Bugün...

Ses kaydı üstüne ses kayıtları düşüyor internete. Eskiden bu tür durumlarda "ses kaydı bombası" diye haberler çıkardı yazılı ve görsel basında. Oysa şimdi öyle bir algı yaratıldı ki içeriği ne olursa olsun sıradan bir durum haline geldi bu kayıtlar. Çalmak serbest, yargıya müdahale sıradan, kanunları bile fazla ciddiye alır hale geldi bu halk!..

Memleketin gerek siyasi, gerek ekonomik, gerekse ahlaki tüm ayarlarıyla oynandı. Birileri format atsa şu beyinlere, ülke değerlerine sahip çıkma ve memlekete sahip çıkma adına 1920´lere dönsek...
 
En büyük kayıtlar seçime az bir süre kalırken yayınlanacak. Şu çıkan kayıtlar bile hali hazırda çok büyük suç. Bir Başbakanın resmen ihaleye fesat karıştırması, medyayı sansürlemesi, kaynağı ne olduğu bilinmeyen paraların evde olduğu iddiası... En önemlisi ise yargıya olan müdahele. Danıştay atamalarına karışmak. Bunların bir izahı yok. Dün çıkan ses kaydında da 17 aralık savcılarının nasıl atandığını gördük. Maalesef burası Türkiye. Hiç bir şey olmamış gibi güne devam ediyoruz.

İleride çıkabilecek kayıtlar neler olabilir ?

Başbakanın Kısıklıdaki evinden taşınan 1 milyar doların video kaydı.

Muhsin Yazıcıoğlunun ölümüyle ilgili yeni kayıtlar ve bunların hükümetle olan ilişkisi.

Oslo belgeleri. Demokratik özerklik ve Öcalana af sözü verildiği söylenen kayıtlar.

BB'nin İsviçre hesaplarında bulunan paralar.8 hesabı varmış.

Hükümetin El-Kaide ile olan ilişkilerini tam olarak göz önüne seren belgeler. Hatta Obamanın bu belgeler yüzünden Türkiye ile olan ilişkileri minumuma indirdiği konuşuluyor.

Bir bakana ait olduğu konuşulan uygunsuz kayıtlar. Bilal Erdoğanın bir bakanı fırçalaması.

Hrant Dink cinayeti ile ilgili kayıtlar.

Atatürke karşı BB'nin hakaretli ve küfürlü konuşmaları

40 Mv. ve Sümeyye Erdoğan'a ait olabileceği iddia edilen seks kasetleri.

Bu yıl çok hareketli geçecek gibi.
 
Tek beklentim, birbirlerini yeme mücadelesinin bel altına inmemesi. Yapılan yolsuzluklar, yetki alanına müdahale, banka kayıtları vb. kayıtlarla pislikler dökülsün ortaya ama seks kasetleri, özel hayata müdahale kabul edemeyeceğim şeyler. Karşı taraf bu kayıtların ekmeğini yese de zamanında, aynı kozun onlara karşı kullanılması bana göre yakışık almaz.
 
Fethullah Gülen"Allah'la konuştum. 'Kâinatı Rasulüm için yarattım ama senin için devam ettiriyorum' dedi bana" demiştir.. Kendisi izliyor veya ona ulaştırılır da inkâr ederse şahidim Allah'tır, başka şahidim de yok..

Latif Erdoğan(Gülen'in Halefi olacak denilen kişi)

Bu FG İslam Düşmanı olduğunu Mavi Marmara sonrası yaptığı açıklamadan anlamıştım.
Sonra okudum ve duydum ki birde yıllarca önce tesettür için füruattandır demiş.
İtakadı bozuk Bir adam bu FG.
Tabanı ihlaslı kişiler ama tavan için aynısını diyemeyeceğim.

Er ya da geç bu adamın ne olduğu ortaya çıktı ya hamdolsun Rabbime...
 
Latif Erdoğan cemaatten ilk ayrıldığında bugün o'na sarılanlar onu kötülüyor ve hain diyorlardı şimdi iş zora girince o'na sarıdılar.

