Russ Smith

Geçen sene McCollum'da rakiplerine göre cılız oyuncuydu şut mekaniği de pek iyi sayılmazdı ama zeki oyuncuydu, hocasını dinlerdi, takım arkadaşlarına her gün nasıl yardım yapacağını daha da geliştirirdi. Skorerdi ama asist yapıyordu. Skorerdi ama ribaund kovalıyordu. Skorerdi ama blok kovalıyordu.

Her sene McCollum gibi oyuncu bulamayız. Barcelona her sene Arjantin'den bir Messi bulamaz. Russ Smith içinde hoca hiç törpülemeye çalışmamış, her topu aldığında 5 kişinin arasına dalıyor, tamam dal ama boş oyuncuyu gör. Biliyorsun yeni bir arenadasın, kendini böyle ispat edemezsin. Bunu kendine ikna edemezse bize hiçbirşey kanıtlayamaz.

Öncelikle kendi içinde bir oyun düzeni bulması gerekecek. Maçın başında 2 üçlük denedin evet girdi. Rakip bu sefer seni dışardan savunacak, sende şut atma oyuncuyu uçur içeri dal boştaki oyuncuya sayı yapma imkanı ver.
 
Kendisi dün salonda beni en çok sinirlendiren kişiydi, hakemler de dahil buna. Sıcağı sıcağına adamı gömmemek için dün akşam bu başlığa yazmadım fakat bu sabah sakin kafayla düşününce de kendisine ümit bağlayacak pek sebep bulamıyorum. Aksi yönde düşünmem için ise sebebim çok. Kabaca bi pros-cons tablosu yaparsam eğer;

Russ Smith Eksileri

- Undersize. Kendi basketbol görüşümdür, undersize oyunculardan özellikle pg'lerden hiç hoşlanmıyorum. Dün salonda canlı gözle de net belli oluyor kendisi çok küçük. Vikipedia sayfasında yazdığına göre de 183 boyu ve yalnızca 75 kilo. En üst seviyede basketbol oynayan bir profesyonelin bu kadar fizik dezavantajı olmaması gerekiyor. Ayrıca bu fiziksel dezavantajını kapatmak için ekstra bir çabasını göremedim.

-Savunma. Savunması çok kötü, Aaron Jackson her pozisyonda maymun etti kendisini. Gelişir mi? Bilemiyorum Altan.

-Hücum. Kendisinin büyük bir hücum silahı olduğu yazılıp çiziliyor. Potaya driveları kuvvetli olabilir ancak hiçbir şekilde pası görmüyor/düşünmüyor. Takım arkadaşlarını da soğutuyor. Belki de kendisini göstermek için daha çok top kullanmak istiyordur. Kendisinin oyun kurucu olmadığını da eklemek isterim. Zaten Arroyo'dan beri oyun kurucu sahibi olamadık. Futboldaki sağ bek olayına döndü, bir sürü oyuncu geliyor gidiyor ve nihayetinde Sinan'ı oyun kurucu başlatmak zorunda kalıyoruz.

-Mental sıkıntılar. Kendisini şuan takımın bir parçası olarak görmediğini düşünüyorum. Hocayla da arasının iyi olduğunu söyleyemeyiz. Ergin Ataman da çok zor bir insan bunu kabul etmek lazım. Kendisiyle savaşa gidecek kadar bazı oyuncuları motive etse de bazı oyuncularla da hiçbir şekilde uyuşamıyor. Sanırım Ergin Ataman'ın Amerikalı çaylaklarla çalışmayı acilen bırakması lazım :) Maça giden arkadaşlar aynı fikirde mi merak ediyorum; dün kendisinin vücut dilini hiç beğenmedim. Bunu açıklaması biraz zor belki bir başkası daha doğru kelimelerle derdimi anlatır.

-Tecrübe. Kimse anasının karnından euroleague tecrübesi ve olgunluğuyla çıkmıyor muhakkak. Ancak ilk haftalar çok kritik ve olası bir 1-5, 0-6, 1-6 gibi bir sezon başlangıcında hepimizin tadı kaçar ve top8 şansımız imkansızlığa yaklaşır. Böyle bir senaryoda da ihale kendisine ya da Dentmona kalabilir. 2 aya kalmadan takımdan gönderilebilir bile.
Bu arada kendisinin 25 yaşında olduğunu yeni öğrendim. Tamam çaylak olabilir ama 25 yaşında bir oyuncunun daha olgun olması gerekiyor. Kendisinin Nba hayalleri var mıdır bilemeyeceğim ancak ekmek yiyeceği en üst seviye Euroleague ve bunu iyi kullanması gerekiyor. Bir daha bu seviyeleri göremeyebilir.

Sanırım kendisinin hatasıyla sevabıyla lig maçlarında çok süre alıp ortama ısınması gerek. Euroleague'de de alacağı sürelerin çoğunu daha tecrübeli Dentmonla geçmeliyiz.

