Re: Alpella: 81 - Galatasaray: 78
Eyüp bey Murat konusunda hem fikir olmuşuz hem de 19 sayı attığı bir maçtan sonra... Owens'ın geldiğinden beri savunma katkısı çok az. ancak işin enteresan yanı, owens yanlış hatırlamıyorsam ncaa'de oynarken ya liginde ya da genel olarak en iyi savunma beşine seçilen oyunculardandı. neyse...
Maç sonrası yazılanları okurken artık çok sıkılmaya başlıyorum. Sene başında beri aynı görüşünü savunanlar var. Mesela ben bu kadronun final oynamak için yetersiz olduğunu savunuyorum. iki undersize 4 numaranın yanlış seçim olduğu vs.. Başka arkadaşlar da bu kadronun yeterli olduğunu ve final oynayacağını savunuyor. o görüşe de kendi görüşüme olduğu kadar saygılıyım. O görüşün altında yatan mantığa ise daha fazla saygı duyuyorum. "her koşulda takıma destek olmak ve güvenmek."
"Her koşulda takıma destek olmak ve güvenmek" asgari bir müşterekte hepimiz buluşacağımız nokta. onun dışında, galibiyetler sonrasında takımı şampiyon ilan etmek ne kadar yanlışsa (bizim görüşümüz sizin görüşünüzü yener iddiası ne kadar yanlışsa) mağlubiyetlerden sonra da yıkıldık, bittik argümanları bana anlamsız geliyor.
Bu Alpella takımı hem fener'i hem de efes'i yendi. bu anlamda bizi yenmesi de olağan karşılanabilir. Şu aşamada efes ve fener'in neden yenildiği beni çok fazla ilgilendirmiyor ama bizim neden yenildiğimizi açıklamamız lazım. Eleştirmek babından söylemiyorum ama yukarıda Arda'nın yaptığı gibi bunu sadece form düşüklüğü ile açıklamanın doğru olmadığı kanaatindeyim. Ben başka bir konunun altını çizeceğim. bakın yanlış bakmadıysam alpella bugüne kadar sadece 3 maçta 80 sayı üzerine çıkmış. selçuk efes ve bizim maç. alpella'nın sayı atma potansiyeli fazla yok. ömer gittikten sonra ve kinloch'un da olmadığı alpella'dan maç öncesi açıkcası fazla bir şey beklemiyordum. 10'lu sayılarla galip geliriz diye bekliyordum. ama olmadı. neden? Alpella da formsuz. Ömer gittiğinden beri galibiyeti yok. biz de ise Hüseyin'İn yokluğu önemli bir etken. Hüseyin'in sayı atması, asistleri ya da savunması yahut fiziğinden bahsetmiyorum. Hüseyin'in başka bir rolü var. (Burada br alıntı koyalım: bu görüşü haftalar önce yanlış hatırlmıyorsam başka bir forumda Murat İnal farklı kelimelerle ifade etmişti.)Bakın ilk yarı bu kadro nasıl oldu da lider bitirdi? Potansiyelinin üstüne çıkarak. bunu mücadelesi ile gerçekleştirdi. Ligin en az sayı yiyen takımı olmayı mücadele ile başardık. Hüseyin'in yokluğunda ise bu mücadeleyi izleyemiyoruz çünkü mücadeleyi sağlayan baş aktör Hüseyin. Hüseyin'in mücadelesi diğer arkadaşlarına da sirayet ediyor. Solomon ve Ömer'in fb'de yaptıkları savuunmanın diğer oyuncuları da savunma yapmaya itmesi gibi, hüseyin'İn bizim açımızdan en önemli katkısı bu oluyor. Önemli olan Hüseyin'İn yokluğunda da bu savunma direncini sergileyebilmemiz. Tufan olsa bir nebze. onun da iştahlı oyunu diğer arkadaşlarına yansıyabilir. Ama onların yokluğu takımın mücadelesine ek katkı gelmesini engelliyor. Yerli kısa oyuncularımız öyle mücadeleleri ile tanınan oyuncular değil aksine soğuk kanlılıkları ile prim sağlayan oyuncualr. cenk, cücü, murat. Onlardan takımı savunmada ateşleyecek bir performans beklamak mümkün değil. Bunu ancak dee yapabilir ama dee'de "profesyonel" oynuyor. İyi savunma yapıyor ama baskılı bir savunma yapmıyor. Takımın ilık yarıdaki performansından uzak olma nedeni takımın bütününe yayılan baskı savunma nosyonunu şu an için takım içine yaycak bir oyuncu, ilk ateşi verecek oyuncunun olmaması.
