Bütçe ve Sponsorluk

Sıkıntı biraz da Galatasaraylı iş adamlarında. Birlik yok. Kuşlarda öyle değil. Adam çıkıyor 10 milyonu verip moussa sowu alıyor.
 
Şunu söylemem gerekiyor; Ünal Aysal döneminde Galatasaray sponsorluk bakımından resmen çağ atlamıştır. Nikon gibi saygın bir firmayla uzakdoğu pazarına açıldık. Yine Xbox,THY,Nike gibi çok önemli sponsorlarla anlaştık. Biraz sabır göstermeliyiz bence. Ünal Aysal batılı ama biraz da geleneksel bir adam. Bu da liseli olmasından kaynaklanıyor. Bence en büyük sıkıntısı çevresindeki adamları iyi seçememesi. Başkan çevresindekilerle uyumsuz fakat şahsi kanaatimce antrenörlerle,futbolcularla uyumlu bir görüntü çiziyor. Fatih Terim olayı Ünal Aysalın yaptığı en büyük yanlıştır o ayrı. Ama başkan 2 yılda bu kulübe maddi anlamda önemli miktarlar katmış önemli sponsorluklar imzalatmıştır.


Nerden biliyorsun çağ atladığını. Adnan Polat'ın gittiği seneyle, şimdiki arasında ne kadar fark var. Elinde varmı rakam. Aradaki artış lig 8. takımla, son 2 senenin şampiyonu, şampiyonlar liginde 1 çeyrek final, 1 grıptan çıkma başarısı gösteren, Sneijder Ve Drogba gibi değerlerle marka değeri yükselmiş takımın arasındaki fark kadar kayda değermi. Bu rakamlar bende yok.

Ama şu rakamı söyleyim. Erkek basketbol takımının geçen seneki zararı 20 milyon dolar. Takım başarılımıydı. Hemde çok. Tabiki basketbolun ülkede rutin çok geliri yok. Ama Ünal Aysal'an beklentimiz zaten böyle zor durumları çözmesi.
 
Nerden biliyorsun çağ atladığını. Adnan Polat'ın gittiği seneyle, şimdiki arasında ne kadar fark var. Elinde varmı rakam. Aradaki artış lig 8. takımla, son 2 senenin şampiyonu, şampiyonlar liginde 1 çeyrek final, 1 grıptan çıkma başarısı gösteren, Sneijder Ve Drogba gibi değerlerle marka değeri yükselmiş takımın arasındaki fark kadar kayda değermi. Bu rakamlar bende yok.

Ama şu rakamı söyleyim. Erkek basketbol takımının geçen seneki zararı 20 milyon dolar. Takım başarılımıydı. Hemde çok. Tabiki basketbolun ülkede rutin çok geliri yok. Ama Ünal Aysal'an beklentimiz zaten böyle zor durumları çözmesi.
Değer. Siz kendiniz söylüyorsunuz sekizincilikten takımın nerelere geldiğini. Sneijder ve Drogba bir vizyon transferidir. Ünal Başkan olmasaydı bu oyuncuları herhalde stadımızda maç oynamaya gelirken bile göremezdik. Benim için kriter başkanın ilk senesidir. O sene noldu. Takım şampiyon oldu herşeye rağmen. Herşeyi Fatih Terim sayesinde olduğunu yöneticilerin hiiç etkisinin olmadığını düşünebilirsiniz. Ama en ufak hatada, yanlışta yönetimi suçlarken başarıda adının geçmemesi bana mantıksız gelmektedir. Yönetimin avukatı falan da değilim ayrıca. Ayrıca birşeyi savunup da karşısındakine kanıtla diyen bir tavrı da ilk defa görüyorum ve şaşırdığımı söylemeliyim. Kanıt arıyorsanız açarsınız google'ı "GALATASARAYIN MARKA DEĞERİ" yazarsınız durumun ne olduğunu görürsünüz. Erkek basketbol takımı bir şirket değildir. Bir amatör şubedir. Amatör şubelerinde sabit bir geliri yoktur. Sponsorla yürürler. Herhalde şampiyon olduğumuz bir senede "20 MİLYON DOLAR ZARAR" çok fazla kişinin umrunda olmayacaktır. Çünkü bunlar sportif amaçlı organizasyonlardır,kar amaçlı değil.
 
Değer. Siz kendiniz söylüyorsunuz sekizincilikten takımın nerelere geldiğini. Sneijder ve Drogba bir vizyon transferidir. Ünal Başkan olmasaydı bu oyuncuları herhalde stadımızda maç oynamaya gelirken bile göremezdik. Benim için kriter başkanın ilk senesidir. O sene noldu. Takım şampiyon oldu herşeye rağmen. Herşeyi Fatih Terim sayesinde olduğunu yöneticilerin hiiç etkisinin olmadığını düşünebilirsiniz. Ama en ufak hatada, yanlışta yönetimi suçlarken başarıda adının geçmemesi bana mantıksız gelmektedir. Yönetimin avukatı falan da değilim ayrıca. Ayrıca birşeyi savunup da karşısındakine kanıtla diyen bir tavrı da ilk defa görüyorum ve şaşırdığımı söylemeliyim. Kanıt arıyorsanız açarsınız google'ı "GALATASARAYIN MARKA DEĞERİ" yazarsınız durumun ne olduğunu görürsünüz. Erkek basketbol takımı bir şirket değildir. Bir amatör şubedir. Amatör şubelerinde sabit bir geliri yoktur. Sponsorla yürürler. Herhalde şampiyon olduğumuz bir senede "20 MİLYON DOLAR ZARAR" çok fazla kişinin umrunda olmayacaktır. Çünkü bunlar sportif amaçlı organizasyonlardır,kar amaçlı değil.

Heyecanlısın. Konudan konuya atlıyorsun. Gençliğinden heralde ;

"Galatasaray sponsorluk bakımından resmen çağ atlamıştır. " Bu cümle senin. Galatasaray sportif açıdan veya kurumsal açıdan veya uluslarası bilinirlik açısından veya borsa değeri açısından çağ atlamıştır desen hadi tamam deyim. Benim anlattığım seninde tekrar ettiğin şeyler sponsorluk değilki.

