Gündemden

Bağdat KAYNAK' Alıntı:
Bir yanda; Brezilya Milli Takımı ile kupa şampiyonlukları yaşayan Alex De Souza.. Diğer yanda; Brezilya Milli Takım kariyeri sadece ''Olimpiyat takımıyla'' sınırlı Jo..
Bir yanda;
Arjantin Milli Takımı formasını 97 kez giyip 19 gole imza atmış Ariel Ortega..
Diğer yanda;
Ayıp olmasın diye 3 dakikada bir maç yapan Fildişi Sahilleri'nde 10 yılda sadece 52 kez oynayabilen ve onun çoğunda da yedek oturan bir Keita..
Bir yanda;
Daha 20 yaşında Real Madrid'le Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu yaşamış, dünya yüzünde sayısız başarılar elde etmiş, İngiltere Premier Ligi gibi zorlu bir arenada gol krallığına ulaşmış ve dünya yüzünde bonservisine en çok para ödenen oyuncu ünvanını almış Nicolas Anelka..
Diğer yanda;
Hasbelkader formasını giydiği Manchester City'de hocasına ''Kumpas'' kurduğu için neredeyse bedavaya şutlanan bir Elano..
Bir yanda;
Hollanda'nın dünya futboluna armağanı, muhteşem insan, adına besteler yapılıp, şarkılar söylenen ve bugün bile saygı ile anılan Pierre Van Hoijdoonk..
Diğer yanda;
Avrupa'da dikiş tutturamayan, üstüne üstlük dünyanın parasını aldığı halde bile kaçan Lincoln..
Bir yanda;
Gana Milli Takımı'nın kaptanı, İtalyan devi Juventus'un orta sahadaki canavarı Appiah..
Diğer yanda:
İngiltere ligi gibi futbol devi bir ülkede sıradan kulüplerde forma giyen Neill..
Bir yanda;
Daha ilk geldiği yıl yarım sezonda Fenerbahçe'yi golleriyle şampiyonluğa taşıyan Nobre..
Diğer yanda;
Barcelona'dan gönderilen, Tottenham'da forma giyemeyen, kiralandığı İpswich Town'da bile dikiş tutturamayıp son 2 yılı neredeyse oynamadan geçiren bir Giovanni Dos Santos..
Bu futbolcu listesine ''Şimdilik'' noktayı koyup, madalyonun diğer tarafına bakalım
Bir yanda;
Yukarıda ''Bir yanda'' diye saydığımız dünya yıldızlarını gecesini gündüzüne katarak, hiç bir fedakarlıktan kaçınmayarak Türk futboluna ve Fenerbahçe'ye kazandıran o dönemin yöneticisi Hakan Bilal Kutlualp..
Diğer yanda;
Yine yukarıda ''Diğer yanda'' diyerek saydığımız isimleri Türkiye'ye ve Galatasaray'a getiren Haldun Üstünel..
(Üstünel'in getirdiği futbolcuların arasına hiç oynamadan giden Linderoth, arada bir oynayan Kewell, birkaç maç oynayıp giden Meira falan filanı da hiç almıyorum)
Fazla uzatmayalım; Biri ''Alınması imkansız.. Hayatta gelmezler'' denilen olanları alıp gelen biriydi..
Diğeri, kulüplerinin başından atmak için neredeyse ''Üste para vererek'' serbest bıraktığı oyuncuları getiren biri..
Hakan Bilal Kutlualp'in getirdiği yıldızlar Fenerbahçe'yi 4 yılda 3 kez şampiyon yaparken, bir şampiyonluğu da Denizli'de ''Katakulliye'' getirilip elinden alındı..
Haldun Üstünel'in getirdiği yıldızlar Galatasaray'ı geçen sezon ligde ancak 5'nci yapabildi..
Küçük bir not daha; Kutlualp'in yıldızlarının Galatasaray maçlarında ''Boşu'' yok..
Haldun Üstünel'in oyuncularının Fenerbahçe maçlarında doğru dürüst ''Golü'' bile yok.
Peki tüm bu bilgilerin ışığında şimdi hep beraber ne yapıyoruz?..
Ve nasıl bağırıyoruz;
Ya ya ya, şa şa şa.. Hakan Bilal Üstünel çok yaşa... Ya ya ya, şa şa şa Haldun Bilal Kutlualp çok yaşa....'' Meriç Tunca
Bu kadar çok kıskandıklarını bilmiyordum ya. Durumları vahim gerçekten.

