Sorsan Avrupa Fatihi, dün ne bir varlık gösterebildiler ne de ümit vaat ettiler. 2014'ten bu yana Avrupa'da kayda değer hiçbir haltımız yok. Bu sene de şamar oğlanı olup itin kopuğun ağzına laf vereceğiz yine. Koca kulüp, yönetim futbolcu taraftar ne varsa hepsi Fatih Terim'in arkasına sığınmış durumda ama şöyle bir problem var ki, Fatih Hoca da artık güven veren bir dağ değil. Futbol anlamında kendinden daha genç teknik direktörlere karşı çok zorlanıyor, her sene "Bir hayalim var" deyip UCL'yi hedef gösteriyor ama Avrupa'da en son 2018'de maç kazanmışız. Fatih Terim ağırlığında bir hocanın daha fazla kendisine ve Galatasaray'a zarar vermeden emekli olması gerekiyor.
Dün oynanan oyunda tabii ki oyuncuların da hatası var ve herkes şunu diyebilir; iyi oyun iyi oyuncularla oynanır. Bu konuda haklısınız, ama baktığınızda karşı tarafın dünkü kadrosunda da öyle yıldız diyebileceğimiz bir oyuncusu yok. Götze, Zahavi, başka? Gelecek vaat eden oyuncuları elbette var dün oyuna sonradan giren Gakpo gibi, bugün kadroda olmayan Donyell Malen gibi. Malen dün oynasa daha erken beşlik olabilirdik zaten. Bizde bu adamların karşısında çıkabilecek oyuncular da, üçüncü ligden bulup getirdiğimiz ve hala genç dediğimiz 24 yaşındaki Kerem, Sekidika, ahı gitmiş vahı kalmış Babel, Feghouli, Falcao, adam oğlu adam Arda Turan, Roberto Carlos'a rahmet okutan sol bek performansıyla Ömer Bayram (gerçi asisti var dün) falan gerçekten neresinden tutsan elinde kalan bir kadro. Ülkedeki ekonomik durumlar sebebiyle de yerine iyi adam koyamıyorsun ama bari mücadele et. Fizik, kondisyon yerlerde, adam tüm sahayı boydan boya kat ediyor yorulmuyor, maçın 25. dakikası bizim yerliler yorgunluktan dilleri dışarı çıkmış. Sen bu adamlarla nasıl rekabet edeceksin?
Türk futbolunda son yıllardaki Avrupa başarısızlığının sebebi de tamamen lige yönelmek. Türk futbol taraftarı kendisini bir Arsenal, Liverpool, Manchester United taraftarı sanıyor. Avrupa'yı bırakıp lige önem vereceklermiş. Hayatımda Türk futbolu kadar "overrated" bir kavram görmedim, ki son 3-4 yıldır Avrupa'ya giden hemen her Türk takımının performansı bunu doğruluyor. Türk kulüpleri üst torbalardayken "Ouw köy takımı bu, üçleriz beşleriz" falan dediğimiz takımlara tokatlanarak eleniyordu, şimdi de kendilerinden daha üst seviye yapılanma sahibi takımlara tokatlanarak eleniyor. Bir değişiklik yok yani. Fakat bizim "Hocam bizi küme düşür ya" kitlesi, Antalya'yı, Denizli'yi, Gençler'i falan yenince kendini büyük takım sanıyor. Misyonu Türk olmayan takımları yenmek olan bir camianın son 7 senedir Avrupa'da dişe dokunur tek bir başarısının olmaması gerçekten utanılacak bir olgu. Misyonunu gerçekleştiremeyen "büyük takım"ın büyüklüğü sorgulanır fakat biz artık utanma sınırını çoktan aştığımız için sorgulamayı bırak; bu sava daha da bağlanıyoruz.
Şimdi rakipler utanmadan, arlanmadan ülke puanı muhabbeti yapacaklar. Ülke puanı muhabbeti yapanların biri daha Portekiz Ligi'nde kümeye oynayan Rio Ave'yi eleyememiş, diğeri 2 senedir Avrupa göremiyor. Ama dediğim gibi, belirli bir kitle dışında Türk futbol taraftarı utanma sınırını çoktan aştı. Artık herkes, biz de dahil, kendi başarısı yerine birbirinin başarısızlığı için mücadele ediyor. Bu da işte dün akşamki gibi rezaletleri ortaya çıkarıyor. Şu kadroya Ghezzal'i, Gedson'ı geçtim; prime Ronaldo'yu eklesen bile sahadaki sonuç değişmeyecekti zaten. Zihniyet önemli.