Benim neye itiraz ettim söyleyim. Çağ atlama ne demek. Çok büyük ilerleme. Belki gerçekten atlamıştır. Ancak sen bunu söylerken bilgiylemi söylüyorsun. Yok. Nikon, Xbox, THY, Nike dikkatini çekti muhtemelen. Emin ol önceden olan bazı sponsorluklarıda kaybetmişizdir. Bilgiyle söyleseydin bana derdinki 2011 sponsor geliri bu, 2014 sponsor geliri bu. Bende derdimki a doğruymuş.

"Ayrıca birşeyi savunup da karşısındakine kanıtla diyen bir tavrı da ilk defa görüyorum ve şaşırdığımı söylemeliyim. " Bunda şaşıracak bir şey yok. Her kim bir iddia ortaya koyarsa, ne yapması normaldir. İddiasını kanıtlaması. Sende çağ atlamıştır diye bir iddia öne sürersen bende doğal olarak bana nasıl çağ atladığını göster diyeceğim.

"GALATASARAYIN MARKA DEĞERİ" başka birşey, sponsorluk başka birşey. Biliyorsundurda sponsorluğun ne olduğunu kafanda bir netleştir istersen.

Ben sana niye yönetimin avukatı olduğunu söyleyimki. Tabiki değilsin. Onu fikir olarak sana karşı birşey sunamayan yetersiz insanlar bırak onun avukatlığını derler.

Ben yönetimi suçlamıyorum. Herkes her şeyide mükemmel yapamaz zaten. Ancak normal olan nedir. Doğru yaptığını düşündüğünde doğru yaptın, yanlış yaptığını düşündüğünde yanlış yaptın demektir.

Tabiki sportif organizasyon. Kar etmesi gibi bir derdimiz yok. Ancak zarar etmemesi gerekir. Neden. Çünkü bu zararı kulüp biryerden karşılamak durumunda. Merkez bankası değilki para bassın. Ve bunu her sene devam ettiğini düşündüğünde, kulüp ekonomik olarak zora girer. Harcayacak parası olmaz. İyi takımlar kuramaz. Sportif başarıda gelmez. Onun için en temel şey düzgün ekonomik yapıdır.

20 milyon dolar zarar bzim umrumuzda olmazda. Başkanın baya umrundadır.:)

Sabit geliri olmayan amatör şubeleri, gelir yaratmak yönetimin görevi. Başkanın vizyonununada güvendiğimize göre bunu bekliyoruz. Başkanda bunu yapacak kapasite var. O zaman yapmalı.
 
Burada bütçe ve sponsorluk konusu konuşulması lazım kanımca..Sportif başarı ayrı bir konu...Sponsorluk gelirlerimizde artış olması da ekonomik anlamda bir sonuç koymaz ortaya...8000-9000 kişiye oynuyorduk Ali Samiyen'de maçları...Arena yapıldı,,, Bu zaten büyük bir ekonomik ve marka büyümesi gerçekleştirdi...Kongrede o dönemdeki büyük kavgaların sebebi de rantın büyümesiydi...Ondan sonra gerek bizim yakaladığımız başarı gerekse Türk futbolunda yaşanan çalkantılar bizi şampiyonlar liginin gediklisi yaptı..Yine gelirler ve sponsorlar arttı..Bu dönemde yine büyük bir sermaye artışı yapıldı...Ekonomik büyüme çok büyük başarıymış gibi sunulur ülkemizde hep ama aslında ama ekonomik büyüme ekonomiye soktuğun kalemleri olumlu kullanırsan ekonomik başarıyı getirir...Bunu anlamak içinde gelirlere değil bilançoya bakmak gerekir..Kulübün aktif ve pasifine (malvarlığı, kıymetli evrak vs.) ne eklenmiş ne çıkmış?..Daha önceki yıllara göre borçlanma azalmış mı artmış mı ?...Çok ciddi bir inceleme gerekir bunu tespit edebilmek için ve net konuşmak için bugün itibarıyla...Bu ancak çok ciddi uluslararası denetleme ve danışmanlık firmalarının aylar süren araştırması ile ancak belirlenebilir...

Biz bu noktada ancak açıklanan verilerden bir sonuca varabiliriz..Mesela ; İşte Galatasaray'ın borcu

Bu verilerde hiç iç açıcı değil...Yoksa sponsorluk gelirin beşe katlansa ne olacak sonuç bu olduktan sonra, arttıda zaten gerçekten yukarıda yazdıklarımın doğal sonucu olarak...Biraz şans, sportif başarı ve Ünal Başkanın iyi başlangıcıyla bu kadar lehimize gelişen şartlar, büyüyen ekonomik girdi iyi kullanıldı mı? Hiç kullanılmış gibi gözükmüyor..Varsa soyut laflar değilde, elinde ciddi veriler olan biri beni düzeltsin lütfen...Bana göre Ünal Başkandan sonra zor günler bizi bekliyor...Umarım çok ciddi bir atılım yapılır bundan sonra ya da aynı şekilde ekonomik anlamda çarkı bu şekilde geniş ölçekte çevirebilecek başka biri gelir....Benim düşündüğüm gibi gerçektende güçlü bir başkanın mevcudiyetine dayanıyorsa sistem zaten kurumsallaşma konusunda hiçbir adım atılmamış demektir bu dönemde...

Ekonomik konuyu bir kenara bırakıp kurumsallaşma üzerinde konuşursak...Kurumsallaşma, kurumun kimliğini, misyonunu, vizyonunu, çalışma prensiplerini, dışarıya yansımasını ve imajını, müşteri ilişkilerini, crm yaklaşımlarını, süreç yönetimini, personelin şirketteki hiyerarşisi, personel hakları vesaire gibi konuları standartlaştırmak, kurumu kendi içinde yaşayan bir organizma haline getirmektir...Mesela basketbol şubemizde bu tanıma uygun bir gelişme görüyormuyuz..Bu konuda yorumu size bırakıyorum..Gereğinden fazla pembe tablolar çizmek bize bir şey kazandırmaz...

Haklı çıkma kaygısı gütmeden, birbirimizle kavga etmeden doğruları tespit edelim lütfen..Bilinçli, kültürlü taraftar kulübünü iyiye götüren taraftardır...
 
3 gündür yaptığımız konuşma öyle yerlere getirildi ki insanlar tam da olayın farkında değil. Bizim yaptığımız tartışmanın temel çıkış noktası

"Ali Sabancı cimri denecek kadar tutumlu bir insan, personelinin yiyeceği kumanyanın ağırlığını bile hesap ediyor. Öyle GS'a ya da başka bir yere yüksek bedeller ödeyip sponsor olmaz olamaz kandırmayın insanları!"

