Ceyhun Yıldızoğlu

Alınganlık vs yapmaya gerek yok. Augustus'u düşünmeyen bir hoca bitmiştir benim gözümde. Sonuçta benim düşüncem olduğumdan dolayı kimseyi de bağlamaz bu. Forumda da bunları dillendirmek için varız. Ben Augustusu istiyorum çünkü Galatasarayı içinde hissediyor, takımda o olmalı demek için foruma yazıyoruz. Hocayı olumlu yada olumsuz eleştirmek için yazıyoruz. Tüm sezon olumsuz eleştirmiştim, playofftan sonra bu takımın bu yüreği ortaya koymasının baş mimarı hocadır dedim olumlu eleştirdim ama şimdi 2 kıtalar dışı oyuncuyu pivota harcıyorsak ve Augustusu düşünmüyorsak ben eleştiririm hocayı, kimse benim düşüncelerimi de değiştiremez bu saatten sonra.

Gazeteye demeç vermesi ve Fb haketti demesi başlı başına yeterlidir hocayı eleştirmek için ayrıca Augustusu bizden koparması da üstüne tuz biber ekmiştir.
 
Arkadaşlar çok özür dilerim, benim bir halt bildiğim yok arada gelip böyle saçmalıyorum.

Cem Hoca da anlamıyor basketboldan; "Ben Seimone'yi Eurocup için cüzi bir rakama almıştım, şimdi büyük paralar alıyor bir de Euroleague?" filan diyor.

Ceyhun Hoca da; "Değil İstanbul'da Avrupa'da Galatasaray'dan ötesi yok benim için. Burası bu seviyedeki son kulübüm. Son topta sahada bizim hatalarımız varken hakem diyemem. Ben ağlamak değil, ağlatmak istiyorum. Hakemi de yenmek istiyorum." diyor. Kıvırtıyor işte Milli Takım antrenörü değil mi işte... Çapsız bir de Angel'ı beğeniyorum dedi, gitti Tina'yı aldı. Dünyanın en iyi pota altı Galatasaray'da oldu. Ne haddine git Botaş'ı çalıştır sen.

Verdiğimiz rahatsızlık için özür dilerim. Bölmeyelim sizi. Kurup, vurmaya devam edin.

Geçen seneki Kewell meselesine benzetiyorum ben biraz olayı. Kewell'ı çok sevdiğimiz için kalsın diye direttik ve ne yazık ki bunun yanlış bir tercih olduğu görüldü. O zamandan bugüne Kewell'dan neredeyse hiç yararlanamadık.
Seimone çok sevdiğimiz bir oyuncu, benim için de böyle bu. Ama kabul edelim ki, her hoca taraftar tarafından baskı altına alınmadan kendi kadrosunu kurma özgürlüğüne sahip olmalı.
Bir söz de Seimone için. Tamika gelene kadar ne kadar sıkıntılı bir süreç geçirdiğimiz ortadaydı. Ne yazık ki, Seimone takımı toparlayıcı olamadı, liderlik yapamadı. Tamika lider özelliğiyle, teknik katkısının çok üzerinde şeyler kattı takıma ve onun gelişiyle birlikte 1-2 level atladık. Tamika bu sene gelmeyeceğini açıkladığına göre, Seimone yerine lider özelliği de olan bir oyuncu almalıyız.
 
Cem hoca'yi ikna edip, su gun Ceyhun hoca ile yollar ayrilmali. Ne demek ya Augustus buyuk paralar aliyor. Almasin mi. Kotu oyuncu mu. Cukolata prenses fazlasiyla hak ediyor.
 
Augustus da Eurocup seviyesinde çapsız bir oyuncuymuş. Bu nedenle Amerika Milli Takımında forma giyiormuş. Euroleuge'de All-Star olmuş. Hem de takımı 16. sırada ikinci tura çıkmasına rağmen. Biz de bilip bilmeden konuşuyoruz. Bu sene dış şutörlerimiz, şut atmaktan korkan Işıl, kendisine ancak rotasyonda yer bulabilen Gülşah ve Torrens. Bir de Nihan ve Tuğba var. Unutmadım onları bilerek yazmadım.
 
Aynı geçen seneki Kewell muhabbetine döndü.Yahu kraldan çok kralcı olmayın gözünüzü seveyim.Oynanan oyunun adı basketbol.Bu sene Simone ile oynadı istediği seviyeyi yakalayamadı koç demekki bu sene uzunların baskın olduğu bir sisteme dönmeyi planlıyor demekki.Hem dediğim gibi bu oyunun adı basketbol,heleki bayanlar ligi için oyuncuyla bu sene anlaşmazsında gider önümüzdeki sene anlaşırsın yani yollarımız her halükarda kesişir,yapmayın.

