Murat Özyer

  • Konbuyu başlatan ahadana
  • Başlangıç tarihi
Şimdi; pek tabi benim durumum farklıydı, otoparka geri dönüp bu demir paraları araca bırakma imkanım vardı ama çeşitli toplu taşıma araçlarıyla salona ulaşan ve maça gelen taraftarlar evlerinden çıkarken ceplerindeki bozuk demir paraları hesap kitap yaparak mı yanlarına alacaklar?

Bu doğrultuda biletler neden 10 TL değil de 12 TL dir? Insanlardan 2 TL daha fazla kazanayım derken salona girişte taraftarını zor durumda bıraktığının farkında değil misiniz?

Gişe görevlisinden duyduğum "Bilet fiyatlarını kulüp belirliyor" sözünden yola çıkarak söyleyebilirim ki; Sn. Murat Özyer' in Basketbol Şube Koordinatörü unvanıyla bu konuyu da analiz edip hareket etmesi gerekirdi. Maalesef ki bu işler oyuncu girişinden ya da VIP girişinden "Kolay gelsin arkadaşlar" deyip de içeri girmekle olmuyor.

Arda, insanların hesap kitap yaparak salona gelmesi bir yana, 1-2 TL´nin hesabını yaparak maçlara gelen gençler mevcut. Giriş esnasında alınan o 1-2 TL belki de yol paraları. Zamanında bizzat tanık oldum benzer bir duruma ve güvenlik ısrarla bildiğim bildik diyordu. Müdahale edince komisere sormam gerek diyerek topu emniyete attı. Neticede o gencin bozuk parasını almadılar ama...

Şube yönetiminin öyle hataları var ki bunlar çerez gibi kalıyor ama hayatın gerçekleri...
 
Arda, insanların hesap kitap yaparak salona gelmesi bir yana, 1-2 TL´nin hesabını yaparak maçlara gelen gençler mevcut. Giriş esnasında alınan o 1-2 TL belki de yol paraları. Zamanında bizzat tanık oldum benzer bir duruma ve güvenlik ısrarla bildiğim bildik diyordu. Müdahale edince komisere sormam gerek diyerek topu emniyete attı. Neticede o gencin bozuk parasını almadılar ama...

Şube yönetiminin öyle hataları var ki bunlar çerez gibi kalıyor ama hayatın gerçekleri...

Haklısın tabi bu bahsettiğin detay daha da vahim. Bu problemleri hiç değilse aza indirgemek adına biletler neden 10 TL değil de 12 TL; bunun mantıklı bir açıklaması var mıdır?
 
Asıl komedi içeri alınmayan demir paraların içeride büfelerde para üstü olarak verilmesi. Hayatımda gördüğüm en saçma yasak oluyor böylelikle.
 
Asıl komedi içeri alınmayan demir paraların içeride büfelerde para üstü olarak verilmesi. Hayatımda gördüğüm en saçma yasak oluyor böylelikle.

Yok onu çözmüşler; büfelerde para üstü olarak özel monopoly paraları veriyorlar, ama o monopoly paralarını da bir sonraki maç kullanmak isteyince bu para geçmez denilebiliyor. Güler misin ağlar mısın :)
 
Bu gelişmeye baya uzak kalmışım abi. Pardon. :)

İşin özü taraftarı zor durumda bırakmak için her şey yapılıyor. Yazık.
 
Geçen sene işten hazırlıksız ve dalgın bir şekilde maçlara zorla yetişebiliyordum, bu bozuk para olayı yüzünden az param gitmedi. Düşününce yani bir kaç bilet parası yapıyor.

Diğer saçmalık da şu, güvenlik kafasına göre kontrol ediyor. Yani sen bozuk paranla içeri giremiyorsun, yanındaki adam bırak bozuk parayı, çakıyla bile giriyor, tecrübeyle de sabit bu durum.
 