Türkiye'de bir kesim yıllardır bu adamın ne olduğunu anlatırken dinsiz imansız hain ilan edildi. Darbeci ilan edildik dizinin birinde buna ABD'de oturma izni sağlayan CİA Türkiye eski şefi'nin ismine benzer bir isim geçince hocaya operasyon yapılıyor diye ağlaştılar Pensilvanya'yı uğrak yeri yaptılar. Bugün o'nun kapısına gidip burada mevzi almak isteyenler şimdi hakaret ediyor. Sorum şudur bunları bugün yapmadı yıllardır bir kesim ısrarla bunları söyledi, yurt dışında çıkan kitaplarında Kelime-i Tevhid'in yarısını kullanmadı, RTE BOP eşbaşkanı olarak her türlü desteği verdi sonra ne oldu? Bugün devlet kimin kavgası var lakin kavgayı yapanlar acemi.

Benim güldüğüm bugün İktidar yalakası medyanın Doğu Perinçek ve Aydınlık'la aynı doğrultuda saldırmaları.

Ve Metehan Elif Çakır ablana sor Kabataş yalanına nasıl ortak oldu? Rapor'da baldırında morluk var denilen kadının kollarındaki morlukları nasıl gördü?
 
Latif Erdoğan cemaatten ilk ayrıldığında bugün o'na sarılanlar onu kötülüyor ve hain diyorlardı şimdi iş zora girince o'na sarıdılar.

Türkiye'de bir kesim yıllardır bu adamın ne olduğunu anlatırken dinsiz imansız hain ilan edildi. Darbeci ilan edildik dizinin birinde buna ABD'de oturma izni sağlayan CİA Türkiye eski şefi'nin ismine benzer bir isim geçince hocaya operasyon yapılıyor diye ağlaştılar Pensilvanya'yı uğrak yeri yaptılar. Bugün o'nun kapısına gidip burada mevzi almak isteyenler şimdi hakaret ediyor. Sorum şudur bunları bugün yapmadı yıllardır bir kesim ısrarla bunları söyledi, yurt dışında çıkan kitaplarında Kelime-i Tevhid'in yarısını kullanmadı, RTE BOP eşbaşkanı olarak her türlü desteği verdi sonra ne oldu? Bugün devlet kimin kavgası var lakin kavgayı yapanlar acemi.

Benim güldüğüm bugün İktidar yalakası medyanın Doğu Perinçek ve Aydınlık'la aynı doğrultuda saldırmaları.

Ve Metehan Elif Çakır ablana sor Kabataş yalanına nasıl ortak oldu? Rapor'da baldırında morluk var denilen kadının kollarındaki morlukları nasıl gördü?


Vay be!
Kabataş olayı yalanmış!
Aslında hiç öyle bir şey yaşanmamış!
Genç bir anne tüm Türkiye'yi kandırmış!
Derdi neymiş ki acaba?
Şöhret mi?
Olamaz.
Zira kendisiyle röportaj yapanların dışında kimse ne yüzünü gördü, ne sesini duydu.
Dahası sokağa çıkıp sorsanız adını bilen dahi çıkmaz.
Falanca belediye başkanının gelini.
Hepsi bu kadar.
Peki genç bir anne niçin böylesi bir "yalan" uydursun ki?
Aklından zoru mu var?
Hadi diyelim ki var!
O halde vücudundaki darp izlerine ne diyeceğiz?
Diyorlar ki, "kırık yok, çıkık yok".
Ne var?
Birkaç basit morluk!
Yetmiyor mu?
Kesmiyor!
Deniyor ki; görüntüler ortada, 'saldırı var ' diyenler buna ne diyecek?
Kimsenin bir şey demesine gerek yok.
Görüntüleri servis edenler ve yayımlayanlar üzerine yazdıkları metinde "saldırı yok, hiçbir şey yok" dediler zaten.
Oysa görüntüler, saldırı anına ait değil!
Neyse!
AK Partili bir belediye başkanının gelini olması, başında örtü bulunması ve dindar kimliği zaten onun "yalan" söylediğinin kabulü için yeter de artar bile.
Gelelim cemaat medyasının "başörtülü bu kadını" niçin linç etmeye kalktığına?
Paralel yapının bu görüntüleri niçin servis ettiğine?
"Gezici" medyayla saf tutup niçin linç faaliyetine ortak olduğuna.
Öyle ya cemaat burada genç anneyi linç etmek yerine "psikolojik, sosyolojik" değerlendirmeler yapabilirdi.
Muhabir gönderip, bizzat annenin kendisine sordurtabilirdi.
Saldırı anına ilişkin görüntülerin peşine düşebilirdi.
Pozisyonunu dindarların yara almaması üzerine şekillendirebilirdi.
Ama tam tersini yaptı.
Peki niye?
Cevap çok açık.
Gündem değiştirmek.
Kabataş olayı Kanal D ekranlarında yayımlanmadan bir dakika önce Türkiye ne konuşuyordu?
Şefkat Tepe dizisindeki rezaleti.
Yani; Hazreti Peygamber'in bir kamyonete bindirilmesini.
"Ruh çağırır" gibi çağrılmasını.
Cemaat içinden bile "yok artık" sesleri yükselmeye başlamıştı.
Ancak ve ancak Kabataş meselesi gibi bir meseleyle gündem değiştirilebilirdi.
Onlar da öyle yaptı.
Cemaat mağdur bir anneyi, bir kez daha mağdur etti.
Yakında çok utanacaklar!
Sokağa çıkamayacak hale gelecekler!
Hem vallahi, hem billahi!