Hammon deniyor,Taurisi deniyor,Prince deniyor hemen en fazla iki mesaj sonra 'bize Augustus lazım' mesajları geliyor.Yahu neye göre lazım bu kız bize. Bu takımı yarın Cem Hoca'ya emanet etsek %80 şu pota altını nimet kabul edip oda vaz geçer Augustus'tan. Kaldıki Ceyhun Hoca'nın çok yetersiz bir koç olduğunu düşünmüyorum ,ilk geldiği gün yazılan postlara bakın bide şimdi bakalım senenin bitmesine 2.5 ay kalana kadar inanılmaz zevksiz,sıkıntılı bir takım varken 2,5 ayda tüm çehre değişebiliyor bunu her hoca başaramaz eksikleri yok mu, elbette var ancak biz bu hızla hoca öğütmeye devam edersek şampiyonluk falan hayalden öte değil bizim için benden söylemesi.

Basketbolda bu tür oyuncu rotasyonlarına alışalım artık.
 
Seimone'un Tamika geldikten sonra daha iyi oynamasının iki sebebi var. Birincisi, rahatsızlığının inorganik etkilerini yavaş yavaş atmaya başlamıştı. İkincisi ise süzme bir 2 numara olan Augustus takımda Gülşah'ın da sakatlanmasından sonra 3 numara kalmadığı için 3 numara oynuyordu. 2 numaraya geçince, topu elinde hissedince de daha iyi gösterdi kendini ve oyunculuğunu ki bu bizi şaşırtmadı. Sezon içinde bu takıma 3 numara lazım ki Seimone oynayabilsin diye çok defa yazmıştık. Cem hoca Ceyhun hoca farketmez Augustus'un nasıl bir oyuncu olduğunu anlatacak ve anlatan 10 hoca sayarım takımında görmek isteyen. Augustus için GS'lılıktan değil oyunculuğundan dolayı istediğimizin farkına varacaklardır. Bizler ki çok sevmemize rağmen Rancik gitsin diyen adamlarız. Bizler ki (yazılarımız burada duruyor) Kewell için kalsın diye kampanyalar yapılırken (ki kampanyayı başlatan sitede de bu yazıları yazmıştım zamanında ) Biz Kewell'a acil ihtiyac yok diyorduk. Yani GS için optimal düşünüyoruz. Kalbimiz Seimone diyor evet ama beynimiz Seimone diye çığlık atıyor. Bunu görmemek görememek teknik adamlar için büyük ayıp olsa gerek. Ki geçen sene kurduğu kadroyu da biliyoruz. Takım hiç homojen değildi. İsteyenler bir düşünsün Ceyhun hocanın geçen sene kurduğu kadroyu ve homojenliğini tartışsın. Koca sezon yedek Guardsız ama en önemlisi 3 numarasız oynadık. GS'ın bazı ihtiyaçları vardır. O ihtiyaçlarının en önemlisi seyircidir. Ve her sezon başı o seyirci tribüne gelmesin diye olmadık işlere imza atmaya bayılan bir şubemiz var. Bana bakmayın ben gene salonda olurum ama geçen seneki gibi durmayacağım kesin.
 
Ceyhun hocadan umutluydum ancak beklediğim hareketlenmeyi yapabildiği söylenemez.Özellikle final serisinde bariz hataları vardı.Hakemler vs diyebiliriz ancak koçumuzun pasif kaldığı bir gerçek.Semon dan vazgeçmek çok yanlış olur.Çünkü o herşeyiyle bizden biri ve bu işide çok iyi yaptığı aşikar.Yapılan transfler kulağa hoş geliyor ancak daha çok eksikliklerimiz var.Kısacası borçla borç ödemeyip (yani bacağı tamamlıyayım derken koldan vazgeçmemek),iskeletin kalan yerlerininde tamamlanması gerekiyor.Özellikle guard ve üç numarapozisyonu şuan için soru işareti.Tabi şampiyonluk yolununda türk rotasyonundan geçtiğini unutmamak gerekiyor.

Ayrıca 2,5 ay önce takım kötü giderken ortalığı toplaryanın hoca değil tamika olduğunu düşünüyorum doğan renkdaşım.Saygılar.
 
Türkiye'de yerli olarak çalışabileceğiniz tek koç var o da Cem Akdağ..Fakat adama çok ayıp ettik..O yüzden yabancı hocalara göz atmamız hatta mümkünse bir tane Amerikalı getirmemiz doğru hamle olur..
 
Degerli arkadaslar,

Farkli dusunen herkesin goruslerine saygim oldugunu belirterek yazima baslamak istedim zira az sonra yazacaklarim bu forumda bulunan bircok Galatasarayliyi rahatsiz edebilir.

Bizlerin en buyuk hatasi bir hocayi, bir oyuncuyu bu kulubun uzerinde gormek ve uzerinde tutmak. Bu futbolcumuz Arda icin de gecerli, kaptanimiz Isil icin de gecerli, Seimone icin de gecerli. Kimse kusura bakmasin, Galatasaray'imiz hangi oyuncularla basarili olacaksa o oyuncular kadroda bulunmalidir. (Tabii birkac ismi hepimiz gibi disarida birakiyorum. Basariya giden her yol mubah falan degildir.) Eger Seimone'nin kontejanini Tina Charles icin kullanmak basariyi getirecekse gelsin. Isil'in gonderilmesi Yasemen'in birden seviye atlayip takimin dumenini harika kullanmasini saglayacaksa Isil gitsin. Uzuluruz ama aslolan Galatasaray'dir!

Peki bunun kararini kim verecek?

