Ülkeyi iki kutba ayıran oklokratik bir düzen kuruldu. Oklokratik olsa da yeni nesillerden, aşağıdan gelen seçmenden nispeten umutluyum. Sebebini aşağıda açıklayacağım.
Bu çift kutuplu düzende her iki taraf, söylemleri ve icraatları bazında girdi-çıktı modeli üzerinden değerlendirilebilecek bir sistem meydana getirdi. Bu sistemde iki ana aktör-AKP ve CHP- ve onlar arasında merkezkaç uygulayan tamamlayıcılar-MHP, İYİP vs...- mevcut. Ana aktörlerin söylemleri de kendi aralarında değiş-tokuş edilebildiğinden dolayı-milliyetçilik, Fethullahçılar, PKK vs...- bence bu düzen her iki aktör de alaşağı edilmeden sona ermez. Hatırlayanlar olacaktır, Ecevit'in Irak'ın işgaline-söylemsel olarak demokrasi götürülmesine- karşı çıkmasıyla bir grup Milli Görüş talebesi hocalarından ayrılarak bir parti kurmuştu. Doksanlı yılların koalisyonları ve krizleri sonucu seçmen istikrara ve batı eksenli neoklasik liberalizme göz kırpınca emniyet sübabı olarak %8'lik CHP de %20-25 bandına oturdu. Maalesef 20 küsür senedir bu sarmalın içinden çıkamadık. Kontrgerilla örgütlenmesi olarak kurulup kısa sürede Türkçü münevverlerin fikirlerini dışlayarak İç Anadolu sığlığına saplanan ve SSCB'nin yıkılmasıyla amaçsız kalan MHP'nin sağa sola savrulurken son durağı sağ taraf oldu. Anadolu halklarının sözcüsü olma iddiasıyla kurulan bir dizi partiyse mümkünse bağımsızlık, değilse de Anayasa'ya Türk ifadesi yanına Kürt kelimesini ekleme yolunda liberal geçinen kimse onun yanına meyletmekte... Kimse de kendine güvenemediğinden dolayı er meydanına çıkıp kendini anlatamıyor. Seçim hesabı yapıp ona buna yanlıyor ancak o hesapları da yanlış yapıyor. Muhalefet son 10 yıldır sürekli güç ve mevzi kaybeden iktidarın kendiliğinden yenilmesini bekledi. Yerel seçimde doğru adaylarla istediğini aldı ancak bu defa olmamış gibi görünüyor.
Saydığım bu sebeplerden dolayı içinde yaşadığımız yüzyıla uygun konular gündemimize hiç giremiyor. Yapay zeka, derin öğrenme, akıllı binalar, sürdürülebilir kentler yerine rant, arsa muhabbetleri dönüyor. Batı'da kuraklık yüzünden gelen göçmenleri geri kabul anlaşmasıyla bizim gibi ülkelere gönderme aksiyonları alınırken bizde gelen sığınmacılardan kuma alma tartışmaları yapılıyor. İktidarımız dış mihraklar bize karşı diyor ancak geri kabul anlaşması sayesinde Batı Ülkeleri onlara bayılıyor. Bizim muhalefet de her zamanki gibi uyuyor. Hiçbir söylemi olmayan, karşısındakinin söylemlerine de cevap vermeyen çünkü hangi söylemin neredeki seçmene hitap ettiğinin farkında olmayan, statükodan ve kendi yerinden memnun bir grup. İşte gençler en azından gündemi farklı kanallar üzerinden takip edebildikleri ve bazı şeyler talep edebildikleri için benim açımdan biraz daha ümit kaynağı. Ayrıca bir kişi de çıkıp partilerden ve parti enflasyonundan hayır gelmediğini fark ederek kişisel markalamayla düzene meydan okudu. Recep Tayyip Erdoğan'ın da başarısı iktidar otobüsünden her durakta potansiyel rakiplerini indirip yeni sadık yolcuları otobüse bindirebilmesindendir. Bugün belki zor yürüyor ancak sürekli koltuk değneği bulabiliyor. Burada gençler ne yapacak, durumu nasıl değerlendirecek göreceğiz. Biz yine buralardayız. Ne sonuç olursa olsun, vatana millete hayırlı olsun.