Maça Çıkmıyoruz!

Bu saatten sonra ilk yapılması gereken ama tek olmaması gereken hareket karşılaşmanın başlangıcında maça çıkmayacağımızın tekrar bildirilmesidir.
 
Taraftardan da büyük destek varken kararın arkasında durup bu yanlı TBF'nin istifa etmesini sağlamalıyız. Adaletli bir lig için uğraş vermeliyiz.
Bu olay Türk basketbolu için bir milad olmalı. Turgay zaten gidecek ama yerine bakınız kontolü altında tutacağı Harun'u hazırlıyor. Bu yüzden düzgün bir seçim yapılarak her takımın da eşit temsil edileceği adaletli bir TBF yönetimin gelmesi Türk basketbolu için çok önemli.
 
Çıkmış biride onaylamış vay be . ne düşmanlar varmış içimizde . yok sadece olumlu mu eleştiriler yapılıyor diye laflar etmiş , yahu biz olumlu yada olumsuz bir eleştiri yapıldı diye değil , tamamen başka takımın yaptığı pisliği takımımıza atmayan kalkan bir kişiye karşı yorum yazıyoruz. Adamlar her haltı yedi bir de kendi pisliklerini bize bulaştırmaya çalışıyorlar YOK YA... kendi pisliklerinde boğulsunlar .!
 
Arkadaş %95 taraftarın Yönetime destek vermiş burda bilmemnede bilmem ne diye cırpınmıyın gidin sarı lacivert formanızı giyin Ülker Areneya gelicekmışiz gibi bekleyin bakın bakalım sonuça.Olayın can güvenliği değil yapılan ŞEREF`sizliklere karşı duruş olduğunu hala kavrayamamısınız

Sözünden dönen Kahpedir diye bir türkü var! Başkan dönme sözünden

Cimbom başı dik yürür.

Ergin Hocamada sesleniyorum burayı okuyorsa Bu İsmail Şenol denilen İnek yalamıs Ga.....at için bize sert yaptın ama :Sana yapılanları söleyemıyor, PAVALI asker olmuş bırak pavalı askerli biz bize yeteriz hocam..
 
Biraz sakin olmakta fayda var arkadaşlar. Bizim kimseden korkumuz çekincemiz yoktur olamaz. Konu Galatasaray'a yıllardır uygulanan çifte standarttır. Abdi İpekçede aleyhimize düdüklerini ağızlarından düşürmeyenlerin, fülker tiyatrosunda düdüklerinin nerelerine kaçtığı meselesidir. Serinin beşinci maçında kayıtlar ile sabittir, bizim oyuncularımızın arkasına balık istifi yerleştirelen grup ve pota arkasına çizgi dibine kadar alınan holiganlar hakemlere fiili müdahale de bulunup, maçın başından sonuna kadar hocamıza ve oyuncularımıza küfür edip, ses bombası atıp tribünün korkuluklarını yıkmışlardır. Salon genelinde küfürlü tezahürat sürekli devam etmiş bizzat m.uslu yönlendirmiştir. Bu ve benzeri bir çok çirkinlik yaşanmış iken iki anons değil bize uygulanan sistemi orada uygulaması gereken hakemler maalesef acziyet içerisinde iki anons ile maçı bitirmişlerdir. Bu olayların bir çoğu raporlara girmemiştir. Bunun sebebi ceza almamaları içindir. Ayrıca ikinci maçta son periyot da ki aleyhimize bariz hakem hataları olmasa şu an şampiyonduk zaten. Son olarak Futbol takımı saraçoğlun da kupa kaldırırken yaşanan olaylar orta da ve yine Efes 2009 da şampiyon olduğun da yaşananlar hafızalar da yerini korur iken fülker tarafından medeni bir davranış beklemek abesle iştigaldir. Bu maçı oynamamak çok doğru ve Tarihi bir karardır. GALATASARAY figüran değil işin sahibidir. İsteyen kabul eder. İstemeyen figüranlığa devam eder...
 
Daha önce belki yazılmıştır ama tekrar etmek istiyorum. Recep Ankaralı hep gündemde şike olayından ötürü. Ama Emin Moğulkoç geçen sene kadın serisinde 2.maçta galibiyeti bizden çalan adamdır. Açık ve net. Aslında bunların yanına Engin Kennermanı da eklemek lazım, o zaman tam olurlardı.
 