:ehue Harcadığın emeğe üzülüyorum.
 
Bir yanda, başarılarına Avrupa kupaları eklemiş bir takım; bir yanda, ülke sınırlarını aşamayıp bütün yıl boyunca zihninde rakibini yenme hırsı barındıran sığ düşünceli bir takım...
 
Hepsi sacmalik da Nobre beni guldurdu gercekten ya soyleyecek bir sey bulamamis geldigi ilk sezonda golleriyle liderlige tasimis falan demis.Adama sormazlar mi peki Meric bey sen Giovani yi Galatasarayda izledin mi diye? Demezler mi biri forvet digeri acik oyuncusu diye.Sacmalamak icin sinirlari zorlamis.Bu kadar kiskanmayin.
 
Şu adamların yazılarını ve Antu' yu şu forumda gördükçe soğuyorum gerçekten. Gülmek isteyen girer Antu' yu okur. Ama şurada paylaşmak yakışmıyor gerçekten. Alisamiyen.net gibi düzeyli ve keyifli bir forumun yazıları neden bilgilendirilmek için burada kullanılmıyor acaba ?
 
Sühan Cem' Alıntı:
Ali Turan ile anlaşmışız... En azından Güntekin Onay öyle dedi..

İlla bir stoper alacaksak bu Ali Turan olmasada Sivas tan Sedat Bayrak olsa keşke...Seneye Servet in iyi bir fiyata gideceğini varsayarsak onun boşluğunu doldurabilecek bir oyuncu...Ligdeki en beğendiğim stoperlerden biri,biraz fazla hatta aşırı agresif ama olsun...
 
Yani klüpler anlaşmış.. bu gece yada yarın bilgi basınla paylaşılacak

NOT: kayserispor sonuçta ne olacağı belli olmaz..:)

NOT2: Bugün Ardanın doğum günü. 10'un doğum günü kutlu olsun...
 
Meksika?dan milli jest

Galatasaray?ı sevindiren haber Meksika Futbol Federasyonu?ndan geldi.


Federasyon, Dos Santos'un Meksika Milli Takımı forması ile yapacağı hazırlık karşılaşmalarında Galatasaray'a göre hareket edeceklerini açıkladı.

Gioveni Dos Santos'un sarı-kırmızılı kulübe transferi gerçekleştikten sonra, ortaya çıkan yoğun milli maç programıyla ilgili eleştirilere Sportif Direktör Nestor de la Torres koydu. Dos Santos'un Tottenham forması giydiği zaman İngiliz kulübüyle, tüm milli maçlara katılması yönünde anlaşmaları bulunduğunu söyleyen Torres, Galatasaray'a transfer olayının bu planlarını alt üst ettiğini söyledi.

?Cim-Bom korunacak'

De la Torres, Meksika basınına yaptığı açıklamada Galatasaray ile kısa süre içinde bir araya gelerek Dos Santos için bir milli maç programı oluşturacaklarını ve bunu gerçekleştirirken Galatasaray'ın hem ligdeki hem de Avrupa kupalarındaki çıkarlarını koruyacaklarını belirtti.
 
Her ne kadar yaptığımız işleri kötülemek için birçok bahane söylense de Gio'nun gelişi sırasında Murat Kosova'nın söylediği bir cümle vardı; '' FM'de bu sezon Galatasaray'ı alsanız, bu kadroyu kuramazdınız. ''

Yönetim çok ama çok önemli işler yaptı. Umarım bu hamlelerin karşılığını alabiliriz.
 
