Kemal Bey, maalesef o anı uzun süre tekrar edilemeyecek bir hatıra olarak kalabilir.
Murat Özyer görev yaptığı süre içinde belki birçok hata yaptı ama, ikinci senesinde Eurocup gibi önemli bir basketbol organizasyonunda 4-5 milyon dolarlık kadroyla yarı final oynatmayı başardı. Bu yıl kendisine güvenmediği halde görev verenlerin mahâretiyle takım üzerinde otorite kuramayarak çaresiz kaldı ve uzun vadeli planlanan serüven 2 yıl sürdü.
Bu yaz antrenörlerimizin ne denli önemsenmediğini gösteren bir detay farkettim. Şöyle ki: Göreve başladığı dönemde fotoğrafı ve verileri resmi sitemizde yer alan Murat Özyer'in göreve devam etmesine rağmen geçen sezon itibariyle fotoğrafı ve bilgileri kaldırıldı. Resmi sitede basketbol takımının baş antrenörü ve staff'taki kişilerin adı geçmiyorsa, o siteye giren oyuncular, rakip takımlar ne düşünür?
Bunlar küçük detaylar gibi görünebilir ama, insanların konumlarına saygı gösterilmemesi, o kişilerin bilincinde olumsuz bir iz bırakır. Yurt dışındaki takımların "Kadro" bölümünde önce Baş Antrenör ve teknik ekibin adı ve bilgileri yazar, sonra oyunculara yer verilir. Murat Özyer gitti, Koray Mincinozlu için de herhangi bir bilgi girdisi yok. Galatasaray yarın-birgün Jasmin Repesa'yı getirse ve resmi sitesinin "kadro" bölümünde oyuncuların fotoğrafları ve bilgileri varken, Repesa'ya ilişkin bir başlık bulunmasa, Repesa ne düşünür?!
Organizasyon olarak o kadar kötü durumdayız ki, takımı sürekli takip edecek bir "fotoğrafçı" bile yok! Galatasaray Dergisi bünyesinde çalışan fotoğrafçılarımız iç sahadaki maçlara takım iyi durumdayken gidiyor, hepsi bu! Peki yeterli mi? Avrupa'da 1 milyon dolarlık bütçesi olan basketbol kulüplerinin bile takımlarını sürekli takip etmesi için görevlendirdikleri fotoğrafçıları varken, bizde böyle bir düşünce yok. Entrikalarla, koltuk savaşlarıyla uğraşmak varken böyle detaylara neden önem verilsin ki?!
Bahsettiğim bu küçük nüanslar bazı kişilere göre "havacıva" gibi görünebilir ama, tüm bu detaylar bir organizasyonun kalitesini belirleyen önemli öğelerdir.
Geçen sezon Dee Brown'un kaldığı evle ilgiili bir şikayetini duymuştum. Sanıyorum şube yönetiminin kendisine tahsis ettiği evde internet bağlantısı sorunluymuş ve bir süre bu sorun çözülmemiş. Bu olaydan sonra ister istemez Dee Brown'un zihninde "ben nereye geldim?!" sorusu ortaya çıkmıştır. Daha sonra takımdan ayrılırken kendisiyle kimsenin ilgilenmediğini ve sanki şubeyle bağlarının kontratla birlikte bittiğini dile getirmiş. Bunlar oyuncuların kulübe bakış açısını değiştiren olaylar...
İş sadece oyunculara zamanında para vermekle bitmiyor... İyi yönetilen kulüpler, organizasyon konusunu o kadar detaylandırıyor ki, bir oyuncuya daha fazla para veren kulüpler olsa bile, o oyuncu mutlu olduğu kulüpten gitmek istemiyor. Biz de ise, kulüpten ayrılan alelacele ülkeyi terkediyor. En son örneği Zizic'dir... Bu adam bizden çok daha düşük para kazanacağı takımlara neden gitmek istedi, organizasyon yapıyorum diyenler irdelemeliler.
Avrupa'da oyuncuların her ihtiyacıyla ve sorunuyla ilgilenen profesyonel yöneticiler var. Bu kişilerin işi oyuncuların kulüpte mutlu olmasını sağlamak. Oyuncuların hangi kuaföre gideceğinden tutun da, nelelerde alış-veriş yapacağına, nerelerde yemek yiyeceğine ve nerelerde eğleneceğine kadar herşeyi düşünüp, oyuncuların önüne en doğru, en optimal seçenekleri sunuyorlar. Zira biliyorlar ki mutlu adam her zaman işinde daha verimli ve daha başarılı olur.
Avrupa çapında başarılı olmuş yerli kurumlara bakın, hepsinde iyi bir organizasyon görürsünüz. Futbol takımımızın UEFA Kupası'nı aldığı dönemi inceleyin, mali açıdan sıkıntı olsa bile, birimler arasında uyum vardı ve oyuncular mutluydu. Efes Pilsen en başarılı olduğu dönemlerde, final-four oynadığı senelerde Avrupa çapında bir organizasyona sahipti. Son yıllarda yaşadıkları düşüşün sebeplerinden en berligini organizasyonun sekteye uğramasıdır. Yaptıkları yanlış oyuncu seçimleri, başarılı oldukları yıllardan sonra taraftar kitlelerine aidiyet duygusu verememeleri, bunca yıldan sonra bile kendilerine ait bir salon yapmamaları organizasyonel sorunlardır.
NBA'i dünyanın en büyük para akışına sahip spor aktiviteleri arasında kılan unsurlar, organizasyonun başarısından kaynaklanmaktadır.
Bu konular son derece önemli ama, maalesef ülkemizde hep gözardı ediliyor. Ne vakit daha tutarlı, daha bilinçli ve daha organize oluruz bilemiyorum...