Yıldız Kız Takımı (2011-2012 Sezonu)

Şimdi isim isim yazmıyorum da maçlara gelen arkadaşlarımızın hepsine sormak istiyorum, çoğu maçı izlediniz bu süreçte (yaşı ufak diye ekstra puan eklediklerimiz dışında) performansını en beğendiğiniz 3 oyuncuyu yazar mısınız rica etsem?

1- Gamze Dülegöz

Son maçlarda sakatlıktan dolayı kendini özellikle zayıf maçlarda çok zorlamasa da kuşkusuz takımın en önemli ismi Gamze. Bizim takımın sistemi savunmadayken topa baskı yapmak, kapılan toplardan ya da alınan ribaundlardan sonra da karşı potaya en hızlı şekilde gitmek. Bunu da başlatan isim Gamze oluyor, siteye koyduğum istatistiklerden de görebileceğiniz gibi top çalmada ve ribaundlarda çok başarılı olan Gamze bu toplardan sonra karşı potaya çok hızlı gidiyor, rakibi dengesiz yakalayınca mutlaka cezalandırıyor bunu asistle ya da penetreyle. Dolayısıyla sistemin de en önemli parçası, en büyük eksiği de şutuna çok güvenememesi, ama son maçlarda daha çok şut denediğini de belirtelim. Sürekli şut çalışıyor, onu da geliştirdiğinde önemli yerlere geleceğine inanıyorum.

2- İdil Türk

İdil, Yağmur ve Öykü benim için en beğendiğim 3'lü Gamze dışında, onlardan da İdil ve Yağmur'u biraz önde tuttum Öykü'den. İdil'i seçmemin sebebi şut olarak takımın en güvendiği isim olması ki bunu da hakeden bir şut stili ve yüzdesi var. Tabi kolay maçlarda bu yüzde çok artarken, daha zor maçlarda şimdilik yüzdesi düşük sadece rakibin savunmasıyla alakalı da değil, kendisini sanırım baskı altında hissediyor biraz o maçlarda. Rakiplerin bol bol alan savunması yaptığı yıldız maçlarında İdil gibi şutor çok önemli bir takım için, İstanbul Uni maçında o muhteşem savunmamızla İdil eğer iyi oynasa o maç erkenden kopardı mesela. O gün hastalığının da etkisiyle sönüktü ki çok süre de alamadı İdil, takım için değerini iyice gösterdi. Şut ritmini bulduğunda üstüste sokacak kadar güzel bir stile sahip, içeri de iyi penetre ediyor, iyi de bitiriyor turnikeleri. Dolayısıyla 2.sıraya koydum onu.

3- Yağmur Bul

Onun için defalarca oyunun her anında var, bütün özelliklerden biraz sahip ama hepsini bir araya getiremiyor, onu yaptığında çok etkili olacak, potansiyeli de yüksek demiştik ki en sonunda İstanbul Uni maçında bizim bu görüşümüzü de haklı çıkardı. O da ribaundu aldıktan ya da topu kaptıktan sonra karşı potaya inanılmaz süratli hareket edebiliyor 1'e 2 veya 3 korkusuzca dalıyor rakip savunmanın arasına, bazen faul çıkarıyor, bazen pozisyonu bitirirken, eğer soldan giderse ise kaçırdığı çok oluyor bu pozisyonları. Dışardan bazen çok iyi şut atarken bazen yüzdeli atamıyor ama dış şutu olduğunu da biliyoruz. Sahada arkadaşlarını iyi görüyor, asist özelliği de var, top çalmada etkili, ribaundlarda da arkadaşlarına epey yardım ediyor. Dediğimiz gibi her özelliğe sahip ama bu özelliklerden 1-2 tanesini şimdiki seviyesinden daha da yukarılara çekerse fark yaratır iyice. Güveniyoruz ona.