Burada bizler bilgimiz yettigince gorduklerimizi elestiriyoruz, olumlu yonlerimizi alkisliyoruz fakat kabul etmemiz gerekirki bizim yonetici ve teknik ekip kararlarina karisma ihtimalimiz imkansiza yakindir. Kaldi ki bu forumdaki insanlarin %99.9'unun (Hani olmaz ya belki istisnalar vardir.) seneleri bu ise harcamis, gittigi her kulupte basariyi yakalamis, kendisine gore belli bir felsefe olan, Cem Akdag'in milli takimini biraktigi yerden daha yukariya cikartan Ceyhun Hoca'ya gore bilgi birikimi fazla degildir. Tecrubesi fazla degildir. Oyuncu piyasasi bilgisi fazla degildir. Kendisinin bir sistemi vardir. Geride biraktigimiz sezonda kendisi geldiginde oyuncularin bir kismiyla hali hazirda anlasilmis oldugu icin bu takimi tamamiyle Ceyhun hoca kurmamistir. Ilk defa %100 kendi kurdugu kadroyla Ceyhun Hoca'yi gorme firsatimiz olacak.

Bu sistem bizi basariya goturecekse, sampiyonluklar yasatacaksa varsim Seimone olmasin Tina olsun, Sophia olmasin Melek olsun, Hammon gelmesin de Prince gelsin...

Seimone'yi bu forumdaki cogu Galatasarayli seviyordur. Twitter'da malum takimin taraftari sahsa neler yaptigini gorunce hem eglenmis hem de gurur duymustum fakat her ne olursa olsun Galatasaray > Seimone!

Zaten kendisine verilen imkanlarla basarili olmazsa geregi yapilacaktir.

Sahsim adina,

Ben Ceyhun Hoca'ya da kuracagi kadroya da inaniyorum, guveniyorum.

Bu arada Hurriyet'teki roportaji da cok abarttik. Buyrun Fenerbahce Ulker macindan sonra Oktay Mahmuti'nin fikirleri:

Öncelikle F.Bahçe’yi, teknik kadrosunu ve oyuncularını tebrik ediyorum. Küçük detayların fark yarattığı bir maç oynadık ve kazanan taraf onlar oldu. İlk yarıda savunma anlamında kötüydük, ikinci yarıda kendi sertliğimizi yakaladık. Maçın içinde kalmayı başardık sürekli. Son pozisyonda Jerry’nin yaptığı top kaybı kötü oldu. Ancak olabiliyor böyle şeyler. Zaten basketbol bunun için güzel. Bugün F.Bahçe’ye tam 12 hücum ribaundu verdik. Bu da oldukça kötü bir detay bizim için. Maçı kazanmayı hak etmedik diyemem ama F.Bahçe’nin de hakkını yiyemem. Zor bir deplasmanda zor bir takıma karşı oynadık, son topa kadar oyunda kaldık ama kaybettik. Rakibimizi tekrardan tebrik ediyorum’

Oktay Hoca ta ki gecen maca kadar hakemler hakkinda konusmamis bir insandi!

Simdi Ceyhun Hoca'nin roportajini bir kez daha gozunuzun onune getirin ve dusunun. (Ayrica Ceyhun Hoca'nin "Buyuk takim olmak hakemleri de rakibini de maglup etmeyi gerektirir." felsefesinin son derece dogru oldugunu dusunuyorum.)

Her neyse cok dagittim ve uzattim.

Ne yapiliyorsa Galatasaray'imiz icin yapiliyor. Isin uzmanlari tarafindan yapiliyor. Bazi hamleler bizi uzecek cinsten olsa da kabullenmemiz gerekiyor.
 
Ernoyan büyük kulüp olmanın kriterlerini de bu sentezin içine koyman gerekiyordu. Büyük klüpler takımlarını homojen kurmaya çalışırken seninde aslında belirttiğin gibi taraftarlarını da bir şekilde oyunun içinde tutarlar. Misal neden Pondexter'ı istemiyoruz? Şimdi GS'ın oyun sistemine uyacak diye Nevriye'yi Pondexter'i bu takımda görmemmi gerekiyor? Bana GS'ın daha büyük olduğunu oyuncuları önemsememem gerektiğini mi söyleyeceksin? GS'ın basketbol maçlarına neden var olan potansiyelden daha az seyirci gidiyor biliyormusun Ernoyan? Her sene başka salonlarda olmamız olabilir mi? Takıma her sene taraftarın istemediği birilerini araya sıkıştırmak olabilir mi? Taraftarın dengesini iyicene bozdular. Sen diyorsun Işıl Seimone GS'dan büyük değildir. Burda buna itiraz eden yok. Ama hadi gönder bakalım ışıl'ı, hadi alma Seimone'u, seneye bak bakalım GS'ın maçlarına kaç kişi gelecek? Büyük kulüplerden bahsediyoruz. Taraftarı olmayan botaşda alanya da yaparsın bunu ama GS'da yapamazsın. taraftarını arkana değil de karşına alırsan sonu gelmez yola çıkarsın. Halk için Halka rağmen anlayışı faşist ve/veya elitist rejimlerin şiarıdır. Herkes de bilir ki bu rejimlerin ömrü her zaman kısa soluklu olmuştur. Şu gerçek GS şampiyon olacaksa Işıl ile Seimone ile şampiyon olmalıdır.. Zaten son 3 senenin GS kadın basketbolu seyirci ortalamalarına baktığında da göreceksin Seimone-Işıl varken ki seyirci sayısı kuşkusuz daha fazladır. Ha GS -Ben "sana rağmen" takım kuracağım- diyorsa, buyursun kursun madem ki "bana rağmen" kuruyorlar ben de "onlara rağmen" her mağlubiyette her olumsuz durumda "onlara rağmen" bir şeyler yaparım. Beni düşünmeyeni ben düşünmem. Bunu göstermekten de hiç sakınmam. Her sene biri geliyor kafasına göre takım kuruyor sonra o takımı ben kurmadım yalanını söyleyip başka bahanelere giriyor bu kulübün topraklarında. Seimone'u geçen senede istemeyen Ceyhun hocaydı ama ne gariptirki onun aldığı Gintare Doneka Nihan kritik maçlarda süre alamazken Wiggins İstanbula gelemezken Currie takıma katkı vermezken Onun almadığı Fowles Seimone bu takımı sürükledi üstüne Tamika geldi (wiggins Currie sağlam olsa gelemeyecekti) Final serisinde kimlerin oynadığını da böylelikle görmüş olduk. Beğenmediği ya da kendi almadığı Seimone, Tamika Fowles 30-35 dakika oynadı.

