Ertuğrul Erdoğan

Forumun huyudur bizim antrenörleri hep en formda olanla kıyaslayıp ona haksızlık etmek. Ligde benzer ve hatta bizden daha iyi bütçeli 5-6 takımın üzerindeyizdir ancak Ertuğrul hoca, Sarıca ile kıyaslanır. Ivanovic'le, Ernak'la, Markovic'le değil. Geride bıraktıkları hesaba katılmaz.

Başardıklarıyla övülmez bizim forumda antrenörler. Ama yapamadıklarıyla yerilir. Yarın ligi Karşıyaka'nın üzerinde bitirsek ama Ataman, Obradovic şöyle oynatıyor, böyle yapıyor der bizimkiler. Şampiyon olsan zaten diğerleri kötüydü ondan sampiyon olduk derler ( bknz Terim). Ya da zaten deplasmanlarda patatestik, bizi iç sahada seyirci şampiyon yapti derler (bknz Ataman)

Bu sene şu ana kadar aldığın sonuçlar için teşekkürler hocam. Hatasıyla, sevabıyla beklentimin üzerinde sezon geçirdiğimiz için hemen her maçımızı tvden de olsa bana seyrettirdiğin için teşekkürler.

Eli yüzü düzgün bir oyun kurucu alsaydın belki Eurocup'ta yılın sürprizini yapacaktık. Ama o oyun kurucuyu almayarak aslında taraftardan da çok kendi kariyer gelişimine darbeyi vurdun
 
Son düzenleme:
Ertuğrul hoca malesef guard ve pivot takıntısı yüzünden eleştirildi. Bir başka eleştirildiği konu da rotasyon idi. Ama bugünkü Monaco maçında özellikle 2.yarı da çok işt rotasyon yaptı. Formda bir 5 numara buldu ve o 5 inde ısrar edince çok güzel basketbol oynayarak maçı kazandık. Eleştirildiği noktalar da eleştirenler bence de haklı. Ama yiğidi öldür hakkını da vermek lazım derler. Ligte ve Avrupa'da çok iyi gidiyor. İnşAllah çok daha iyi devam eder...
 
Alamayarak demek daha doğru. Ben daha önce de belirttim Webster'la uzatmak hata üstüne Lazeric almak daha büyük hata diye. Sene başı belki 6-7 guardla görüştük ama bir türlü olmadı. Lazeric'te de bütçe ikiye bölünmek zorunda kaldı. Ha yine almamaliydik en azindan sezon icinde bulurduk ama geldiğimiz noktada hoca guard isteğini açıkça belli etmesine ve araştırmamıza rağmen ısrarla almıyor denmesi bence yanlış. Ben doğru guard secemedigine inanıyorum ama geldiğimiz noktada 2 yıldır sezon içi transfer yaptırmıyor şube yönetimi.
 
Alamayarak demek daha doğru. Ben daha önce de belirttim Webster'la uzatmak hata üstüne Lazeric almak daha büyük hata diye. Sene başı belki 6-7 guardla görüştük ama bir türlü olmadı. Lazeric'te de bütçe ikiye bölünmek zorunda kaldı. Ha yine almamaliydik en azindan sezon icinde bulurduk ama geldiğimiz noktada hoca guard isteğini açıkça belli etmesine ve araştırmamıza rağmen ısrarla almıyor denmesi bence yanlış. Ben doğru guard secemedigine inanıyorum ama geldiğimiz noktada 2 yıldır sezon içi transfer yaptırmıyor şube yönetimi.


Bir kaç gün önce Nikolic'e buy out verdigimiz konuşuldu. Belli ki bir bütçe çıkmış. Harrison'u, Hayes'i, Poythress'i, Moore'yi D-League'den bulan adam bir tane de oyun kurucu çıkarsa ordan çok baska yerlere gidecek hikaye
 
Bir kaç gün önce Nikolic'e buy out verdigimiz konuşuldu. Belli ki bir bütçe çıkmış. Harrison'u, Hayes'i, Poythress'i, Moore'yi D-League'den bulan adam bir tane de oyun kurucu çıkarsa ordan çok baska yerlere gidecek hikaye

Nikolic konusundan çok emin değilim bir dahaki sene partizan'a dönecek olmasıyla da yatmış olabilir transfer açıkçası buy out verebilen takımın adam alamıyor olması bana çok mantıklı gelmiyor.
 