Küçük takım oyuncularından Elif İrem ve İrem Naz 2'lisi de görev aldığı maçlarda önemli işler yaptılar, Deniz Onat yıldız takımla daha az maç oynadı Elif ve Dila da süre aldılar zaman zaman ama onları pek değerlendirmeye almadım çünkü önemli maçlarda süreleri çok değildi. En çok süreyi Elif İrem Portakal almıştı İstanbul Uni maçında ve o şansı çok iyi değerlendirmişti, küçük takımda değerlendirmek lazım onları şimdilik ama küçük takım oyuncularını da çok beğendiğimi söyleyebilirim.
 
Tanju bey ,dünkü yıldız takım maçını seyretmedim ama küçük takımın bjk ve bakırköy ile olan maçlarını seyrettim,küçük takım oyuncuları hakkındaki yorumlarınıza katılıyorum,kesinlikle iyi bir jenerasyon geliyor,yanlız küçük takımdaki 10 numaralı oyuncumuz ismi deniz galiba benim seyrettiğim 2 maçtada çok yüksek bir şut yüzdesiyle oynadı,kesinlikle çok iyi bir şutör sanırım bjk maçında 24 bakırköy maçındada 34 sayı ile oynadı ki buda o yaştaki bir yavru aslan için iyi rakamlar sanırım yıldız takım maçında bahsettiğiniz deniz ,küçük takımdaki 10 numaralı oyuncumuz ise sanırım, yıldız takımda fazla süre alamadığından ,heyecanından şut yüzdesi düşük kalmıştır diye düşünüyorum zamanla hocaları süre verdikçe daha rahat sahaya yansıtıcağını sanıyorumki,küçük takım maçlarını izlerseniz sanırım sizde aynı kanıya varacaksınızdır.sağlıcakla...
 
Elif yıldırım ve irem naz küçük takım oyuncuları değilmiş 1997 doğumlular bu iki oyuncumuz yıldız takım oyuncusuymuş,1998 doğumlu olan dila,deniz ve elif küçük takım oyuncuları....
 
Tesekkurler yorumunuz icin, dediginiz durum mumkun ya da orda daha cok sut kullandigi icin eli daha sicak da olabilir.Yukarda da yazmistim zaten potansiyeli cok iyi, fizik olarak da ayni Alba'yi andiriyor. Yorumlarinizi bekliyoruz bol bol, biz daha cok genc ve yildiz takim maclarina gittik. Kucuk takimin 2 macina gittik sadece.
 
Burak Bey, sizden de aynı değerlendirmeyi rica etsem küçük takım başlığında? Tabii Yıldız Takım için de yaparsanız sevinirim ama Küçük Takımı daha çok izlediğinizi söylediğiniz için öyle dedim.
 
Yıldız takım için seyrettiğim 2 maçları var,performansını beğediğim 1-gamze,2-Öykü,3-Yağmur yanlız sadece 2 maçlarını seyredebildim bu sene,daha çok maç seyretmek lazım tam yorum yapabilmek için tabiki,ama Cansunun da fiziki özelliklerini beğendim.....tabikide hepsi iyi oyunculardır,hocalarımız görev verdiğine göre,ayrıca besteninde hırsına hayran kaldığımı söyleyebilirim (fb maçında)...
 
Ben genel olarak Yıldız takımdan çok memnunum bir iki gerçekten vasat oyuncu var onun dışında oyuncuları birbirinden ayırmak çok zor ama benimde gelecek adına umutlu olduğum oyuncular Yağmur Gamze ve İdil. özellikle Gamze ve Yağmur fizik olarak gelişirlerse çok iyi yerlere geleceklerine eminim.
 
1-Gamze Dülegöz

Savunmada verilen görevi yapma,hücumda hata yapmama basamaklarının bir kaç adım ötesinde yeteneklerini sergileyen bir oyuncu.Hücum anlamında first-pass guard olduğu için organizasyonda top kaybını minimize edip,çabukluğuyla doğru seçimleri yapabiliyor.Bulduğu boşluklara iyi penetreler gerçekleştiriyor.Fakat şut noktasında istenilen seviyede olmaması rakip savunmaları üstüne çekememesine ve sete sette kolay sayı imkanı bulamamasına neden oluyor.Kolay sayı konusunda savunma kaynağındaki cevheri kullanan Gamze,çok iyi yaptığı işlerden olan top çalmalarını hızlı hücumlar ile tamamlıyor.Evet boyu kısa fakat uzunların arasından korkusuzca yere düşme pahasına ribaunda verdiği hassasiyet eksi hanesine yazılması gereken puanı sürpriz şekilde avantaja çeviriyor.İçeri devrilen Dila'yı zaman zaman dış şutlarda Cansu ve Öyküyü doğru yerde bulması,yayın gerisinde İdil'i topla buluşturması da başka artıları.Milli takıma seçileceğini düşünüyor ve buna fazlasıyla inanıyorum.

