Ergin Ataman, Mahmuti'nin çaktığı kıvılcımı ateşe dönüştürerek bu branşın yaşadığı en büyük başarıların altına imzasını atmış biridir, yaşattıkları için binlerce teşekkür, eyvallah.
Ancak, yine branşın geleceği için en önemli sezonda yaptığı hatalı transferler, oyun planı ve geçimsizliklerle de çok uzun yıllarını çöpe attırmış isimdir de aynı zamanda.
Basketbol bilgisinden ziyade, aldığı risklerle başarılı olan bir koçtu Ergin Ataman, yaptığı transferlerin hemen hemen hepsi kendi içerisinde büyük riskler barındırıyordu lakin özellikle son 5-6 senedir hepsinden bir şekilde pozitif yönde yaver gitti şansı ve katkı aldı. Yine de şimdi burada saymanın lüzumsuz olacağı bir sürü kötü olay yaşadı oyuncularla, özellikle idare psikolojisi çok düşük, egosu ise bir o kadar yüksek bir isimdi. Başta dediğim gibi de, geldiğinden beri pik yapan başarısı bu sezon dibe vurdu. Ayrılık kaçınılmazdı yani, ultraslan denen sevimsizlerle arasındaki husumette her ne kadar sevmesem de sonuna kadar yanında oldum hocanın ama ben para almadan çalışırım edebiyatına ve taraftara oynamasın hiç ihtiyacı da gereği de yoktu. Zira olmaz böyle bir şey, kime kandırmasın kendini.
Toparlayacak olursak, basketbolu set düzeninden ziyade kendine özgü dış şuta dayalı risk yönetimiyle yaşamaya çalışan koç çok keskin ve ince bir çizgide sürdürüyordu kariyerini, bu da ona bir sezon Eurocup başarısı getirirken diğer sezon her alanda hüsrana yol açtı. Biz kendisiyle yeterli risk serüveni yaşadık, tadında bırakalım, yaşattıkları her şey için bir kez ve son kez daha eyvallah.
Erman Kunter'e gelecek olursak, kendisine muhtemelen Ergin Ataman sevgisi ve yönetimin süreci yönetirken yaptığı fecaat açıklamalar nedeniyle negatif bir bakış var ama kişilere olan nefretin ona yüklenmesi son derece yersiz.
Genç arkadaşların hatta basketbolla yeni yeni haşır neşir olmuş orta ve ileri neslin de muhtemelen hatırlamayacağı, çok önemli bir eşik atlatmıştır Türk basketboluna kendisi. 90'lı yılların sonunda, süregelen eski çağ basketboluna karşı gelip yarattığı motion offense sistemiyle biz önce 99'da çeyrek final gördük, o jenerasyon ve kültür akabinde 2001'de ikinciliğe uzandı ve bir döneme Avrupa'da ciddi ciddi damga vurdu.
Üzerine gitti Fransa'da fenomen oldu, nice adı sanı duyulmamış küçük bütçeli takımla uzun süreler büyük başarılar ve kupalar kazandı, Fransa Milli Takımıyla dahi adı çok ciddi şekilde geçti.
Elbette Avrupa Basketbolu'na Fransa'da geçen domestic yılları boyu bir parça uzak kalsa da, bu onun geçmişine ihanet etmeyi gerektirmez. Ben kendisinden umutluyum, liseli vs. Beşiktaşlı tanımlamalarına ise sadece gülebilirim. Basketbol ciddi manada kulüpçülük, taraftarlık gibi kavramlardan uzak ciddi profesyonellik içeren bir branş. Başarılı olur ya da olmaz, hemen asıp kesecek kalibrede bir hoca değil Erman Kunter, ben baştan uyarayım da işler iyi giderse suyun berrak tarafına geçtiğinizde ışık olur.