Ceyhun hocaya açık ve net söylüyoruz bizler. Seimone yoksa, bize rağmen takım kuracaksa sezonu da bize rağmen devam ettirsin taraftar maraftar muhabbetlerine girmesin. Taraftarı düşünmeyenler için Türk spor tarihine bir baksa yeter.

Oktay hocanın kelimelerini neden koydun anlamadım. Hiç alakası olmayan bir durum. Sen oynanan 4 final maçının net 3 ünde fahiş hakem hatalarına uğra takımın şampiyonluğu kaybetsin bunları de. Oktay Hocanın normal oynanan (hakem hatası varsa bile fahiş değildi ve eşitti genelde)bir maçtan sonra rakibi kutlaması ile bir tutuyorsun. Çok değil 1 ay sonra final serisi de değil, çeyrek finallerde yarı finallerde Oktay Hocanın demeçlerini göreceksin. Sapla samanı ayırmak lazım.

Sonuç olarak Galatasaray Galatasaraylılarındır. Galatasaraylılara rağmen iş yaparsan bu şubeyi 10 sene öncesine döndürürsün. Bizim yıllarca emek verdiğimiz insanları tribüne salona çekme mücadelemize de büyük sekte vurursun. Şampiyonluklar değildir GS seyircisini oraya getiren. Öyle olsa Geçen sene Erkek basket takımı boş tribünlere oynardı. Ceyhun hoca ya bunun farkına varacak ya da "ben bu yükün altına giremiyorum Milli Takımda takılayım" diyecek ötesi yok...
 
Seimone Eurocup seviyesindedir evet!!! bu liste öyle diyor

http://www.wnba.com/statistics/default_all_time_leaders/AllTimeLeadersPPGQuery.html

sakatlanana kadar bu listede 1.olan, Taurasi den sadece 0.5 blok 1 asist eksigi olan sayı ortalaması 21.2 olan Seimone. Sakatlıktan çıktığı sezonda 17 sayı ortalamayı tutturabilmiş (ki sakatlığını atlattı tekrar eski istatistiklerini yapacaktır bu sezon wnba de)olan Seimone, eurocup seviyesinde evet. Pondexter ın önünde 1.sırada draft olan bir oyuncudan bahsediyoruz.

Cem hoca şunu bilmeli ki Seimone'yi ilk avrupa sezonu kapasitesinin altında olması ve WNBAde berbat bir takımda olduğundan yüzü yeterince pazarlanamadığı için ucuza transfer etmiş, başka bir sebebi yok.

DirkNowitski gibi şut sokan, DHoward gibi rebound alan blok yapan SNash kadar asist yapan 2-3 numara arıyorlarsa çok ararlar.

Not: bunu yazarken Seimone nin ne bizle kupa kaldırmasını gs lı oluşunu sevimliliğini fasa fisosunu aklıma bile getirmedim. bu tartışmayı basketboldan anlamıyoruz alternatifleri bilmiyoruzda sedece onu sevdiğimizden yazıyoruza getirenler düzlemi kaydırmaya çalışacaklarına biz anlamayız bilmeyiz koç bilir diye yazıp geçsinler daha şık olur. Taurasi icin fenere bonservis vermeyip almayacaksan şu an dünya piyasasında alabileceğimiz en iyi 2 numara Seimone dir. 3 de Moore. Seimone 1 sn bile formamızı giymemiş olsa yine aynı şeyi yazardım, isimler gelip geçici körü körüne bağlanmak anlamsız bütçe elveriyorsa hep daha iyisini aramalıyız diyen biri olarak yazıyorum.
 
Suhan Abi,

Ayrildigimiz cok temel bir nokta var.