“ÇOK GÜZEL ŞEYLER OLACAK” MEĞER KABATAŞ’MIŞ!

Hepimiz 17 Aralık darbesini konuşuyorduk.

Tek gündemimiz buydu.

Paraleller, ananaslar, tespihler, Hazreti Peygamber’in tweet talimatları, kamyona bindirilmesi…

Bunlarla yatıp bunlarla kalkıyorduk.

Sonra bir anda gündem değişti.

Daha doğrusu değiştirildi.

Mahdumlar, ayakkabı kutuları, para sayma makineleri, kasalar unutuldu, aylar öncesine geri dönüldü.

O malum olay; yani Kabataş üzerinden.

Manşetler, bültenler, tweetler hepsi değişti.

Çok tuhaftır, paralellerden biri Kabataş görüntüleri yayımlanıncaya kadar günlerce “çok güzel şeyler olacak!” diye tutturmuştu.

Anlaşılıyor ki “çok güzel şey” buymuş!

Bunu kastediyormuş.

Hazırlıklar günler öncesinden yapılmış.

Bu arkadaş da olacak çok güzel şeylerden haberdarmış.

Neyse.

Kanal D, “o çok güzel şeyin” görüntülerini yayımladı.

Sonra da, “bak işte görüntüler, hiçbir şey yok” dedi.

CEMAAT MEDYASI UTANMADAN, SIKILMADAN DAHASI ALLAH’TAN KORKMADAN

Cemaat medyası boş durur mu?

Onlar da koro halinde saldırıya geçti.

“Evet yok, işte görüntüler, yalan söylüyorsunuz” dedi.

Demeye de devam ediyor.

Utanmadan, sıkılmadan dahası Allah’tan korkmadan.

BU GÖRÜNTÜLERİ SERVİS EDENLER ONLAR

Peki ne idüğü belirsiz bu görüntüleri kim servis etti?

Ben söyleyeyim; çocukları gecenin bir yarısı kaldırıp Erdoğan’a beddua ettiren kimse, bu görüntüleri servis edenler de onlar.

Açık ve net.

17 Aralık’tan istedikleri neticeyi alamayınca, geriye gidip eldeki “malzemelere” sığındılar.

Sonra da bu malzeme üzerinden yardırıyorlar.

GERÇEK GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKINCA NE YAPACAKLAR

Peki o iğrenç saldırının gerçek görüntüleri ortaya çıktığında ne yapacaklar?

Sokağa nasıl çıkacaklar?

İnsanların yüzüne nasıl bakacaklar?

“Nasıl yani, o iğrenç saldırının gerçek görüntüleri var mı?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim.

Evet var!

Tabi var!

HEM DE ŞÜPHEYE YER BIRAKMAYACAK BİÇİMDE VAR

Hem de şüpheye mahal bırakmayacak şekilde.

“O halde niye yayımlanmıyor” diyeceksiniz?

Zaten asıl mesele de bu.