2-Cansu Zaim

İlk başlarda kötü oyuncu olduğunu düşünsenizde o size kendini ispatlayacaktır.Takımımızın 3 numara bölgesine ilaç olan Cansu,şut şekli,şutuna güveni,kondisyonuyla dikkat çekiyor.En fazla süre olan oyuncumuz olmasının sebebiyle zaman zaman savunmada aksasada takım arkadaşları bu açığı kapatıyor.Çembere korkusuz devrilmeleri ve VJ'i andıran orta mesafeleriyele boşuna ilk 2ye girmedi :) Komple bir oyuncu olması için çok çalışmalı.

3-Yağmur Bul Bul Bul :)

İçimizden biri,parkedeki taraftar..En son Işıl için kullandığımız bu sözlerin yeni adayı.En seveceğiniz özelliği pes etmeyecek olması,şutu kaçırabilir,top kaybı yapabilir fakat asla mücadeleden kısmaz.İyi yaptığı işlerde seviye atlaması takımın seviye atlaması manasına gelicek.Takımın en değerli oyuncularından Yağmur'un gelişimini iştahla istiyoruz,bekliyoruz..

İdil'den özür diliyorum :(
 
Sıralama yapması 3 gün süren Yiğit Çelebi'ye teşekkür ediyorum öncelikle, çok zorlandı.

Küçük takım başlığında yaptığım açıklamayı tekrar yapmak istemiyorum, ama yaptığımızın bir yarış veya kıyas olmadığını hatırlatayım kısaca. İstediğimin çok zor bir şey olduğunun da farkındayım, şimdi Yağmur ile Öykü, İdil ile Cansu arasında seçimi neye göre yapacağımı bilmiyorum açıkçası, tabii bu listeye dahil etmek veya dışarıda tutmak aynı çizgide olan İrem Naz var. Yazının şu aşamasındayken devamının nasıl geleceğini ben de bilmiyorum yani. Gerçek bir takım oyunu oynamamız, herkesin elinden gelenin en iyisini yapma çabası ve takımın izleyene verdiği keyif işi zorlaştırıyor. Hani Oktay Mahmuti'nin takımında yıldız seçmek ne kadar zorsa burası da öyle, 7-8 farklı isim de yazılabilir 3 seçeneğe. Neyse başlayalım benim ilk 3'üme.

1- Gamze Dülegöz:

Ben onu ilk kez geçen sene bir Fenerbahçe maçında izlemiştim, "6 numaraya dikkat" dedirtmişti. Bu sene yine ilk kez bir Fenerbahçe maçında izledim daha da iyi gördüm geçen seneye göre. Bir numarada olmasının sebebi bu, bir sonraki Fenerbahçe maçında daha iyi oynayacağına da inancım tam. Eğer bir gün quartible-double yaparsa şaşırmayacağım, saha görüşü iyi asist yeteneği var, iyi sıçrıyor herkesin üstünden ribaund alabilir, top çalmak zaten onun işi, şutu konusunda da çalışıyor, daha da iyi olacak. Galatasaray'ın 10 numarası bizim için çok değerlidir, içimizi çok rahat ettiren bir isim giyiyor genç ve yıldız takımda. Genç takımda kendinden yaş ve boyca üstün Fenerbahçeli Olcay'a karşı da oynadı, Olcay'dan daha iyi oynadı diyemem ama hiç de geri adam atmadı, bir zaafını görmedik. Çok bahsettik size'ı sıkıntılı, çabukluğu, sıçrama yeteneğini (atletikliğini) aynı seviye ile getirir, şutunu da geliştirirse Galatasaray A Takım rotasyonuna girebilecek bir oyuncu olacağını düşünüyorum.