O konuya gelmeden evvel ufak bir aciklamayla baslamak istiyorum. Ankara'da yasiyorum. Herhangi bir subemiz buraya geldiginde il disinda degilsem mutlaka takimimizin yaninda olurum. Imkanlarim el verdigince Istanbul'a da gelmeye calisirim.

Simdi esas ayrildigimiz noktaya geleyim.

Ben Galatasaray'i isteklerim, arzularim gerceklessin veya gerceklesmesin seviyorum. Eminim ki sen de oylesindir. Eger bu butun Galatasaraylilar icin bir gercekse takimimizi kosullar ne olursa olsun desteklememiz gerekir. Yani Seimone'nin kalip kalmamasi, X oyuncunun/hocanin gelip gelmemesi bunu etkilememeli. (Yazimda da belirttim. Basariya giden her yol mubah degildir. Yani ZK'yi, Pondexter'i falan ben de bu takimda gormek istemem. Bu cumlemi ona gore degerlendirmeni isterim.) Sen Ceyhun Hoca'yi, sistemini, transfer politikalarini begenmiyorsundur, desteklemiyorsundur; ben begenirim, severim, desteklerim... Gun gelir baska hoca, oyuncular gelir. Atiyorum sen Isil'in gitmesine benim Seimone'nin gidisine baktigim gibi bakarsin, ben senin gibi dusunurum. Butun bu ihtimaller dahilinde konumumuz ne olursa olsun bizim yapmamiz gereken cok onemli bir gorev var: Kadin basketbol takimimizi Galatasaray ismiyle gorup, sartlar ne olursa olsun onlar parkedeyken onlari desteklemek. Galatasaraylilarin bu destegi yapilan transferlere, alt yapi hamlelerine, salon degisikligine vs. bagli olmamali.

Galatasaray taraftarinin salona gelmeme nedenleri keske senin yazdigin gibi olsaydi. Hani yine bana gore cok yanlis bir tutum olur o bahanelerle salona gelmemek ama keske oyle olsa. En azindan bir orta nokta bulunur. Taraftarin maca gelmeme nedenlerini ayri bir baslikta tartisirsak cok daha dogru ve faydali olur. O yuzden bu mevzuya simdilik ufak bir virgul koyalim. Erkek basketbol takimimizin sezonu bitince sana soz olsun, basligi ben acacagim ve orada derinlemesine konuyu tartisacagiz.

Salon dolulugu mevzunu gectigimize gore esas konumuza geri donelim.

Sadece bir soru soracagim. Senin adina forumdaki butun arkadaslara.

Seimone ile 5 senelik sozlesme imzaladik. Ceyhun hoca gitti, baska bir geldi. O hoca gitti bir baskasi geldi. Fowles gitti Lauren Jackson geldi. Tina gitti Maya geldi vs. vs. Seimone sabit kaldi. Biz basariya ulasamadik. "Yeter artik Seimone ile nereye kadar?" sorusu sorulmayacak mi? Lig sampiyonluklari, Avrupa'da basarilar gelmedikce insanlar Seimone'yi de acimasizca elestirmeye baslamayacaklar mi?

Daha da detaylandirayim. Arda Turan Galatasaray'i Seimone'den daha mi az seviliyordu da 2008'den sonra gelen henuz 2. basarisiz senede cocugun uzerine gidildi? (Umarim bu ornekle derdimi anlatabiliyorumdur. Keske voleybola hakim olabilseydim de oradan da bir ornek verebilseydim.)

Her seyi gecelim. Bildigin gibi en hakim oldugum konu Engelsiz Aslanlar. Ferit Gumus bu takimdan ayrildiginda neler soylendi? Simdi kac kisi Ferit Gumus'u ariyordur?

Oktay Hoca ile ilgili verdigim ornegin detayli aciklamasi bu konuyu dagitacagindan mevzuyu ozelden bizzat yazarim.
 
Ernoyan, özde ikimizde aynı şeyleri söylememize rağmen elimizde tutmaya çalıştığımız doneler farklı oluyor. Sana şöyle anlatayım meramımı

Tamam ben ne olursa olsun Galatasaray için takımını destekleyen bir taraftarım. (Örneği maximize etmek için veriyorum) Galatasaray'ın kaleci problemini cümle alem biliyor. Alalım ezeli rakibimizden Volkan'ı böylelikle hem kaleye yerli oyuncu gelmiş olur hemde kalemiz nispeten daha iyi ellerde olur bizlerde 1 sene sabrederiz başarı gelirse tamam deriz. bu mudur? bu olmadığını biliyorum. Zaten sende demişsin bunu. Şimdi herhangi bir oyuncunun GS'da oynamasını istememek Galatasaray'ın büyüklüğünün farkında olmak oluyor da Herhangi bir oyuncu değil WNBA'in en önemli 10 oyuncusundan birini GS'da istemek neden farklı oluyor? İstemediklerimizle mi kanıtlanıyor bazı şeyler?