Galatasaray Kulübü'nün bu duruşunu desteklemeyen, ama yani falan deyip kıvırmaya çalışan kim varsa hepsine lanet olsun.
Yıllardır Turgay Demirel yalakası kanalıyla çalınan şampiyonluklarımız, çiğnenen gururmuz karşısında sessiz kalınmasına isyan etmişken bugün bu başkaldırıyı anlamayan, anlamak istemeyen bizden olmasın.
Umarım hükümetin, şikecilerin ve onlara dolaylı yoldan hizmet eden camia içindeki uşak ruhluların inanılmaz baskısı karşısında geri adım atmayız ve yarın sahaya çıkmayız.
Bu başkaldırıyı cezasız bırakmamak için ellerinden geleni yapacaklardır. Bu zorluğu aşmak için kenetlenmekten başka çaremiz yoktur.
Kenetlenmek yerine çelmelemeye çalışanları tarih yazacaktır.
 
Gün yönetimin arkasında durma günü.

Şikecilere, emek hırsızlarına, namussuzlara isyan bayrağını açtık. Nedenini niçinini sorguladık yeterince, şimdi armaya sınırsız destek zamanı.
 
Bu TBF oldukça Türkiye'de değil Avrupa'da oynarız
Erkekler Basketbol Ligi’nde bugün F.Bahçe Ülker ile oynanacak finalin 7'nci ayağına çıkmayacağını açıklayarak tarihe geçen G.Saray'da gündem teknik direktörden çıkıp tamamen basketbola odaklandı..Konuyla ilgili başkan Ünal Aysal'ı aradım..Uzun bir konuşma yaptık..Satır başları ve G.Saray'ın yaklaşımı şöyle:
Şampiy10 Özel Haber: İbraihm Seten
19 Haziran 2014 - 02:30

‘ŞAİBE DEVAM ETTİKÇE BU LİGDE YER ALAMAYIZ’
- G.SARAY'ın tek derdi Basketbol Federasyonu.. "Türk basketbolu bu tutarsız ve şaibeli zihniyetten kurtulmadığı sürece bizim G.Saray olarak bu liglerde yer almamız söz konusu gözükmüyor" diyen Aysal; Ülker Arena'da oynanan 5'inci maçtaki olayların gerektiği gibi rapor edilmediğine, hatta raporların değiştirilmiş olabileceğine, eldeki raporlarla bile saha kapama gerekirken TBF'nin gereken kararı alamadığını belirtiyor..

'ŞUBE KAPANMAYACAK VİTES YÜKSELTECEĞİZ'
- YANİ basketbol şubesi kapacak mı? Aysal'ın yanıtı: "Kesinlikle hayır.. Basketbol şubesini dağıtmayacağız, aksine vitesi yükselteceğiz.. Koç ve oyuncular aynen kalacak, paralarını ödeyeceğiz.. Eğer ligden çekilme kararını alırsak, Türkiye Ligi'nde oynamayacağız.. Ama Avrupa'da mücadele etmek için gereken platformlarda çalışmamızı yapacağız.. Tekrar söylüyorum, şube olduğu gibi kalacak ve biz Türkiye'de değil, Avrupa'da oynayacağız.."

‘SPOR YAPMIYORUZ DEDiKODU ÜRETiYORUZ’
- G.SARAY açısından mevzu kupa mevzusu değil.. İki kulübün müzeleri de kupalarla dolu.. 1 eksik 1 fazla olmuş kimse için farketmez.. Hatta mevzu F.Bahçe ile de değil.. Aysal, aksine F.Bahçe ile ilişkileri düzeltmek istiyor. "Şu anda sadece medyaya dedikodu üretiyoruz, spor aktivitesi gerçekleştiremiyoruz.. Böyle giderse yakında karşı karşıya bile gelemeyeceğiz" sözleriyle bunu açıkça ifade ediyor..

‘ÇIKMIYORUZ DEYİNCE FORMÜL UYDURDULAR’
- BASKETBOL Federasyonu'nun dün yaptığı açıklama da gündeme geldi.. "F.Bahçe'den bazı güvenlik önlemleri almasını talep etmişler.. Eğer onlar sağlanmazsa maçı oynatmayı zaten düşünmüyorlarmış" diyecek oldum.. Aldığım yanıt: "Hiç inandırıcı değil.. Bize böyle önlemlerden filan hiç bahsetmediler.. Biz maça çıkmama kararını açıklayınca birden böyle bir formül uydurdular bence.."

'FUTBOLDA HOCA 1 HAFTADA NETLEŞİR'
- BAŞKANI yakalayınca teknik direktör transferini sormamak olmaz.. Kesin bir isimden bahsetmedi; "1 hafta içinde isim netleşir" demekle yetindi..

