Evren'i severiz, geçen sene çoğu zaman içimizi ısıttı, kalbimizi fethetti, rakiplere Galatasaray formasıyla korku saldı. Uzun zaman sonra, formayı uzun seneler terletecek iyi bir yerli oyuncu kazandık dedik, üstelik Galatasaray'lı.
Geçen sezon bir Avrupa kupası maçı, saha kenarındayız. Devrede oyuncular ısınmaya çıktı yanımda da Eyüp var. Evren'e işaret etti bir dakika gelirmisin diye. Geldi tabi Evren. "Bizi sakın bırakma olur mu?" diye sordu Eyüp. Evren' de "Bırakırmıyım baba, o ne demek ya?" gibilerinden birşey söyledi. O an gözlerinin içine baktım, ne derece doğru olabilir, sonuçta bir taraftara başka ne söyleyebilirdi ki maçın devre arasında ısınmaya çıktığında, sezon sonunda görürüz nasılsa dedim içimden garip bi şüpheyle.
Sezon sonu geldi, malum olay oldu, duyunca hemen o an geldi gözümün önüne. Tatlı bir tebessüm belirdi tabi yüzümde. Fazla düşünmemeye çalışıp aklıma bir gerçeği getirdim ki bu formayı para için terk etmeyen ve etmeyeceğine adım gibi inandığım (satmayacak demiyorum ağır bir kelime olur çünkü hepsi profesyonel) tek insan var o da Işıl Alben'dir.
Şimdi geri dönüşü konuşuluyor, üstelik bize yaptığının aynısını bizi bırakıp gittiği takıma hemde 3 ay gibi kısa bir sürede yaparak. Nasıl bir karakterdir bu anlayabilmiş değilim. Daha birkaç hafta önce Adnan Polat'a dert yanıyordu GS taraftarı bana çok tepki gösterir mi diye. Şahsi görüşüm gelmemesi yönündedir, gelip formayı giyebilir tabi ama benim gözümde bitmiştir. Benim için hiç tanmadığım maaşlı bir klüp çalışanından hiçbir farkı olmaz. Gelir oynar, alır parasını, işi bitincede çeker gider. Artık ona ne sevgim olur ne saygım.
Not: İnşallah gelmez..