Daha önce gene bu başlıkta dediğim gibi, Biz oyuncuları GS'da oynamasıyla, GS sevgisi ile veya oyuncuyu sevgimizle kıyaslayıp da takımımıza önermiyoruz. Az önce de dediğim gibi Rancik için seneye takımda olmamalı diyende bizleriz. Arda'yı da takımda kalmalı (türk rotasyonu için) Ama giderse de olur diyende biziz.Mustafa Sarptan bahsetmiyoruz ya sırf GS'lı diye takımda oynasın babında. Bahsettiğimiz ismi futbol dünyasına uyarlarsak messi-ronaldo diyemezsek bile Xavi iniesta Sneijder veya Ribery denebilecek bir oyuncudan bahsediyoruz. Kendi alanında dünyanın en iyi oyuncularından birinden bahsediyoruz. Bir sene spor yapmamış tam dönecekken hastalanmış ve büyük tedaviler görmüş, tüm sezon onun sendromlarını ve semptomlarını üzerinden atmaya çalışan bunu daha yeni yeni attığında da kendi mevkisinde nasıl olduğunu gösteren bir oyuncudan bahsediyoruz. Ki göreceksiniz Haziran 15 olduğunda ondan nasıl bahsedildiğini. Bir oyuncu için bir takımdan vazgeçmiyorum tabii ki ama o oyuncu için ben hocadan vazgeçerim. Bu tabi ki benim kişisel tavrımdır. Diğer arkadaşları bilemem. Ama zaten GS taraftarının gözünde yeri pekde yukarılarda olmayan Ceyhun Yıldızoğlu için hş bir durum olmayacaktır. Bunun güçlü duruşla da alakası yok. Fatih Terim aslında istememesine rağmen Hakan Şükür'ü takımda tuttu mesela ikinci geldiğinde. Çünkü dinamikler her zaman önemlidir. Bir sporcunun verecekleri sadece sahada değildir. Seimone'un bu takımdaki denge noktası oluşunun farkına varamayacak kadar sığ değildir Ceyhun hoca. Ama Sylvia Tamika bu takımı sahipleniyorsa bunun başladığı nokta Seimone'dur. Geçen sene Sophia'yı kopardı bizden bu sene Seimone'u götürüyor. Buradaki çoğu arkadaş da mesela öyle alıştı ki Sophia'nın olmamasına Sophia sadece Türk olabilirse bu ülkede oynayabilir gibi bir anlayış yerleşti insanların beynine.

Cem Hoca'nın bakışına girmiyorum. Seimone onun zamanında da iyi oynamıyordu. Zaten o gitti Seimone'u seyretmeye başladık. kuşkusuz sistemine uymuyordu diyip uzatmıyayım durumu.

Taraftarın tribüne salona gelmemesinin çok sebebi var tabiii ki bunun donelerini de ortaya koyarız istediğin zaman. Ama dünyanın her yerinde taraftarın tribüne gelmesi için yapılan ilk iş, taraftarın sevgilisi olan oyuncuların takım içinde tutulmasıdır. Kulüpler onları büyük kılan unsurları bir arada tutmak zorundadır. Galatasaray büyükse kuşkusuz kisesinin 1489 da kurulmasının etkisi vardır ama 30 milyon taraftarının da etkisi olsa gerek. Bana rağmen takım kurup sonra 12000 25000 rüyalarım var demeyecek birileri. Bak oyun disiplininden çıkmayan Oktay Hoca bile tribün misal Göksenin diye bağırınca taraftarın gönlünü almak içni son dakikalar onu oyuna alıyor. Bu iş böyledir. Sen benim sırtımı kaşı ben senin sırtını kaşıyayım. Rabbana rabbana olmaz.

Maçlar konusunda da farkında değilsindir ama biliyorum senin elinden geldiğince maçlara gittiğini. Elinden geldiğince bu mücadelenin içinde olduğunu. Zaten lafımın sana olmadığını biliyorsundur. Burada dediğim her şeyi ortaya söylüyorum. Geçen sezon başıda ben bu takımı çok eleştirdim. Sezon başladı " e tamam szon başladı elimizdeki ile takıma sahip çıkmak lazım" dedim. Tüm sezon burda sinir bozuklukları yaşadım hocaya takıma sahip çıktım. Salonda 100 kişi varsa biri bendim. Böbreklerimden rahatsızlık geçirdim acılar içinde takımın yanında oldum Bilenler bilir. Ama önümüzdeki sene bu konuda rengim belli tavrım belli. Beni düşünmeyeni ben düşünmem. 30 milyon GS taraftarından 29,999,800 ü gibi büyük GS'lı olurum evden izlerim maçımı yenilirsek iki sitem sallarım açarım Ezel derim Kurtlar vadisi derim dünyam akar. Seneye başka bir hoca gelir bu kez. Ona da takımı kurması için izin veririz zaten birileri hep gelir bu şubeye kafasına göre takım kurar hiç taraftarın isteklerine göre kurulmaz bu takım. Bu yüzden de her sene biz üzülür biz sarılır ve teselli ederiz birbirimizi. Ya bu kadar mı zor bir kere de yahu bir kere de taraftarın istediği gibi bir kadro kurmak? Sanki tophane Tayfundan oyuncu istiyoruz. İstediğimiz oyuncuda Seimone Augustus yahu Seimone Augustus. Hiç değilim Tinasında Albasında bu yüzden. Takımı da kurmak istemiyorum. Bir Işıl Bir Seimone dedik ayıp ettik tabi. Murat Bİrecik dese daha geçerli olurdu belki birilerinin gözünde.
 
