İlla çıkar bu tür tartışmalar ramazanda.
Saygısızlık bence ağır olmuş. Çiğdem hanım zaten seferi olduklarını yazmış ama olmasalardı da değişmezdi bence durum. Kaldıki seferi olmak bile nasıl mazeret olabiliyor tartışılır, "uçağa binip 3 saatte Bakuden İstanbula gelen adam tutmayabilir ama en az 90 dakkika sıcakta top oynayacak adam tutmalı" bana mantıklı gelmiyor.
Ben hiçbir yerde oruç tutmak için işinizi aksatın diye birşey okumadım. Eğer futbol oynamak için para alıyorsan, ve oruç buna engel oluyorsa o gün oruç tutmazsın. İşinin müsait olmaması gayet de geçerli bir sebep. Herşeyden önce oruç dolayısıyla performansın düşeceği için kul hakkı yemiş olursun. Hiç bir kulüp final maçında takımı yaksın diye para vermez futbolcusuna.
Ben masa başında çalıştığım halde ramazanda %50-60 performansla çalışabiliyorum, çıkıp top peşinde koşturan, depara kalkan, rakip oyuncuyla omuz omuza mücadeleye giren birisini o kadar göstermesi bile mucize olur.
İlla çıkar bu tür tartışmalar ramazanda.
Saygısızlık bence ağır olmuş. Çiğdem hanım zaten seferi olduklarını yazmış ama olmasalardı da değişmezdi bence durum. Kaldıki seferi olmak bile nasıl mazeret olabiliyor tartışılır, "uçağa binip 3 saatte Bakuden İstanbula gelen adam tutmayabilir ama en az 90 dakkika sıcakta top oynayacak adam tutmalı" bana mantıklı gelmiyor.
Ben hiçbir yerde oruç tutmak için işinizi aksatın diye birşey okumadım. Eğer futbol oynamak için para alıyorsan, ve oruç buna engel oluyorsa o gün oruç tutmazsın. İşinin müsait olmaması gayet de geçerli bir sebep. Herşeyden önce oruç dolayısıyla performansın düşeceği için kul hakkı yemiş olursun. Hiç bir kulüp final maçında takımı yaksın diye para vermez futbolcusuna.
Ben masa başında çalıştığım halde ramazanda %50-60 performansla çalışabiliyorum, çıkıp top peşinde koşturan, depara kalkan, rakip oyuncuyla omuz omuza mücadeleye giren birisini o kadar göstermesi bile mucize olur.
1. Seferilik konusunun hiçbir islâm fukahası tarafından 14 asırdır tartışıldığı ya da modern dünyanın güncel taşıtlarıyla bu hükmün tashihi gibi bir vechesi hiçbir zaman olmamıştır, delilsiz konuşmayın!
Seferilikte, taşıtın hız ya da niteliği referans alınmaz; mesafe alınır!
2. Allah kitabında, özür olarak addettiği seferilik haricinde sadece hastalıktır ve bu İlâhi iletilerin yaşam sahasındaki pratikçisi olan elçisi de “ihtiyar, çocuk, hamile ve köle” olarak hükmün tahsisini yapmıştır ancak hiçbir İlâhi ileti metinlerinde, nebevî rivayetlerde (tevatür&sahih&hasen) ya da sahabilerde sıcakta çalışıyor diye bir muafiyet ruhsatı sağlanmamıştır; farz olan bir ibadeti kafanıza göre hafifletmeyin!
3. “İşin aksaması” ile ilgili hiçbir şey okumadan, nasıl oluyor da fıkhî bir te’vil ve değerlendirmede bulunabiliyorsunuz?!
Sünnet ya da nafile kategorisinden olmayan bir farz fiili için işin ya da işverenin kaygısı değil, yaratıcının yüklediği sorumlulukların yapılıp yapılmadığı dikkate alınır eğer kasten işi sarsaklamıyorsa çünkü farz olan bir ibadet sizin işinizden önde gelir!
Varlık âleminin hilkat sebebi iş kaygısı değil, kulluktur!
4. Orucun terki yani kazaya bırakılması ancak nass ile sabit olan yukarıdaki geçerli ve gerçekçi mazeretler dahilinde mümkündür yoksa sizin gibi hevamıza göre “işten ötürü oruç tutulmaz” gibi hezayani bir iddianın aslı şer’an yoktur; şayet böyle olsaydı sadece ev hanımlarına bu sorumluluk deruhte edilirdi!
5. Yazdıklarınız maalesef ki gülünç çünkü kul hakkı ya da yaratıcı hakkı konularında da hiçbir isnadı ve sahihliği olmayan iddialarda bulunmuşsunuz!
Öncelikle, iş performansının aksamasını gerekçe göstererek farz olan bir ibadettin terkedilmesi, “kul hakkı”ndan kaçmaya mazeret değildir çünkü bunun hak niteliği taşıyıp taşımadığını belirleyen merciî Allah iken, emrettiğinin yapılmasını engelleyen bir işverenin sizde nasıl hakkı olabilir ki?!
İş ya da işveren sizin inancınıza mani olarak acaba kim kimin hakkına girmiş olur?!
Sünnet ya da nafile ibadetinde buna dikkat edilir ancak farzlarda esas olan yaratıcının kanunlarıyla yüklediği sorumluluklardır ki, Allah size topçu ol ya da hoca ol demedi; mazeretsiz kulluğunu ihmal etme dedi!
6. Sizlerin tercihleri beni bağlamaz ancak Allah’ın dini hakkında bâtıl değerlendirmeler yapmanıza da sükût edemeyiz!
İbadet, iş koşullarına göre yapılan ya da terkedilen bir görev değildir; ilk insandan kıyamete kadar devamlılığı zaruri olan mânevi bir sorumluluktur!