da olduğunu hatırlarsak, 4 uzun oyuncumuzun da yan yana oynayabileceği gerçeği ortaya çıkıyor. Böylelikle, 'mobil' uzunlara sahip olmamız her takımın isteyeceği bir kadro derinliği. Birbirleriyle yakalayacakları uyum elbette kritik ancak benzer oyun stillerine sahip olmaları yakalamaya çalışacakları uyum süresini de kısaltacaktır.

Hızın farkını ortaya koyacağı bir rotasyon göreceğiz sene boyunca pivot bölgesinde. 2 tane hızlı isim, ikili oyunların baş mimarları olacaklar. İkisinin de oyununu sürekli geliştirmesi, alacağımız verimin çıtasını flu hale getiriyor. Ağır bir 5 numaranın olmayışı, uzun sezonda mutlaka kendini hatırlatacaktır. Ancak teknik ekibin belirlediği basketbol sisteminde, hareketli uzunların önemi çok büyük. Geçen sene Ermal takımın en skorer ismiydi, bu gerçek bir yana dursun, Luksa'nın genel anlamda takıma daha fazla katkısı olduğu aşikar. Luksa & Furkan ikilisiyle, sürekli rahatsız eden, enerjinin hiç azalmadığı pivot rotasyonu göreceğiz, kafa yorulması gereken bu. Arkadan gelen Sertaç ismi kendini sürekli hazır tutacaktır, nitekim Oktay Mahmuti'nin üzerinde önemli mesai harcadığı bir isim.

---------

Yazının sonuna geldiğimizde, şunu çok iyi biliyor ve görüyorum ki, Galatasaray basketbolunun gittiği nokta basketbolun bütün doğrularını kapsıyor. Göz boyama için hiç bir harekette bulunmayan, bütçesi doğrultusunda hareket eden, ilk sene yakaladığı beklenmeyen başarının gidişatı en ufak etkilemediği, vizyonunu Türkiye'ye göre değil, Euroleague göre belirleyen, bütün dinamikleri ile vargücüyle çalışan Galatasaray basketboluyla gurur duyuyorum, zaman ilerledikçe geleceğe dair daha büyük umut taşıyorum. Bu takım bize geçen sene rüya gibi anlar yaşattı ama şuna eminim ki, gelecek sene daha güzellerini yaşayacağız. Bu 'takım' bunları yaşatacak kapasiteye fazlasıyla sahip, koçuyla, oyuncularıyla, büyük taraftarıyla..

Geçen seneden izler, kadro derinliği, savunma / hücum derken bütün parçalara yorumumuzu bıraktık. Sabır edip okuyanlara teşekkür ediyorum..
 
Arca abi eline sağlık :)

PG: Ender Arslan - Tutku Açık
SG: Jaka Lakovic - Lucas Gordon - Joshua Ian Shipp - Göksenin Köksal
SF: Preston Shumpert - Evren Büker - Caner Topaloğlu
PF: Darius Songaila - Cevher Özer
C: Furkan Aldemir - Luksa Andric - Sertac Sanlı

İlk beşimiz kalın harflerle yazılmış oyunculardan oluşmalı bana göre.Furkan Aldemir göze batabilir ama Türkiye Ligi'nde çok başarılı bir performans gösterdigi aşikar.Ender'in Furkan ve Darius ile iyi anlaşması çok önemli.Son milli takım İzmir turnuvasında Ender'in Enes ve Furkan ile ikili oyunlarda top kayıpları gördük.Bu sorunu atlatırsak 5 oyuncumuz da skora yardımcı olacaklardır.
 
Arca, uzun ama çok doyurucu bir değerlendirme olmuş. Eline, klavyene, beynine sağlık.

Özlemişim forumda basketbol özelinde böyle yazılar görmeyi...
 
kusura bakmayın bunu yazmak durumundayım adminler gerekli görürlerse silsinler mesajı ama;
bazı arkadaşlar bu "kalıplı 5 numara" mevzusuna o kadar çok takılmışlarki, 5 numara gelecekse Oktay Mahmuti gitsin diyenler bile çıkar yakında...
Shipp konusundaki ani saldırı, Songaila için İnşallah sakatlığı ciddidir mevzusu falan bu takıntıyı gösteriyor...
Shipp'e çok normal olarak söylediği 1 cümle için kaç kişi yol gösterdi sayamadık daha hazırlık maçları bile oynanmadan...

arkadaşlar boydan daha önemli unsurlar var basketbolda mesela fandimentıl(şuna bir Türkçe karşılık bulsak keşke), ayak hızı, mental öğeler...
Allah boy vermiş gerisini koyvermiş tarzda bir oyuncu alsak herkes rahatlayacak mı yani?
Ermal'in boyu 2.06 canavar gibi pivot oynadı geçmişte Cemal oynuyordu boyu 2.07 ondan evvel Wilkinson 2.04 ile oynadı Zizic 2.07, Gaines bile Hüseyinle rotasyon yaptı pivot oynadı...
2.07 boyundaki atletik, hızlı ayakları olan 10 sene NBA görmüş Songaila'da canavar gibi oynar...

hayır zaten elimizde muhtemelen ortalama her maçın 30 dakikasını oynayacak bir Andric var kendisi meraklısına 2.10, Hırvat Milli takımının Tomic ile birlikte pivotu...
 
