Bugün...

Zaman çabuk geçiyor..

Onur´la tanıştığımızda yanlış hatırlamıyorsam 8. sınıftaydı, Ahmet Cömert´te Engelsiz Aslanlar´ın bir maçı, keza Yiğit´le de. Volkan´la Ayhan Şahenk´te, Anıl´la sınırları aşıp ortak tatil mekanımız Ayvalık´ta, Uğur´la sanırım Ayhan Şahenk´te tanıştık. Yunus ayrı bir hikaye, ilk kez Ali Sami Yen´de karşılaştığımız rivayetleri dolaşıyor ama... Alperen ve Okan´la İpekçi diye hatırlıyorum.

Bugünlerde çoğunun üniversiteden mezuniyet fotoğrafları dolaşıyor Facebook´ta. Sanırım, biz bir aileyiz sözünün içini dolduran en güzel tablo bu. Yalnız, benim açımdan en acı tablo ben evlenmeden bu gençlerden birinin evlenmesi olur herhalde. : )

Gayri-i meşru yeğenlerin ellerinden öper amcası. :)
 
Şu mübarek günlerde füze sesleriyle iftar ve sahur yapmak zorunda kalan Filistin'li kardeşlerimizi de dualarınızda unutmayınız...

Cenab-ı Hak en yakın zamanda ümmete ve liderlerine, İsrail'i susturacak gücü tekrar versin inşallah.
 
Yazık günah dünyayı bir grup babası anonim şerefsiz yönetiyor olan sivillere , masumlara oluyor.Şu siyaset yapan gözünü para ve kan bürümüş kravatlı lavuklar bir gece ansızın ölse dünya çok güzel bir yer olacak
 
Merhaba günlük,

Seni ihmal ettiğimi biliyorum ama yazacak pek bir şey olmayınca ilişemedim yanına. Bugün ise farklıydı diğer hafta sonlarına göre. Sanırım uzun süre sonra ilk defa hakkını verdim bir günün.

Sabah önce Antika Pazarı´na gittik, kitaplar, lüks gaz lambaları, içini kalemle sardığımız kasetler görmek, geçmişe yolculuk yaptıran antika parçalar bulmak, eskiye değer veren yüzler görmek güzeldi.

Ardından parkın girişinde Cemal Süreyya´nın “Sizin Hiç Babanız Öldü mü” şiirine takılmışken, babamın yanıma gelmesi, hayatı boyunca yolundan sapmayan adam diye mırıldanırken şairin heykelinin altında gördüğüm sözü… TEK YASAK, özgürlüğün geldiği gün, o gün ölmek yasak!

Günün devamında baba oğul Nuri Bilge Ceylan´ın Kış Uykusu adlı filmini izlemeye gittik. Altın Palmiye Ödülünü aldığı törendeki konuşması geldi aklıma, sindirilmiş “aydın”cık kesime inat cesur bir yönetmen. Film hakkında söylenecek tek bir şey var, Recep İvedik tarzı filmlerin gişe rekoru kırdığı bir ülkede bu filmin aylarca kapalı gişe olması gerek, eğer olmuyorsa toplumun aynasıdır bu sonuç.

Babamla vedalaştıktan sonra uzun süredir görüşemediğim dost ile buluşmak, geçmişe doğru yolculuk yapıp Gençlik Parkı´nda bir çay bahçesinde bakışarak değil (sessizliği ile nam salmış bir arkadaş) sohbet ederek semaver keyfi yapmak, iliklerimize kadar ıslanmak...
 
Rosenborg - Karabükspor maçı da dahil, bu akşam bir sürü UEFA ön eleme maçı oynanıyor; ama ülkemzide yayınlayan tv kanalı yok... Sözde spor kanallarımız eski maçların tekrarlarını, hatta rodeo müsabakalarını yayınlamayı tercih ediyor. :)
 
GENÇLİK TOPLUMUN VICDANIDIR.

Dünya da değişim ve devrimlerde, öncü ve lokomotif görevini gençlik hareketleri üstlenmiştir. Toplumlarda biriken hak hukuk adelet arayisi ile değişim ve yenilik arzusu kendine gençlerde vücut bulmuştur. Bu sebeple bir toplumun geleceğinde en önemli unsuru gençlik yapıları oluşturmaktadır.