İşte bu cümlesi üzerinden yürüdü tartışma. Buna yanıt aradım. Nedenini öğrenmeye çalıştım "safça". Serdar Arkadaşım bu lafın altında ezildi. Kendi de laf aralarında PEgasus'un reklam yaptığını söylemiş olmasına rağmen ordan oraya ordan oraya atlayıp konu karıştırmaya çalıştı. Diyemedi "Pegasus reklam veriyor haklısın" diye:)

Gece yapılan konuşmalara sakin kafayla bakayım diyip baktığımdaysa Serdar'ın başka bir arkadaşa "Heyecanlısın konudan konuya atlıyorsun" dediğini gördüm:)) Tam olarak Serdar için demek istediklerimi özetlemiş. Heyecandan konudan konuya atladı hatta bir ara Koç system'İn ne iş yaptığını anlattı (battıklarını bilmeden iyi konuşmuş) Ama o kadar laf kalabalığı arasında hala pegasus'un neden yurtdışına açılmak için reklam yap(a)mayacağını sponsor olmayacağını açıklamadı.


Bu yüden şu 3 günlük yazışmalarımızı okuyup zamanınızı harcamayın. Anladım ben Swrdar'ı benim eşekliğimden kaynaklanıyor durum. İlk mesajımdan sonra konuyu farklı yerlere çektiği an bırakmam lazımdı. Sonra çıkmış yazmam hakaret falan diyor. Yahu ne yazdın da ne hakaret olacak. 3 gündür kibar olmaya çalışıyorum. Her boka girdin anlattın pegasus reklam vermez diyemedin sonra bana yazmak hakaretmiş. YAZDIĞINI OKU BİR KERE" diye 3 defa rica ettim. Yazının nereye gittiğini bilmiyor. Sİnirleniyor o esnada başlıyor yazmaya. Pegasus neden GS'a sponsor olamaz diye sorarken ben farklı şeylere yanıt verirken buldum kendimi. Nitekim kendi de konuyu biliyormuş onun Emrecan Özenç'e dediği kelimelerde onu çözdüm "Heyecanlısın konudan konuya atlıyorsun" Aynen durum bu Serdar heyecanlanmış belli ki.

Yani uzun hatta çooook uzun lafların kısası Serdar Bülent Demiral 3 gündür yazdığı o uzun azılarda hala Pegasus'un neden reklam vermeyeceğini veya Sponsor olmayacağını açıklamadı. Ama Serdar kongrelere katılmış değerli bir arkadaşımız (ne alakaysa) Pegasus reklam verir mi pegasus'a sponsor olur mu öğrenemedik Serdar'ın KAlder toplantısına katıldığını öğrendik:)))

Ahaha hala gülüyorum bana yanıt vermek hakaretmiş. Yahu yanıt vermedin diyorum adam hala yanıt verdiğini sanıyor. Nasıl nerede buluşayım ben de tartışayım. Anladım ki Serdar da yüzyüze geldiğinde iki lafı bir araya getiremeyen adamlardan. Böyle Net başında esen tayfa. Yürü be Google kim tutar seni.

Şimdi muhasebe kayıtlarını incelemem lazım maximizasyon minimizasyon yapayım muhasebe dili konuştum siz anlamazsınız ahahaha
 
3 gündür yaptığımız konuşma öyle yerlere getirildi ki insanlar tam da olayın farkında değil. Bizim yaptığımız tartışmanın temel çıkış noktası

"Ali Sabancı cimri denecek kadar tutumlu bir insan, personelinin yiyeceği kumanyanın ağırlığını bile hesap ediyor. Öyle GS'a ya da başka bir yere yüksek bedeller ödeyip sponsor olmaz olamaz kandırmayın insanları!"

İşte bu cümlesi üzerinden yürüdü tartışma. Buna yanıt aradım. Nedenini öğrenmeye çalıştım "safça". Serdar Arkadaşım bu lafın altında ezildi. Kendi de laf aralarında PEgasus'un reklam yaptığını söylemiş olmasına rağmen ordan oraya ordan oraya atlayıp konu karıştırmaya çalıştı. Diyemedi "Pegasus reklam veriyor haklısın" diye:)

Gece yapılan konuşmalara sakin kafayla bakayım diyip baktığımdaysa Serdar'ın başka bir arkadaşa "Heyecanlısın konudan konuya atlıyorsun" dediğini gördüm:)) Tam olarak Serdar için demek istediklerimi özetlemiş. Heyecandan konudan konuya atladı hatta bir ara Koç system'İn ne iş yaptığını anlattı (battıklarını bilmeden iyi konuşmuş) Ama o kadar laf kalabalığı arasında hala pegasus'un neden yurtdışına açılmak için reklam yap(a)mayacağını sponsor olmayacağını açıklamadı.


Bu yüden şu 3 günlük yazışmalarımızı okuyup zamanınızı harcamayın. Anladım ben Swrdar'ı benim eşekliğimden kaynaklanıyor durum. İlk mesajımdan sonra konuyu farklı yerlere çektiği an bırakmam lazımdı. Sonra çıkmış yazmam hakaret falan diyor. Yahu ne yazdın da ne hakaret olacak. 3 gündür kibar olmaya çalışıyorum. Her boka girdin anlattın pegasus reklam vermez diyemedin sonra bana yazmak hakaretmiş. YAZDIĞINI OKU BİR KERE" diye 3 defa rica ettim. Yazının nereye gittiğini bilmiyor. Sİnirleniyor o esnada başlıyor yazmaya. Pegasus neden GS'a sponsor olamaz diye sorarken ben farklı şeylere yanıt verirken buldum kendimi. Nitekim kendi de konuyu biliyormuş onun Emrecan Özenç'e dediği kelimelerde onu çözdüm "Heyecanlısın konudan konuya atlıyorsun" Aynen durum bu Serdar heyecanlanmış belli ki.