Savunmayla maç kazanma devrini takımı ateşleyen oyuncu olmaması ennediyle kapattık. bu aşamada Fatih'in pota altına monte ederek o devri ya tekrar baştacağız ya da hüseyin'in saaktlıktan döndükten sorna sakatlık psikolojisini üzerinden atıp aynı hırs ve mücadelesi ile sahada yer almasını umacağız. Fatih seçeneği tamamen kapalı gibi. Hüseyin'İn de sakatlığı bitse de çekingenliği üzerinedn atması zaman alacağı için, görüntü Cücü'nün üçlük yüzdesinin bizim için belirleyici faktör olacağını gösteriyor. Murat özyer'in oyuncuların bireysel yeteneklerine sığınması doğrusu beni bir hayli düşündürüyor.
Takımın hala eksikleri var. skorer bir kısa ve ayrıca 4-5 oynayacak fizikli bir oyuncuya ihtiyaç var. tufan düzelecek, cenk var, cüneyt var, murat var, hite var, dee var. ama doğal skorer bir kısa oyuncumuz yok. fatih var, cemal var, hüseyin var, gaines var, owens var ama ya fizik dezavantajları var ya da hücumda vasatlar. bir de joker erdem var. 12 tane oyuncu var ama hala takımın önemli eksikleri var ve bu eksikleri takımın ekstra yürekliliği ile kapatmak Hüseyin'İn yokluğunda mümkün olmuyor. Play-off'larda Hüseyin'İn varlığı durumunda en azından pota altında hem skor yapacak hem de mücadele edecek fizikli bir oyuncuya gerek olacak. En azından Tufan'ı falan bekleyebiliriz ama cemal ve fatih'e pek güvenilmemesi pota altı transferini hızlandırmayı gerekli kılıyor. Yanlız Hosley transferi gerçekleşmeye o kadar yaklaşıldıysa yapılsa iyi olurdu. Hem skor sıkıntısını çözerdik. ayrıca owens'ı gönderip yerine fizikli bir uzun alınarak bu süreci daha az kayıpla atlatmak mümkün olurdu. Benim çözümüm bu: hosley in, owens out. bir de 4-5 oynayacak bir uzun.
Eyüp bey Murat konusunda hem fikir olmuşuz hem de 19 sayı attığı bir maçtan sonra... Owens'ın geldiğinden beri savunma katkısı çok az. ancak işin enteresan yanı, owens yanlış hatırlamıyorsam ncaa'de oynarken ya liginde ya da genel olarak en iyi savunma beşine seçilen oyunculardandı. neyse...
Maç sonrası yazılanları okurken artık çok sıkılmaya başlıyorum. Sene başında beri aynı görüşünü savunanlar var. Mesela ben bu kadronun final oynamak için yetersiz olduğunu savunuyorum. iki undersize 4 numaranın yanlış seçim olduğu vs.. Başka arkadaşlar da bu kadronun yeterli olduğunu ve final oynayacağını savunuyor. o görüşe de kendi görüşüme olduğu kadar saygılıyım. O görüşün altında yatan mantığa ise daha fazla saygı duyuyorum. "her koşulda takıma destek olmak ve güvenmek."
"Her koşulda takıma destek olmak ve güvenmek" asgari bir müşterekte hepimiz buluşacağımız nokta. onun dışında, galibiyetler sonrasında takımı şampiyon ilan etmek ne kadar yanlışsa (bizim görüşümüz sizin görüşünüzü yener iddiası ne kadar yanlışsa) mağlubiyetlerden sonra da yıkıldık, bittik argümanları bana anlamsız geliyor.