Ben de Ernoyan gibi düşünüyorum.Simon'u çok seviyorum,belki ben kadar seven çok az insan vardır(mesela Arca) ama Simon da vazgeçilmez değil.O yok diye ben salondaki koltuğumu bırakmayacağım.Fb bizi bu sezon dışarıdan değil de içeriden yenmişken ve Sylvia dinlenmek isterken,Amerikalı tercihini pota altından kullanmak da normal bir düşünce.Ceyhun Hoca kariyeriyle,yaptıklarıyla bu takıma koç oldu ve bu takımın koçu oysa takımı kurmak onun işi.Biz tabii ki isteklerimizi belirteceğiz ama bizim istediğimizin olmaması da dünyanın sonu değil.Hoca başarısız olursa tabi ki eleştirilecek,Simon'un yerine başka birini tercih etmek riskiyle de en ufak başarısızlığında belki de hak etmeyeceği kadar eleştirilecek ama ben güveniyorum kendisine.İnşallah bu tercihi bize olumlu yansır.
 
Sevgili Sühan,ayrıldığımız çok nokta var.Taraftar sayısı konusu çok uzun ve tartışılması gereken bir konu.Bu sadece bizim değil Türk sporunun bir konusu.Çünkü Türkiye'de spor kültürü denen birşey yok.

Diğer konuya gelirsek;önce birşeye karar vermemiz gerek.Bu takımın koçu Ceyhun Hoca'mı olacak.Bunda kararımız sabitse,nasıl takım kurulacağına taraftar değil hoca karar vermeli.
 
Yemeğe çıkıyorum,i kısa yazacağım. Bu kadro kurma mevzusundan bahsediliyor da, geçen yıl Yıldızoğlu'ndan önce alınan oyuncular kimdi? Fowles'u mu almayacaktık? Tartışılan tek isim Augustus, o da final serisinde Catchings'ten iyi oynadı. McCoughtry'le oynasak Augustus'Un yerine sene sonunda olduğumuz yerin ne kadar fazlasını yapardık?


Hodges,Petronyte,Nihan, Gülşah, hocanın kendi transferleriydi. Nihan ve Tuğba'dan coachun beklediği gibi1 no'da verim alınmasının ne kadar zor olduğunu zaten konuşmadık mı? Evet, tabii ki Yıldızoğlu bu işle profesyonel olarak uğraşıyor; ama yanıldı ve başarılı olamadı işte. Başka mevzularda da tartışırken sunulmasını hiç sevmediğim bizden iyi bilir, ya da bu tarz mevzuların dışında kişisel şeylerde başından bilmemne geçmedi bilemezsin argümanlarının başka bir versiyonu olduğunu düşünüyorum.

Sonuç olarak, geçen yılki kötü oyun için bahane olarak kendi kadrosu değil demek kesinlikle yanlış. Kenardan yeterli destek aldığımızı düşünmüyorum.

İki kıtalararası hakkını Fowles ve Charles'tan yana kullanacağımızı sanmıyorum, Fowles dönünce biri oynayacaktır bence. Dışarıya skorer alınacaktır, tahminimce. Bakalım, kim lacak. O transferden sonra önümüzü net göreceğiz. O yüzden, biraz daha bekleyelim kesin yorumlar için.

Az önce unuttum, Augustus da gidebilir gerekirse. Cem Hoca da olsaydı, gönderebilirdi. Daha öcne kendisine karşı oluşan genel kanının olumsuzluğunu yazmıştım. Taraftar seviyor diye iki Amerikalı'dan biri illa kullanılsın demiyorum; işe teknik yönüyle bakıyorum. Onu ekleyeyim.
 
Yani takımı hoca kuracaksa o zaman AMA'lar koymamanız lazım. Yani hoca Nevriye Angel dediğinde AMMMAAA demeyeceksiniz. O zaman aklınıza hemen gelmeli takımı hoca kurar kelimesi.
Dünyanın hiç bir yerinde takımın tamamını hoca kurmaz. Sorun bakalım Mourinho Real Madrid'i kendimi kurmuş? İstediği oyuncuların kaçı alınmış kaçı veto yemiş? Takım kurmak dinamik işidir. hayattan bahsediyoruz bir oyundan farklı psikolojik öğelerin olmadığı izole ortamlardan değil. Bakın ben mesela GS futbol kulübünün iyi bir noktaya gelmesi için Florya'daki personelin de değişmesi gerektiğini düşünüyorum. Takımı değiştiriyorsan kökten tüm dinamikleri hareketlendirmek zorundasın. Dinamikleri hareketlendirmek demek de down etmek değildir tabii ki.