Yani uzun hatta çooook uzun lafların kısası Serdar Bülent Demiral 3 gündür yazdığı o uzun azılarda hala Pegasus'un neden reklam vermeyeceğini veya Sponsor olmayacağını açıklamadı. Ama Serdar kongrelere katılmış değerli bir arkadaşımız (ne alakaysa) Pegasus reklam verir mi pegasus'a sponsor olur mu öğrenemedik Serdar'ın KAlder toplantısına katıldığını öğrendik:)))

Ahaha hala gülüyorum bana yanıt vermek hakaretmiş. Yahu yanıt vermedin diyorum adam hala yanıt verdiğini sanıyor. Nasıl nerede buluşayım ben de tartışayım. Anladım ki Serdar da yüzyüze geldiğinde iki lafı bir araya getiremeyen adamlardan. Böyle Net başında esen tayfa. Yürü be Google kim tutar seni.

Şimdi muhasebe kayıtlarını incelemem lazım maximizasyon minimizasyon yapayım muhasebe dili konuştum siz anlamazsınız ahahaha

Sühan Abi arkadaş Ali Sabancı'nın uçağa daha fazla yük almak için yapmış olduğu uygulamanın reklamdan bağımsız olduğunu reklam bütçesinin bir yatırım olduğunu anlamıyor.

Bu mantıkla Sabancı'nın Airbus ya da Boeing değil daha ucuz olan Tupolev katması gerekir filosuna.

Personelinin yiyeceğinin ağırlığını hesaplayıp oradan bile bir tonaj hakkı kazanma çabası ile reklam stratejisinin aynı kalemler olduğunu düşünüyor.
 
Burada bütçe ve sponsorluk konusu konuşulması lazım kanımca..Sportif başarı ayrı bir konu...Sponsorluk gelirlerimizde artış olması da ekonomik anlamda bir sonuç koymaz ortaya...8000-9000 kişiye oynuyorduk Ali Samiyen'de maçları...Arena yapıldı,,, Bu zaten büyük bir ekonomik ve marka büyümesi gerçekleştirdi...Kongrede o dönemdeki büyük kavgaların sebebi de rantın büyümesiydi...Ondan sonra gerek bizim yakaladığımız başarı gerekse Türk futbolunda yaşanan çalkantılar bizi şampiyonlar liginin gediklisi yaptı..Yine gelirler ve sponsorlar arttı..Bu dönemde yine büyük bir sermaye artışı yapıldı...Ekonomik büyüme çok büyük başarıymış gibi sunulur ülkemizde hep ama aslında ama ekonomik büyüme ekonomiye soktuğun kalemleri olumlu kullanırsan ekonomik başarıyı getirir...Bunu anlamak içinde gelirlere değil bilançoya bakmak gerekir..Kulübün aktif ve pasifine (malvarlığı, kıymetli evrak vs.) ne eklenmiş ne çıkmış?..Daha önceki yıllara göre borçlanma azalmış mı artmış mı ?...Çok ciddi bir inceleme gerekir bunu tespit edebilmek için ve net konuşmak için bugün itibarıyla...Bu ancak çok ciddi uluslararası denetleme ve danışmanlık firmalarının aylar süren araştırması ile ancak belirlenebilir...

Biz bu noktada ancak açıklanan verilerden bir sonuca varabiliriz..Mesela ; İşte Galatasaray'ın borcu

Bu verilerde hiç iç açıcı değil...Yoksa sponsorluk gelirin beşe katlansa ne olacak sonuç bu olduktan sonra, arttıda zaten gerçekten yukarıda yazdıklarımın doğal sonucu olarak...Biraz şans, sportif başarı ve Ünal Başkanın iyi başlangıcıyla bu kadar lehimize gelişen şartlar, büyüyen ekonomik girdi iyi kullanıldı mı? Hiç kullanılmış gibi gözükmüyor..Varsa soyut laflar değilde, elinde ciddi veriler olan biri beni düzeltsin lütfen...Bana göre Ünal Başkandan sonra zor günler bizi bekliyor...Umarım çok ciddi bir atılım yapılır bundan sonra ya da aynı şekilde ekonomik anlamda çarkı bu şekilde geniş ölçekte çevirebilecek başka biri gelir....Benim düşündüğüm gibi gerçektende güçlü bir başkanın mevcudiyetine dayanıyorsa sistem zaten kurumsallaşma konusunda hiçbir adım atılmamış demektir bu dönemde...

Ekonomik konuyu bir kenara bırakıp kurumsallaşma üzerinde konuşursak...Kurumsallaşma, kurumun kimliğini, misyonunu, vizyonunu, çalışma prensiplerini, dışarıya yansımasını ve imajını, müşteri ilişkilerini, crm yaklaşımlarını, süreç yönetimini, personelin şirketteki hiyerarşisi, personel hakları vesaire gibi konuları standartlaştırmak, kurumu kendi içinde yaşayan bir organizma haline getirmektir...Mesela basketbol şubemizde bu tanıma uygun bir gelişme görüyormuyuz..Bu konuda yorumu size bırakıyorum..Gereğinden fazla pembe tablolar çizmek bize bir şey kazandırmaz...

Haklı çıkma kaygısı gütmeden, birbirimizle kavga etmeden doğruları tespit edelim lütfen..Bilinçli, kültürlü taraftar kulübünü iyiye götüren taraftardır...
Ünal Aysal risk aldı ve almaya devam ediyor. Eğer büyümek istiyorsanız risk almak zorundasınız. Yoksa sekizincilikten öteye zor gidersiniz. Belki dördüncü olursunuz ama çeyrek finali göremezsiniz. Ben başkanı başarılı buluyorum ama sizin bahsettiğiniz noktalar da gayet doğrudur. Borç artmıştır. Ama bu son derece normal bir olay. Çünkü gelirin de artıyor. Hiçbir işletme gelirini arttırırken daha önceden yaptığı harcama miktarını azaltamaz bu imkansızdır. Gelirinle birlikte giderlerinde artar. Dolaylı olarak baktığın zaman örneğin Sneijder senin için ciddi bir maliyettir. Ama aynı zamanda gruptan çıkıp kasana yaklaşık 5-6 milyon euro koymanı sağlayan adamdır.Burada hepimiz Galatasaray için varız. Fikirlerimizi beyan ediyoruz,tartışıyoruz.Eleştri tabikide olacak. Bende başkanın birçok davranışını hatalı buluyorum. Bir kere kesinlikle çalıştığı yönetim kurulu son derece yetersiz. Ama biz Galatasaray taraftarı olarak kulübümüzün arkasında durmalıyız. Eğer biz durmazsak kuşlara malzeme vermiş oluruz. Bu bizi yaralar.
 
