Açık söylemek gerekerse Ceyhun Hoca'dan çok daha iyisini bekliyordum, kendisi takımın başına geçtiğinde. Olmadı, kendisinin diğer takımlara uygulattığı sistemin bizim bütçemizdeki takımlarda devam ettirme şansı yoktu elbette; ama yıldızlardan verim almak noktasında başarılı olamadı. Bu ve bu yöndeki tespitlere katılıyorum. Ayrılmasının da her iki taraf içinde hayırlı olacağı kanısındayım.
Öte yandan, eleştirilerde katılmadığım yerler de var. Öncelikle, şube ciddi yönetimsel sıkıntıların içinde; ancak söylendiği gibi son 1-2 yıldır değil. 07-08 sezonundan sonrasını şöyle bir düşünün. Önce ZK kaosu, normal şartlarda birisi anlatsa hiçbirimizin inanmayacağı bench arkasına telefonla direktif yollayıp evden coaching yapma, altyapıda prospect oyuncu bulamama (oyuncu çıkaramama demiyorum, bana göre daha da genel, tüm Türkiye Basketbolu'nun kanayan yarası), sezon ortası transferleri, bu seneki devşirme kuralına göre takım kuramama ve Prince'in durumu.
Oyuncuların mutsuzluğu konusuna gelirsek, son 2-3 yıldır bu da yeni dedikodu konusu oldu. ZK döneminde de oyuncuların yönetime mutsuzluklarını ilettikleri söylentileri vardı. Tanıyanlar ve forumun eski müdavimleri ZK tercihine ne kadar karşı çıktığımı hatırlarlar. Benim de adım o zaman Cemci'ye çıkmıştı. Derdimizi bir türlü anlatamadığımız insanlar daha sonra anladılar o tercihin yanlışlığını. Her neyse, konuya dönersek, başka hiçbir ülkede kazanamayacakları paraları sene başında pazarlıklarını yapıp iş akitleriyle garantiye bağlayan insanlar isimleri Ayşe, Fatma, Diana, Sarp ne olursa olsun ellerinden gelen performansı göstermek yükümlülüğündedirler. Söylentiler doğruysa, yani "X çok idman yaptırıyor, Y kötü coach, Z iyi iletişim kuramıyor vs." gibi laflar çeşitli ortamlarda dillendiriliyorsa, yönetime mesaj veriliyorsa; mevzu bahis oyuncu kim olursa olsun gereği yapılmalıdır.
Tekrar saha içine dönersek, Gülşah ve Işıl'ın gelişim kaydedememeleri (gelişim kaydedemediklerine sonuna kadar katılıyorum) Ceyhun Hoca'nın suçu olarak görülmemeli. Gülşah konusunda Ceyhun Hoca bana göre bizim seviyemizde bir takımda oynayacak kapasitesi olmayan, son derece sınırlı potansiyeliyle Gülşah'ın transferini isteyerek hata yapmıştır, en fazla. Oyuncuyu geliştiremeyerek değil. 3 numarada topu yere vurabilen tüm oyunculara savunmada geçilerek, şut dışında repertuarınıza birşey katamayarak üst düzey oyuncu olamazsınız. Işıl konusu çok tartışıldı, uzun uzun yazmayacağım. Gelişme görmeyi de değil, ilk sezonundaki Işıl'ı görsem sahada yeter bana şu aşamada.
Sistem konusunu da erkek takımı gibi düşünemmek lazım. Kadın basketbolunda yıldızlardan iyi verim almak için erkek takımımız gibi çok strict bir sistem uygulamak gerekliliği yok; ancak geçen yılki gibi Fowles'u verimsiz kullanmak da büyük hataydı, örneğin. Çok büyük yıldızlar kadroda, maksimum verimi alacağımız, oyuncuları belli pozisyonlarda topla buluşturabildiğimiz bir sistemin oturtulması benim için yeterlidir; ancak Ceyhun Hoca'nın bunu 1,5 yılda ne yazık ki gerçekleştiremediğini görüyoruz.
Fazla uzattım. Takımın keyif veren bir basketbol oynamaması, huzurluk dedikoduları vs... Bunların sonunda kabak sadece coachun başına patlayacaksa bir yönetimsel hata daha yapılmış olur.
Yapılacak isabetli bir uzun transferiyle, yerlilere fazla süre vermek zorunda olmayacağımızdan ve çok iyi bir yabancı rotasyonuna sahip olacağımızdan, Euroleague'i alma ihtimalimiz mevcut durumda dahi yüksek. Eminim ki, alırsak ortalık süt liman olacak. Gelip, işte Ceyhun Hoca, gördünüz mü gitsinciler mesajları yazılacak. Tersi durumda da, tam tersi olacak. Hele Fenerbahçe kupayı alırsa taş taş üstünde kalmayacaktır şubede, muhtemelen. Umarım, bu söylediğim tarzdaki insanların kafa yapısından uzak bir şekilde yönetilir kulüp; ama hiç de umutlu değilim.
En azından şu belirsizliğin ortadan kalkmasını diliyorum. Eğer, coach arıyorsak ayıp ediliyor Ceyhun Hoca'ya. Yok, mevcut staffla devam edilecekse, resmi siteden durumu vurgulayan bir duyuru yayınlansın.