Aşağılık kompleksi filan söz konusu değil. Hiçbir kompleksi olan bir insan değilimdir. Ünal Aysal olsa mourinho’yu bile getirebilirdi ama Mustafa Cengiz yetersiz hiç kimse kusura bakmasın. Bazı gerçekler balçıkla sıvanmaz

Galatasaray'a soktuğu kazığı çıkarmak için uğraştıran, bu saçma ve sıkıntılı yılları yaşamak zorunda bırakan en baştaki başkanlardan biridir aslında Ünal Aysal. Evet Mourinho'yu getirirdi, cebinden de bir kuruş vermez, 15-20 milyon tazminatlarla sonra gönderirdi. Sağolsun, muhteşem takımlar kurdu branşlarda (Basketbol, Futbol) fakat ne kadar borçlandırdı da kaçtı gitti ve de bütçeler ne oldu ona bakmak lazım. Basketbol takımına verdiği ve tutmadığı sponsorluk sözü de cabası!!!
Yanlış anlamayın, bu yönetim basketbol için neredeyse hiçbirşey yapmıyor, Eyvallah! En azindan şunu iyi yaptıklar; iyi niyetli ve çalışkan iki Coach'a takımları teslim ettiler...
 
Hocadan bende memnunum umarim 2021 seciminde karsisinda basketbol bransinla da ilgili bir baskan ve ekibi olur. O zaman daha iyi isler yapar.
 
1,5 Yıldır gecesini gündüzüne katıp yaptığı çabaya yönetim tarafından en ufak katkı verilmiyor. Şu an istifa etse kimsenin edebileceği tek kelime yok.
 
Hocamız önce 1.5 sene emek harcayıp hala takımın dümenini nasıl Webster-Auguste 1-5'ine emanet edebiliyor onun hesabına yapsın. Sene başı Webster'dan çıkıp düzgün bir oyun kurucuya yönelse 1.5 yıl emek harcadığı oyuncudan kader maçında 9 top kaybı filan görmezdi. Galatasaray'la Ertuğrul Erdoğan yakışıyorlar birbirine. Hedefsiz şubenin yetersiz hocası işte. Abdurrahman Çelebi gibi takılıyor, şu ortamı başka nerede bulacak da istifa edecek.
 
Herşey bütçe ve imkan işi Gökhan. Sezon başında hala transfer yasakları ve bir önceki sezonun ödenmemiş maaşları vardı. Ondan takımın menejerler ve yabancı oyuncular arasında kötü bir ünü vardı. Webster yerine istediği oyuncuların biri Çin'e gitti (Jerian Grant), biri NBA'den çift taraflı kontrat aldı (Frank Mason), biri Zalgiris'e gitti (Alex Perez) biri de Lokomotiv Kuban'a gitti (Mantas Kalnietis (Bence bu da kötü tercih olurdu) ). O da Webster 6. oyuncu olarak dursun diye aldı ama asıl alacağı oyun kurucu parası Arapovic sakatlanınca ikiye bölündü. Geçen sezon bütçenin 2 milyon dolar bile olmadığı bir ortamda Webster denenebilecek bir kumardı. Tutmadı. Ayrıca Ekim ayından beri oyun kurucu aradı ama hem bütçenin yetersizliğinden hem de direkt buraya yazamayacağım nedenlerden temasa geçtiği hiç bir oyuncu alınamadı. Son 48 saat içinde de alınmama ihtimali yüksek. 100 Bin Dolar'a kimi alabilirler onu de pek kestiremiyorum.

Abdurrah Çelebi sınıfında bir koç gelseydi bizden büyük bütçeli Gaziantep Basketbol- Türk Telekom gibi "Sekizinci olur Play-off'a kapağı atar mıyız?" diye hesap yapıyor olurduk. İmkansızlıklar içinde takımı ilk 3'te tutmaya çalışıyor koç. Ve asıl rakiplerimizin (Tofaş-Karşıyaka-Darüşşafaka) bütçesi bizden net şekilde fazlayken.
 