‘PARA İÇİN BÖYLE BİR TİYATRO OYNAMAYIZ’
- GÜNDEMDEKİ soru şu: "G.Saray basketbol şubesini kapatacak mı? Yoksa mali küçülmeye gitmek için bu olayları bir fırsat olarak mı kullanıyor?"
Aysal bu soruya şöyle yanıt verdi:
"BİZ para için böyle bir tiyatro oynar mıyız? Kafamızdan geçen şudur: Bu zihniyet temizlenmediği sürece gelecek sezon profesyonel basketbol liglerinde yer almayı düşünmüyoruz.. Ancak kesin kararımızı vermedik.. Bu kararı vermek yönetim kurulunun yetkisi dahilinde.. Ancak bu kararı tek başımıza almayız; camianın konsensusla bu kararı desteklemesi lazım.."
 
Öncelikle yönetimin protesto şeklini hiçbir şekilde desteklemediğimi söylemeliyim.Tüm sezonun oyuncu ve taraftar emeği oynamadan gittiği gibi gelecek sezonlar da tehlikeye girdi.Ama bence bu planlanmışta olabilir.Bütçe sorunu varken taraftarı kızdırmadan yükü omuzlarımızdan atarız derlerse bende Galatasaray'lılığımı askıya alırım.Yinede iyi düşünüp yönetimin gelecek planının ne olabileceğini ya da ne olması gerektiğini yazayım.

1-Erkek takımının Liv Hospital veya başka bir sponsor ismiyle kadın takımınında Odeabank ismiyle geçici olarak mücadele etmesi ve bu sayede ne lig ne euroleague haklarıdan vazgeçilmemiş olması.Ayrıca kulüp direkt bir bağlantı kurmadan sanki sponsor ismiymiş gibi avrupada kendi adıyla da mücadele edebilir.

2-Ünal Aysal'ın "Sadece ligden çekilmeyi düşünüyoruz şubeyi kapatmayı değil.Avrupada devam edeceğiz" açıklamasından sonra bu ihtimal tek seçenek gibi duruyor.VTB ya da Adriyatik ligine başvurulabilir.Bizi havada kapacaklarına eminim.4-5 sene önce eski yugoslavya ile ya da adriyatikle hiçbir ilgisi olmamasına rağmen 1 yıllığına maccabi tel-aviv kendi liginin zayıflığından dolayı adriyatik liginde mücadele etmişti.

3-Bu öneri tam bir ütopya.VTB ve adriyatik liglerinden sonra hep Türkiye,yunanistan,italya,fransa önderliğinde bir akdeniz ligini düşlemişimdir.Belki bunun öncüsü oluruz:)
 
Galatasaray Kulübü'nün bu duruşunu desteklemeyen, ama yani falan deyip kıvırmaya çalışan kim varsa hepsine lanet olsun.
Yıllardır Turgay Demirel yalakası kanalıyla çalınan şampiyonluklarımız, çiğnenen gururmuz karşısında sessiz kalınmasına isyan etmişken bugün bu başkaldırıyı anlamayan, anlamak istemeyen bizden olmasın.
Umarım hükümetin, şikecilerin ve onlara dolaylı yoldan hizmet eden camia içindeki uşak ruhluların inanılmaz baskısı karşısında geri adım atmayız ve yarın sahaya çıkmayız.
Bu başkaldırıyı cezasız bırakmamak için ellerinden geleni yapacaklardır. Bu zorluğu aşmak için kenetlenmekten başka çaremiz yoktur.
Kenetlenmek yerine çelmelemeye çalışanları tarih yazacaktır.

Emriniz olur sayın büyüğümüz...
Lütfen biraz daha dikkat, kimseyi rencide edip hakaretvari kelimeler etmemize gerek yok.
 

Bardağı Akşam Yemeği mi Taşırdı? / Arif KIZILYALIN
(Cumhuriyet Gazetesi / Basket Dergisi)

Galatasaray Yönetim Kurulu, salı akşamüstü daha önce spor dünyasında yaşanmamış bir ilke imza attı ve ezeli rakibi Fenerbahçe Ülker ile oynanacak basketbol final serisi 7. maçını boykot etti. Tarihi bir karardı bu ve bir kulüp ilk kez, yönetim kurulu kararı ile bir final maçına çıkılmayacağını duyuruyordu, üstelik oybirliğiyle, üstelik aleyhte görüş olmaksızın…
Peki, Galatasaray’ı böylesine öfkelendiren neydi?

