Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Bo Mccalebb'i tutarken şutunu riske etme olayını çok abartmıştı geçen maçlarda. Adam normal set oyununda bomboş 2-3 3'lük sokmuştu. O kadar abartmaya gerek yok. Penetresini caydırsın yeter.
Final maçında kendisini savunan Bogdanovic'i her pozisyonda kolayca geçmişti, hızlı ayakları sayesinde. Yine o savunursa bu kez daha iyi değerlendirmeliyiz bu avantajını.
Resmen kontrolsüz güç ne yapacağı belli değil. Neredeyse rahat kazanacağımız maçı zora sokup kaybetmemize neden olacaktı. Ergin hoca biraz daha kontrolü ele almalı Gordon üzerinde.
Bazen öyle işler yapıyor ki sanırsın oyunun bugu. Vura kıra skor üretiyor. Durduramıyorlar.
Bazende öyle saçmalıyor ki. Bu bildiğin sokak basketçisi abi dedirtiyor bizlere. Kesinlikle dengesi yok. Ne yapacağız bu Gordonu bilemiyorum. Atsan atılmaz , satsan satılır belki. Bi garip adam.
Tamam dengesiz bir oyuncu olabilir ancak bugün aldığı kasti faulün kasti faul ile uzaktan yakından ilgisi yoktu...O pozisyon resmen hakem saçmalığı idi...
Ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Çok acayip bir oyuncu. Bir maçta 10 üzerinden 10 oynayabiliyorken diğer maçta 10 üzerinden 1'e kadar düşebilir. Daha 26 yaşında gelişebilir. Gelecek sene postalayıp 2-3 sene sonra Avrupa'nın en iyi kısası olursa başımız çok ağrıyacak.
Bazılarına saçma gelecek belki; ama Gordon'a bakınca aklıma Hakan Şükür geliyor. Hakan da futbolcuyken çok dengesizdi. Bazı maçlar harikalar yaratırken; bazı maçlar kaçırdıkları ile saç baş yoldururdu. Nerde ne yapacağı bilinmezdi. Ancak en kötü günlerinde bile Hakan'ın 90 dakika sahada kalmasını isterdik. Çünkü futbol adına hiçbir şey yapmasa bile, varlığı ile rakip defansı rahatsız ederdi. O oyunda olduğu müddetçe, rakip takımdan iki oyuncu Hakan'ı marke etmek zorunda kalırdı. Bu da diğer hücum oyuncularımıza ekstra boş alanlar doğmasına neden olurdu.
Gordon da oyunda olduğu müddetçe rakip takım üstünde benzer bir hissiyat yaratıyor. Ne kadar kötü oynarsa oynasın; karşısındaki oyuncuların bir gözü hep Gordon'un üstünde oluyor. Asla Gordon'u riske edemiyorlar. Çünkü ne zaman ne yapacağı belli değil. En formsuz gününde bile, bir anda maçın kaderini değiştirebiliyor.
Şampiyon olup, seneye Gordon'u Euroleague'de, kendi arenasında izlemek için sabırsızlanıyorum. İnşallah!
2 senelik sözleşmesi var ve bence 1 sene daha kalmayi hakediyor en az. Bugün yine dengesizliğiyle birlikte iyi bir maç cıkardi ve 18 sayi ile takimin en skoreri oldu.
Takımın asi çocuğu, Amerika sokaklarında basketbol oynuyor sanki. Maç ve skor pek umrunda değil. Canı istediği gibi takılıyor. Heyy Gordon senin sorunun ne dostum? O lanet üçlüklerini sokmaya devam et adamım