Son düzenleme:
Valla şu Webster'ı herhangi bir şekilde hedef takımın guard'ı olarak düşünebildiği için kendisine olan empatimi çok yükseklerde tutamıyorum. Webster'ı hiç tutmayıp sezon ortası bir fırsata kadar işi Can-Emir-Harrison'la götürmeye çalışsa bile daha makul karşılardım. Ya da Webster'ı istikrarlı bir şekilde sadece 2 numarada pozisyon bitirmede kullanması ve Harrison'ın skorerliğinden feragat edip topu mümkün mertebe onunla getirmeye çalışması gerekirdi. Top elindeyken 4 numara Whittington kadar güven vermeyen bir adamla yola çıkıp takıma en liderlik etmesi gereken maçta top kaybıyla double double kovalarken hocanın da yaşadığı talihsizliklere üzülmek kolay olmuyor. 14 takımlı ligin en düşük bütçesi bizde değilse 14 takımın en kötü oyun kurucusunun bizde 2. senesini oynaması da işleri daha zorlaştırıyor. Bütçe-imkan önemli ama her şey değil. Öyle olsa kapanmaya yüz tutan Banvit çok da vasat hocayla bizden çok daha eli yüzü düzgün top oynayıp 1.5 yıldır yanlış oyunularla oynamaya çalıştığımız doğru oyunu yeni koçlu Karşıyaka yarım sezonda ezber hale getiremezdi. İmkanlar, ilgi alakalar, çabalar şubeye dair ne kadar yetersizse ne yazık ki hocamız da oyuncu tercihi ve yönetiminde bir o kadar yetersiz. Ha yönetimle hocaya bakınca da tencere kapak olduklarını yadsımamak lazım. Ama yönetimin ilgisizliğinini, kısıtlılığını tek sorun gibi görüp Galatasaray'a 2 yıldır bir deplasman oyunu kazandıramamış hocayı da sütten çıkmış ak kaşık ilan etmek bizim bütün sıkıntılarımızı ortaya koymaz. Yönetim de koç da vizyon ve misyon olarak gayet uyumlular bence. Olan yine Galatasaray'ı bir futbol değil, spor kulübü olarak gören azınlık Galatasaray taraftarına oluyor.
 
Takımla bu kadar ilgili ve hedeflerle bu kadar kafa yoran bir koç olmasa şu an ligin sıradan play-off yapamayacak orta sıra takımı olurduk. Bu takım 2014-2015 bugünün 3 katından fazla bütçeye sahipti zar zor 8. olup play-off'a girebildi ve ilk turda elendi. 2016-2017'de 4 katı bütçeye sahipti zar zor 6. olup play-off'a girebildi ve ilk turda elendi. Geçen sezonki dördüncülük ( sayı farkıyla üçüncülük kaçmıştı) ve yarı final son 5 yılın en iyi sezon performansıydı. Bu sezonda geçen haftaya kadar son 6 yılın en iyi performansını sergiliyorduk. Bunu yönetimden ve taraftarın büyük kısmından destek almamasına rağmen başarıyor koç.
 
Son düzenleme:
Bu arada koçuyla ve oyunuyla övdüğün Banvit, bizim 35 sayı fark attığımız Ormanspor'dan evinden 20 sayı fark yedi az önce biten maçta. Bu sonuçla yedinciliğe düştüler.
 
Bu arada koçuyla ve oyunuyla övdüğün Banvit, bizim 35 sayı fark attığımız Ormanspor'dan evinden 20 sayı fark yedi az önce biten maçta. Bu sonuçla yedinciliğe düştüler.

Ne yapalım bizim All Star maçı gibi oynayıp rezil olduğumuz Efes'i de içerde yendi herifler, bununla mı kıyaslayacağız? Ben bu takımın oynamaya çalıştığı şeyi anlıyorum ama bilhassa deplasmanlarda 1.5 yıldır o oyunun hakkının yarısının verdiğini düşünmüyorum. Geçen yıl da hemen her takımın kötü olduğu, bütçe düşürdüğü ortamda tek kulvarda oynayıp Antep'i güç bela 2-1 geçtikten sonra yarı finalde Efes'e karşı iddaa bile koyamadık. Daha yarı final eşleşmesinden önce bile takımın maaşlarını ödemeyip antrenmana çıkartmayacak noktaya getirmek bir yönetim zaafiyetidir ama daha yakın zamanda Eurocup kazanmış bir kulübün lig yarı finalini destan gibi anlatması da garibime gidiyor. Sonuçta o dediğiniz, anlattığınız bütçelerle oynasak da bu takımın antrenörü Ertuğrul Erdoğan olmazdı büyük ihtimalle.
 
