TBF, GS 76-72 FB maçında G.Saray'ı hükmen yenik saydı

Şöyle bir sıkıntı var yalnız. Hala yazılı belge deniliyor arkadaş oyuncu lisansı oynayabilmesi için çıkan yazılı belge değil midir?
 
Son olarak da kendine galatasaraylıyım diyen para babalarına herşey hava onlar için bizim hepimizin hayal dahi edemeyeceği paralarla oynuyorlar. Biz üç kuruş artırıp forma bilet vs almaya çalışırken bu "adam"lar sadece lak lakcılık yapıyorlar.
Ama şunu bilir şunu söylerim biz taraftarlar ne kadar bilinçli olup sahip çıkarsak renklere klübe onlar da o kadar önem vermek zorunda kalır. Basketbol ve voleybola olan "arz" ı artırmamız lazım. Bu ekonomik dili sevmiyorum ama şuan zenginler meseleye arma aşkı diye bakmıyor arz-talep diye bakıyor.
Şu anda biz takıma be kadar sahip çıkarsak yönetim o kadar sahiplenmek durumunda. Ha şu haklı durumu bile yönetemeyecekler bence ve kesinlikle bunu bile halledemeyeceklerse arkalarına bile bakmadan gitmeliler.
Galatasaray bir kültürü olan klüp ya bunlar adımızı lekeliyorlar iş bilmezlik tamamen bu. (Ki sadece bu yönetime demiyorum geçen sene erkek basketbolda olan maddi sıkıntı sonrası yaşananlar. Kadın basketbol da saymakla bitmeyecek abukluklar- meseleyi sadece özyere atarak da çözemeyiz bi bakış lazım)
Ya amatör branşlara sahip çıkacaklar ya da galatasaray sadece futbol takımı olacak bu da bizim elimizde.
Ua içinde bi çift laf : bedava bilet bazı şeylerden faydalanma adına renkleri armayı değil yöneticilerin dediklerini yapmamak lazım. Sonuna kadar armanın peşinde olmak lazım.
 
Şöyle bir sıkıntı var yalnız. Hala yazılı belge deniliyor arkadaş oyuncu lisansı oynayabilmesi için çıkan yazılı belge değil midir?

Onun için demiyorlar. Şimdi TBF yönetimi diyor ki bize sorulmadı (biliyorum saçma lisans verilmiş ve o lisans asla size sorulmadan verilmez) ve yalakaları diyor ki nerede TBF'nin olur lisans değiştirebilirsiniz belgesi. Yani lisansın değişmesi yetmiyor bir de üstüne lisansı değiştirtebilirsiniz diye bir yazı istiyorlar. FİBA'nın Bosna Hersek vatandaşlığı ve Bosna Milli Takımı oyunculuğuna izin vermemesi tuhaf. Emir olayı en net örnek burada.
 
Ben bu adamı, Uğur Meleke'yi ve Mert Aydın'ı tarafsız buluyorum ve yazılarını, yorumlarını takip ediyorum.

Sadece müsabakaları, teknik analizleri vs değil, mantığa ters uygulamaları (Fenerbahçenin itiraz etmesi mesela), yönetmelikleri (8:20 lerdeki itiraz gerekliliği konusu mesela) de eleştirip yorumlar yapıyorlar. Amaçları daha da güzelleştirmek çünkü.
Ali ece var bir de ağır Beşiktaşlı ama bence 1 numara

SM-A500F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
Biz TBF'ye tescil için başvururuz.
TBF reddeder. Tazminat davası açarız. Uzun sürer.
Konu bir iki sert açıklama ile kapanır.
 
10. Noter kanalıyla sporcu tarafından yapılmış bir bildirim yapılmadığı için sporcunun ilk tescil işlemi kulüp tarafından FIBA nezdindeki başvuru evrakları dahilinde ve lisans işlemlerini takip eden Galatasaray Spor Kulübü yetkili basketbol yöneticisinin de bilgisi dahilinde Bosna Hersek vatandaşı olarak yapılmış ve kulübe bu yönün açıkça yer aldığı lisansı teslim edilmiştir.

