Kaptanlık gibi önemli bir sorumluluğun Hawkins'e verilmesinin ne denli doğru olduğunu, Rixos turnuvasında yaptıklarıyla gördük, görmeye de devam edeceğiz.
Küçük ayrıntılar her zaman önemlidir benim için. Takım anons edilirken, Hawkins her ismi tek tek karşılıyor, ardından kendi yerine geçiyor. İsabetsiz bir gününde olan Cenk'i, isabet bulmasının ardından en az bizim kadar seviniyor, nihayetinde hazırlık turnuvası olup, bir önemi olmamasına rağmen Anadolu Efes maçı sonrası inanılmaz bir sinir ile sahayı terk ediyor... Bu gibi detaylar, bir liderin en apaçık özellikleri aslında.
Hawkins, sahadaki duruşuyla, takımı sahiplenmesiyle, oynadığı basketbolla kaptanlığın ne kadar doğru bir isime verildiğini gösteriyor. Oynadığı basketbola da değinmek gerekir mutlaka ancak Hawkins bize konuşmamız için daha başka şeyler veriyor şimdilik.
Büyük yüreğinden ve karakterinden sıyrıldığımız zaman basketboluna da bir şeyler deriz mutlaka...
Ha bu arada, o attığı üçlük doğruydu. Ya kahraman olursun, ya da olamazsın. Hawkins gibi bir oyuncu kahraman olmayı ister, her zaman isteyeceği gibi.
Devam et kaptan, yanındayız.