Osman TANBURACI ;

Stratjik hamleler 3 puanı kaptı

Denizli?de maç sonrası basın toplantısna gelen Giovanni Santos?a sormak geçti içimden;
?Hey çocuk büyüyünce ne olmak istiyorsun??
Bu soruyu sormak istedim çünkü Santos gerçekten daha çocuk denecek görüntüde? Tam bir tıfıl delikanlı. Boy 1.60 küsur, saçları uzun, baby face bir afacan.
Jo?ya gelince;
Uzun boyuyla, kıtık saçlarıyla futbolcudan çok ?cazcıya? benziyor. Ona da şu soruyu sormak isterdim;
?Hey Jo, inanmıyorum sen bu değilsin! Forma giydin de, ne zaman forma girersin??
Jo Alves?e ManC 19 milyon pound saydıysa Jo belli ki kalite bir futbolcu. Lakin daha idman yemesi lazım. İlk yarının son dakikasında bire bir kaldığında rakibine öyle bir çalım attı ki sanırsınız adamı ışınladı. Kaleciyle karşı karşıya kaldı golü yapamadı. O hareketten sonra böylesine bir vuruşu kimse beklemiyordu. Galatasaray taraftarı gol diye havaya fırladı, bir çok sarı kırmızı beden havada kaldı?



Arda?nın 19?daki mükemmel kafa golüyle birlikte Jo da bu golü atsa Galatasaray maçı daha ilk yarı kazanacaktı.
İkinci yarı 54?de savunmasının büyük, kaleci Leo?nun ondan da büyük hatasıyla golü yiyen Galatasaray şok yaşadı. Rijkaard derhal önlemini aldı 58?de Küçük Emre çıktı yerine Santos girdi. Amaç gole gidip maçı kazanmaktı. Nitekim 61?de Jo iki taksitte golü atınca Galatasaray rahatladı. Jo sert vurdu kaleci Özden?den dönen topa bir kez daha vuran Jo durumu 2-1 yaptı.

Rijkaard yine olaya el koydu, 63?te; ?aman ha?Elano yoruldu Ayhan?ı alayım? dedi? Onunla da yetinmedi, çünkü Denizlispor dalga dalga geliyordu. Oyuna Youla girdi. Bu kez de Galatasaray?da 70?de forvetten Jo çıktı yerine savunmaya Emre Güngör girdi.
Emre önce solda oynadı, hemen sonra Emre sağ beke Uğur sol beke geçti. Caner sol geriden sol açığa, Santos da Jo?nıun yerine ortaya kaydı.
Başarılı Kaptan Arda her yerde gezinmeye başladı.
Bu dakikadan sonra böylesine köklü değişiklik ve yeni bir adamın oyuna alınması takımın çivisini yerinden çıkarmadı ama Denzilispor tehlikeleri de birkaç kez Galatasaray?ın kapısını çaldı. Bence maç biterken takımla bu kadar oynamak doğru değildi. Sanırım Rijkaard bu kez de; ?korktum vallahi, bu maçı bu skorla bitirmem gerek? dedi ve Galatasaray maçı kazandı.
Buraya kadar, Rijkaard hatasıyla sevabıyla haklıydı.
Ancak Rij-Nees?e bir itirazım var

Hakan Balta, Mehmet Topal, Sabri sakat?
Madem hal böyle, yapmadığın şey değil ki Bay Rijkaard;;
Koy Emre Güngör?ü veya Barış?ı sağ beke, koy onların önüne Arda?yı?
Koy Uğur?u sol beke ver önüne Caner?i?
Caner zaten burada çok daha iyi oynuyor.
Galatasaray daha etkin olurdu. Zaten sonunda kadro buna döndü!
Anlamadım.
Anlayamadım!

Rijkaard, Keita?nın yokluğunu Barış?la doldurmak istedi ama Barış sağ kanadın adamı değil, Keita?nın alternatifi hiç değil! Yine de Barış beklenenden daha iyi oynadı. Ama ne olursa olsun Keita akışkanlığını ancak o mevkide Arda giderebilirdi.
Solda da Caner daha etkin olurdu.
Anlayamadım demem bundan!