DERTLERİ GÖRÜNTÜLERİN YAYINLANMASINI SAĞLAMAK

“Yalan!” diyorlar, günlerdir gündemde tutuyorlar; çünkü gerçek görüntülerin yayımlanmasını istiyorlar.

İnfial oluşturup sokakları yangın yerine çevirmek istiyorlar.

Zira o görüntüler tahammül edilebilir gibi değil.

Peki ne zaman yayımlanacak?

Ne zaman, nasıl yayımlanır bilmiyorum?

Ama bildiğim bir şey var ki; o da çok yakında birilerinin sokağa çıkacak yüzünün kalmayacak olması.

Rezil rüsva olacaklar!

Turgay Güler'in şu 2 yazısını okur musunuz ağabey?
Kabataş olayları yalan değil gerçek.
Bunu ileriki tarihlerde göreceğiz...
 
Vay be!
Kabataş olayı yalanmış!
Aslında hiç öyle bir şey yaşanmamış!
Genç bir anne tüm Türkiye'yi kandırmış!
Derdi neymiş ki acaba?
Şöhret mi?
Olamaz.
Zira kendisiyle röportaj yapanların dışında kimse ne yüzünü gördü, ne sesini duydu.
Dahası sokağa çıkıp sorsanız adını bilen dahi çıkmaz.
Falanca belediye başkanının gelini.
Hepsi bu kadar.
Peki genç bir anne niçin böylesi bir "yalan" uydursun ki?
Aklından zoru mu var?
Hadi diyelim ki var!
O halde vücudundaki darp izlerine ne diyeceğiz?
Diyorlar ki, "kırık yok, çıkık yok".
Ne var?
Birkaç basit morluk!
Yetmiyor mu?
Kesmiyor!
Deniyor ki; görüntüler ortada, 'saldırı var ' diyenler buna ne diyecek?
Kimsenin bir şey demesine gerek yok.
Görüntüleri servis edenler ve yayımlayanlar üzerine yazdıkları metinde "saldırı yok, hiçbir şey yok" dediler zaten.
Oysa görüntüler, saldırı anına ait değil!
Neyse!
AK Partili bir belediye başkanının gelini olması, başında örtü bulunması ve dindar kimliği zaten onun "yalan" söylediğinin kabulü için yeter de artar bile.
Gelelim cemaat medyasının "başörtülü bu kadını" niçin linç etmeye kalktığına?
Paralel yapının bu görüntüleri niçin servis ettiğine?
"Gezici" medyayla saf tutup niçin linç faaliyetine ortak olduğuna.
Öyle ya cemaat burada genç anneyi linç etmek yerine "psikolojik, sosyolojik" değerlendirmeler yapabilirdi.
Muhabir gönderip, bizzat annenin kendisine sordurtabilirdi.
Saldırı anına ilişkin görüntülerin peşine düşebilirdi.
Pozisyonunu dindarların yara almaması üzerine şekillendirebilirdi.
Ama tam tersini yaptı.
Peki niye?
Cevap çok açık.
Gündem değiştirmek.
Kabataş olayı Kanal D ekranlarında yayımlanmadan bir dakika önce Türkiye ne konuşuyordu?
Şefkat Tepe dizisindeki rezaleti.
Yani; Hazreti Peygamber'in bir kamyonete bindirilmesini.
"Ruh çağırır" gibi çağrılmasını.
Cemaat içinden bile "yok artık" sesleri yükselmeye başlamıştı.
Ancak ve ancak Kabataş meselesi gibi bir meseleyle gündem değiştirilebilirdi.
Onlar da öyle yaptı.
Cemaat mağdur bir anneyi, bir kez daha mağdur etti.
Yakında çok utanacaklar!
Sokağa çıkamayacak hale gelecekler!
Hem vallahi, hem billahi!

Metahan kadının yalanları bir bir dökülüyor ortaya. 1 Haziran'da olan olayın Adli Tıp Muayenesi 5 Haziran'da yapılıyor röportajda depresyondayım günlerdir dışarı çıkmadım diyor RTE'nin Fas gezisinden dönüşünde karşılayanlar arasında. Yalancı şahıs Facebooktan ona buna bulaşıyor. Elif Çakır kolundaki morlukları gördüm diyor ardından olaydan günler sonra alınan raporda kolda morluk olduğuna dair bir şey yok.