Bugün avm girişinde güvenlik taramasına yaklaşırken kendimi istem dışı bozuk paralarımı saklarken buldum, yüzümde saçma bir tebessüm oluştu :) Her maç öncesi bozuk paramı saklama çabalarım ise daha saçma tabi ki... Adamlar günlük yaşantımıza bile tesir etmeye başladılar. Bozuk paradan daha önemlisiyse 4-5 yaşındaki çocuğun elindeki simiti almaya çalışmaları veya kış günü maça gelenlerin ayakkabılarını çıkarttırmaları. Bozuk para vb.şeyleri belki açıklayabilirler ama bunları kim açıklayabilir onu bilmiyorum.
 
Bugün avm girişinde güvenlik taramasına yaklaşırken kendimi istem dışı bozuk paralarımı saklarken buldum, yüzümde saçma bir tebessüm oluştu :) Her maç öncesi bozuk paramı saklama çabalarım ise daha saçma tabi ki... Adamlar günlük yaşantımıza bile tesir etmeye başladılar. Bozuk paradan daha önemlisiyse 4-5 yaşındaki çocuğun elindeki simiti almaya çalışmaları veya kış günü maça gelenlerin ayakkabılarını çıkarttırmaları. Bozuk para vb.şeyleri belki açıklayabilirler ama bunları kim açıklayabilir onu bilmiyorum.

Şimdi; bunların Şube Yönetimi ve dolayısıyla Sn.Murat Özyer ile ilgisi yok tabi ki. :)

Ben; demir bozuk para konusunu biletlerin neden 10 TL değil de 12 TL den satıldığına dikkat çekmek için yazdım. Sonuçta klubün haberi bile olmuyor belki ama taraftarlardan 2 TL daha fazla kazanayım derken taraftarın cebinden belki de 15 TL ya da 20 TL nin para üstü olarak aldığı 3 TL ya da 8 TL yi de güvenlikte bırakıp salona girerek 15 ya da 20 TL çıkmış oluyor. Bunların önüne geçmek klubün elinde.

Yoksa 4-5 yaşındaki çocuğun simidini almayan çalışan güvenlik görevlileri, haftasonu da benim eşimin çantasında kalan hiç açılmamış çikolata paketini aldılar. Gerekçelerini sorduğumda ise (Sahaya atarsınız demesini bekliyordum aslında ama beklediğim cevap gelmedi :) ) salona dışarıdan yiyecek içecek sokmak yasaktır yanıtını aldım. Artık bunu kafasına göre mi yapıyor, yoksa gerçekten salonun içindeki büfeleri mi düşünüyor bilinmez ama benim gibi bu büfelerden her maçta 2-3 sosisli almayı alışkanlık haline getirmiş birinin başına böyle bir olayın gelmesi komik oldu.

Güvenlik görevlilerinin şüphelendikleri kişilerin ayakkabılarını çıkarttırması ise bence doğru bir harekettir. Ha hoş tabi maalesef eğitim şartları ve vizyonsuzluklarıyla inisiyatif kullanmaları pek mümkün olmayan bu şahısların bu süpheyi salona giren tüm insanlara karşı duyması keyif kaçırıyor doğrudur.
 
Hakan Üstünberk'in yerini dolduramamış ve dolduramayacağı da aşikar ama bizim yönetim de basket takımımızla hiç ilgilenmiyor. Aynı olaylar futbolda yaşansa o yönetimi yerle bir ederlerdi. Ünal Aysal ben sonuca bakarım demişti Oktay Hoca için biraz da sebeplere bakmak lazım.
 
Geçen sene işten hazırlıksız ve dalgın bir şekilde maçlara zorla yetişebiliyordum, bu bozuk para olayı yüzünden az param gitmedi. Düşününce yani bir kaç bilet parası yapıyor.