Bu Alpella takımı hem fener'i hem de efes'i yendi. bu anlamda bizi yenmesi de olağan karşılanabilir. Şu aşamada efes ve fener'in neden yenildiği beni çok fazla ilgilendirmiyor ama bizim neden yenildiğimizi açıklamamız lazım. Eleştirmek babından söylemiyorum ama yukarıda Arda'nın yaptığı gibi bunu sadece form düşüklüğü ile açıklamanın doğru olmadığı kanaatindeyim. Ben başka bir konunun altını çizeceğim. bakın yanlış bakmadıysam alpella bugüne kadar sadece 3 maçta 80 sayı üzerine çıkmış. selçuk efes ve bizim maç. alpella'nın sayı atma potansiyeli fazla yok. ömer gittikten sonra ve kinloch'un da olmadığı alpella'dan maç öncesi açıkcası fazla bir şey beklemiyordum. 10'lu sayılarla galip geliriz diye bekliyordum. ama olmadı. neden? Alpella da formsuz. Ömer gittiğinden beri galibiyeti yok. biz de ise Hüseyin'İn yokluğu önemli bir etken. Hüseyin'in sayı atması, asistleri ya da savunması yahut fiziğinden bahsetmiyorum. Hüseyin'in başka bir rolü var. (Burada br alıntı koyalım: bu görüşü haftalar önce yanlış hatırlmıyorsam başka bir forumda Murat İnal farklı kelimelerle ifade etmişti.)Bakın ilk yarı bu kadro nasıl oldu da lider bitirdi? Potansiyelinin üstüne çıkarak. bunu mücadelesi ile gerçekleştirdi. Ligin en az sayı yiyen takımı olmayı mücadele ile başardık. Hüseyin'in yokluğunda ise bu mücadeleyi izleyemiyoruz çünkü mücadeleyi sağlayan baş aktör Hüseyin. Hüseyin'in mücadelesi diğer arkadaşlarına da sirayet ediyor. Solomon ve Ömer'in fb'de yaptıkları savuunmanın diğer oyuncuları da savunma yapmaya itmesi gibi, hüseyin'İn bizim açımızdan en önemli katkısı bu oluyor. Önemli olan Hüseyin'İn yokluğunda da bu savunma direncini sergileyebilmemiz. Tufan olsa bir nebze. onun da iştahlı oyunu diğer arkadaşlarına yansıyabilir. Ama onların yokluğu takımın mücadelesine ek katkı gelmesini engelliyor. Yerli kısa oyuncularımız öyle mücadeleleri ile tanınan oyuncular değil aksine soğuk kanlılıkları ile prim sağlayan oyuncualr. cenk, cücü, murat. Onlardan takımı savunmada ateşleyecek bir performans beklamak mümkün değil. Bunu ancak dee yapabilir ama dee'de "profesyonel" oynuyor. İyi savunma yapıyor ama baskılı bir savunma yapmıyor. Takımın ilık yarıdaki performansından uzak olma nedeni takımın bütününe yayılan baskı savunma nosyonunu şu an için takım içine yaycak bir oyuncu, ilk ateşi verecek oyuncunun olmaması.
Savunmayla maç kazanma devrini takımı ateşleyen oyuncu olmaması ennediyle kapattık. bu aşamada Fatih'in pota altına monte ederek o devri ya tekrar baştacağız ya da hüseyin'in saaktlıktan döndükten sorna sakatlık psikolojisini üzerinden atıp aynı hırs ve mücadelesi ile sahada yer almasını umacağız. Fatih seçeneği tamamen kapalı gibi. Hüseyin'İn de sakatlığı bitse de çekingenliği üzerinedn atması zaman alacağı için, görüntü Cücü'nün üçlük yüzdesinin bizim için belirleyici faktör olacağını gösteriyor. Murat özyer'in oyuncuların bireysel yeteneklerine sığınması doğrusu beni bir hayli düşündürüyor.
Takımın hala eksikleri var. skorer bir kısa ve ayrıca 4-5 oynayacak fizikli bir oyuncuya ihtiyaç var. tufan düzelecek, cenk var, cüneyt var, murat var, hite var, dee var. ama doğal skorer bir kısa oyuncumuz yok. fatih var, cemal var, hüseyin var, gaines var, owens var ama ya fizik dezavantajları var ya da hücumda vasatlar. bir de joker erdem var. 12 tane oyuncu var ama hala takımın önemli eksikleri var ve bu eksikleri takımın ekstra yürekliliği ile kapatmak Hüseyin'İn yokluğunda mümkün olmuyor. Play-off'larda Hüseyin'İn varlığı durumunda en azından pota altında hem skor yapacak hem de mücadele edecek fizikli bir oyuncuya gerek olacak. En azından Tufan'ı falan bekleyebiliriz ama cemal ve fatih'e pek güvenilmemesi pota altı transferini hızlandırmayı gerekli kılıyor. Yanlız Hosley transferi gerçekleşmeye o kadar yaklaşıldıysa yapılsa iyi olurdu. Hem skor sıkıntısını çözerdik. ayrıca owens'ı gönderip yerine fizikli bir uzun alınarak bu süreci daha az kayıpla atlatmak mümkün olurdu. Benim çözümüm bu: hosley in, owens out. bir de 4-5 oynayacak bir uzun.