2- İdil Türk

Ortalamaya vurursak takımın en skoreri İdil olmalı. Onun 2 numaraya gelmesinin sebebi en skorer olması değil, bu kadar skorerken takımın geri kalanı kadar mücadelede de var olması. Mücadelesini, yerlere atlamasını çok takdir ediyorum, asist ve ribaund katkısını biraz daha yukarı çekebilecek potansiyele de sahip. Bu arada şu anda iyi şut atması, onu daha çok çalışmaya sevk etmeli. Mücadeleci oyunun yanında iyi bir bileğinin olması onu profesyonel oyunda da aranan bir oyuncu haline getirecek diye düşünüyorum.

3- Yağmur Bul:

En kararsız kaldığım sıraydı. Öykü, Cansu, İrem derken Yağmur'da karar kıldım. Sezonun en önemli galibiyeti olan İstanbul Üniversitesi maçındaki katkısı çok önemliydi. Sorumluluk aldı ve takımı sürükledi o gün. Daha önceden bahsettiğim bir yanı vardı, her şeyi iyi yapıyor olması. Gerçekten her istatistiğe elini sokan yürekli ve sahada kendini hemen fark ettiren bir oyuncu. Çok büyük potansiyeli var, %100'ünü sahaya koysa sıralamayı Yağmur'dan sonra en iyi 3 isim diye de yapabilirdik diye düşünüyorum. İşte biraz all-rounder olmanın handikabı, herhangi bir dalda sivrilmemesi onunda oyuncular içinde de sivrilmesini biraz engelliyor. A Takım formasını giymesinden çok gurur duyarız, inşallah bize bu sevinci yaşatır.

3 senedir blog ve forumda herhalde 1000'e yakın yazı yazdım kadın basketboluyla ilgili, içimize sinmeyen transferler olsun, kaybedilen şampiyonluklar olsun, çok sevdiğimiz insanları eleştiren yazılar olsun, ateş altındakileri savunanlar veya gidenlere vedalar olsun hiç bu kadar zorlandığım bir yazı hatırlamıyorum, Yiğit'in rekorunu kırdım aslında :) Size'ı, ribaund ve skor katkısıyla çok iyi duran Öykü, size'ı ve şutuyla Cansu, özellikle son 2-3 maçta büyük beğeniyle izlediğim İrem bir adım bile geride değiller şu listeye girmek için. Kimi zaman haklarını yesek de Elif, Esra, Beste ve sakatlığının iyileşmesini beklediğimiz Ece de bu takımın önemli parçaları. Söylemekten hiç yorulmayacağım mücadeleleri ve emekleri için, Efe Hoca ve Birtan Hoca'yı da dahil edip, hepsine teşekkür ediyorum. Nazar değdirmezsek, ikinci yarıda ilk yarıda keybettiğimiz maçların rövanşını alabileceğimize de, Türkiye Şampiyonası'nda iyi bir derece alacağımıza da inancım tam.
 
23 kişilik Yıldız Kız Milli Takımı aday kadrosuna bizden Öykü Öcal alınmış sadece. Milli Takıma niye oyuncu gönderemiyoruz diye eleştiri yapıyorduk ama kadromuzda Öykü'den daha verimli olduğunu düşündüğümüz isimler var yukarıdaki mesajlara bakınca. He Öykü kesinlikle size'ı ile arkadaşlarına göre avantajlı, yetenekleriyle de burayı hak etti ama en azından Gamze de olabilirdi bu kadro da. Sonuçta ligin 3.'sü bu takım ve kısaları çok başarılı işler çıkarıyorlar, diğer takımlardan uzunları aldıktan sonra sadece 1 oyuncunun alınması beni şaşırttı biraz.

Neyse, demek ki diğer oyuncularımızın daha fazla çalışması gerekiyor. Her takıma karşı izledik oyuncularımızı, bu oyunlarını sürdürdüklerinde milli takımdaki sayılarının artacağına ve Avrupa Şampiyonası'na birden fazla Galatasaraylı'nın gideceğine inancım tam.
 