Diğer saçmalık da şu, güvenlik kafasına göre kontrol ediyor. Yani sen bozuk paranla içeri giremiyorsun, yanındaki adam bırak bozuk parayı, çakıyla bile giriyor, tecrübeyle de sabit bu durum.

Ayhan Şahenk'teki son Efes maçında gişeci, 20 tl nin üzerini 5 tl olarak bozuk verince paraları ayakkabının altına cukkaladım.

Aptal yerine konmak insanın zoruna gidiyor, gişede 15 tl'ye bilet al, polise 5 tl'yi bağışla!
 
Yani ilk geldiğinde ben savundum burada Murat Özyer'i. Fakat akıl mantık beyin almıyor şu anki durumu. Ben inanmıyorum o hesabın Murat Özyer hesabı olduğuna. Eğer onun hesabıyla yazıklar olsun ona da onu orada tutana da. Diyebilecek kelime yok.
 
Cumartesi 5 tl bozuk parayı güvenlige verdim. Adama parayı sahaya atacak degilim herhalde dedim ama gene bildigini okudu. Hani maç derbi maçı olur stres düzeyi yüksek maç olur anlarım ama Edirne Olin maçında hangi seyirci bozuk para atar Allah aşkına ? Birde Kızılay kutusu koymuşlar oraya umarım o paralar gercekten Kızılaya gidiyordur.
 
Şimdi; bunların Şube Yönetimi ve dolayısıyla Sn.Murat Özyer ile ilgisi yok tabi ki. :)

Ben; demir bozuk para konusunu biletlerin neden 10 TL değil de 12 TL den satıldığına dikkat çekmek için yazdım. Sonuçta klubün haberi bile olmuyor belki ama taraftarlardan 2 TL daha fazla kazanayım derken taraftarın cebinden belki de 15 TL ya da 20 TL nin para üstü olarak aldığı 3 TL ya da 8 TL yi de güvenlikte bırakıp salona girerek 15 ya da 20 TL çıkmış oluyor. Bunların önüne geçmek klubün elinde.

Yoksa 4-5 yaşındaki çocuğun simidini almayan çalışan güvenlik görevlileri, haftasonu da benim eşimin çantasında kalan hiç açılmamış çikolata paketini aldılar. Gerekçelerini sorduğumda ise (Sahaya atarsınız demesini bekliyordum aslında ama beklediğim cevap gelmedi :) ) salona dışarıdan yiyecek içecek sokmak yasaktır yanıtını aldım. Artık bunu kafasına göre mi yapıyor, yoksa gerçekten salonun içindeki büfeleri mi düşünüyor bilinmez ama benim gibi bu büfelerden her maçta 2-3 sosisli almayı alışkanlık haline getirmiş birinin başına böyle bir olayın gelmesi komik oldu.

Güvenlik görevlilerinin şüphelendikleri kişilerin ayakkabılarını çıkarttırması ise bence doğru bir harekettir. Ha hoş tabi maalesef eğitim şartları ve vizyonsuzluklarıyla inisiyatif kullanmaları pek mümkün olmayan bu şahısların bu süpheyi salona giren tüm insanlara karşı duyması keyif kaçırıyor doğrudur.

Arda abi elbette bu söylediklerimin direk Murat Özyer'le ilgisi yok ancak bilet fiyatları 12 TL olmadan önce de 7 TL idi yine aynı sıkıntılar yaşanıyordu. Yeni göreve gelen birinden de beklenen geçmiş sıkıntıların tekrarlanmaması, sürekli tekrarlandığında da yukarıda örneğini verdiğim aslında mantıksız olan durumlara kadar gidebiliyor. Kısaca hataları alışkanlığa döndürerek herkesin hem ilgisi hem de suçu oluyor. Bu yüzden Murat Özyer'in de payı var.