Gerek teslim gerekse sonraki aşamalarda kulüpten bu konuda bir itiraz gelmemiş,

hatta kulübün yetkili yöneticisi bizzat TBF ye gelerek değiştirme işlemini yapmış ve 2. lisansı bu bilinçle elden teslim almıştır.

TBF çalışanı da bu evrakı tutanaklara geçirmeden değiştirerek yenisini teslim etmiştir. Bu konuda TBF nezdinde idari soruşturma açılmış olup, titizlikle yürütülmektedir.

Açıklamanın özü bu madde bence ama burada da aslında hiçbirşey denmiş değil.

Şimdi ilk cümlede sorun yok Bosna-Hersek vatandaşı olarak aldığımız ilk lisanstan bahsedilen anlamlı ve bildiğim kadarı ile maddi olarak doğru bir cümle.

İkinci cümle "hatta" bağlacı ile birbirinden ayrılmış iki tane cümlecikten oluşuyor .O iki cümleciği birbirinden ayırdım.İlk cümlecik "Gerek teslim gerekse sonraki aşamalarda kulüpten bu konuda bir itiraz gelmemiş, " şeklinde .Burada da şeklen ve içerik olarak bir sorun var gibi durmuyor "bu konuda" bir itiraz gelmemiştir derken kast ettiği "bu konu" benim Türkçe bilgime göre bundan bir önceki cümlede geçen konu olmalı peki o konu ne idi :

"Noter kanalıyla sporcu tarafından yapılmış bir bildirim yapılmadığı için sporcunun ilk tescil işlemi kulüp tarafından FIBA nezdindeki başvuru evrakları dahilinde ve lisans işlemlerini takip eden Galatasaray Spor Kulübü yetkili basketbol yöneticisinin de bilgisi dahilinde Bosna Hersek vatandaşı olarak yapılmış ve kulübe bu yönün açıkça yer aldığı lisansı teslim edilmiştir."

Yani ikinci cümlenin hatta bağlacından önceki kısmında geçen bu konu ifadesi Bosna-Hersek vatandaşı olarak aldığımız lisansla ilgili öyle değil mi ? Yani oyuncu için aldığımız ilk lisansla ilgili

Peki ikinci cümlenin "hatta" bağlacından sonraki ikinci kısmı (cümlecik mi deniyordu ?) ne diyor "
kulübün yetkili yöneticisi bizzat TBF ye gelerek değiştirme işlemini yapmış ve 2. lisansı bu bilinçle elden teslim almıştır."

Bu kısım ikinci lisanstan bahsediyor ikinci lisansı kimin aldığından bahsediyor bir de "bu bilinçle aldığından bahsediyor"

Şimdi yöneticimizin ikinci lisansı bizzat almış olması ile ilk lisansı almış ve bu lisansa itiraz etmemiş olmamızın ne gibi bir ilgisi var da "...bu konuda(1.lisans konusunda) bir itiraz gelmemiş hatta.....yetkili yöneticisi.....2.lisansı...bizzat teslim almıştır" gibi bir ifade kullanmış TBF bu ifadenin nasıl bir anlamı var ki ?Ayrıca "bu bilinçle" teslim almıştır derken kast edilen bu bilinç nedir yöneticinin bizzat geldiğinin farkında olması mı (eğer buysa bunun anlamı nedir) ? Yöneticimizin aldığı lisansın ikinci lisans olduğunun farkında olması mı ?

Özet olarak TBF burada hiçbir şey söylemiş değil şeklen ve maddi olarak doğru/tutarlı olmayan yok hükmünde sayılabilecek bir cümle ile olayın özünü geçiştirmiş. Yalnız bu ifadelerden çıkarılabilecek tek bir gerçek sonuç var o da TBF ikinci lısansın verildiği ana kadar olan bitenden haberdar ve hakim o kadar hakim ki ikinci lisansı kimin bizzat aldığını biliyor o kadar hakim ki 2. lisansı alanın hangi mental süreç içersinde ("bu bilinçle) olduğuna ilişkin beyanat vermeye kendini mezun görüyor .