Heyecanlısın. Konudan konuya atlıyorsun. Gençliğinden heralde ;

"Galatasaray sponsorluk bakımından resmen çağ atlamıştır. " Bu cümle senin. Galatasaray sportif açıdan veya kurumsal açıdan veya uluslarası bilinirlik açısından veya borsa değeri açısından çağ atlamıştır desen hadi tamam deyim. Benim anlattığım seninde tekrar ettiğin şeyler sponsorluk değilki.

Benim neye itiraz ettim söyleyim. Çağ atlama ne demek. Çok büyük ilerleme. Belki gerçekten atlamıştır. Ancak sen bunu söylerken bilgiylemi söylüyorsun. Yok. Nikon, Xbox, THY, Nike dikkatini çekti muhtemelen. Emin ol önceden olan bazı sponsorluklarıda kaybetmişizdir. Bilgiyle söyleseydin bana derdinki 2011 sponsor geliri bu, 2014 sponsor geliri bu. Bende derdimki a doğruymuş.

"Ayrıca birşeyi savunup da karşısındakine kanıtla diyen bir tavrı da ilk defa görüyorum ve şaşırdığımı söylemeliyim. " Bunda şaşıracak bir şey yok. Her kim bir iddia ortaya koyarsa, ne yapması normaldir. İddiasını kanıtlaması. Sende çağ atlamıştır diye bir iddia öne sürersen bende doğal olarak bana nasıl çağ atladığını göster diyeceğim.

"GALATASARAYIN MARKA DEĞERİ" başka birşey, sponsorluk başka birşey. Biliyorsundurda sponsorluğun ne olduğunu kafanda bir netleştir istersen.

Ben sana niye yönetimin avukatı olduğunu söyleyimki. Tabiki değilsin. Onu fikir olarak sana karşı birşey sunamayan yetersiz insanlar bırak onun avukatlığını derler.

Ben yönetimi suçlamıyorum. Herkes her şeyide mükemmel yapamaz zaten. Ancak normal olan nedir. Doğru yaptığını düşündüğünde doğru yaptın, yanlış yaptığını düşündüğünde yanlış yaptın demektir.

Tabiki sportif organizasyon. Kar etmesi gibi bir derdimiz yok. Ancak zarar etmemesi gerekir. Neden. Çünkü bu zararı kulüp biryerden karşılamak durumunda. Merkez bankası değilki para bassın. Ve bunu her sene devam ettiğini düşündüğünde, kulüp ekonomik olarak zora girer. Harcayacak parası olmaz. İyi takımlar kuramaz. Sportif başarıda gelmez. Onun için en temel şey düzgün ekonomik yapıdır.

20 milyon dolar zarar bzim umrumuzda olmazda. Başkanın baya umrundadır.:)

Sabit geliri olmayan amatör şubeleri, gelir yaratmak yönetimin görevi. Başkanın vizyonununada güvendiğimize göre bunu bekliyoruz. Başkanda bunu yapacak kapasite var. O zaman yapmalı.
Bu forumda insanlara yaş üzerinden fazla posta koyuluyor herhalde. Benim size bir saygısızlığım olmadı. Burada demokratik toplumlarda olduğu gibi fikirlerimizi tartışıyoruz. Size göre böyledir bana göre böyle. Ben sadece madalyonun öbür yüzünden de bakmamız gerektiğinden bahsettim. Size ikna etmek yada fikrinizi değiştirmek gibi bir amacım yok. Bu konuyu da uzatmanın bir manası yok bence. Sadece şunu söyleyim, Ünal Aysal benim için Galatasaray tarihinin en başarılı başkanıdır. Yaşım 23 ama ben Faruk Süren zamanını da bilirim. 16 Milyon dolara aldığımız Jardeli 2 milyon dolara satabildiğimiz ve yanında 3 tane çöp oyuncu verdikleri dönemi de bilirim. Başkan hata yapmaz yada hiç yapmadı yada asla eleştirilmez demiyorum. Sadece işin bu yönünden de bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Elbette ki sizin fikirlerinize saygım sonsuzdur.
 
Ünal Aysal risk aldı ve almaya devam ediyor. Eğer büyümek istiyorsanız risk almak zorundasınız. Yoksa sekizincilikten öteye zor gidersiniz. Belki dördüncü olursunuz ama çeyrek finali göremezsiniz. Ben başkanı başarılı buluyorum ama sizin bahsettiğiniz noktalar da gayet doğrudur. Borç artmıştır. Ama bu son derece normal bir olay. Çünkü gelirin de artıyor. Hiçbir işletme gelirini arttırırken daha önceden yaptığı harcama miktarını azaltamaz bu imkansızdır. Gelirinle birlikte giderlerinde artar. Dolaylı olarak baktığın zaman örneğin Sneijder senin için ciddi bir maliyettir. Ama aynı zamanda gruptan çıkıp kasana yaklaşık 5-6 milyon euro koymanı sağlayan adamdır.Burada hepimiz Galatasaray için varız. Fikirlerimizi beyan ediyoruz,tartışıyoruz.Eleştri tabikide olacak. Bende başkanın birçok davranışını hatalı buluyorum. Bir kere kesinlikle çalıştığı yönetim kurulu son derece yetersiz. Ama biz Galatasaray taraftarı olarak kulübümüzün arkasında durmalıyız. Eğer biz durmazsak kuşlara malzeme vermiş oluruz. Bu bizi yaralar.

Valla ne diyeceğimi bilemedim benim yazdıklarıma mı cevap yazdınız ve sonunda başkana destek olalım diyerek biz olmuyoruz gibi bir mana mı çıkardınız birçok noktayı anlamadım kardeşim...Gelir artınca, borçta doğal olarak artar dediğiniz anda zaten mesajımı okumadığınız da anlaşılıyor ...Baya karışık yazdım yukarıda sanırım daha basit şekliyle yazayım; borç gelirin arttığı zaman değil, giderin gelirini aştığı zaman artar...Borç 1 milyar TL.yi aştı yönetimin kendi açıklamalarıyla diyoruz siz Sneijder 5 milyon Euro falan diyorsunuz..Üç beş futbolcuya ödenen paradan bahsetmiyoruz yani makro ekonomik yönetimden bahsediyoruz ve onu sorguluyoruz...Söylediğiniz şeylerin benim yazdıklarımla alakası yok özetle...

