Quanitra Hollingsworth; 15 Kasım 1988 doğumlu, 1.96 yüksekliğimde. 2009 Draftı'nda 9. sırada seçildi. Minnesota Lynx tarafından draft edilmiş ve ilk iki sene bu takımda forma giymişti ama 3. tur draft hakkı karşılığında New York Liberty'e gönderilmişti 2011 sezonu itibariyle. New York'ta süreleri bir nebze artsa da hala bench oyuncusu. 3 senedir de Avrupa'da forma giyiyor, 2010'da Teo Vilnius (10.8 sayı-7.3 rib.), 2011'de TTT Riga'da (10 sayı-10.5 rib.) oynadı. 2011 yılında TTT Riga Euroleague defterini kapatınca Seat Györ'e transfer oldu ve EuroCup'ta da 11.5 sayı-9.0 rib. ortalamalarıyla forma giydi. Seat Györ'le beraber Hollingsworth de bu sezon Euroleague'de mücadele etti. Bu sezonki ortalamaları; 27.2 dk.'da 14.8 sayı-10.1 rib.-0.4 blok. Saha içinden maç başına 9.1 denemede bulunan Hollingsworth, bunları %61.8 ile sayıya çeviriyor. ELW'nin en yüzdeli oynayan ismi. 12 maçta 6 kez double-double yaparak en çok double-double yapan oyuncu oldu Avrupa Ligi'nde. Genç oyuncu ribaund kraliçeliğinde ikinci, ofansif ribaundlarda da dördüncü sırada. Hatırlanacağı üzere, bu sene Györ ile aynı grupta yer almıştık. Macaristan'da oynadığımız maçta sakatlığı dolayısıyla forma giyememişti, İstanbul'daki performansı ise; 19 sayı-11 ribaund (24 dakikada yaptı bu istatistikleri). Hollingsworth ELW'nin 2. ve 9. haftalarında (her ikisi de Lotos karşılaşmalarına denk geliyor) Haftanın MVP'si oldu. 2. Hafta'da; 23 sayı-15 rib.-2 as.-2 t.ç.-1 b (34 verimlilik puanı), 9. Hafta'da da; 18 sayı (%70 saha içi isabeti)-17 rib.-2 t.ç.-1 b (30 verimlilik puanı) ile oynamıştı. Ros Casares, UMMC Ekaterinburg ve Galatasaray karşısından 5 maça çıkan Hollingswort bu zorlu maçlarda 13.2 sayı-7.2 rib. ortalamaları yakaladı. Zayıf bir takımda oynaması, ve özellikle sezon başladıktan sonra takımın elle tutulur tek oyuncusu konumuna gelmesi istatistiklerde olumlu-olumsuz her iki açıdan da yanıltıcı olabilir tabii. Ama ne aşırı süre aldığını ne de çok fazla top kullandığını görüyoruz. Bunlar onun adına olumlu veriler.
Ribaund konusunda yetenekli, genç ve gelişime açık bir oyuncu. Ayrıca yüzdeli oyunu da onun pota etrafında iyi bir bitirici olduğunu gösteriyor. WNBA istatistikleri yetersiz deniliyor ama Sylvia Fowles istatistiklerine sahip bir oyuncu, zaten Türk (veya herhangi bir başka ülke vatandaşı) olmayı kabul etmez (bknz. Sophia Young). WNBA'de süre alan, ELW'de bu istatistikleri yapan bir Türk oyuncu olmadığına göre de Milli Takım'a katkı sağlayacağı açık. Özellikle genç olması sebebiyle iyi bir proje, Milli Takım yetkililerini tebrik ederim. Biz hep kendi ligimizde ararken (LaToya Sanders, Erlana Larkins) onlar yerinde bir tespit yapmışlar. Umarım bir sorun çıkmaz bu andan sonra ve milli formayı giyer Hollingsworth.
Milli Takım'ın koçuyla aynı kulüp takımında yer almak oyuncuyu cezbedebilir ama Ceyhun Hoca'nın transferi için ekstradan yapabileceği bir şey yok. O istediğini belirttikten sonra iş yöneticilerimize kalıyor. Eğer oyuncuyu kaçırırlarsa, 3-5 sene daha ligin tapusunu rakibimize verirler. Öyle bir durumda onlar konum belirtsin, en yakın köprünün yerini biz onlara bildiririz.
Devşirme kurallarına gelirsek, TKBL için takımınızda sadece 1 Türk devşirme yer alabiliyor. Yani biz alırsak Michelle'den, Fenerbahçe alırsa Newlin'den vazgeçtiğini gösteriyor. Avrupa Kupaları için net bir örnek var önümüzde; Kayseri Kaski. Devşirmeler milli olduktan sonra sorun yok; Anna de Forge (Karadağ -milli-), Doneeka Hodges (Bulgar -milli-), Barbara Turner (Türk -milli değil-) bir arada oynayabiliyorlar, iki Amerikalı'yla beraber (Sanford&Sanders) veya EuroLeage'de de Ros Casares örneği var (Shay Murphy [Karadağ] & Sancho Lyttle [İspanya]) iki devşirme bir arada oynuyor. Biz ne Michelle Campbell (Türk) ne de Epiphanny Prince (Rus) milli takım formalarını giymediği için bu sezon birlikte oynatamadık. Michelle de sağ olsun, kötü performansıyla hiç eksikliğini fark ettirmedi zaten. Kısacası Hollingsworth'ü almamız, Michelle'den başka herhangi bir oyuncumuzdan vazgeçtiğimiz manasına gelmiyor.