Sonunda altyapı basketbol liglerini takip edebileceğim adam gibi bir site buldum. Reklama girmez inşallah. Site ile uzaktan yakından ilgim yok. Takip etmek isteyenler için veriyorum linki;

http://istanbulbasket.org/

Edit: Fenerbahçe'nin bulunduğu tüm kategorilerde yenilgisiz lider olması çok moral bozucu.
 
İlk devrenin son maçında takımımız güçsüz rakibi Şehremini karşısında karşılaşmayı 67-23 kazandı.Baştan sona üstünlüğümüzü sürdürdüğümüz maçta kolay atışları bulmamız ve yayın gerisinden yüzdeli sokmamız sebebiyle galibiyete rahat ulaştık.Menajerlik oyunlarinda maç için bazen süperstar belirlersiniz ya,aynen o şekilde İrem Naz muazzam performansıyla takımı galibiyete götürdü.İlk çeyreğin sonundaki buzzer,yere atlamalar,ribaund çekme ve penetreleriyle günün en başarılı ismiydi.İkindide İrem'i akşam Lakovici izlemiş oldum:) Yardımcı oyuncu Oscar ödülü ise Yağmur Bul'a gidiyor,dümene geçtiği kısımda oynattığı doğru setlerle
beğeni topladı.Uzun oyuncumuz Beste ve baseline'ı iyi kullanan Cansu da günün diğer başarılı isimleri oldular.

Takımımızı galibiyeti sebebiyle tebrik ediyorum,kritik Fenerbahçe maçı öncesinde başarılar diliyorum.
 


Uzatmalarda Fenerbahçe'ye 50-49 kaybettiğimiz maçın istatistikleri, şu oyuncuların emeklerini çalan ve onları ağlatan hakemlere yazıklar olsun.

15 saniye kala karşı sahaya geçen rakibe 8 saniye çalınmaması, verilmeyen stepsler, maç boyu rakibin 12 numarası Başak 3 saniyeyi sürekli ihlal ederken maç boyu ona bu düdüğü çalmayan hakem en kritik anlarda Dila turnikeyi atacakken 3 saniye düdüğünü çaldı bu bile kötü niyet göstergesiydi. Ve en kritik anda 10 saniye kala ribaundu alan Gamze'ye faul yaptılar, çalınmadı, devamında da rakip topa sarıldı daha 1 saniye bile olmamışken Gamze topu söktü rakibinden ama hava atışı düdüğü çaldı. Hücum sırası onlara geçti ve basket atıp uzattılar, koçumuza çalınan teknik faul de cabasıydı diyecek bir şey yok. Şampiyonada telafi eder kızlar bu yenilgiyi bugün gösterdik bunu.
 
Tanju'nun bahsettiği yerden başlayalım, açıkça söyleyeyim 4. çeyrekte Başak'ı bayağı sert darbelerle durduk, bir pozisyonda top bizim oyuncumuzun dizinden çıktı ama hakem topu bize verdi ve bir hızlı hücuma çıkarken Gamze topu tuttu hakem stepsi çalmadı. Benzerleri defalarca Fenerbahçe lehine de oldu. Buradaki hakemlerden beklentimiz hatasız maç yönetmeleri değil ama sen Fenerbahçe'ye 40 dakika çalmadığın 3 saniyeyi maçın en kritik hücumunda Galatasaray'a çalıyorsan, bir sayıyla kaybettiğimiz maçta Beste'nin biri süre dolmadan, biri de basketfaulken iki basketini iptal ediyorsan, kuralları bilmeye gerek yok 8 saniye ihlalini çalmıyorsan, 1 dakika önce avantajımıza olacakken çalmadığın paylaşılamayan top kararını biraz sonra en kritik yerde çalıyorsan bu hakem olmaya, hakim olup adalet dağıtmaya sığıyor mu? En üzüldüğüm, canımı yakan maçlardan biri oldu. Birincisi de zaten bu salonda bir kaç ay önce oynanmıştı.