Biz geniş açıdan konuşuyoruz burada ekonomiyi yani...Dar anlamda konuşmak istesem ve size cevap vermek istesem...Neden Drogba ve Sneijder'den bahsediyorsunuz sürekli?..Geçen devre arasında 20 milyon Euro harcandı ara transferde bu şimdi Hajrovic'in gitmesiyle 25 milyon eurolara çıktı ..Peki 25 milyonluk Euro'luk yatırımla hangi futbolcuyu ilk onbirimizde kullanıyoruz falan gibi onlarca örnek ve cevaplar yazarım size ama benim konuştuğum şeyde o değil, tarzımda o değil...

Yazdığım yazının sizinle alakası olmadığını ve sizinkininde benimle alakası olmadığını anlatabilmişimdir umarım...
 
Bu forumda insanlara yaş üzerinden fazla posta koyuluyor herhalde. Benim size bir saygısızlığım olmadı. Burada demokratik toplumlarda olduğu gibi fikirlerimizi tartışıyoruz. Size göre böyledir bana göre böyle. Ben sadece madalyonun öbür yüzünden de bakmamız gerektiğinden bahsettim. Size ikna etmek yada fikrinizi değiştirmek gibi bir amacım yok. Bu konuyu da uzatmanın bir manası yok bence. Sadece şunu söyleyim, Ünal Aysal benim için Galatasaray tarihinin en başarılı başkanıdır. Yaşım 23 ama ben Faruk Süren zamanını da bilirim. 16 Milyon dolara aldığımız Jardeli 2 milyon dolara satabildiğimiz ve yanında 3 tane çöp oyuncu verdikleri dönemi de bilirim. Başkan hata yapmaz yada hiç yapmadı yada asla eleştirilmez demiyorum. Sadece işin bu yönünden de bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Elbette ki sizin fikirlerinize saygım sonsuzdur.


Emrecan kardeşim sana biraz akıl vermek gibi olacak ama. Ukelalık olduğunu düşünme lütfen. Çünkü gerçekten değil.

"Bu forumda insanlara yaş üzerinden fazla posta koyuluyor herhalde." Olabilir. Bilmiyorum. Ancak beni gördüğüm genç arkadaşların performansları daha iyi.

"Benim size bir saygısızlığım olmadı." Saygısızlığın olmadı. Bende ne öyle söyledim. Ne bunu ima ettim. Tartışıyoruz. Dediğn gibi demokratik ortam.

" Size ikna etmek yada fikrinizi değiştirmek gibi bir amacım yok. " Benden sana abi tavsiyesi, Fikrini değiştirmek gibi bir amacın olsun. Sadece fikirlerini doğru bilgilere dayandır. Bilgi olmadan oluşturduğun fikirde yanlış olur. Artı fikir değiştirmek iyidir. Fikrini değiştiremeyen insanlar dünyada hiçbir şeyi değiştiremezler.

"Başkan hata yapmaz yada hiç yapmadı yada asla eleştirilmez demiyorum. Sadece işin bu yönünden de bakmamız gerektiğini düşünüyorum." Doğru haklısın. Bununla beraber eleştiri kavramını şöyle düşünsen daha iyi edersin. Örnek Ünal Aysal şunu yanlış yaptı, yada şunu yapamadı demek. Ünal Aysal gitsin demek değil. Ünal Aysal kötü demekte değil. Doğru yapılmış eleştiri, esasen en yararlı şeydir. Eleştiri yapılanın hatalarını bulmasına ve bunaları düzeltmesine böylece daha başarılı olmasını sağlar. Eleştiriler olaylar üzerinden yapılmalıdır. Zaten böyle yapılırsa ancak eleştiri olur. Örnek koç Ender'e bu kadar dakika vermekle hata ediyor. Şu nedenle. Başkan şu yaptığı yanlıştı. Şu nedenle gibi. Yoksa başkan kulübü yönetecek adam değil. Gibi yaklaşımlar zaten Eleştiri değil.
 
Sühan Abi arkadaş Ali Sabancı'nın uçağa daha fazla yük almak için yapmış olduğu uygulamanın reklamdan bağımsız olduğunu reklam bütçesinin bir yatırım olduğunu anlamıyor.

Bu mantıkla Sabancı'nın Airbus ya da Boeing değil daha ucuz olan Tupolev katması gerekir filosuna.

Personelinin yiyeceğinin ağırlığını hesaplayıp oradan bile bir tonaj hakkı kazanma çabası ile reklam stratejisinin aynı kalemler olduğunu düşünüyor.

O şahıs reklam bütçesinin bir yatırım olduğunu anlamıyor değil biliyor da. Sen bu reklam bütçesinin miktarının, ()miktarı, tutarı yani, dolat, tl, 10.000 gibi, rakam yani) firmanın konumlanması ile, konsepti ile, kısa, uzun vadeli büyüme planlarına göre değişeceğini anlamıyorsun. Çünkü


Pegasus masraflarını olabildiğince kısarak (personel giderleri, reklam giderleri), bilet maliyetini düşürerek, ucuza bilet satan, hatta otobüsle gidecek adamı bile uçakla gitmeye teşvik edecek faaliyet yürüten, bütün bunlarla havayolu taşimacılığında kendini "low cost" segmentinde konumlandırmış bir firma.

Üsteki cümle bana ait;

Öncelikle masrafları asgari düzeye çekip operasyon kârını arttırmak istemek ile reklam yapıp büyümek farklı şeylerdir.

Ryan air diye gudubet bir firma var. Adamlar iç hatlarda yolcuları ayakta taşımayı düşünüyorlar. Tabure gibi bir şeyin üstüne oturtacaklarmış. Var mı üstüne cimri ama reklamda yapıyor.

Çünkü ne yaparsan yap reklam yapmak zorundasın.

Üstekide sana ;

Kısarak ile yapmak-yapmamak arasındaki farkı anlayamıyorsun. Veya sponsorluk için hayali rakamlar vermezi (benim dediğim) -reklam yapmaz (senin dediğin) olarak anlıyorsun. Bundan dolayı diğer arkadaş gibi benim sanada cevap yazmam, benim açımdan zaman kaybı. Onun için sanada cevap vermeyeceğimi sana söylüyorum başkasına değil.
 