Şimdi süreç nedir çok özet olarak: bize önce oyuncu için bir lisans veriyor BH vatandaşı olarak sonrada ABD vatandaşı olarak ikinci bir lisans veriliyor o lisansı alıyoruz ve olay bitiyor .Tüm süreç bu değil mi ? Şimdi TBF sürecin son anına yani bizim ikinci lisansı aldığımız ana kadar lisansı alan yöneticimizin kafasının içinde neyin geçtiğine dair ahkam kesecek kadar sürece hakim,süreç hakkında bilgi sahibi olduğunu itiraf etmiş olmuyor mu?


Şimdi biz bu bilinçe! 10 maddenin bir sonraki cümlesine bakalım lütfen "TBF çalışanı "bu" evrakı tutanaklara geçirmeden değiştirerek yenisini teslim etmiştir" ibaresi var

Şimdi, buradaki "bu evrak" hangi evrak normalde bir önceki ifade de geçen evrağı işaret ediyor olması beklenir işaret sıfatı olarak kullanılan "bu" kelimesinin ama bir önceki cümle anlamsız bir cümle olduğu için mesele karışıyor.Çünkü bir önceki cümlenin ikinci kısmında aslında bizim aldığımız ikinci lisanstan bahsediyor öte yandan "bu evrak" değiştirilmiş bir evrak olduğuna göre "bu evrak" derken ikinci lisans kast edilse ikinci lisansın değiştirilmesinin sonucu olarak aldığımız üçüncü bir lisans olması gerekirdi.Sonuç olarak "bu evrak" derken kast edilenin BH vatandaşı olarak aldığımız ilk lisans olduğunu anlıyoruz (yada tahmin ediyoruz diyelim)

Şimdi TBF'nin anlamsız cümlesini ,Türkçe yazarsak
"TBF çalışanı oyuncunun BH vatandaşı olarak aldığı ilk lisansı (yani bu evrak) tuataklara geçirmeden ABD vatandaşı olarak yer aldığı yeni bir lisansı (açıklamada yenisi diye geçmekte) teslim etmiştir.

Peki ne oldu? Açıklamanın bu kısmına kadar tüm sürece (ikinci lisansı aldığımız an dahil !) tüm ayrıntıları ile hakim olduğunu (2. lisansı alan yöneticimizin bilinç durumuna kadar yorum yapacak kadar) kötü bir Türkçe ile de olsa itiraf eden TBF bir anda bu cümle ile lisansın değiştirimesi ve ikinci lisansın verilmesi işlemini bir TBF çalışanı yapmış benim olaydan haberim yok çalışan hakkında işlem başlattım demiş.Madem olaydan haberin yok işlemi yapılırken kim geldi gelirken ne düşünuyordu,hangi biliçşte idi nereden biliyorsun da buna dayanarak arguman üretiyorsun yok biliyorsan zaten herseyden haberin olduğunu itiraf etmiyor musun ?

Özet olarak olayın özüne ilişkin 10. madde yok hükmündeki ifadeler ve açık çelişkiler dışında hiç birşey söylememektedir.

Bu açıklamanın tek anlamı TBF'nin haberimiz yoktu,bir çalışanın kabahati dediği herşeyden haberi olduğunu ve tüm sürecin tüm ayrıtıları ile bilgisi dahilinde olduğunu itiraf etmesidir.