Hareketli ve işlevsel bir takım...

Öncelikle doyurucu yazısından dolayı Arca Yıldırım beye teşekkür ederim. Başlıkta da belirttiğim gibi, bu kadronun Oktay Mahmuti anlayışla işlenmesi sonucu oluşacak hali haraketli ve işlevsel bir takım olacağı yönünde.

Lakovic ve Cevher'in savunmayı düşüreceğini hiç sanmıyorum. Bu çok yüzüysel bir yaklaşım olur kanısındayım. Öncelikle şunu düşünmek gerek: Lakovic nereden geliyor? Lakovic Euroleague'de uzun yıllar Panatinaikos ve Barcelona formaları giydi ve her zaman ana rotasyonun önemli bir parçası oldu. Bu iki takımda Lakovic sürekli oynuyorken ve bu seviyede savunmayı aksatmıyorken "Lakovic kötü bir savunmacıdır" veya "sürekli zaaf yaşatır" demek ne kadar doğru? Evet, belki bireysel olarak çok iyi bir savunmacı etiketiyle kendisini göstermemiş olabilir ama, takım savunması içinde tıpkı geçen sene "Tutku Açık'ın savunması zayıf" diyenleri yanılttığı gibi bir performans göstereceğini düşünüyorum. Cevher ise, ayakları hızlı, poziyon bilgisi yüksek ve çok hırslı bir oyuncudur. Beşiktaş gibi karmaşık ve iddialı olmaya çalışan bir basketbol organizasyonunda uzun müddet kalabilmesi bence takım sahiplenme özelliğini/yüreğini de gösteriyor ki, savunmayı tetikleyen unsurun "yürek" olduğunu biliyoruz...

Şimdi takımdan ayrılan ve takıma katılan oyuncuların ışığında bir değerlendirme yapalım...

Gidenler: Jerry Johnson (pg), Melih Mahmutoğlu (sg), Radoslav Rancik (pf), Ermal Kuqo (c)

Gelenler: Ender Arslan (pg), Jaka Lakovic (pg), Can Korkmaz (pg), Jamon Gordon (sg/pg), Cevher Özer (pf), Darius Songaila (pf), Furkan Aldemir (pf/c)

Can Korkmaz dışındaki tüm yeni transferlerin ana rotasyonda önemli süreler alacağını düşünürsek, ilk dikkat çekici unsurun kadro genişlemesi olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle geçen sezon takımın en zayıf karnı olduğunu düşündüğüm boyalı bölgeye Cehver, Songaila, Furkan gibi kaliteli ve mobil oyuncuların katılması bu açığın kapatılması için çok önemliydi.

Takımdan ayrılan Rancik ilk senesinde önemli işler yapsa da, kabul etmeliyiz ki geçen sezon takım genelinde vasatı aşamadı. 4 numara pozisyonunda esas verim alınan oyuncu Shumpert'tı. Bu sezon Shumpert'ı daha ziyade gerçek mevkiisi olan 3 numarada izleyeceğimizi ve joker oyuncu rolünde göreceğimizi sanıyorum.

Cevher ve Songaila'ya ayrıca değinmek lazım. Bence ikisi de çok net şutör uzunlar... Modern basketbolda oyunu açmak için şutör uzunlara çok ihtiyaç var ve bu ikili, bu ihtiyacı Euroleague seviyesinde taşıyacak potansiyele sahip. Cevher, bence ligin en underrated oyuncularından biri ve çok önemli bir transfer.

Sürekli tekrar edilen pivot transferi gerçekleşirse Furkan Aldemir'in süresi azalmaz mı? Peki Furkan Aldemir alınabilecek bir pivotun yaptıklarını ne kadar yapabilir? Bence sorulması gereken sorular bunlar... Aldemir, Enes Kanter ile birlikte yeni jenerasyonun en değerli uzunlarından biri ve bu oyuncuyu almaktaki gaye sürekli oynamasını sağlayarak Galatasaray'a uzun vadede önemli bir yerli uzun kazandırmaktır. Furkan'ın ribaund gücü ve takımda ikili oyunların artma ihtimali onun bu takım için özelliklerini tam olarak yansıtmasına olanak sağlayacak diyebiliriz. Tabii ki Pekovic'e kimse hayır demezdi ama, bu da bir formüldür ve uygulayıp başarılı olan birçok takım vardır.