Buna rağmen Galatasaray?ı ilk kez takım halinde piston gibi çalışırken gördüm. Forvetleri rakibi bırakmadı. Pres önden başladı. Hatta Küçük Emre Çolak ve Mustafa Sarp üstün enerjiyle oynarken Elano da kazanılan topları çabuk kullanarak takımını uzun ve isabetli paslarla pozisyona soktu. Elano fazla göze batmadı ama oyunun patronuydu. Denizlispor?un atağa kalkarken kaybettiği topları mükemmel kullanarak rakibin zaaf noktalarına çok çabuk yolladı. Bu, bir takım için çok önemli bir akıl gücüdür. Bravo Elano.
Savunmada Servet ve Lucas iyidi

Lucas Neill tam isabet. Bu adamın iki maçtır defansı kontrol altında tutmasına ve savunmasını yönetmesine şahit oluyorum. Bu işlev düne kadar Galatasaray?da yoktu herkes bireysel takılıyordu. Lucas savunmayı toparladı. Gözleriyle adeta ?ofsayt?i yönetiyor, elleriyle defansını öne doğru itiyor. Hoşuma gitti. Lucas Neill aynı zamanda garantici. Topu savunmasının içinde iyi yönlendiriyor ve de ileri çıkışlarda yerden ve isabetli paslarla topu arkadaşlarına iyi servis yapıyor.
Lucas bu görevi üstlenince Servet de sadece savunmada rakipleriyle boğuşuyor. İkili mücadelelerde Servet bu maçta çok başarılıydı. Rakibiyle hiç iddialaşmadı.
Yani Galatasaray?ın savunma 4?lüsü rakibinin güçlü ataklarına iyi karşı koydu.
Yenen gol bir illet!

Golde bütün Galatasaray savunması hatalı. Kaleci Leo daha fazla hatalı. O kadar uzaktan gelen top belli ki bütün savunmayı aşacak. Çıkıp alsana be Leo! Çakılmasana kalenin içine? Sen ki tecrübeli olduğun için o kaledesin.
Hakem Halis Özkahya insaflı olmasa Leo ikinci sarıdan oyun dışı da kalabilirdi. Dikkat!

Santos?u sorarsanız tek cevap;
Santos?tan aklımda kalan tek şey kırmızı ayakkabıları.
İdman eksiği var demeyin. 20 yaşındaki adam bir ay da otursa günde üç maç yapar!
Tuhaf! Bu kadar övülen dünya yıldızı üç harekette kendini belli etmeliydi. Gençliğine verdim. İlk maçta tutuktu. Heyecandan zahir? Ancak çok çabuk olduğu kesin. Pire gibi. Uyum sağladığı an Galatasaray forveti Santos ve Keita?yla su gibi akar.

Maçın Galatasaray yönünden özeti budur.
Kazandığı için de başarılıdır.
Denizlispor?a yazık oldu

Beklentimin üzerinde oynadılar. Geçen hafta Fenerbahçe?ye kafa tutmaları boşuna değilmiş. Gol noktalarına kadar müthiş mücadele ediyorlar. Savunmaları diri. Oyun disiplininden kopmuyorlar. Savunmada sağlamlar, Jo?yu bire bir tutan Koffi de tam bir giyotin!
Braga, Angelov, bilhassa golün sahibi Engin, Roberts atak üstüne atak yapıyorlar. Angelov becerili olsa ilk yarı üç gol bulurdu.
Keza orta alanda Berberoviç ve Güray takımlarını sırtladılar. Denizlispor iyi bir takım olma yolunda ama gol noktalarında yoklar. Rakip ceza sahasına kadar geliyor orada eriyorlar. Galatasaray da iyi kapanınca etkili olamadılar.
Denizlispor maça atak başladı hatta Galatasaray bir süre bu baskının altından kurtulup oyunu rakip sahaya yıkamadı. 19?da golü bulunca Galatasaray rahatladı.
Sadece Çağdaş, Uğur ve Barış karşısında bocaladı.
Angelov?a yapılan müdahale penaltı değildi. Topa müdahale vardı ve top fişek gibi kornere gitti.
Barış?ın sert şutunu da kaleci Özden mükemmel çıkarttı.
Youla?nın oyuna girmesiyle bir kez daha hareketlenen Denizlispor, aynı dakikalarda Rijkaard?ın Emre önlemiyle etkisiz kaldı ve maçı Galatasaray 2-1 kazandı.
Deveye hendek atlatmak