İdil o kadar emek koyuyorken, Öykü onun için çok önemli şu maçta maçı getirecek hamleleri yapıyorken, uzun süredir bu derece performansı olmayan Beste Fenerbahçe maçını kazandıracak işler yapıyorken, 13 yaşında kendinden 2 yaş büyüklere oynayan minik Dila'mız harika bir enerji getiriyorken ve tüm takımım aslan gibi mücadele edip şu maçı kazanmayı hak ediyorken; kardeşiniz gibi gördüğümüz şu kızların alnından öpülecek mücadelelerini galibiyet ile alkışlamayı beklerken 2 dakika sonra karşınızda ağlayarak geçişlerini izlemek zorunda kalıyorsanız bazı şeyler, taraftar-seyirci olmak, seyirci kalmak çok koyuyor insana. Yazık, çok yazık.

Aklım erdikten sonra diyeyim, 3 Galatasaray izledim benim yüreğimdeki, aklımdaki Galatasaray'ı yansıtan, hayran bırakan. Kronolojik sırayla 1- Gerets'in 2006'daki Galatasaray'ı 2- Cem Akdağ'ın 2008'deki Galatasaray'ı 3- Oktay Mahmuti'nin 2011'deki Galatasaray'ı. Biraz yoksunluktan beslenen, savaşan, pes etmeyen, maç kaybedebilen ama asla yenilmeyen, Galatasaray'ın ne demek olduğunu tüm rakiplerinin aklına kazıyan bu 3 Galatasaray her sonuç altında gurur duyulacak takımlardı. Yıldız Kız Takımımız için de aynılarını, 1 gram eksiltmeden söyleyebiliyorum. Hocalarına, oyuncularına, emeği olan herkese kocaman teşekkürler. Bu takımın hak ettikleri var, bu takımın geleceği çok güzel yerler var. Türkiye Şampiyonası'nda da emeklerinin karşılıklarına alacaklarına inancım sonsuz.

Bugün galibiyeti alamadık ama yenilmedi kızlarımız, Türkiye Şampiyonası'nda alacağı var aslanın. Şampiyonluk şarkısı devam ediyor, o küçük aslan yürekler buna inandırdı bizi. Yılmak yok kızlar...
 
Maçtan sonra beraber otururken bilgi vermek için dolayısıyla kısaca yazdım olan bitenleri, mesele hakemlerin maçı kötü niyetli yönetmesiydi ve bizim üzüldüğümüz nokta maçı kaybetmekten öte takımın bu mücadelesine saygı göstermemeleri oldu hakemlerin. Devre arasında Aras'a Şamil'e dediğim nokta Efe hoca mutlaka teknik faul almalı, böylece hakemler işin bokunu çıkaramaz artık derken çok rezalet bir karardan sonra hoca da dayanamadı aldı teknik faulu o andan sonra Aras'ın dediği gibi pota altındaki sert savunmamıza faul de çıkartamadılar ama maçın sonundaki 3 saniye düdüğü, ardından Gamze'nin ribaundundaki pozisyon bizi çığrından çıkardı.

Öyle bir savunma yaptık ki pota altındaki uzun oyuncuları Başak'ın hücum ribaundları devamında ürettiği sayılar ve serbest atışlar hariç normal sürede 20 civarı sayı attılar o kadar size üstünlüklerine rağmen, bu mücadeleyi sergileyen oyuncularımıza ve bu takımı yaratan hocamıza sonsuz teşekkürlerimizi sunuyorum, bu maç özelinde isim isim değinmeye gerek yok herkes elinden gelenin fazlasını yaptı.

Bizi çok üzen nokta kızlarımızın maçtan sonra ağlayarak önümüzden geçmeleriydi, o kadar emeklerinin çalınmasıydı sahadaki 2 adam yüzünden. Hafta boyu inanılmaz motivelerdi maçı kazanmak için ama hepsi unutsun bugünü, bizim için de maçın galibi onlar zira bu maçın telafisi de var, önemli olan Türkiye Şampiyonası ve bugün gösterdik ki yaptığımız savunmayla şampiyonluk için çok iddialıyız.
 