Ayakkabı konusunda da şüpheli gördülerse yüzde yüz haklılar hatta gerekirse bileti varsa içeri bile almayabilir, onda hemfikirim. Sorun şu ki geçen sezon o maçlara denk gelen arkadaşlar da şahir olmuştur, istisnasız denilebilecek şekilde herkese yapıldı. Bunun karşısında güvenlikler dese ki ihbar var, ona da tamam ama dediğin gibi çoğu konuşmaktan aciz, iki kelimeyi bir araya getiren de müdür oluyor zaten. Orada derdimizi anlatabileceğimiz bir yöneticimiz, temsilcimiz var mı, yok. Twitter'dan Murat Özyer'in vermiş olduğu cevaplar da ortada. Bu kulüp kurumsallıktan bahsederken, kurumsallığın temeli olan iletişim yoksa ortada bu sorunlar da malesef aynen devam eder.

Şu an sezon başı, salona gelen taraftar sayısı çok sınırlı. Geçen sezonki sayılara ulaştığımızda sorunlar da artacak, en basitinden giriş ve çıkışlardaki açılan kapı sayısı. Bakalım bu ve bunun gibi sorunların çözümüne bir katkısı olacak mı?
 
Yenimi anladınız beyler bu şahsın bu işi yapamayacağını,çok değil 1 ay evvel körü körüne savunuyordunuz.Buda bir gelişme tebrik ederim herkesi!!!!
 
Bu konuda hep sustum kendimce, bir başlasın bakalım görelim dedim, hatta Mithat abiye de çok kızdım, ama artık işin suyu çıktı ne yazık ki, olmuyor, olduramıyor Murat Özyer..En başında bu işi Cem Hoca (Akdağ), Murat Özyer kadar yapamaz mıydı diye sordum kendime, bugün cevabını yine kendim veriyorum, Cem Hoca bu işi Murat Hoca'dan bin (1000) kat daha iyi yapardı kanımca..Artık yol yakınken, biran önce bu yanlıştan saygı çerçevesinde dönülmelidir..
Saygılar...
 
Kulübün CEO'suna, üstelikte basketbol takım kaptanlığımızı yapan birine en ufak bir eleştirimiz yok.
En başta o eleştirilmeli. Ekibi kuran o değil mi?
Proseslerin sağlıklı bir biçimde yürütülmesinden 1. derecede sorumlu o değil mi?
Herhangi bir neşterini, çözümünü duydunuz mu?
İşimiz habire maaşlı bir personele yüklenmek olmamalı.

Hatanın 1. derecedeki kaynağını görmeliyiz.
Transferler, planlamalar vb. CEO'nun onayı olmadan asla yürürlüğe girmez.

Şikeci başı kendi kadın takımının maçlarını kaçırmıyor, bizim maçlarda en basit bir yönetici dahi yok?

Lütfi Arıboğan'ı hangi maçta gördünüz?
 
Kulübün CEO'suna, üstelikte basketbol takım kaptanlığımızı yapan birine en ufak bir eleştirimiz yok.
En başta o eleştirilmeli. Ekibi kuran o değil mi?
Proseslerin sağlıklı bir biçimde yürütülmesinden 1. derecede sorumlu o değil mi?
Herhangi bir neşterini, çözümünü duydunuz mu?
İşimiz habire maaşlı bir personele yüklenmek olmamalı.

Hatanın 1. derecedeki kaynağını görmeliyiz.
Transferler, planlamalar vb. CEO'nun onayı olmadan asla yürürlüğe girmez.

Şikeci başı kendi kadın takımının maçlarını kaçırmıyor, bizim maçlarda en basit bir yönetici dahi yok?

Lütfi Arıboğan'ı hangi maçta gördünüz?


Yanıt sayılır mı bilmem Olin maçında Yönetimden bir çok insan protokoldeydi. Lütfi Arıboğan da yerini almıştı. Hafta içi kadın basketbol EL maçında da(Prag) Adnan Öztürk tribündeydi.