Bir laf vardır; her fikir muhteremdir ama muteber değildir.
Yani;
Herkes her şeyi söyler ama uluorta söylenen her şey de itibar görmez!
Bilgiye dayalı, olasılığı kuvvetli, akla ve şarta yakın yazı ve söylemler geçerlidir.

Galatasaray?ın ara transferde yabancı kontenjanını boşaltmak için neler çektiğini pek kimse bilmez.
Ben satır aralarında bunları verdim ama...
Anlayana?

Anlamayanlar da iki yolu tercih etti;
1-Galatasaray?ı karıştırmak isteyen -ki bu özellikle Hürriyet Gazetesi- AntiGalatasaray medyasının gazına gelerek telaşa kapıldı
2-Kendi kafasından kulüp içi denge ve şartları bilmeden ahkam kesip oyuncu gönderdi..

Leo Franco gitsin diyenler o kadar çok ki?
Belki haklılık payları da var. Leo kendini kabuleettiremedi. Güven veremedi. Taraftar onunla hep tedirginlik yaşadı. Bugün de hatalıydı ama kaleci bir takım için en gerekli oyuncu.
Tamam Ufuk çok iyi olabilir ama hiç mi Rijkaard?a saygınız yok!
Rijkaard hangi maçta Ufuk?u oynattı da bu karara vardınız.
Kalecilik öyle bir dakikada kazanılacak şans değil.
Forvette, orta sahada genç ve acemi oyuncu olabilir onun hatasını diğer 10 kişi (kaleci bile) kapatabilir ama kalecinin hatası sizi santraya taşır.
Leo asla gitmez!
Ama çare olarak Leo?yu yollayanlara da her fikir muhteremdir ama muteber değildir?den başka bir sözüm olamaz.

Bunları uzun zamandır yazıyorum ama?
Kar etmiyor.
Bazen bir konuyu anlatmak deveye hendek atlatmaktan zor oluyor, bilmeyenlere?
Galatasaray?ın içini, şartlarını bilmeyenler uzaktan sallıyor.
Medyanın provokasyonu onları etkiliyor.



Kewell ve Nonda?dan biri gidecekti ve bunu da gerekçeleriyle anlattım.
Kewell?ı taraftar çok tuttu. Ben de çok beğendim ama çare yok Linderoth?tan başka biri daha gidecek Galatasaray gençleşecek.
Kewell 32, Nonda 33 yaşında.
İkisi de arızalı sağlam?
İkisi de her an gidebilir. Kewell?ın sözleşmesi zaten sezon sonu bitiyor.
Sonunda Nonda?da karar kılındı.
Kewell?ı sevip de kalsın diyenler,Volkan Demirel?in elinden kaçırdığı topu kafayla Fenerbahçe filelerine gönderen Nonda?nın da emeğini unutmasınlar?


Galatasaray gençleşme değişimini iki senedir sürdürüyor.
Bunu acelesi yok. İmkanı da madden yok!
Hem yarışmacı takım olacaksınız hem köklü değişiklik yapacaksınız. Çok zor.
Bu süreçte zorlukların yarattığı açmazlar da tabii ki olacak.

Her dönem fırsatlar kollanacak ve Galatasaray Başkanı ?ara transfer yok? dese de fırsat yakalanınca giden de olacak gelen de.
Öyle de oldu zaten.
Taraftar fazla müdahil olmadan yöneticisine güvenmeli.
Şunu da hiç unutmayın Rijkaard?ın görüşü alınmadan Galatasaray yönetimi kendi bildiğini yapmaz.
Sahada ekip olabilmek yönetimde ekip olmaktan geçer.
Galatasaray bunu başarıyor.
Biraz daha sabır.
 