"
merdi" kıpti şecaatin arz ederken sirkatin söylermiş



 
Fatih Altaylı: "Yıllar önce Kemal Erdenay, oğlu Harun’u saha kenarına almış ve 5 bin kişinin önünde tokatlamıştı. Varmış adamın bir bildiği"
 
Harun yine açıklama yapmış. Açıklamaların Mahmut Uslu'nun açıklaması ile aynı güne denk gelmesi nasıl bir tesadüf acaba ? Adamın icazet alması bile 2 gün sürüyor. Bize sen kimsin diye sormuş galiba. Ona kim olduğumuzu gösterecek bir açıklama bekliyorum ben. Ligin en çok şampiyon olan, 2 Avrupa kupası getiren, milli takıma en çok oyuncu veren, Türkiye'nin en köklü ve en büyük spor klubü olduğumuzu, onun bir gün başkanlığı bırakıp kaybolup gideceğini ancak bizim hep burda olacağımızı, daha fazla açıklama yaparak FB'li olmasına rağmen ona halen oyunculuk dönemi aşkına saygı duyan az sayıda GS'lının da sevgi ve saygısını kaybetmemesini gerektiğini hatırlatmamız lazım...
 
Harun'a dunku mactaki kulak cinlamasi yetmedi galiba.

FB degil TBF baskani oldugunu hatirlasa iyi olacak. Sacma sapan aciklamalariyla ortami daha da geriyor.
 
Olayı ayrıntılı olarak düşününce aklımdan geçen ;

Sondan başa gidelim. Tbf neden Kizer'in maddi külfetini ödemek istiyor ? Daha değişik soralım. Hataları olmasa bunu neden istesinler ? Birde olayın sorumluluğunu üstlerine almayı dezavantajına rağmen. Çünkü hatalılar. Peki buna neden olan hataları ne ? Yönetmeliklere göre geçerli olmayacak 2. lisans çıkarmalarımı. Hayır. Varolan haliyle oynayamayacak olmasının sebebi hatalı çıkarılan 1. lisans. Peki yapılan hatalı 2. işlemde hatayı yapana dava açtın. 1. hatalı işlemde yaptımı. Hayır. Neden ? 1. işlem hata değilmiydi yoksa. Bilerekmi yaptınız. Sizin istediklerinizimi uyguladı federasyon çalışanı. Ki 2. hatalı işlemde bunuda vurguluyorsun. (Bizden habersiz yapmış) Aslında amaç sadece gündeme gelmeden

Savunmaları ayrı komedi. Diyorlarki daha açıkçası : Biz yetkili kurum olarak 2 kere hatalı lisans vermiş olabiliriz. Konu gündeme gelmesine rağmen hatalı işlemlerimizide sonlandırmamış oabiliriz. Hatta bize konuyu sorduğunuzda sizi yanlış yönlendirmişte olabiliriz. Bütün bunların hiçbir anlam ifade etmediğini siz bilmek zorundasınız.

Bir takımın oyuncusuna yanlış lisans çıkartarak takımın parasını çöpe attırıyorsun. Daha önemlisi o oynatamadığı oyuncudan dolayı takımı güçsüzleştirip, sezonda rakiplerine avantaj sağlıyorsun. Üstüne hatalı verdiğin lisansla, uyarılara rağmen oyuncunun oynamasına güvence verip kazandığı maçı rakibine veriyorsun.

NASIL BİR TEZGAH LAN BU. NASIL BİR ŞEREFSİZSİNİZ SİZ.

Gerçi biz sizin nasıl bir alçak olduğunuzu gencecik bir çocuğun hayatını (kariyerini) karartmanızdan, arada 2 metre mesafe varken verdiğiniz, kafakol, künde, kaz kanadı pozisyonunda vermediğiniz faulleler çaldığınız şampiyonluklardan, taşra mafyasıyla yaptığınız şike konuşmalarının tapelerinden biliyoruz.
 
Aslında konunun çözümü çok basit.
1. lisans tamamen TBF'nin kulübün talebini incelemeden, FIBA nezdinde izin almadan hatalı bir lisans çıkarması. Bu durumda AGÜ maçının tekrar oynanması gerekir.
2. lisans olması gereken lisans yani Kizer ABD vatandaşı ve doğru lisans bu maçtan önce verilmiş. Maçın sonucunun tescili gerekir.
Benim sorum şu, madem TBF bu lisansın usulsüz olduğunu biliyordu maç öncesi neden lisans askıya alınmadı ve Kizer'in oynamasına izin verildi?
Bu soruyu nedense emir erine kimse soramıyor!
 