Her zaman söylenir ya, başarı istiyorsanız yerli kadronuz güçlü olacak... Galatasaray bu sezon Cevher ve Furkan ile birlikte küçük yaşlardan bu yana sürekli milli takımda oynayan ve Avrupa'da da istenen performansı göstermese de önemli takımlarda forma giyen Ender Arslan'ı kadrosuna kattı. Ender Arslan artık çok tecrübeli ve değim yerindeyse en verimli çağında. Kendisinin en çok eleştirilen tarafı savrukluğuydu ki, bunu koç Mahmuti'nin takımında törpüleyerek iyi özelliklerini gösterecektir ve de bu kendisini ayrı bir yere koyar. T. Açık ve Kuqo'nun geçen sezon gösterdiği "yeniden doğuş"u ben bu sezon Ender'den bekliyorum...

Lakovic kariyeri boyunca her zaman topu getiren, tempoyu kontrol eden oyuncu oldu. Acaba "bu sezon nasıl oynatılacak, yeteneklerinden nasıl faydalanılacak?" sanırım herkesin merak ettiği sorular bunlar... Bu kadar üst düzey bir oyuncunun, bu kadar üst düzey bir koçla mutlaka yüksek verimde oynayacağını düşünüyorum...

J. Gordon, Caner, Evren ve Shipp'in savunma direncine getireceği ekstra sertlik takıma ayrıca dinamizm katacaktır.

Bu sezon beklentiler daha da yüksek. Galatasaray güçlü ve birbirini tamamlayıcı oyunculardan kurulu kadrosuyla zirvenin güçlü adayı...
 
Takım Songaila ve Lakovic'in katılımıyla 15 kişiye ulaşacak.Her maç dışarıda kalacak 3 oyuncuyu nasıl belirleyeceğiz çok merak ediyorum.Umarım Caner'i takım dışına atmak gibi inanılmaz bir hata yapmayız...
 