İlk ifadesinde en sado-mazo filmlere taş çıkartan bir hikaye anlatıyor bakıyorlar olmayacak avukatı basın olayı yanlış aksettirdi ifade de üstü çıplak erkekler ve cinsel uzvun sürülmesi diye bir şey yok dedi. Ardından ıslak imzasının olduğu ve basında geçen ifade ortaya çıktı.

Beni feto falan ilgilendirmiyor bu kadının yalanı ve bu yalanı meydanlarda dillendiren ve yalanı daha da büyüten RTE'nin tavrı ilgilendiriyor. Ülke de savcı olsa RTE'ye halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekten dava açar lakin yok.

Yok feto'nun kanalında o yapılmış bu yapılmış. Yahu işte hepsi pislik içinde bugün o pislikleri ortaya çıkarıyorlar. Sor Elif Ablana bu yalana nasıl ortak oldu?

Ha Elif Ablana hatırlatmayı unutma RTE meydanlarda "olayın görüntülerini yayımlatacağım" dedi. 9 ay geçti bu görüntüler nerede? Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık makamında söylediği her söz yalan olan biri oturuyor.
 
Metahan kadının yalanları bir bir dökülüyor ortaya. 1 Haziran'da olan olayın Adli Tıp Muayenesi 5 Haziran'da yapılıyor röportajda depresyondayım günlerdir dışarı çıkmadım diyor RTE'nin Fas gezisinden dönüşünde karşılayanlar arasında. Yalancı şahıs Facebooktan ona buna bulaşıyor. Elif Çakır kolundaki morlukları gördüm diyor ardından olaydan günler sonra alınan raporda kolda morluk olduğuna dair bir şey yok.

İlk ifadesinde en sado-mazo filmlere taş çıkartan bir hikaye anlatıyor bakıyorlar olmayacak avukatı basın olayı yanlış aksettirdi ifade de üstü çıplak erkekler ve cinsel uzvun sürülmesi diye bir şey yok dedi. Ardından ıslak imzasının olduğu ve basında geçen ifade ortaya çıktı.

Beni feto falan ilgilendirmiyor bu kadının yalanı ve bu yalanı meydanlarda dillendiren ve yalanı daha da büyüten RTE'nin tavrı ilgilendiriyor. Ülke de savcı olsa RTE'ye halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekten dava açar lakin yok.

Yok feto'nun kanalında o yapılmış bu yapılmış. Yahu işte hepsi pislik içinde bugün o pislikleri ortaya çıkarıyorlar. Sor Elif Ablana bu yalana nasıl ortak oldu?

Ha Elif Ablana hatırlatmayı unutma RTE meydanlarda "olayın görüntülerini yayımlatacağım" dedi. 9 ay geçti bu görüntüler nerede? Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık makamında söylediği her söz yalan olan biri oturuyor.

Seçimden sonra yayınlatacak ağabey.
Gerisi beni ilgilendirmiyor.
Olayın gerçek görüntüleri ortaya çıkınca ben gereken yorumları yapacağım.
Şimdi ne derseniz doğru.

Ağabey ülkede savcı mı yok?
Kapatma davası açtılar yahu.
Son 17 Aralık olayları ne oluyor.

Her neyse ben Ak Parti sözcüsü değilim.

Sevindiğim tek nokta FG'nin nasıl bir adam olduğu ortaya çıktı ya bu bana yeter :)
 
Ya hadi ordan yaa kimi kandırıyorsun Suadcım ;)

Yüce Allahın izniyle bütün pislikler bir bir dökülüyor, dökülmeye de devam edecek inşallah. FG hoca cia ajanı dedim diye kaç kere küfür yedim ak gençlerden, şimdi gelmişler laflarımıza ortak oluyorlar ! Sizin bu devlet benim kavganızı yemeyiz koçum !
 
Seçimden sonra yayınlatacak ağabey.
Gerisi beni ilgilendirmiyor.
Olayın gerçek görüntüleri ortaya çıkınca ben gereken yorumları yapacağım.
Şimdi ne derseniz doğru.

Ağabey ülkede savcı mı yok?
Kapatma davası açtılar yahu.
Son 17 Aralık olayları ne oluyor.

Her neyse ben Ak Parti sözcüsü değilim.