Russ Smith artıları

-Hücumda kısa sürelerde skor patlaması yapması ve potaya gidebilmesi. Ancak bunları denerken de doğru pozisyonları seçmesi gerekiyor.

Çok acımasız oldu ancak kendisinden pek umudum yok. Umarım utandırır.

Hocam çok güzel özetlemişsin. Undersize kısmına takıldım sadece çunku bende aksine severim :) Dixon ve Wilbekin örnekleri dururken önümüzde, neden olmasın diyorum.. Dixon ve Wilbekin iyi koçlarla çalısınca savunma defoları ortadan kalktı, topa baskıyı çok iyi yapıyorlar. fiziksel dezavantın çözümü yardımlasma ve takım savunmasıyla olur. Birde şutu çok kötü russ'ın, bu da baya önemli bir handikap..
 
2 maçtır felaket işler yapıyor, her girdiğinde takım savruluyor, dağılıyor bunlarda hem fikiriz. Ama ben hemen vazgeçilecek bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum. D-League'den Avrupa'ya hemde en üst seviyesine yeni gelmiş çaylak bir oyuncu, biraz sabretmek şart. Şuanda kendisi, hem oynanan basketbola, hem ortama, hem ülkeye, kısaca yeni bir hayata alışmaya çalışıyor. Özellikle şuanda mental olarak iyi durumda olmadığını düşünüyorum. Ve kendini biran önce kanıtlamak çabasında.

Mccollum ile kıyaslıyoruz kendisini ama Mccollum'da ilk başlarda baya eleştirilmişti. Hatta Eurocup Mvp'si olduğunda bile eleştiriliyordu. Mccollum benim gözümde çok ayrı bir oyuncuydu. Özellikle İpekçi'de canlı izlerken kendisine hayran kalıyordum. Bir kere mental olarak çok kuvvetli bir oyuncuydu. Kötü oynasa bile mücadeleden vazgeçmiyordu ve sürekli koçla iletişim halinde, birşeyler öğrenme, birşeyleri düzeltme çabasındaydı. Smith'te ise burada bir sıkıntı olduğu aşikar. Vücut dili şuanda hiç iyi sinyaller vermiyor. Buna biran önce çare bulmamız şart. Ayrıca biraz daha alışana kadar daha oturaklı 5'lerde özellikle Sinan'lı 5'lerde kendisini kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. Biraz daha sabretmeliyiz sanki.
 
Avrupa basketbolu ve ABD'deki basketbol çok farklı. Orada hızlı hücuma dayalı, savunmanın o kadar da sert olmadığı liglerde oynuyor. Ama burada daha çok, set hücumlarıyla aklın daha ön planda olduğu ve sert bir basketbolun oynandığı yer. Smith evet hızlı, potaya gidip sayı almayı seven bir oyuncu. Ama iyi olduğu yetenekleri burada fazla işlemeyebilir. İlk 2 maçta iyi sinyaller vermedi. Ligde Dentmon'un arkasında kalacaktır diye tahmin ediyorum. Umarım daha çok gelişir ve Avrupa basketboluna uyum sağlar. Yoksa hem onun için hem de bizim için işler zor olacak.
 
Herhangi bir yetenegi olmayan arkadaş. Hücumda sağ dipteki Emir'e verdiği pastan da anlasılıyor bunda ne olup olmadığı. Ders diye anlatılır "Nasıl pas verilmez forvete" diye.

Edit: Yine Emir'e vermeye çalıştığı coast to coast pası da iyi izleyin.

Edit2: Schilb'e vermeye çalıştığı pas.

Bu adamı kim guard diye buldu getirdi?
 
Kesinlikle bu kalibrede yarışan bir takımın guardı olacak ne fiziksel yetisi ne mentalitesi ne de yeteneği var.Oyun görüşü pas fundemantali ayrıca 3 sayı cizgisinin gerisinden istikrarsızlığıyla bu kadar yetersizliği barizken bir an önce eğer gönderilebiliyorsa bu isim Dentmon değil Russ olmalıdır.Ergin hocanın savunma yapamıyor dediği Dentmon Russdan kötü savunma yapamaz ayrıca hücum sahasındaki özelliklerini Russla karşılaştırma gereği bile duymuyorum.Ergin hoca biraz kendine gel.!!
 
Yanlış transfer, yerine 300-400 bin dolara Eurochallenge'da ya da Eurocup'ta yükselen bir oyuncuyu tercih ederdim. Theodore veya Aek'lı M. Dixon olabilirdi.
 