Ertuğrul Erdoğan daha büyük bütçelerle ve kadrolarla başarıya ulaşmış birisi Gökhan. Beceriksiz Mustafa Cengiz yönetiminde bir gün bile rahat nefes alamadı. Alsa bu tabloyu bizde de yaratabilirdi (Hala bu sezon yaratabilir, ama ne 5 kuruş veriyor yönetim ne de taraftar bu takıma yeterli ilgiyi gösteriyor).

 
Karşıyaka Crocker sakatlandı ertesi gün adam getirdi, Bahçeşehir sene içinde 2 tane oyuncu değiştirdi. Geçen sene bırakın oyuncu almayı çalışacak menajer bulamıyorduk. Karşıyaka'nın bütçesi bizden daha yüksek neden ısrarla kıyaslıyoruz anlayamadım ama Banvit falan öveceksek işimiz var. Takım kötü oynadı bence de sakatlar da olsa bu kadar kötü oyun olmamalı ama deplasmanda Monaco'yu yenen takım 2 haftada bu hale geliyorsa bütün suç teknik ekipte olamaz heralde. Cidden kendi halinde bir şeyler yapmaya çalışan adama neden bu kadar nefret var gerçekten anlamakta zorlanıyorum. Tai'nin kalması hatalıydı bunu yüz kere yazdık zaten ama koca yaz 50 tane oyuncuya gittik hepsi bi şekilde reddetti.

Eli yüzü düzgün top oynamak dediğiniz şey kendi evinde 20 yiyip ligin 7. sırasında olmaksa eli yüzü düzgün olmayan takımı tercih ederim. Ki hocanın burda eleştirilmediğini görmedim herkes gayet eleştiriyorken "hiç eleştirmiyorsunuz" demenin manası ne gerçekten anlamıyorum. Biz bir yandan da bu kadroyla Eurocup oynarken adamlar 12 kişiyi bir araya getirenin takım kurduğu Europe Cup diye bir yerde oynuyor. Bütçenin her şey olmadığı doğru ama 20 senedir her devre transfer yapan takım 2 senedir bir tane bile oyuncu almadı adama neden almıyoruz dediğimde yüzüme bakıp para yok diyor. Bunlar neden eleştirilmiyor da zaten yaz başında çokça eleştirilen Webster'i bilerek oynatıyor transfer yapmıyor minvalinde konuşuluyor ki.

13-14 finalinden sonraki 7 senede ligde hiçbir zaman iddiamız olmadı bırakın iddialı olmayı 10-12 milyon bütçelerle play off'a son sıradan da girdik. Ki bunlar da çokça eleştirildi. Ama gerçekten bu adam bu kadar hakareti işitecek ne yaptı diye düşünmeden edemiyorum.
 
Yav 2 senedir deplasmanlarda belli bir oyun karakterimiz yok. Bu sene nasıl kazandığımızı anlamadığım Monaco deplasmanı dışında hatrı sayılır bir galibiyet yok. Çok deplasmanda maçın içine girmekten, ortaya bir ağırlık koymaktan bile aciziz. 2 senedir bizim seviyemiz veya üstümüzdeki her deplasmanda rakibin oyununa teslim olup o günkü el üstü şut performansımıza göre skor belirlemişiz. Hadi hücum oyuncu kalitesiyle ilgili bir durumdur, herkes oynayamayabilir. Sen Bahçeşehir'le deplasmanda oynayacaksan ve ilk 5'inin 2 oyuncusundan yoksunsan hücumdan önce savunma ağırlıklı bir oyun oynaman gerek. Skor yükseldikçe senin maçı kazanamayacağın aşikar. Ama biz yine kendi tipimiz oyunu oynayıp belli bir standartın ve formun üstündeki her deplasmanda maçı en iyi ihtimal son toplara götürüp pek çoğunda da mağlup oluyoruz. Hele karşımızda Tofaş-Karşıyaka gibi daha istikrarlı oyun sahibi takımlar varsa yokları oynuyoruz, Efes-Fener gibi deplasmanları haritadan sildik zaten. Siz sezonun anca yarısında belli bir takım karakteri gösteren yapıdan memnunsanız sözüm yok arkadaşlar ama ben Galatasaray'ın 30 lig maçında belli bir standart içinde takım karakteri gösterip gerekirse daha sınırlı ve sıkıntılı bir takım olmasını 15 iç saha maçında uçup kaçıp gerisinde nal toplamasına tercih ederim.

