Açık ve net konuşmak gerekirse daha önceki örneklere dayanarak bir del bosque , riijkard , aragones gibi lige uyum sağlayamayacağını ve takım için de kabulenilmeyip ikili ilişkiler de sorun yaşayabileceği konusun da şüphelerim vardı.
Öncelikle Terim Galatasarayın bir kangreni idi. Galatasaray adının üstüne çıkmış neredeyse kulübün sahibi gibi davranıp bütçeyi de geleni de gideni de yönetime gireni de çıkanı da hatta biraz da mübalağ edersek faşizan bir yönetimle tek başlılıkla sadece ben bilirim ben yaparım benim yaptığım doğrudur la başarıların dan dolayı fazla su üstüne çıkmasa da bu anlam da Galatasaraya zarar veren bir hastalık tı.
Şu an düşünüyorum Mancini dışın da Terimin etkisini silecek bir Teknik direktör olamazdı heralde. Takımı terimin etkisinden çıkartıp bambaşka düzene yelken açtırdı. Başarılı bir teknik adam Başkanla neden anlaşamasın? Kulübün sahibi gibi davranırsa anlaşamaz. Mancini ben sadece takımın patronuyum dedi ve tüm mesaisini oyuncalara ve yeni düzen için harcadı.
Terimin saha için de katı kuralları vardı. Melo çıkmayacaktı, Selçuk Topu dağıtıp orta alanı bekleyecekti, sneijder kanatlara koşacaktı, Burak o yarı saha senin bu yarı saha benim debelenip duracaktı . Aksi bir durum da Burak haftalarca yedek bekleyecek, sneijder zoraki oynatılacak ki bu durum her dakika yüzüne vurulup küsterilmesine sebep verilecekti. Mancini ilk değiştirdiği serbestlik oldu. Oyuncuların zaten saha içinde ki tavırlarından bu serbestlikten memnun oldukları belli oluyor.
Yine bir değişiklik Mancini ilk 11 ni asla oyuncularına belli etmiyor.Böylelikle herkesi oynayacakmış gibi hazır tutmayı amaçlıyor. örneğin aydın Yılmazı juventus maçı öncesi as takımla oynatıp maç için 18 e bile almaması takıma bir iyi bir mesajtı.
Tabiki sistemsel değişiklik. Herkes Manciniden savunma ağırlıklı bir kadro ve takım beklerken o Terim zamanın da asla oynayamaz oynarsa takım savunma dengeleri bozulur denilen sneijder burak ve drogba üçlüsünü korkusuzca sistemin önemli parçası yaptı ve bunun iyi bir sonuç ortaya koyduğunu gösterdi.
en önemlisi;
galatasaray kadrosunun en verimli kullanbılabileceği taktiksel diziliş 3-5-2'di ve mancini sezon ortasında gelen bir teknik direktörün yapması gerektiği gibi eldeki oyuncularla en iyi 11'i çıkarmak için 3-5-2'yi tercih etti. türkiye'ye gelen kariyerli teknik direktörler (vicente del bosque, aragones, rijkaard vs) her zaman kendi kafalarındaki taktiklerde ısrar ettiler ve başarısız oldular. mancini'nin bu kararı bir teknik direktör başarısıdır.
Özetle bu sene ne getirir puan farkı kapanır mı Şampiyon olunur mu bilinmez Ha bu sene şampiyon olamaz seneye olur sonraki sene belki yine 2.olur ama Mancini, rijkaard olmadığını aragones olmadığını yaptıklarıyla gösterdi en azından kimsenin aklında böyle bir şüphe yok.Takım ona güveniyor saygı duyuyor o oyunculara Saygı gösteriyor.Bizde bir tabir ve tavır vardır. Babacan ! Oyunculara babalık yapmıyor arkadaşlık yapmaya çalışıyor ama bunu yaparken de mesafeyi koruyor ve Kenar yönetimi dinliyor. Konu mankeni antrenörler dikmiyor aksine Tugay ve Taffarel ile beraber onların her görüşünü dinleyip ortaklaşa hareket ediyor