3 gündür yaptığımız konuşma öyle yerlere getirildi ki insanlar tam da olayın farkında değil. Bizim yaptığımız tartışmanın temel çıkış noktası

"Ali Sabancı cimri denecek kadar tutumlu bir insan, personelinin yiyeceği kumanyanın ağırlığını bile hesap ediyor. Öyle GS'a ya da başka bir yere yüksek bedeller ödeyip sponsor olmaz olamaz kandırmayın insanları!"

İşte bu cümlesi üzerinden yürüdü tartışma. Buna yanıt aradım. Nedenini öğrenmeye çalıştım "safça". Serdar Arkadaşım bu lafın altında ezildi. Kendi de laf aralarında PEgasus'un reklam yaptığını söylemiş olmasına rağmen ordan oraya ordan oraya atlayıp konu karıştırmaya çalıştı. Diyemedi "Pegasus reklam veriyor haklısın" diye:)

Gece yapılan konuşmalara sakin kafayla bakayım diyip baktığımdaysa Serdar'ın başka bir arkadaşa "Heyecanlısın konudan konuya atlıyorsun" dediğini gördüm:)) Tam olarak Serdar için demek istediklerimi özetlemiş. Heyecandan konudan konuya atladı hatta bir ara Koç system'İn ne iş yaptığını anlattı (battıklarını bilmeden iyi konuşmuş) Ama o kadar laf kalabalığı arasında hala pegasus'un neden yurtdışına açılmak için reklam yap(a)mayacağını sponsor olmayacağını açıklamadı.


Bu yüden şu 3 günlük yazışmalarımızı okuyup zamanınızı harcamayın. Anladım ben Swrdar'ı benim eşekliğimden kaynaklanıyor durum. İlk mesajımdan sonra konuyu farklı yerlere çektiği an bırakmam lazımdı. Sonra çıkmış yazmam hakaret falan diyor. Yahu ne yazdın da ne hakaret olacak. 3 gündür kibar olmaya çalışıyorum. Her boka girdin anlattın pegasus reklam vermez diyemedin sonra bana yazmak hakaretmiş. YAZDIĞINI OKU BİR KERE" diye 3 defa rica ettim. Yazının nereye gittiğini bilmiyor. Sİnirleniyor o esnada başlıyor yazmaya. Pegasus neden GS'a sponsor olamaz diye sorarken ben farklı şeylere yanıt verirken buldum kendimi. Nitekim kendi de konuyu biliyormuş onun Emrecan Özenç'e dediği kelimelerde onu çözdüm "Heyecanlısın konudan konuya atlıyorsun" Aynen durum bu Serdar heyecanlanmış belli ki.

Yani uzun hatta çooook uzun lafların kısası Serdar Bülent Demiral 3 gündür yazdığı o uzun azılarda hala Pegasus'un neden reklam vermeyeceğini veya Sponsor olmayacağını açıklamadı. Ama Serdar kongrelere katılmış değerli bir arkadaşımız (ne alakaysa) Pegasus reklam verir mi pegasus'a sponsor olur mu öğrenemedik Serdar'ın KAlder toplantısına katıldığını öğrendik:)))

Ahaha hala gülüyorum bana yanıt vermek hakaretmiş. Yahu yanıt vermedin diyorum adam hala yanıt verdiğini sanıyor. Nasıl nerede buluşayım ben de tartışayım. Anladım ki Serdar da yüzyüze geldiğinde iki lafı bir araya getiremeyen adamlardan. Böyle Net başında esen tayfa. Yürü be Google kim tutar seni.

Şimdi muhasebe kayıtlarını incelemem lazım maximizasyon minimizasyon yapayım muhasebe dili konuştum siz anlamazsınız ahahaha


Cevap yazmayaağımı söylemiştim. Satışmalarda fikrimi değiştirmeyecek. Çünkü daha öncedende dediğim gibi Ali Sabancı'nın Bloomberg tvdeki konuşmasını Hollandalılar izleyecekte Pegasus'a binecek sanan adamsın. Senin kapasiten bu. Bana zaman kaybısın.

Tekrar hayırlı işler; Selametle
 
O şahıs reklam bütçesinin bir yatırım olduğunu anlamıyor değil biliyor da. Sen bu reklam bütçesinin miktarının, ()miktarı, tutarı yani, dolat, tl, 10.000 gibi, rakam yani) firmanın konumlanması ile, konsepti ile, kısa, uzun vadeli büyüme planlarına göre değişeceğini anlamıyorsun. Çünkü




Üsteki cümle bana ait;



Üstekide sana ;

Kısarak ile yapmak-yapmamak arasındaki farkı anlayamıyorsun. Veya sponsorluk için hayali rakamlar vermezi (benim dediğim) -reklam yapmaz (senin dediğin) olarak anlıyorsun. Bundan dolayı diğer arkadaş gibi benim sanada cevap yazmam, benim açımdan zaman kaybı. Onun için sanada cevap vermeyeceğimi sana söylüyorum başkasına değil.

Arkadaş reklam yapıyor mu yapmıyor mu? Reklam ile uçuş masraflarının kısılması arasında fark var. Ha dersin ki Ali Sabancı en fazla 3 - 4 milyon dolar verir öyle 8 milyon euro falan vermez anlarım ama öyle planları yok ben dinledim sineğin yağını çıkarıyor bu adam ise bu adam şirketini büyütemez.
Para harcamadan da reklam yapılmaz.

Sent from my GT-N7100 using Tapatalk
 
Burada bütçe ve sponsorluk konusu konuşulması lazım kanımca..Sportif başarı ayrı bir konu...Sponsorluk gelirlerimizde artış olması da ekonomik anlamda bir sonuç koymaz ortaya...8000-9000 kişiye oynuyorduk Ali Samiyen'de maçları...Arena yapıldı,,, Bu zaten büyük bir ekonomik ve marka büyümesi gerçekleştirdi...Kongrede o dönemdeki büyük kavgaların sebebi de rantın büyümesiydi...Ondan sonra gerek bizim yakaladığımız başarı gerekse Türk futbolunda yaşanan çalkantılar bizi şampiyonlar liginin gediklisi yaptı..Yine gelirler ve sponsorlar arttı..Bu dönemde yine büyük bir sermaye artışı yapıldı...Ekonomik büyüme çok büyük başarıymış gibi sunulur ülkemizde hep ama aslında ama ekonomik büyüme ekonomiye soktuğun kalemleri olumlu kullanırsan ekonomik başarıyı getirir...Bunu anlamak içinde gelirlere değil bilançoya bakmak gerekir..Kulübün aktif ve pasifine (malvarlığı, kıymetli evrak vs.) ne eklenmiş ne çıkmış?..Daha önceki yıllara göre borçlanma azalmış mı artmış mı ?...Çok ciddi bir inceleme gerekir bunu tespit edebilmek için ve net konuşmak için bugün itibarıyla...Bu ancak çok ciddi uluslararası denetleme ve danışmanlık firmalarının aylar süren araştırması ile ancak belirlenebilir...

