Ümit Aktan Ustagene döktürmüş, Üstelik Nonda neden gitti santraforumuz yok diyenlere de yanıt belki de...
Buradan Çıkış Yok
Ümit Aktan
Gaf yapma hakkımı kullanıyorum
Sonunda dayanamayıp; ben de, Arda?yı Messi ile kıyaslıyorum. Arada bir fark varsa bunun eksiğinin Arda?da değil, onun yaptıklarını gösteremeyen veya görmezden gelenler nedeniyle oluştuğunu düşünüyorum. Arda?yı alıp Barcelona?ya koyuyorum ve doyuyorum. Messi?yi buraya getiriyorum ve cinnet getiriyorum. Santrfor anlayışının değiştiğini ise bu ?hayali play station transferi? sayesinde keşfediyorum.
Messi?nin oyun olarak değil, yaptıklarını yansıtma biçimi nedeniyle Arda?nın önünde olduğunu artık ben de düşünüyorum.
Durun biraz...
Baştan alayım...
Geçen hafta Guti mutlak golü atma ihtimalini, bir topuk pası yaparak ahmaklık riskini göze alıp, maymun olmak varken, kahraman oluverdi. Biz bunu birçok açıdan gördük, hayran olduk ve ertesi gün tüm yayın organlarında kapak olarak ve kare kare tekrar seyrettik bu olağanüstü hıyarlığı!..
Arkadan gelen bir adım geride kalsa, Guti ne hallerde tartışılırdı diye düşündüm iki gün.
Arda ise bir İngiliz gibi kalktı havaya, Peter Crouch?ın bile henüz atmamış olduğu bir kafa golünü bırakıverdi köşeye. Maçı koparan bir goldü bu.
Bizim açılarımız yetmediği gibi, bakış açılarımız da yetersiz kaldığı için ligin ?marka değeri? dediğimiz ve ne olduğunu çok az kişinin idrak edebildiği ?şey?e katkıda bulunduramadık bu estetik olayı.
Guti?nin servisi neredeyse ?bilboard? yapılacaktı Madrid caddelerine. Arda?nınkinden sıkıysa bahsetsin Saatçi?nin gazetesi...
Üstelik o maçta Arda?nın iki kişinin ?içinden geçerek? süslediği muhteşem bir çalımı vardı ki, henüz Messi?nin atmışlığı yok öylesini.
Bu da yok ortada...
Olan da ?çekim kalitesi? dediğimiz sorunumuza mağlup...
Messi takılır düşer, ?ne güzel düşüyor adam? oluverir...
Christiano Ronaldo dirsek atar, rakibi utanmadan onun dirseğine çene vurmuş oluverir, yapabildiği tek futbol hareketi soldan sağ ayağıyla sert orta atmak olan Beckham spor eklerinden çok magazin eklerinde dolaşır ve kahramandır, Arda ise ?utanmadan İstinye Park?a gider? de bu bir kaptana yakışır mı?..
Alın Arda?yı koyun Barcelona?ya, Xavi sakat olduğu için ilk on bir görmüş olsun, sırıtmaz inanın...
Messi?yi getirin İstanbul?a, hangi takıma geldiyse o takımı sevmeyenlerin maymunu oluverir hemen...
Messi?yi yarı karanlık bir sahada, dört gölgeyle koşacak kadar düşük voltajda aydınlatılmış bir sahada, üstelik çalımı atarken seyirci gösteren bir detay kameraya yenik düşmüş iken, ertesi gün de oynadığı takımı öne çıkarmaktan dolayı fırça yeme ihtimali olan yazılı basın tarafından da ıskalanmış halde iken, zevkle seyredebilir misiniz?..
Bir gafım daha var...
Santrfor anlayışı değişti arkadaşlar...
Ben Barcelona?nın Rijkaard?lı dönemde Henry?yi yana atıp, Eto?o?yu da kulübede tutup, Messi?yi santrfor oynattığını hatırlıyorum.
Bana göre çağımızın santrforu Arda?dır. Hatta Giovanni?dir. Raul tek forvet oynar da biz Makukula gibi ağır ve hantal bir adamdan gol kralı çıkarırız.
Crespo, Vieri, Makukula tipi, Gökmen Özdenak kadar demodedir...
Raul gibi biri Real?in önünde tek oynatılır oysa...
Vurur Raul dümdüz, biz üç açıdan ağırını hızlısını seyrederiz, kulübe ve seyirci coşar, biz de keyif alırız. Burada ise düşeriz bir Brezilya köylüsünün peşine, ya da yarı cahil bir Güney Amerikalı garibanın ardına...
Rooney?nin sıradan bir ayak içine methiyeler düzeriz, ama müthiş bir Engin Baytar golünü sıradan yayınladığımız için sıradan zannederiz...
Çağdaş santrfor anlayışının değiştiğini artık kabullenelim...
Transfer döneminde toptan anlamayan ama bu cazip oyuncakla kendi oynamak isteyen herhangi bir bezirgan kulüp başkanı ilk olarak şunu düşünür:
?Alalım kapı gibi bir ön libero, kimseyi bırakmasın. Ortaya da Afrika?dan bir insan azmanı bulun topu ısıran, öne de bir ayı bulun adamı sırtına alıp gitsin...?
Bu felsefeyle transfer yapılırsa, olacağı da budur.
Çağın modern santrfor anlayışını ıskalarız...
Bu modernizasyonu ilk uygulayan adam olan ?santrforsuz? yerine ?herkes santrfor? anlayışını bulan, oralarda Dos Santos, Keita, Kewell hatta en ideali olan Arda?yı kullanmayı akıl eden Rijkaard?ı takdir ederek son gaf hakkımı da kullanıyorum.
Çağın ilerici hocası olarak en uçtaki adamı ?double check? yapabilen birinden devşirmeye çalışmasını takdir ediyor ve destekliyorum.
?Torres?in daha bir kafa golü yok Arda?nın Denizli?de attığı gibi? dersem, bir gaf hakkı daha kullanmış olur muyum acaba?..