Re: 10 # Taylor Rochestie
Taylor'ın sadece son maçını değil M.P.Trabzon ve D.Skyliners maçlarını da gözönüne alarak, savunmada birebirde kolay geçildigini gördüm. Boyunun kısa olmasının ötesinde kollarının ve bacaklarının kısa olması da bunda etkili, tam anlamıyla undersize kalıyor. Solomon, Taylor'dan sadece 3cm uzundu ama kollarını etkili sekilde kullanıyordu. Beyaz olmasına ve atletik bir vucut yapısına sahip olmamasına ragmen, oldukca cabuk ve sıçrama kabiliyeti olan bir oyuncu.
Hucumda ise, dikkatimi çeken sey, hızlı ve çabuk guardlar, özeliklle abdliler, genelde fiziksel ozelliklerini onplana cıkararak oynar. Dee ve Mitchell'le karsılastırma yaparak anlatmaya calısayım: Mitchell da Dee de temelde acık alan kovalardı ama kendileri ne kadar cabuk olsa da, pasor ve hucum seti gelişkin bir takım olmadıgımız için, top o kadar cabuk dolasamazdı ve çogu zaman sete dönmek zorunda kalırdık. Set hucumunda bu tip guardlar ikili oyunlarda olsun, oyunu o anda okuyup dogru yere gitme ya da pas aktarmada olsun yetersiz kalır genelde. Mitc de Dee de bu tarz oyunculardı. Eski tip oyuncu kurucu zaten oldukça zor yetişiyor hele ki ABD'de. Bu acıdan bu tarz pırpır guardların, diger sglerden açık ara tek farkı, iyi bir top kontrolu-ball handling oluyordu. Bir nevi C.Erden'in atletik hali. Ender Aslan da bu tip guardlara yakın bir örnek bence.
Ama başta Engin Atsür olmak uzere, Tutku ve K.Tunçeri, bu acıdan farklı bir nokta da. Gerçek anlamda pg yeteneklerine sahip oyuncular bunlar.Ulke de bu kıstasa uygun başka gercek pg de yok bana gore. Dunya da saylıları azalıyor. St.Peterburg maçında Tutku'nun oyunda oldugu dakikalardaki hucum akışkanlığı ile öncesi arasında açık fark var bence.
Rochestie bu acıdan Mitc, Dee hatta Ender gibi hucum sete kaldıgında birebir zorlama dısında yapabilecek başka bir sey bulamayan bir pg değil. Bu tarafı çok olumlu ve Oktay hocanın tercihi nedeni de budur diye tahmin ediyorum. (Hoş zaten Taylor'ın set becerisi olmasa geriye oldukça vasat hatta vasat altı bir oyuncu çıkar.)
Ama şimdiye kadar gördüğüm, Taylor seti oynayabilecek zeka ve beceriye sahip olmasına rağmen, boyunu, kısa kollarını, atletik ozelliklerini ve Avrupada içeriye girdiginde karsılasacagı sertligi gözönüne almadan, sıklıkla ve yanlış zamanlarda içeriye drive etmekte, dogru kelimeyle gözü kapalı dalmaktadır. Bu drive sırasında kontrollu olup, pas verebilme ozelligi var mı tam anlayamadım henuz. Bunu yapabilen guardlar var, önemli bir beceri bu. Ama 3 maçta da içeri penetreleri sonucu çok sayıda top kaybetti. Sanırım son anda pas verebilecek kadar kontrollu bir yapısı ve hassas bir eli yok. Ozellikle Mitch bu tip hataları sıklıkla yapardı hatta pekçok fast breaki bile bu şekilde harcardı.
Umarım Rochestie zamanla bu yanlış seçimlerinden vazgeçer. Bunun için öncelikle içeriye penetre etme konusundaki aşırı özgüvenini dizginlemelidir. Gücü, atletik yetenekleri, penetre becerisi ve kontrolu istedigi zaman rahatlıkla içeriye girmesine yetmemektedir bunun farkına varmalıdır.(D-Was diğer pırpır guardlar Mitc ve Dee gibi değildi, bu pozisyonları bitirirdi. Deliciliği zaten çok az oyuncuda bulunan duzeydeydi. Ama hucum setini oynatacak bir guard olmadıgı açıktı. Oktay hocanın Rochestie'den beklentisi zor pozisyonlarda drivelara kalkışması olsaydı D-Was'ı tutardı. Rochestie'den D-Was gibi penetre beklenmiyor zaten.) Rochestie, D-Was değildir bunu anlamalıdır. (D-Was'a ovgu veya Rochestie'yi yergi anlamında kullanmıyorum. Özellikleri farklı ve bunlara uygun oynamalı diyorum.)
Asıl onem verdigim konu, hucumda yaptıgı seçimler. Savunması ve sutu o derece önem taşımıyor benim için. Acıklamak gerekirse, Rochestie gibi bir oyuncuda karar kılıyorsanız zaten birebirde çok iyi bir savunma bekleyemezsiniz. Abartarak örnek vermek gerekirse, Oguz Savas'tan çabuk olmasını, Gaines'ten Prkacin gibi pas alışverişini yapmasını beklemek gibi. Savunmada yeterince gayretli ve konsantre. Fiziksel yapısından ötürü birebirde geçilmesi konusunda yapılabilecek pek birsey yok bana gore. Şutu genel olarak fena değil, zaten oncelik takımı oynatacak bir pg'ydi. Şut istenseydi rahatlıkla pg-sg karması bir oyuncu tercih edilirdi. Hucumda yaptıgı hatalar, Rochestie'nin asıl alınma gerekçesinin, takımı oynatması, altını oydugu hatalar. Bu yuzden daha onemli ama aynı zamanda duzeltilebilir hatalar bunlar.
Eleştirim genel anlamda projeksiyona. Rochestie, artıları ve eksileriyle; savunması, şutu, oyun zekası ve gorusu, atletik yetenekleri ve potansiyeliyle birlikte dusunuldugunde, takımın ustunde bir oyuncu gibi gelmiyor şimdilik. Elinde Tutku gibi, Rochestie'nin en iyi oldugu konuda ondan daha iyi bir oyuncu var. Tutku'nun sakatlıkları ile butun sezonu tek başına götüremeyecegi aşikar. Ama diğer yandan guard savunmasında da Evren dısında seçenegimiz yok. 1.90'lık hızlı bir guardı ne Haluk ne de Caner savunabilir. Dijon Thompson'u savunabilirler ama Domercant'ı zor savunurlar. Rochestie yerine savunması daha iyi ama hucumda seti O'nun kadar iyi oynatamasa da hucum setinde sıklıkla basit hata yapmayan, takımı ve pas akışını gereksiz zorlamarıyla (C.Erden'in sut, Mitch'in drive zorlamaları gibi) bozmayan, Rochestie'den genel olarak daha kapasiteli biri alınabilirdi.
Seçimler konusunda kulubun mayıs ayındaki planlarıyla, eylul ayındaki planları arasındaki farkın etkili oldugu dusuncesindeyim. Mayıs ayında cok daha mutevazı hedefler konurken, artık şaşırmıyoruz, agustos-eylul ayında Furkan'ın peşine düşebiliyoruz. Bu dalgalanmada Oktay hocanın hatası yok.