Günümüze baktığımızda, gelenekci zihniyette gençlere biçilen misyon bellidir. Kalıpların dışına çıkması pek hoş karşılanmaz. Düşünen ve fikir üreten değil, dinleyen bir düşünce yapısı gençlere uygun görülmüştür. Bu durumun en büyük suçlu tabiki büyükler değil genclerdir.
Makami olan herkese herşeye rağmen yaranmaya çalışıp, doğru olduğuna inandıklarını soylememek genclige yapılmış en büyük ihanettir. Gençler, gerektiğinde edep sınırları içinde aykırı olmalı, söylenmeye korkulanlari cesurca dile getirmeli ve vicdanı her daim rahat olmalıdır. Doğruluk hak ve hakikat savunmasi basit çıkarların duvarina takilmamalidir. Ama malesef 80 darbesinden sonra oluşan bu yozlasmis genclik zihniyeti toplumun her kesiminde yer almaktadır. Idealist gençlik yapılarının yeniden inşasında bizlerin de yer alacağı ve toplumun tüm kesimlerinin vicdanı olabilme ümidiyle.

Not: Bu bir özeleştiri yazısidir.

HAYIRLI CUMLAR...
 
Zaman çabuk geçiyor..

Onur´la tanıştığımızda yanlış hatırlamıyorsam 8. sınıftaydı, Ahmet Cömert´te Engelsiz Aslanlar´ın bir maçı, keza Yiğit´le de. Volkan´la Ayhan Şahenk´te, Anıl´la sınırları aşıp ortak tatil mekanımız Ayvalık´ta, Uğur´la sanırım Ayhan Şahenk´te tanıştık. Yunus ayrı bir hikaye, ilk kez Ali Sami Yen´de karşılaştığımız rivayetleri dolaşıyor ama... Alperen ve Okan´la İpekçi diye hatırlıyorum.

Bugünlerde çoğunun üniversiteden mezuniyet fotoğrafları dolaşıyor Facebook´ta. Sanırım, biz bir aileyiz sözünün içini dolduran en güzel tablo bu. Yalnız, benim açımdan en acı tablo ben evlenmeden bu gençlerden birinin evlenmesi olur herhalde. : )

O zaman ben bir haber vereyim.
Eyy GsBasket forum,
torun geliyor :)
 
Ankara´da ilk ve son görüştüğümüzde 16-17 yaşındaydı Onur, bugün yine onurlandırdı başkenti. Farklı şehirde yaşayan iki kardeş bir araya gelince daldan dala atladık, zamanın nasıl geçtiğini anlamadık bile. İpekçi´yi konuştuk, burada yaratılan sinerjiyi, pekiştirilen aile bağlarını..

Derken konu 3 Temmuz 2012 pikniğine geldi, o güne dair bir itirafta bulunduk,o gün özelinde ailenin üzdüğümüz bireyleri oldu dedik. Bugün aldığımız haber büyük mutluluk verici. Eskiler iyi bilir, Ali Sami Yen Kapalı´sında büyüyen Barış´ı. Sıra, İpekçi´de bench arkasında büyüyecek aslana geliyor.
 
Insallah :) 3temmuzdan sonra mayislar bizimdirle devam ediyoruz.simdilik 13mayis görünse de doğum, belli mi olur belki şanına yakisir bi 19.05 kapar yavrumuz
 
Fener'in sike yaptigi ortaya cikali 3 sene oldu mu yahu? : )

Demek ki mayislar bizimdir sozu daha bir anlamli ve degerli olacak..
 
Diyarbakır ve Şırnak'taki okulların birkaçında Kürtçe anaders, Türkçe seçmeli ders olmuş. Yakında vizeyle gireriz Güneydoğu'ya.

Amerika'nın bölünme senaryosu sindire sindire, saman altından işliyor. Allah sonumuzu hayırlara vesile eylesin inşallah.

Nedense hep müslüman ülkelerinde toplumsal etnik ayrılıklar gerçekleşiyor.

