Yapılan açıklamaları okudukça aklımı kaçıracakmış gibi hissediyorum. TBF'nin
yayınladığı duyuru hem gereksiz uzun, hem de satır aralarındaki "Ama kulüp de, oyuncu da yönetmeliği bilmiyormuş. Onlar da bize Bosna Hersek pasaportu ile başvurdu, kimse bizi uyarmadı" vurguları olabildiğince mide bulandırıcı. Acizlik, başka bir şey değil. Eğer TBF otoriteyse, eğer oyuncu TBF'nin verdiği lisans olmadan oynayamıyorsa, o zaman tüm sorumluluk da TBF'ye ait demektir. Bu kadar basit, bu kadar net.
Harun Erdenay'ın bir diğer açıklamasında geçen "
TBF’nin çalışanı arkadaşımız bizim onayımız olmadan ikinci lisansı vermiş." cümlesini ise gerçekten nasıl değerlendireceğimi bilemiyorum. Yok yani, herhangi bir mantığa sığmıyor şu yaşananlar sonrası TBF'nin takındığı tavır. Tek adama bütün suçu atıp, kenara geçip, sanki başka bir kurum bu skandala imza atmış gibi davranmak tam da bu ülkede yapılabilecek bir şey aslında. Ne kadar acı, ne kadar yazık... Bütün yapılan yatırıma, verilen emeklere, insanların vaktine yazık... O lisans çıkmadan önce kimlerin değerlendirmesinden, hangi departmanların/çalışanların onayından geçiyor? Herkes mi hata yaptı? Kimse mi farkına varmadı? Sormaya korkuyorum ama bu hata bu kadar rahat, bu kadar basit yapılabiliyorsa o zaman bugüne kadar kaç tane hatalı lisans çıktı da farkına varılmadı?
Şu yaşananlar Avrupa ya da Amerika'da olsa, önce lisansı çıkaranların istifası istenir, sonra da federasyon başkanı indirilirdi. Bakıyorum, kimse koltuğunu terk etme derdinde değil; her zaman olduğu gibi. İstifaları geçtim, kimse hatayı kabul etme niyetinde değil; herkes haklı, Galatasaray hatalı. Takımlar üstü olması gereken kurum TBF,
lisansı 2 kere hatalı şekilde çıkaran TBF ama suçsuz olan yine TBF. Ne güzel...