Rakip dış oyuncular coşuyor, zira!..
Eurocup'tan elenmemizin ve çok iyi başladığımız Efes maçını kaybetmemizin sebebi aşikâr.
Takım, rakibi zorlamıyor, çok yumuşak; hücum dışında oyunda yokl!
Efes 23 asist yapmış! Bu ne demektir? Rakibin oyununu bozamamışsın, istedikleri gibi top çevirmişler, rahatça boş adam bulmuşlar.
Geçen sene bu takımın yaptığı en iyi şeylerden biri, rakibin hücum organizasyonunu sekteye uğratmaktı. Şimdi ise değil rakibi bozmak, maalesef dış oyunculara şut idmanı yaptırılıyor. Son maçlarda rakiplerin dış atış yüzdesi çok yüksek, çünkü savunma yok!
Şayet savunma yapısı böyle devam ederse, maalesef zorluk derecesi yüksek maçlarda sonuç hüsran olur. Savunma yapmayan bir takımın başarılı olduğu son yirmi yılda vaki değildir.
Efes'le oynadığımız maçlarda iç saha-dış saha mefhumu olmayacağı için bu yenilgiyi telafi etmek ikinci maçta mümkün olabilir fakat, takım iyi yolda değil. Sorun bu!..
Geçen sezon hücumda saçmalayan, bazen potayı görmekte zorlanan, hatta dakikalarca sayı atamayan bir takımımız vardı ama, hiçbir maçta bu kadar kolay teslim olmuyorduk. F.bahçe deplasmanında yirmi sayı geriden gelip öne geçmiştik. Keza ikinci yarıdaki Efes maçında farklı geriye düşüp, savunma sertliğini arttırak maç sonunda fark atmıştık. Bu sezon Buducnost ve Efes maçında biraz fark açıldığında havlu atan bir takım görüyoruz.
Basketbolun başladığı yerde tribünler "savunma, savunma!.." diye bağırıyor!..
Tamam, hücum takımıyız da, kazanmak için savunma yapacaksın arkadaş!..