Bursaspor'da başkanlığa geldikten sonra eski başkanlardan Cavit Çağlar'la büyük bir yakınlığa giren İbrahim Yazıcı, İstanbul'un ünlü restoranı Paper Moon'da Sercan Yıldırım için birbirleriyle kavga ettiler. Olay, Bursa ve İstanbul spor camiasında bomba etkisi yarattı.

KAVGA NEDEN ÇIKTI
Sercan Yıldırım için uzun zamandır İbrahim Yazıcı ile pazarlıkta olan Galatasaray Başkanı Adnan Polat, kendisini ikna edemeyince eski başkan Cavit Çağlar'ın kapısını çaldı. Yazıcı'nın yakın dostu olması nedeniyle kıramayacağına güvenen Polat, Çağlar ile bir süre görüştü ve Sercan işinde araya girmesini istedi.

İKİLİ BİR ARAYA GELİYOR
Bunun üzerine Çağlar, Yazıcı ile İstanbul'daki Kasımpaşa maçında bir araya gelirken, Sercan Yıldırım için Adnan Polat'a söz verdiğini ve bu işin bitirilmesini talep etti. Yazıcı önce "hayır" dedi. Bu ikili daha sonra ünlü restoran Paper Moon'da tekrar karşılaştı. Cavit Çağlar burada Sercan'ın verilmesini bir kez daha tekrarladı.

RESTORANDA KAPIŞMA ANI
Emrivaki karşısında kalan Yazıcı, bunun üzerine sinirlendi ve Sercan'ı 12 milyon Euro'dan bir kuruş aşağıya vermeyeceğini yineledi. Bu defa sinirlenme sırası Cavit Çağlar'a geldi ve Yazıcı'ya, eski başkanlık dönemini hatırlatan ağır ifadeler kullandı. Ortam iyice kızıştı. Bu kez de İbrahim Yazıcı, Çağlar'a eski dönemleriyle ilgili aynı ağır ifadelerle cevap verdi. Ardından iki taraf da birbirine girdi.

YAZICI'NIN İPİNİ ÇEKİN İDDİASI
Daha sonra Çağlar ve Yazıcı büyük bir sinirle restorandan ayrıldı. Bundan sonra sızan haberlere göre, Cavit Çağlar'ın dün akşam yapılması gereken Divan Kurulu toplantısında İbrahim Yazıcı'nın ipinin çekilmesini istediği iddia edildi. Ancak, Divan Kurulu toplantısı da yeterli çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle ertelendi. Bu olay, Divan Kurulu toplantısı öncesi kulislere de yansıdı.

DAHA ÖNCE DE KAPIŞMIŞLARDI
İbrahim Yazıcı, başkanlık yaptığı ilk dönem olan 90'lı yılların başında Cavit Çağlar ile Çelik Palas Oteli'nin restoranında da ağız münakaşası yapmış ve etrafta bulunanlar tarafından güçlükle ayrılmışlardı. O dönemde Çağlar'ın gazetesinde çıkan aleyhte haberler nedeniyle iki taraf arasında büyük gerginlik yaşanmış ve bu ikili uzun süre konuşmamışlardı.
 
Aydın için böyle konuşuyorsunuz.. Sonra Dos Santos için süper tranafer diyorsunuz. E dos santos da İngilterede yapamadı Şimdi bize geldi. Biz oralarda yapamamasına rağmen gelişeceğini düşünüyoruz. Aydının gelişmeyeceğinin garantisi varmı? 88 doğumlu çocuk. Arda'dan bir yaş ufak. Değerlerimize biraz sahip çıkalım. Alt yapıdan her yeni gelene süper yıldız muamelesi yapıp eskidiğini düşündüklerimize ucuz topçu muamelesi yapıyoruz. Bu sene Emre Çolak da emre çolak diyoruz seneye de onun için deriz ya bir gitsin de kurtualım diye.. zamanında sbriye demiştik şimdilerde uğura demeye başladık. Hatta Arda'ya diyoruz takımı yavaşlatıyor gitsin yurtdışına diye...
 

Üst