Yıldız kız takımımızı çok seviyorum, çünkü giydikleri formanın sonuna kadar hakkını veren kardeşlerim var orada, ben biliyorumki onlar sahaya çıktıklarında Arma için emek koyan sporcular, onları görünce geleceğe biraz daha umutla bakıyorum ne bileyim biraz hayal falan kuruyorum onlar adına. İsimleri bende kalsın şu oyuncular kesin A takıma çıkacak işte şu şu dezavantajlarını kapatırlarsa müthiş olurlar vs.

Maçtanda bahsedeceğim elbette ama bu sezon A takımlar dahil tüm yaş gruplarında hatta tüm branşlarda beni en çok üzen maç olduğunu belirtmek isterim, zira o çocukların emeklerini çaldılar, Caferağa'da hakem adı altında 3 tane emek hırsızı vardı.

Art niyetli olduklarını o kadar bariz belli ettiler ki inanamadık şaka yapılıyor falan sandık. Mesela Gamze'nin maçın en kritik ribaund mücadelesinde rakibinin faulüne maruz kalmasını es geçtiler, hadi dedik normal maç sonu faul çalmak kolay iş değil ama aynı pozisyonda beklediler fenerli oyuncu topu çeksin alsın diye topu çekip alan Gamze olunca bir baktıkki hava atışı çalınmış resmen komedi başka bir şey değil hele Başak'a maç boyunca çalınmayan 3 saniyeler üstelikde tribünden yaptığımız tüm uyarılara rağmen, ama işin ucunda biz olunca gayet başarılı bir şekilde gördüler o 3 saniyeyi brova hakemler haram olsun aldığınız paralar. Süre dolmadan atılan basketi geçersiz saydılar böyle hırsız hakemler tarafından yönetildi maç.

Hepsi bi tarafada Yağmur'un Gamze'nin gözyaşlarına o şerefsiz hakemler kurban olsun o çozukların üzüntüleri gözyaşları evlerine mutsuz dönüşleri revamı bu çocukların sahayta koydukları yazık günah ya o an Yağmur, Gamze, İdil, Dila ya hiç birisini dğerinden ayırmıyorum bu çocukların emeklerini çalanların Allah belasını versin ya ne diyeyimki ben.

Aras, Tanju falan maç ile ilgili teknik taktik kısımlara biraz değinmişler zaten ben o topa çok girmeyeyim ama Beste'nin performansından da bahsetmezsem olmaz gerçekten çok iyi işler yaptı oyunun içindeyken birde bu maç özelinde Dila dikkat çekti küçük aslan aslında küçük takım oyuncusu ama yıldızlarda bile fark yaratmayı başarıyor bir iki seneye fenerdeki Başak'tan daha iyi olacak inşalllah.

Biz bu takımı çok seviyoruz hepsi bizim için öz kardeşden farksız abartmıyorum çok samimiyim, onların soğuta yürümesini bile kendimize dert edecek kadar seviyoruz. Onları çok seven bi abileri olarak hiç kendilerini üzmesinler bir kere hiç bişey onların emeğinden kendilerinden önemli değil. Dün oynanan maçında NET olarak galibi bizdik zaten onlardan benim tek istediğim aynen bu şekilde devam etsinler çalışmaya inşallah bi çoğunu ilerde A takımda göreceğiz. Takip ediyoruz sizi her zaman takip edeceğiz arkanızda olacağız.
 
Hakemler biraz tutarlı düdük çalsa bugün 10 sayılık marj ile galibiyet koparacaktı takım, olmadı; sağlık olsun.

Yenile yenile öğreniliyor bazı gerçekler, oyuncuların maç sonu gözyaşları ileride alınabilecek başarıların habercisi olabilir belki de.

Çalışmaya devam, elbet bu günlerin tersi de yaşanacak.
 
Abiler forumda görünür bi yere (ilgi çeken anlamında ) bu tarz başlıkları ara ara sabitlesek daha iyi olur mu ? Utanarak söylüyorum ki bu başlığı yeni görüyorum. Benim gibi bakan körler de görsün başlığı ki belki daha çok ilgi duyarız.
 

Üst