İlla değerlendirilecekse mutlaka SG olarak kullanılmalı. Top hakimiyeti, kendini dizginlemesi, sabrı PG için çok zayıf kalıyor. Önünde Zisis gibi bir guard olsa gelişimini daha rahat beklerdim ama şu an o pozisyonun doğal yetersizliğinden mutlaka eldekilerden bir şey çıkarmak gerekiyor. Bu kadar yoğun bir programda Russ'tan dengeli bir oyuncu haline gelmesini bekleyerek kaybedecek zamanımız da yok. Şu andaki fiziği itibariyle 6-7 yıl önceki Bourousis, Vujcic, Pekovic, Maric gibi uzunların takımlarını sürüklediği Euroleague'de önemli bir oyuncu haline gelebilirdi ama şu aşamada her takımın dirseğiyle blok yapacak 1-2 Amerikalı pivot bulundurduğu ortamda başarılı olması çok zor. Bugün potaya gittiği her anda bizim lig için bile undersize Ronald Roberts'a karşı her an blok tehdidiyle oynadı. Her maç ya Allah deyip elimizi açacağız artık, kısa vadede daha makul bir çözüm gözükmüyor.
 
Koçun egosunu, inadını bir kenara bırakıp takımın liderliğini derhal Dentmon'a vermesi gerekiyor.

Russ belki ileride iyi bir oyuncu olabilir fakat şu an için kesinlikle doğru isim değil.
 
Bize Russ gibi oyuncular değil, Arroyo gibi oyuncular lazım. çaylak guardlara sabretmek bizi birkaç adım geriye götürebilir. Sene başında burun kıvrılan Markovic bile Smith'in yanında piyango bileti gibi geliyor şu an. Şu an olumlu yaptığı bir özellik göremedim. Top getirirken çok tedirgin.Can Korkmaz bile ondan daha iyi top getiriyor. Topu iyi dağıtamıyor, aklı hep içeriden zorlamada, onu da bu fiziğiyle çok başarılı şekilde gerçekleştirdiğini söyleyemiycem.Üçlük atamıyor. Bize olmuş guard lazım, neden hep sabretmek zorunda kalıyoruz ? Piyasada guard yok ta ondan. Ama bir Kevin Pangos bir Shane Larkin bulamaz mıydık?

Sezonu erken bitirmek istemiyoruz, hoca Russ konusunda çok iddialıydı. Euroleague'in yıldız guardı olacağını söyledi. Ama iyi kumaşın kendini baştan belli edeceğini düşünüyorum.
 
Seni hiç sevmedim süt oğlan hiçte sevemeyeceğim.Bu adama 800-1m arası para verdik birde.

Hocam aklını başına al allah aşkına birde bu adam için euroleague'nin en iyi oyun kurucusu olmaya aday dedin ,yapma gözünü seveyim Schilbe dayanamıyorken birde buldun bu adamı getirdin hemde uçuk bir kontratla.
 
Özel meziyetleri var belki de avrupanın en delici bikaç kısasından ama onun rolünün iyi belirlenmesi lazım. Birinci guard olarak takım maestrosundan çok skor gereken anlarda birebirlerine başvurulabilir.

SM-G900FQ cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
Eğer bir guard alacaksan ya skorer ya da iyi bir organizatör olup takımı oynatmayı bilen birini alırsın. İkisini de yapıyorsa zaten çok iyi bir seçim yapmış olursun. Russ Smith'in bu iki özellikten de olmaması zaten baştan yanlış bir karar alındığını gösteriyor.

Takım iyi gidiyor rakibe fark bile atıyorsun ve bu çocuk oyuna giriyor takım afallıyor resmen. Biz de öylece bakakalıyoruz bu işte bir gariplik mi var diye. Biz taraftarlar, Ergin hoca ve oyuncular dahil bu çocuğu hala kimse çözemiyor ve galiba bu gidişle de çözemeyecek de!.

Şimdi bu Russ Smith maçlarda ne yapıyor/yapamıyor?

-oyun kuramıyor
-tek iyi tarafı olan hızıyla içeri giriyor ya blok yiyor ya da duvara çarpıyor.
-topu neredeyse baş hizasına kadar zıplatıp savruk bir şekilde top sürmeye çalışıyor, topu da bu yüzden kaybediyor zaten
-dışarıdan iyi şut atamıyor ve sanırım kendisi de bunun farkında sürekli içeri dalıp sayı/faul alma peşinde
 
Adam resmen sudan cikmis baliga dondu. Saha ebatlari burada daha ufak, yani 4 oyuncuyu yay koseye, birebirde gecersen yardim gelene kadar coktan turnikeyi birakirim diye dusunmekten ne zaman vazgececek acaba? Bunu Euroleague mac icinde 1 bilemedin 2 kez yaparlar. Acik sahada yakalamadigi surece her pozisyonda o bloklari yemeye devam edecek ha olsa Jamont Gordon gibi bir fizigi tamam diyecegiz ama oda olsa zaten buralara yolu dusmezdi.
 
kesinlikle bize faydasının olamayacağını gösterdi. Belki maçlarda 2 veya 3 dakika rakip takımın faul hakkı dolduğunda kullanılabilir. Adam ne zaman oyuna girse rakip takım lehine fark yaratıyor.
 

Üst