Martın sonu gerçekten baharmış. Herşey çok güzel güzel olacak.
Kanaatimce isabetli karar alındı.
Bir cenah, seçim süreci ve evvelinde iddia ettiği organize dümeni doğru ya da yanlış belgeler ile kamuoyu ile paylaşırken, diğer cenah ise bu iddiaları söylem dili çürütmeye gitti; kazandık, hata yok, düzmece yok gibi tepkiler ile...
Şayet 29 binden 13 bine düşen oylarda hülle varsa, zaten değişen bir şey olmaz ancak bu binlerle ölçülen rakamlar gerçekçi ise yenilenen seçim yine rekabetçi geçecektir.
Ancak şahsi tasavvurum, Binali'nin toplamda aldığı oylar düşüşe geçecektir çünkü bu itiraz sürecinde seçmen kitlesi üzerinde çok ciddi mağduriyet, haksızlık ve hırsızlık intibah çalışması yapıldı, bu da kendi seçmenini dahi muzdarip etti.
Ortadaki somut ve resmi belgeler, CHP'nin ya da onun masa başı destekçileri tarafından seçime hile sokulduğunu kanıtlıyor ancak bunu AKP de, muhtelif seçim ve organizasyonlarda yıllardır yaptığını, yapıyor olduğunu düşünüyorum; ne değişti.
Ben olsam şunu yapardım: Bugün CHP adayı kazanmıştır deyip, hem bu hizmetçi değişimine hem de İstanbul'lulara bu fırsatı verirdim çünkü bu baki bir netice değildir şayet seçmen ideolojik esaretin ya da tercihin gölgesinde irade göstermedi ise, bu hizmet sürecindeki performansına göre yine sana fırsat gelecekti ancak sen şu oldu bu oldu gibi haklı haksız gerekçelerle ülke ekonomisine, zamanına, itibarına, kendi seçmenine bir bar daha bindirdin ki, bu bence kesinlikle ne merhametli bir yaklaşım oldu ne de stratejik adım oldu.
Kazanan sen ya da karşı taraf olacak ancak kaybeden ben vatandaş oldum.
Döviz hala tırmanışta, siz bununla mücadele içinde olmak yerine, kaybedilmiş bir seçimin tekerrürü için mesai içindesiniz.
Yıllarca, Cumhuriyet Halk Partisinin derdi millet ve hizmet olmadığı düşüncesindeyim ancak o eksene Adalet ve Kalkınma Partisini de çıkardım.
Hiçbirinizin derdi ben ve millet değil!
Siyasi konular çok su götürür ve götürürken de çevresinde fikriyat beyan edenlerin kalbini çokça kırar. Buna binaen, tartışma dili intihap etmeden şöyle belirteyim:
Nihaî seçimlerde sandık kurulu başkanı olarak görev aldım ve yanlış hatırlamıyorsam, toplamda 9 tane İl Genel Meclis oy pusulası ve 22 tane de muhtar oy pusulasını iptal etmiştim çünkü Yüksek Seçim Kurulu genelgesinde "aynı seçim türüne ait birden fazla oy iptal nedenidir" şeklinde ibare mevcuttur ancak bu sadece muhtarlık ve ihtiyar heyeti seçimi için bir maddedir çünkü diğer seçim türlerinde birden fazla oy pusulası zaten sandık kurulu tarafından verilmiyor.
Sandık kurulu tarafından hem zarf hem de oy pusulasının iptaline karar verilebilir; sizin sorunuz: 1 zarf içinde 3 oy geçerli, 1 oy nasıl geçersiz olabilir şeklindeydi, o da şöyle:
Seçmen, evet mührünü birden fazla adaya basıyorsa, farklı adayın bloğuna taşmışsa, oy pusulasına kopartılarak zarar verilmişse, bilinçli yazı yazılmışsa gibi birçok neden iptale götürür!
Kaldı ki iptal nedeni, kamu çalışanı olmayanlar arasından sandık kurulu başkan, memur üye ve sair üyelerinin seçimi olarak belirtilmiştir ve bu da kanunlarda yasak olduğu aşikardır.
Diğer sorulara değinmeyeceğim çünkü bu hareketlerin alâsını mevcut hükümet ve belediyeleri yıllardır yapıyor ancak bu gerçek, onların rant ve cüzdan emellerinin önüne geçirmiyor diye düşünüyorum.