İşin fazla ayrıntısına girmeyeceğim. İlk 6 maçta karşılıklı çok şey yaşandı. Hatta, final etapları yöneticilerin karşılıklı sert faulleriyle geçti desek abartmış olmayız. Yani topu sporculara pek bırakmadılar, gerginlikte yarıştılar.
Bu süreçte özellikle serinin 5. maçında Sarı-Kırmızılı ekibin antrenörü Ergin Ataman’a yönelik hakaret furyası ise bardağı taşırdı Galatasaray cephesinde.
Çünkü TBF, benzeri olaylar nedeniyle Galatasaray’ın sahasını kapatmış, buna karşılık Fenerbahçe’yi para cezası ile geçiştirmişti. İşte bu karar, Candan Erçetin’inden, Sedat Doğan’ına, Mehmet Karlı’sından, Necati Demirkol’una tüm yönetimin sabrını taşırmıştı. Özellikle TBF’nin Fenerbahçe’ye finalin 7. maçı öncesi verdiği para cezasına gerekçe olarak gösterilen eylemler arasında, “Galatasaray’ın antrenörüne tükürülmesi”nin yer alması ve buna karşın saha kapatma cezası gelmemesi üzerine, “Öyleyse biz de maça çıkmıyoruz” fikri ortaya atıldı. Elbette camianın önde gelenleriyle görüşüldü ve özellikle genç üyelerden gelen destek, yönetimi, bu tarihi kararda cesaretlendirdi.

Yine final etabının 5. maçı öncesi Fenerbahçeli yöneticiler Mahmut Uslu ve Selim Kosif’in TBF’deki gölge başkan Harun Erdenay ile Develi Restoran’da yediği yemek, adı tapelerde geçen hakem Recep Ankaralı’nın 7. karşılaşmaya atanması boykot kararını destekleyen gerekçeler olarak ön plana çıktı. Ancak kararın bir başka boyutu daha vardı. O da, salt basketbolla ilgili değil, aslında tüm ülkenin sorunu olan hukuksuzluğa tepkiydi.
Bir anlamda “yaptım oldu, yanıma kaldı” zihniyetine, futbol başta olmak üzere ülkedeki spor yönetiminin “basiretsizliğine”, hatta renk ayrımı yapan sponsorlara bir mesajdı finalden çekilmek.
Bir yönetici aynen şu ifadeyi kullanıyordu yönetim toplantısında, “Ülkede federasyon bir ceza veriyor, başkan ve yöneticiler o cezaya uymuyor, bir yönetmelik açıklanıyor, uyan var, uymayan var. Hukukun temeli emsaldir ama bunu kimsenin dinlediği yok. Futbolda başımıza gelenleri gördük. Voleybol deseniz öyle. Mademki hukuksuzluk ve gizli bir oyun var, biz de bu oyunun aktörleri olmayalım. Körün gözüne parmağı sokuyorlar ama biz buna izin vermeyelim.”
Bu sözlerin ardından Başkan Ünal Aysal da “Peki öyleyse” diyerek, olayı internet sitesinden değil de, bağlayıcı olması adına televizyondan duyurmayı önerdi ve tarihi karar alındı.

Peki, bu karardan kim zararlı çıkacak? Açıkçası kestirmek güç. Ancak kaybeden taraf Galatasaray değil, çünkü 5-10 kişi hariç kulüp üyelerinin büyük çoğunluğu Ünal Aysal’ın bu kararını destekliyor. Fenerbahçe kaybetmedi, yenilgi olasılığı olan bir maça çıkmadan şampiyon oluyorlar.
O zaman? Öncelikle basketbol. Tıpkı futboldaki gibi baskette de marka değeri uçtu gitti. Ve sponsorlar. Örneğin yıllardır Türk basketboluna büyük paralar yatıran firmalar şaşkın. Emin olun ki kılı kırk yarıp yarattıkları marka değerlerini riske etmeme adına anlaşmaları yeniden gözden geçirirler çünkü sermaye kaotik ortamı sevmez.
 
Diyelimki saha kenarlarını boşalttı federasyon ve ciddi bir güvenlik şeridi oluşturuldu...Bencede yapmazlar böyle birşey ama diyelimki yönetim devletten bu garantiyi aldı..Yinede istemezmisiniz sahaya çıkmamızı?

Dediğinizin olması = ağza çalınan bir parmak bal. Asıl soru sizin içinize bu sinecek mi? Eğer bu bu çarpık düzene bir baş kaldırıysa o düzen yıkılacak. Varsın kupa rakibe gitsin ama asıl kazanan bu savaştan galip çıkarsak biz oluruz.

Sorunuza cevabım da anlaşılacağı üzere hayır.
 
yeterince keskin olmuş evet. ama tam yerine denk geldi, çok güzel bi atasözümüz var. keskin sirke küpüne zarar. abi tavsiyesi sakin olun.

Abi sana söyle cevap vereyim (gerçi atasözü değil ama sayılır) Sonunu düşünen kahraman olamaz :D

Gayet sakinim açıkçası. Karar doğru/yanlış bunu tartışırım ama bir yola girildiyse geri dönülmemeli. Kendi adıma kulübün göreceği hiç bir zarar kendisine ''dansöz'' denilmesinden büyük olamaz. bu davadan dönersek asıl asıl farkımız kalmaz ''NAMUS DAVALARINDAN'' dönenlerden.
 

Üst