]
78YDla.jpg


Bunu hiç bahsetmiyorum bile.
 
Hareket içerikli bir parti vardı bir ara, gören duyan oldu mu kendilerini? Hayır güya bir de Milliyetçi idi kendileri sanırım?

82-Musul
83-Kerkük
84-Halep
85-Rakka
86-Haseki

Ve belki ileride

87-Yanya
88-Gümülcine
89-Selanik
90-Plevne
91-Kırcaali
92-Filibe
93-Hasköy
94-Yukarı Cuma
95-Silistre

Senelerdir PKK ve PYD, Irak'ın kuzeyinde ve Suriye'nin sınır illerinde kurduğu kamplarda terorist yetiştirip Türkiye'ye yolluyor. Suriye ve Irak PKK'nın yetiştiği ve büyüdüğü yer. Şuan Irak'ın kuzeyinde Özerk bir oluşumları var. Tabi bu Özerk oluşumu ABD oluşturdu. Bunu sağır sultan bile duydu. Tabi bunu nerden anlayabiliriz? Kerkük'ten çıkan petrollerin ithal edilmeye gönderilirken ABD'nin hayırdır bizden izinsiz ne yapıyorsunuz tarzıyla izninden geçememesi ve geri gönderilmesi gibi vs. vs.

Irak diye bir devlet yok. Sadece fiili olarak duruyor. Devletin içinde IŞİD'dir, Kürdistan Özerk bölgesidir, Şii-Sünni topluluğu gibi birçok oluşum var. Amerika'nın tampon bölgesi ora kısaca.

İlk başta dedim ki ABD'nin oyunuyla savaşa mı gönderileceğiz dedim. Sonra tarihe baktım, zamanında hatırlarsın Osmanlı'da isyanlar çıktığı zaman, bir bölge karıştığı zaman, o toprakları belirli bir süreç içinde kaybettik. Atıyorum Sırp ve Arnavut isyanları Balkanları, Bulgaristan'da çıkan milliyetçilik Trakya'nın bir bölümünü kaybettirdi. Irak ve Suriye'de de İngiliz kışkırtmasıyla çıkan Arap milliyetçiliğide Orta Doğu'da toprak kaybettirdi.

Şuan Orta Doğu her zamankinden daha karışık. Hiç olmadığı kadar. Kan gövdeyi götürüyor. Türkiye ordusu buraya girerek hem PKK tehdidini ortadan kaldırabilir hem sınırlarını büyütebilir. Musul, Kerkük gibi petrol şehirlerini, Halep ve Haseki gibi kültürel dokusu (yarısı gittiyse bile) olan şehirleri sınırlarımız altına alabiliriz. Yani ben böyle düşünüyorum.

Şuan Kürt bölgesi ve IŞİD'in haritalarına bakın, her gün değişiyor, birgün bir yer kaybediliyor, ertesi gün başka yer alınıyor.

Zaten HDP'nin en büyük korkusuda Musul ve Kerkük'ü geri almamız. Kerkük'te Türkmen nüfusuna büyük zulüm yapılıyor diye biliyorum. 1975'te Kerkük ve Musul'da Türkmen nüfusu %75 ile büyük baskınlık yaratırken, şuan Kürt nüfusu daha fazla. Gün geçtikçe de azalıyor Türkmen nüfusu.


Zaten tezkere zararımıza olsaydı şerefsizlerin partisi HDP niye onaylamıyor bu tezkereyi?

Artık Bulgaristan'daki %25'lik Türk nüfusu (1.5 milyon) ve Yunanistan'ın Batı Trakya bölgesindeki tahmini 200 bin Türk için ise ileri zamanlarda resmi olarak aynı topraklar içinde bulunuruz. Oralarda çok değerli topraklar. İnşallah diyorum.

Ben MHP'yi tutarım. Ama dedem sağlam CHP'lidir, polistir. Zamanında Kıbrıs Harekatı için onay çıktığında çok tepki verilmiş. Ama bu tezkereyi onaylamasa bile onaylamıyorum kötü sonuçlar olur da demiyor.
 

Üst