Şimdi çok bilinen bir sözle devam edeyim. %99 güven olmaz. Yola çıktığında ya yüzde yüz güvenirsin ya hiç güvenmezsin. Sana güveniyorum AMMAA dediğin an güvenmediğin anlamına gelir. E şimdi takımı o kurmalı dediğimiz A B C herhangi bir koçdan bahsediyorsak "HOca takımı kur AMMAA bunlar bunlar gelemez" diyebilirmiyiz? Diyebiliyorsak "BUNLAR BUNLAR kalacak" diyince mi ayıp etmiş oluyoruz? Kİ takım kurduğumuz yok. Yerli yabancı kimi aldığını düşünmüyoruz. Ama bakın geçen sene Ceyhun Hoca: Gülşah, Nihan, Hodges, Melisa, Wiggins, Currie, Ceyda, Melek, Gintare'yi almış. bu aldıklarından Biraz Gülşah Biraz Melisa dışında takım içinde kendisinin bile görev verdiği oyuncu nerdeyse yok. Biz bir gün çıkıp dedik mi Hoca aldığın oyunculardan biri bile bu takımın oyuncusu değil diye? Hoca'ya rağmen alınan Tamika, Sylvia, Seimone ve Geçen seneden kalan oyuncular Işıl ve Bahar takımın vazgeçilmez oyuncuları olmuş. Buna rağmen gene bişi demiyoruz. Tina gelmiş Alba gelmiş evet güzel hamleler. Bütün bunları görüyoruz gene sesimizi çıkarmıyoruz Tek istediğim (iz) Seimone kalsın. Başka da bişi dediğimiz yok.

Yani 1 senesi dolmadan hoca 11 oyuncu almış gıkımızı çıkarmammışız. Onun ağzı ile bakarsak onun hataları ile şampiyonluğu kaybetmişiz ama takımımızı gene de coşku ile sahiplenmişiz. Bütün bunlarda gıkımız çıkmamış ve bırakalım da takımı hocamı kursun? Sene başı takım yeni der alışma devresindeyiz. Sezon ortası Sylvia'yı arıyoruz büyük oyuncu der. Play Offlar başlamadan önce nasıl takımdaki gelişmeleri görüyorsunuz demi der Sezon sonu hakketmedik der bitiririz ne olacak biz de bu Galatasaray sevgisi olduğu sürece başka birCeyhun hoca gelir bu kez o ışıl benim ssitemimde değil der birilerimiz çıkar adam haklı daha iyi biri laızm der o gider biz bırakalım hoca kursun deriz aynen devam eder. Senelerdir GS basketbol şubelerini hep bireyler kuruyor zaten. Hangi yabancı oyuncumuz 2 sene bu takımda oynadı arkadaşlar? Sophia dışında aklınıza gelen var mı? Yiit gelir Dedehayırlı gelir Özyer Akdağ yıldızoğlu gelir farketmez hepsi kendince iyi bir takım kurar. Taraftarı düşünen mi var. Buyrun düşünün Galatasaray'ı. Ne de olsa takım başarıya ulaşamasa da benim gibi takımının arkasında olan bir sürü insan var. Başarılı olursa milyonlar var onlar sizi destekler bir sonraki mağlubiyetinize ya da futbol takımının aldığı ilk mağlubiyete kadar...
 
Seimone sanki yetersiz de arkadaşlar bir oyuncuya bu kadar bağlanmayalım, bu kadar sevmeyelim esas olan performansıdır tarzı yorumlar yazıyor. Augustusun kara kaşını kara gözünü değil performansını sevdik onun ve tabiki yüreğini. Kimse ama kimse Augustus yetersiz diyemez.

Anlamsız bir tartışmaya sürükledi Ceyhun hocanın bu anlamsız tavırları bizleri. Augustus bu takıma ilk yazılması gereken isimdir. Sakatlığını tamamen atlatan bir Augustus dünyanın en iyi 3 dış oyuncusundan biridir. Böyle birini gözden çıkarmak o bizi bu kadar isterken büyük bir saçmalıktır.

Bu yıl Lynx şampiyon olacak ve finallerin MVPsi olacak Augustus WNBA'de göreceksiniz ve o zaman biz bu kızı kendi elimizle bıraktık diye yanar Ceyhun hoca. Gelecek koçun elini kolunu daha da bağlamadan, tez zamanda görevine son verilmesini bekliyorum, istiyorum. Augustus gibi birini elinin tersiyle iten bir adamın da basketbol bilgisinden şüphe ederim ben. Çalıştırdığı takımlar nolursa olsun.

Kendi görüşlerimdir bunlar ve katılmayanlar eleştirebilir ama cevap verip uzasın istemiyorum. Bunca yatırım, para boşa akıtılmış oluyor benim gözümde. Burada çoğu kişi Işıl yetmiyor, Birsel ve Esmeral alınsın dense kıyameti koparır ki bariz bu doğru birşey ama son maçta takımımızı son maçta deplasmanda bir de ayakta tutmaya çalışan, yüreğin ortaya koyan bileğini konuşturan Augustus için o bazıları Galatasaraydan büyük değildir gitmesi gerekiyosa gider tarzı şöyler söylüyor.

Kimse Galatasaraydan büyük değildir ama Galatasarayın daha da büyümesi için yürekli ve tam anlamıyla büyük oyunculara gerek vardır. Augustus bunun en bariz örneğidir. Augustusu silen Ceyhun Yıldızoğlu da çoğu Galatasaraylı gibi benim gözümde bitmiştir.
 

Üst