Ayrıca haklı olarak 8-9 kupalı Fatih Terim'in başlığında felaket geçen bir 6 aydan sonra hocayı yerin dibine sokup son 10 yılda yaşadıklarımızdan yola çıkıp Ertuğrul Erdoğan'a iyisiyle kötüsüyle hiç toz kondurmamanız garibime gidiyor. Öyle bir hale geldik ki sanki Ertuğrul hoca olmasa basket şubesi kapanacak. Hayırlısıyla Galatasaray daha iyi yönetimi de, daha iyi antrenörleri de bünyesinde bulundurabilecek kapasitede bir camiadır. Yeter ki taraftarımız da vasata alışıp yeterli yetersiz herkesi baş tacı yapmasın.
 
Yav 2 senedir deplasmanlarda belli bir oyun karakterimiz yok. Bu sene nasıl kazandığımızı anlamadığım Monaco deplasmanı dışında hatrı sayılır bir galibiyet yok. Çok deplasmanda maçın içine girmekten, ortaya bir ağırlık koymaktan bile aciziz. 2 senedir bizim seviyemiz veya üstümüzdeki her deplasmanda rakibin oyununa teslim olup o günkü el üstü şut performansımıza göre skor belirlemişiz. Hadi hücum oyuncu kalitesiyle ilgili bir durumdur, herkes oynayamayabilir. Sen Bahçeşehir'le deplasmanda oynayacaksan ve ilk 5'inin 2 oyuncusundan yoksunsan hücumdan önce savunma ağırlıklı bir oyun oynaman gerek. Skor yükseldikçe senin maçı kazanamayacağın aşikar. Ama biz yine kendi tipimiz oyunu oynayıp belli bir standartın ve formun üstündeki her deplasmanda maçı en iyi ihtimal son toplara götürüp pek çoğunda da mağlup oluyoruz. Hele karşımızda Tofaş-Karşıyaka gibi daha istikrarlı oyun sahibi takımlar varsa yokları oynuyoruz, Efes-Fener gibi deplasmanları haritadan sildik zaten. Siz sezonun anca yarısında belli bir takım karakteri gösteren yapıdan memnunsanız sözüm yok arkadaşlar ama ben Galatasaray'ın 30 lig maçında belli bir standart içinde takım karakteri gösterip gerekirse daha sınırlı ve sıkıntılı bir takım olmasını 15 iç saha maçında uçup kaçıp gerisinde nal toplamasına tercih ederim.

Ayrıca haklı olarak 8-9 kupalı Fatih Terim'in başlığında felaket geçen bir 6 aydan sonra hocayı yerin dibine sokup son 10 yılda yaşadıklarımızdan yola çıkıp Ertuğrul Erdoğan'a iyisiyle kötüsüyle hiç toz kondurmamanız garibime gidiyor. Öyle bir hale geldik ki sanki Ertuğrul hoca olmasa basket şubesi kapanacak. Hayırlısıyla Galatasaray daha iyi yönetimi de, daha iyi antrenörleri de bünyesinde bulundurabilecek kapasitede bir camiadır. Yeter ki taraftarımız da vasata alışıp yeterli yetersiz herkesi baş tacı yapmasın.

Ertuğrul Hoca takıntısı maalesef öyle boyuttaki ne nasıl anlatılır, hangi eleştirine ne denir hiç bilemedim. Benim takıldığım; bize vasata alıştınız diye iki de bir temcit pilavı gibi aynı şeyleri söylemen. Rica ediyorum, lütfen eleştir fakat bize de sürekli vasati kabul eden zavallı taraftar güruhu gibi bakmayı bırak. Düşüncelerine tamamen saygı duyuyorum fakat işin yukarıda söylediğim tarafı hoş olmuyor.
Ek olarak; takım her takimin birbirini yenebildigi ligde Galatasaray 2.cinin 2 mac gerisinde 5. Sirada (Efes'i saymiyorum), Eurocup'ta da son 16'da ve yine Türkiye Kupasına sıralamada iyi bir yerden katılıyor. Kulübün de hali ortada, Hocaya verilen bütçe de belli. Ne yapacak bu Coach daha?![/QUOTE]
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Üst