Ceo'nun her transferden haberi olması bence mantıklı değil. Ceo bunlarla uğraşmaz. Bütçesine göre basketbol sorumluları bunu koordine eder. Lütfi Arıboğan'ın tabi ki suçu var. En başta neden gelin güvey olduklarını toplamaya başladı kulübün içine bunu düşünmek lazım. Ama maaşlı elemana kızmayın demek affedersiniz "saçma" olmuş. O zaman Lütfi de maaşlı eleman. Geçen sene Ceyhun hocaya kızdık o da maaşlı elemandı.


Murat Özyer'İn de artık mantıklı hareket etmesi lazım. "Her boku ben biliyorum, sen buna konuş!!" modundan çıkması lazım. Geyik şeyler sorduğunda yanıt veriyor ama ciddi sorularda saçmalamaya başlıyor. 40 lı yaşları geçmiş adamın hala ergin çocuk triplerinde olması hoş değil. Ona karşı bir olumsuz duruşum yok ama o kendinden nefret ettirmek için resmen PR çalışması yapıyor gibi.
 
Yanıt sayılır mı bilmem Olin maçında Yönetimden bir çok insan protokoldeydi. Lütfi Arıboğan da yerini almıştı. Hafta içi kadın basketbol EL maçında da(Prag) Adnan Öztürk tribündeydi.

Ceo'nun her transferden haberi olması bence mantıklı değil. Ceo bunlarla uğraşmaz. Bütçesine göre basketbol sorumluları bunu koordine eder. Lütfi Arıboğan'ın tabi ki suçu var. En başta neden gelin güvey olduklarını toplamaya başladı kulübün içine bunu düşünmek lazım. Ama maaşlı elemana kızmayın demek affedersiniz "saçma" olmuş. O zaman Lütfi de maaşlı eleman. Geçen sene Ceyhun hocaya kızdık o da maaşlı elemandı.


Murat Özyer'İn de artık mantıklı hareket etmesi lazım. "Her boku ben biliyorum, sen buna konuş!!" modundan çıkması lazım. Geyik şeyler sorduğunda yanıt veriyor ama ciddi sorularda saçmalamaya başlıyor. 40 lı yaşları geçmiş adamın hala ergin çocuk triplerinde olması hoş değil. Ona karşı bir olumsuz duruşum yok ama o kendinden nefret ettirmek için resmen PR çalışması yapıyor gibi.

Sühan Bey

Fikirlerinize katıldığım noktalar var katılmadığım noktalar var.

Bahsettiğimiz CEO bir spor kulübünün CEO'su herhangi bir kurum ya da işletmenin değil.
Kadın basketbol şubemiz ise yıllardır kanayan yaramız haline geldi.
Bence çok daha etkin önlemler ve kararlar alınarak yeni sezona girilmeliydi.
Ne ben Murat Özyer'i bire bir tanırım ne de o beni. Yaplan yanlışlardan da Sayın Özyer'i soyutlamış değilim.
Ben olaya sadece sorunun salt alttaki bir kişinin problemi olmadığı ve sadece o kişinin bertaraf edilerek çözülemeyeceğidir.

Evet Sayın Arıboğan'da maaşlı biridir sayın Fatih Terim'de ama diğer maaşlı çalışanlarla kurumsal anlamda baktığımızda yetki ve sorumluluk açısından Everest dağı kadar farkı olduğunu görürüz.

Hayatta da böyle değil midir?

Yönetimin (bazı üyelerinin) maçlara olan ilgisini ise maçların büyük çoğunluğunda yeralmasıyla samimiyetini anlayabiliriz.

Ölüm sessizliğindeki salonlarda maç oynamak Galatasaray'a yakışmıyor.

Sorunun dağ olduğu bir şubede CEO'nun suskun kalması bence kabul edilemez. Yoksa neden CEO densin? Neşteri vurmalıdır.

Alınacaksa alınacak, satılacaksa satılacak, kesin olan şu ki neşter vurulacak o da CEO'nun işidir.
 

Üst