Ilk mesajim olmasina ragmen uzun yazacagim.

Yonetimin gerekli gereksiz elestirilmesine karsi çiksam da kendi aramizda muhakeme etmemiz gereken bir husus var, o da bu denli haklilik payimizin oldugu konuda asarim keserimden ibaret hiçbir seyin soylenmedigi bir basin toplantisini içimize nasil sindirdigimiz. Ben yine de elimden geldigince - aranizda yonetime yakin kisiler varsa ulastiracaklari dusuncesiyle - olayin hukuki boyutuna deginecegim.

1. Yonetmelikler, sportif konulara iliskin olsalar dahi idari hukuk duzeyinde degerlendirilmeli ve bu baglamda genel hukuk prensipleri spor hukukuna da uygulanmali;

2. Bir kanunun veya yonetmelik maddesinin amaçlari vardir. Eger yonetmeligi harfiyen uyguladiginizda ortaya abes sonuçlar çikiyorsa, yasanin ruhu denen amaca odaklanip ona gore karar vermelisiniz;

3. TBF'nin KBSL ile ilgili yonetmeliklerindeki yabanci siniri, ayni anda kadroda 4 yabanci oynatilabilecegini, bu 4 yabancidan en fazla 2'sinin kita disi olabilecegine hukmediyor; buradan anlasilacagi uzere kita disi olmayan oyunculara iliskin, genel yabanci siniri haricinde bir kisitlama yok. 4 yabancinin 4'u de Avrupali olabilir;

4. Bir oyuncunun ayni sezon içinde 2 farkli lisansla oynayamamasi kurali, yasanin ruhu dogrultusunda Amerikali oyunculari sinirlamaya ve bunlarin statusunu degistirip kontenjanda hulle yoluyla bir ekstra kita disi oyuncu hakki edinmeyi engellemeye yonelik konmus bir kuraldir; yonetmelikteki diger hususlar, mantiken yasanin ruhunun ve amacinin bu oldugunu net biçimde ortaya koyuyor;

5. Galatasaray'in Kizer'i Avrupali olarak oynatmasi kendisine ilerisi için bir avantaj saglamis olsa da sonradan Amerikali statusune geçmis olmasi bu avantaji sifirladigi için, ikinci lisansin verilmesi kulube herhangi bir menfaat saglamadi; ayrica Kizer'in Avrupali statusunde oynadigi AGU maçinda Loyd disinda bir kita disi oyuncu bulunmadigindan, Galatasaray'in yasanin ruhuna aykiri bir menfaat saglamadigi açikça goruluyor;

6. Bunlarin sonucunda yonetmeligin 21. maddesinin harfiyen uygulanmasinin, yasa koyucunun amacini astigini ve orantisiz bir cezaya yol açtigini soyleyebiliriz;

7. Yine de Galatasaray, kendi hatasiyla bu iki lisansi kullanmis olsaydi burada cezayi makul karsilayabilirdik fakat olayin iç yuzunde baska hatalar var, bunlarin hukuki temelini de soyle siralayabiliriz;

8. Fiba oyuncu transfer ve tescil talimatinin 2. maddesine gore lisans çikarma ve denetleme konusunda tek yetkili organ yerel federasyondur. Bu baglamda Kizer'in, hakki olmadan kullandigi AB lisansinin denetimi TBF'ye ait olmaliydi. Verilen bir hakkin geri alinmasinin hukuki yorumunu burada yapmayayim fakat velev ki hak geri alindi, bu yanlisi yaptigi andan itibaren kendi yonetmeliginin 21. maddesine gore ikinci bir lisans veremeyecegi için federasyonun onunde iki seçenek vardi: oyuncuya ozel statu vermek veya AGU maçinda kullanilan lisansin keenlemyekun olduguna hukmedip GS'yi isbu maçta hukmen maglup saymak (maglubiyetten dogan 1 puani silmek) ve kita disi lisansi ilk lisans olarak kabul edip oyuncunun ve kulubun zararini asgariye indirmek. Bunlarin ikisini de yapmayarak federasyon, hem kendi kusuruyla Galatasaray'in oyuncusunu oynatma hakkini elinden aldi hem 21. maddeyi harfiyen yorumlayarak yasanin ruhuna aykiri olan kararinin orantisizligini daha da derinlestirdi;