Sevindiğim tek nokta FG'nin nasıl bir adam olduğu ortaya çıktı ya bu bana yeter :)

Görüntü falan yok ortada olan saldırıya uğradığını söyleyen kadın sakin sakin hiç bir telaş belirtisi olmadan bir otomobile biniyor. Eğer görüntüler olsa RTE seçimi mi bekler? Cuma günü yayımlatacağım dedi kaç cuma geçti. Bir çok gazete varsa görüntü paylaşın biz buluruz bunları dedi ses yok. Yapacağı basitti Cumhuriyet, Sözcü, Aydınlık, Sol Gazete, Evrensel, Birgün, Yeniçağ ve Ortadoğu gibi gazetelerin temsilcilerini çağırıp görüntüleri izletmekti. Olsa emin ol izletirdi. Zaten o görüntülerden sonra adli tıp raporuna sarıldı.
Adli tıp raporu da Elif Ablanı yalanlıyor. Adli tıp raporunda baldırlarda ufak çizikler ve morluk var diyor lakin Elif Ablan kolundaki morlukları yazabiliyor.

Elif Ablanda yalanı yayarak daha büyük yalancı oluyor. RTE zaten yalandan başka şey konuşmuyor. Eskişehir'de miting yapıyor doğalgaz'ı biz getirdik diyor 92-96 arası zaten Eskişehir'e doğalgaz gelmiş.
Kasetlerin yayımını ben engelledim diyor meydanlarda bol bol bahsini yapan kendisi.
Yahu adam bugün kasetle Baykal'ı devirdiler diyor kendisi meydanlarda "ne özeli genel genel " diye bağırdı. Ağzından düşürmedi kasetleri.

Aklına gelmedi hesabın bir gün kendisine de döneceği.

Feto'nun ne olduğunu herkes söyledi lakin akp yalakaları görmek istemedi. Şimdi siz düşünün 2 ay sonra barışırlarsa ne olacak?
 
Eğer gerçekten kabataş olayı olsaydı RTE her miting öncesi yayınlardı keza ses kayıtlarının sahte, montaj olduğuna dair en ufak bir kanıtı olsa her mitingi öncesi gösterirdi ama yok ee ne yapsın bizim Tayyip bey tabii ki yılların çamur at izi kalsın mantelitesi ile hareket edecek malum sonu erteleyebildiği kadar ertelemeye çalışacak
 
''Etme bulma dünyası -1: Temmuz 2008'de yasadışı dinleme iddiaları nedeniyle verilen soruşturma önergesi AKP oylarıyla reddedildi.
Etme bulma dünyası -2: Haziran 2010'da BDP'nin "Emrinizdeki memurlar, gizli dinleme yapıyor" diye verdiği gensoru önergesi reddedildi.

12 senedir telefon dinlemeler ile ilgili bütün önergelere, gensorulara red oyu verdirmiş adam kalkmış "bizi dinliyorlar" diye ağlıyor. Oldu!''
 
Vatana ihanet ülkeyi nedense bir savaşa sokmak için çabalamaktır.

ne diyor kayıtta "iş bize döndü" İşid'den bahsediyorlar. Mühimmat verilemeyince adamlar sana dönüp sana saldırıyor. Vatana ihanet savaşa girmek için Türbe vurmayı düşünmektir. Balyoz davası sözde Camii bombalayacaklar diye başladı.
 
Bir zamanlar türk silahlı kuvvetleri'nin fatih camii'ni bombalayacağına kendisini epey inandırmış bir başbakan. şimdi ise bürokratları, komutanları, mit müsteşarı ve kendisinin hariciye bakanı oturup türbe bombalamanın planı üzerinde konuşuyorlar.
 
''Çirkeflik,soysuzluk,insan mısınız,iğrençsiniz,şerefsiz,kansız,koymak'' gibi ifadelerin burada yeri yok.Kopyala-yapıştıra girmeden,özgün cümlelerle konuşulmadıkça buraya yazmanın anlamı yok.Burada üslup bu seviyeye gerilemişken forumun Galatasaray'a ilişkin konularında her şeyi sıfırlamak da samimi durmaz takdir edersiniz ki.İlgili mesajlar tarafımdan siliniyor,bilginize.
 

Üst