Biz bu noktada ancak açıklanan verilerden bir sonuca varabiliriz..Mesela ; İşte Galatasaray'ın borcu

Bu verilerde hiç iç açıcı değil...Yoksa sponsorluk gelirin beşe katlansa ne olacak sonuç bu olduktan sonra, arttıda zaten gerçekten yukarıda yazdıklarımın doğal sonucu olarak...Biraz şans, sportif başarı ve Ünal Başkanın iyi başlangıcıyla bu kadar lehimize gelişen şartlar, büyüyen ekonomik girdi iyi kullanıldı mı? Hiç kullanılmış gibi gözükmüyor..Varsa soyut laflar değilde, elinde ciddi veriler olan biri beni düzeltsin lütfen...Bana göre Ünal Başkandan sonra zor günler bizi bekliyor...Umarım çok ciddi bir atılım yapılır bundan sonra ya da aynı şekilde ekonomik anlamda çarkı bu şekilde geniş ölçekte çevirebilecek başka biri gelir....Benim düşündüğüm gibi gerçektende güçlü bir başkanın mevcudiyetine dayanıyorsa sistem zaten kurumsallaşma konusunda hiçbir adım atılmamış demektir bu dönemde...

Ekonomik konuyu bir kenara bırakıp kurumsallaşma üzerinde konuşursak...Kurumsallaşma, kurumun kimliğini, misyonunu, vizyonunu, çalışma prensiplerini, dışarıya yansımasını ve imajını, müşteri ilişkilerini, crm yaklaşımlarını, süreç yönetimini, personelin şirketteki hiyerarşisi, personel hakları vesaire gibi konuları standartlaştırmak, kurumu kendi içinde yaşayan bir organizma haline getirmektir...Mesela basketbol şubemizde bu tanıma uygun bir gelişme görüyormuyuz..Bu konuda yorumu size bırakıyorum..Gereğinden fazla pembe tablolar çizmek bize bir şey kazandırmaz...

Haklı çıkma kaygısı gütmeden, birbirimizle kavga etmeden doğruları tespit edelim lütfen..Bilinçli, kültürlü taraftar kulübünü iyiye götüren taraftardır...

Tebrik ederim. Şundan dolayı Başkan'ın kendi başına büyük servet yapmış olmasının, ve göreve geldiğinde sıkça kurumsallaşmadan bahsetmesinin malesef düşünmyen insanlarımızca otomatik ezber olarak ekonomik anlamda ve kurumsallaşma anlamında çok ilrlediğimizi sanmalarından farklı olarak, her iki konudada, (ekonomik durumi kurumsal yapı) durumun iyi olmadığını görebildiğin için. Kesinlikle aynı kanaatteyim.

Not: Kurumsal olmanın anlamının hiç bilinmediğini forumlara gördüğümden ayrı bir başlıkta tartışmanın herkese yararı olacağını düşünmekteyim.
 
Arkadaş reklam yapıyor mu yapmıyor mu? Reklam ile uçuş masraflarının kısılması arasında fark var. Ha dersin ki Ali Sabancı en fazla 3 - 4 milyon dolar verir öyle 8 milyon euro falan vermez anlarım ama öyle planları yok ben dinledim sineğin yağını çıkarıyor bu adam ise bu adam şirketini büyütemez.
Para harcamadan da reklam yapılmaz.

Sent from my GT-N7100 using Tapatalk

Senin okuma yazman varsa benim sana attığım ve o arada başka genç bir arkadaşa attığım ilk mesajları tekrar oku bakalım. Ne zaten ne demişim.

Zahmet etme ben buldum sana. Önce yazılanı doğru okuyun.

"Pegasus'tan sponsorlukla büyük paralar bekleyenler, bu hayal. Ali Sabancı Pegasus'ta uçus görevlilerinin kumanyasının ağırlığını hesap edip, yakıttan tasarruf yapan bir şahsiyet. Boş hayallere kapılmayınız. Pegasus'tan alacağımız teklif muhtemel en kötü teklif olur. "

" Hatırladığım Medical Park bize erkek-kadın takımına 3 senelik 21 milyon dolara isim sponsoru olmuştu galiba. Onun için yok senelik 15, yok 20 milyon dolar bu rakamlar hayal. Helede parasını harcarken Rizeliye, Kayseriliye rahmet okutacak bir stratejiyi benimsemiş firmadan hayal ötesi."
 
Arkadaş reklam yapıyor mu yapmıyor mu? Reklam ile uçuş masraflarının kısılması arasında fark var. Ha dersin ki Ali Sabancı en fazla 3 - 4 milyon dolar verir öyle 8 milyon euro falan vermez anlarım ama öyle planları yok ben dinledim sineğin yağını çıkarıyor bu adam ise bu adam şirketini büyütemez.
Para harcamadan da reklam yapılmaz.

Sent from my GT-N7100 using Tapatalk

"Reklam ile uçuş masraflarının kısılması arasında fark var. " Her şey arasında fark var. İki tane demir atomu arasında bile fark var. Mesele o değilki; Konu sponsorluk olunca fark yok.

Reklam bütçesi neye göre belirlenir. Bir düşün bakalım. Belirlediğin bütçe senin giderlerinin yekününü etkilermi etkiler. O zaman senin bilet fiyatını etkilermi etkiler. Düşük fiyatlı bilet satmak için yola çıkan firma onun için buna büyük bütçe ayırmaz. Reklam yapmaz değil. Büyük bütçe ayırmaz. Reklam yapmanın 50 çeşit yolu var. Dükkanın kapısına astığın tabelada reklam.
 
Arkadaşlar kombineler ne zaman satışa çıkacak ? bilgisi olan arkadaşım varmı? Murat özyer efendi ye yazıyoruz ses seda yok lütfedip cevap bile yazmıyor
 

Üst