9. Yine FIBA oyuncu transfer ve sicil yonetmeliginin 29. maddesi, yukarida bahsettigim denetim hatasinin daha da vahim oldugunu gosteren hukumler içeriyor. Maddeye gore bir oyuncunun uyruguyla alakali uygunluk meselelerinde tek yetkili mercii Genel Sekreterligi vasitasiyla FIBA'nin veya Kita temsilciliginindir. Yani TBF, sicil kontrol konusunda kusurlu oldugu gibi geçen sezon kendi bunyesinde ABD vatandasi olarak oynayan Kizer'in ertesi sezon AB statusuyle oynamasina izin vererek, en hafif tabirle FIBA'ya danismayarak temkinsiz davranmistir. Yonetimin ozellikle bu maddeyle ilgili çok ciddi çalisma yapip asil problem teskil eden ilk lisansin çikarilmadan once FIBA'ya neden danisilmadigini sorgulamasi ve buradan mesuliyet tespiti isteyip TBF'nin sorumlulugunu açikça ortaya çikarmasi lazim. Zira bu asamada TBF'nin kusurunun ortaya çikmasi, sonrasinda Galatasaray'in ikinci lisans isteyerek yaptigi butun olasi yanlislari, uçuncu sahistan dogan zarar telafisi duzeyine getirir ve yine yukarida bahsettigim 21. maddenin harfiyen uygulanmasindan dogan cezanin orantisizligi kabul edilmis olur.

Soylemeden bitiremeyecegim bir sey daha var: yillardir tum branslari takip ederim, bizim gerçekten Sedat Dogan disinda bu tarz konulara hakim bir yoneticimiz olmadi. Terim'in ihraci, Drogba transferi gibi tartismali tum davalarda yonetmeligi alt ust edip hakkimizi savunabiliyordu. Buna karsilik diger donemlerde hakliligimizin bariz oldugu konularda bile samar oglani olduk. Bu denli saygin camianin, su davada geçen gunku gibi gulunç bir basin toplantisi duzenlemesini sahsen içime sindiremiyorum.
 
Şu Can Topsakal'ın; onların dörtte biri bütçeyle takım kuruyoruz ama biz şampiyon oluyoruz, bu onların ağırına gidiyor galiba lafı her şeyi ortaya koyuyor. Bunlar yıllarca tonla para döktüler, Avrupa Sampiyonu biz olduk, kupaları biz topladık, sahada baş edemedikleri için masa başı oyunlara başvuruyorlar.
 
[h=1]
TAHKİM, GALATASARAY’IN BAŞVURUSUNU KABUL ETMEDİ! 03 Aralık 2015
[/h]


Türkiye Basketbol Federasyonu ile Galatasaray arasındaki Kizer krizinde yeni bir gelişme daha ortaya çıktı.
Galatasaray Yönetimi, Türkiye Basketbol Federayonu Yönetim Kurulu’nun verdiği hükmen mağlubiyet cezasına itiraz için Tahkim Kurulu’na başvuruda bulundu.
Ancak Tahkim Kurulu, Sarı-Kırmızılılar’ın başvurusunu kabul etmedi.
Tahkim Kurulu, Galatasaray Yönetimi’nin başvurusunda eksik belge olduğu gerekçesiyle başvuruyu geri çevirirken Galatasaray cephesinden eksik evrakların tamamlanması istendi.
 

Üst