Geçen yıl beklentilerin üzerine çıkan Galatasaray basketbol takımı yeni sezona yeni umutlarla giriyor. Takım geçen seneki kadrosunu büyük ölçüde korudu.
Giden 3 oyuncudan guard Jerry Johnson sezon içinde gelirken beklentileri büyük ölçüde karşılamıştı. Radoslav Rancik ise sezon boyunca sistem ile uyuşamadığı için beklentilerin altında kalmıştı. Ermal Kurtoğlu ise takımın önemli bir parçası olmasına karşın aldığı cazip teklifi kabul etti.
Giden 3 oyuncunun yerine ise 7 oyuncu transfer edildi ve kadro derinliği sağlandı. Bu oyuncuları kısaca değerlendirirsek, guard pozisyonu için Barcelona takımından gelen Sloven guard Jaka Lakoviç özellikle geçen yıl sıkıntısı çekilen kritik anlarda skor ihtiyacını karşılayacaktır. Olympiakos’tan gelen Jamon Lucas ise ön alan savunmasına ciddi katkı verecektir. Ender Arslan ise tecrübesiyle takımın guard rotasyonunu derinleştireceği gibi kritik anlarda sorumluluk alan yapısıyla takıma ciddi katkı sağlaması beklenen bir oyuncu olarak göze çarpıypor. Kısa süreli ABD macerası sonrası geçtiğimiz sezonu Efes Pisen pilot takımı olan Pertevniyal’de geçiren Can Korkmaz ise ileriye dönük bir transfer olarak göze çarpıyor.
Bu dört dış oyuncu hamlesiyle takımın kısa rotasyonu oldukça derinleşmiş durumda kadro planlamasından anlaşılacağı gibi Tutku, Ender, Lucas ve Lakoviç dörtlüsünden ikisinin sürekli sahada olacağı anlaşılıyor. Bu sayede maçın kontrolü sürekli elde tutulmaya çalışaılıp hücumda yaratıcılık elde edilebilir. Kritik nokta ise 3 numarada yeterli sayıve savunma direncinin ne ölçüde geleceği olacak zira Shumpert hücumda gerekli katkıyı sağlayacak gibi gözüksede son yıllarda 4 numara oynama alışkanlığı sebebiyle savunmada çabuk 3 umaralara karşı zorlanmacaktır. Shipp ise işin savunma kısmında gerekli, katkıyı verse bile hücum konusunda özellikle set içinde ciddi soru işaretlerini kafalarda oluşturuyor. Caner, Evren,Haluk ve Göksenin dış rotasyonun diğer parçaları koç Mahmuti bu geniş rotasyonu nasıl değerledirecek özellikle gelişim göstermesi beklenen Göksenin bu yapıda çıkış yapacak mı bunları sezon içinde daha rahat değerlendireceğiz. Bu bağlamda kadro genişliği gelecek için fazlasıyla umut veriyor.
Uzun rotasyonuna gelince yeni transferlerden Darius Songaila ile başlamak lazım. Songaila Lise son sınıf ve 4 senelik Wake Forest ile NCAA deneyimi sonrası bir sezon Cska Moskova formasıyla Avrupa’ya dönüş yapmış daha sonra ise 8 yıl sürecek NBA kariyerine başlamıştı . 14 yıllık kariyerinin 13 sezonunu ABD’de geçirmiş olan bir oyuncu7nun uyum sorunu yaşaması muhtemel bir durum ayrıca son sezonunun büyük bölümünü saha dışında geçirmesi de oyun alışkanlıklarını sağlaması için biraz süreye ihtiyaç duyacağını gösteriyor. Eurobasket 2011 performası da oldukça dalgalı geçerken en azından sağlıklı kalıp maç eksiğini gidermesi açısından faydalı oldu. Diğer transferlerimizden Karşıyaka’dan alınan Furkan Aldemir ise yazı oldukça yoğun geçirdi. Önce ümit milli takım ile avrupa şampiyonası orada en iyi beş ve ribaunt liderliği başarısı gösterip ardından A milli takım ile hazırlık kampına katıldı bu süreç ona ciddi tecrübe ve oyun gelişimi sağladı. Beşiktaş’tan gelen Cevher Özer bir diğer pota altı hamlesi oldu .
Bu üç oyuncuya ek olarak takımda kalan Luksa Andriç ve Sertaç Şanlı ile pota altında beş kişilik bir rotasyona sahip olundu. Bu beşli içinde Sertaç bir kenara bırakılırsa ortak özellik ayak çabukluğu ve hareketlilikleri bu sayede hücumda ikili oyunlarda ciddi bir avantaj sağlayacaklar savunmada ise yardımlaşmarın kolayca yapılması beklenebilir. Sertaç Şanlı ise daha ağır ve uzun olsa da yazın geliştirdiği uzun ve orta mesafe şutu ile sürpriz katkılar sağlayabilir. Songaila ve Cevher genelde 4 numara da görev alacaklar yüzü dönük orta ve uzun mesafe şutları takım hücumuna derinlik getirecek lakin işin savunma kısmında gösterecekleri performasn soru işaretlerini barındırıyor. Songaila kolay faul alan bir oyuncu Cevher ise atletizm ve patlayıcılık gibi önemli özellikleri olsa da savunma konsantrasyonu konusunda sıkıntılı bir oyuncu. Furkan ve Andriç ise 5 numarada daha çok değerlendirilecek oyuncular onların avantajı ise rakiplere nazaran daha haereketli olmaları bu sayede kolay basket bulacaklardır lakin kalıp uzunlara karşı savunmada bazı sıkıntıları olması beklenebilir ki bunu sahada daha sağlıklı bir şekilde göreceğiz.
Sonuç olarak 15 kişilik geniş bir kadro kuruldu takım bu sezon lig, kupa ve avrupa kulvarlarında ciddi bir sınav verecek en önemlisi ise belkide sezonun kaderini çizecek euroleague elemesi olacak. Elemeleri geçmek demek kulübün tarihinde bir dönüm noktası anşlamına gelececektir bu sayede hem ekonomik rahatlık hemde camia içi motivasyon yükselir ki bu hem kulübe hemde ülke basketbolu için büyük bir fırsat anlamına gelecektir.
Bütün bu sınavlarda en büyük güvence ise koç Oktay Mahmuti olacaktır. Sezon öncesi yaşanan bazı söylentiler geride kalmış görünüyor kadronun erkenden kurulması ve sponsor belirsizliğinin transfer dönemine yansıtılmamış olması yapılan plana sadık kalındığpını gösteriyor artık top sahaya geliyor bundan sonrasını takım olmak ve mücadele etmek belirleyecek ki bu konuda Mahmuti en büyük koz olacaktır.
 
Bizim ilk beşimize baktığımız zaman Jaka hariç switch yapabilir miyiz diye içimden geçmiyor değil hani.

Joshua Shipp: 1.96
Preston Shumpert: 1.98
Darius Songaila: 2.06
Furkan Aldemir: 2.07
 

Üst