Abdi İpekçi'yi hep basketbolun olimpiyat stadı olarak görmüşümdür. Benzer özellikleri de az değil hani, kapasite çok, tribünler sahaya çok uzak, giriş çıkışlar(tüm kapılar kullanılırsa) kolay, büyük bir otoparka sahip. Diğer yandan doldurmak zor da değil, imkansız. Nedenine gelirsek ülkenin basketbola olan genel ilgisizliği, lider olduğumuz şampiyonluğu uzun seneler sonra dile getirdiğimiz sezonda bile Efes maçında tamamen dolduramadık İpekçi'yi. Birtek Fenerbahçe maçlarında dolu olacak bir salonu da ben pek istemem açıkçası. Merkezi olduğuna da çok katılmıyorum açıkçası, bu maçlara karşıdan gelenler de var ve bizim için pek de merkezi biryer sayılmaz Zeytinburnu.
Ahmet Cömert'e gelince, ulaşım yine pek kolay değil ama en azından metro veya denizotobüsüyle gitme şansınız var fakat bu haliyle lise salonundan farksız. 2 portatif(hatta birinin yarısına taratar alınmıyor genelde) tribün, bir tribünsüz pota arkası var salonda. Atmosfer belki çok iyi olabiliyor ama o salonda da herkes oynamaz, özellikle yabancılar. Avrupa maçlarına izin verilmesi bile zor gözüküyor.
Ayhan Şahenk benim bu üç içinden tercihim, nedenine gelince. Göztepe'de oturuyorum, Cömerte de, İpekçi'ye de, Şahenk'e de yaklaşık aynı saatlerde ulaşıyorum. Tüm salonlarda maçtan iki saat önce evden çıkmış olmam gerekiyor, yaklaşık iki saat maç sürüyor, bir de dönüşü ekledin mi günde 5 saatimi alıyor. O yüzden ulaşım açısından benim için hepsi bir. Ulaşım için de önerimse Taksim'den metroya binip 4.Levent'te indikten sonra dolmuş veya otobüslerle salona ulaşım. Taksim'den bir saatte ulaşabiliyoruz salona, hatta sürmüyor bile. Taksim'den Zeytinburnu'na da bir saatten az sürede ulaşmak zor, Ahmet Cömert'e de. Tribününe gelince ne İpekçi gibi olimpiyat türevlerinden, ne de Cömert gibi lise salonuna benzer. Kapasitesi de bizim ülkemiz için en uygun salondur bence. Tahminim Akatlar'ın da benzer bir kapasitede olduğu yönünde ve ideali bence bu. Onbin kişilik salon yapıp derbide yüzde doksanını doldurup diğer maçlarda boş salona oynamak pek mantıklı gelmiyor.
Kimin yazdığını anımsamıyorum ama İpekçi'yi doldurmanın formülünün 100 liraya kombine, 5 liraya da bilet satmak olduğunu okudum. Burdaki salonda da biletler(genelde) 5 liraya satılıyor, kapıdan kimse bileti olmadığı için çevrilmiyor. Kombineler de 100 değil 150 liraydı. Peki ortalamamız kaç kişi? En dolu olan Fenerbahçe maçı, sonra Telekom ve Oyak(Onda da Telekom'u yenmenin ve o biletlerin Oyak maçında da geçmesinin etkisini göz ardı etmemek gerek). Peki Girona maçı? 15-20 kişilik genç grubu ya da hadi 50 kişilik olsun. 3 maç dışında salonumuzu dolduramadıktan sonra İpekçi'yi doldurmak bence sadece hayal ne yazık ki. Tabi bu sadece Galatasaray için değil, tüm takımlar için geçerli.
Bu üç salon dışından ise ilk tercihim Aslantepe'ye, stadımızın yanına bir salon yapılması. Eğer orada olmazsa anadolu yakasında bir salon tercihim olur.